Yeni Üyelik
6.
Bölüm

GERÇEĞE BİR ADIM KALA

@meryyy.66

..

O günden sonra pek bir şey değişmedi, eğitimler aynı şekilde devam etti hepsi iyi üniversitelere yerleştiler, mezun oldular ve hepsi şuan da 'normal' biri gibi gözükmek için, normal bir şekilde çalışıyorlardı.

yani bugüne kadar öyleydi

 

6 YIL SONRA (BUGUN)

Kardeşler aceleyle bodrumdaki toplantı salonuna ilerliyorlardı, görev için planın üstünden son bir kez geçeceklerdi, tabi şuana kadar ki ilk görevleri değildi alışkınlardı, hepsi aceleyle giderken Savaş konuştu "şükürler olsun, günlerdir bunu bekliyorum" dedi İlkin ise ona dönüp alaycı bir tavırla "gebereceksen şimdiden şöyle orada ugrasmayalım seninle" dedi ve hepsi bir ağızdan gülmeye başladı.

Onlar kendi aralarında sohbet ederek yürürken toplantı odasına varmışlardı, kapının önüne geldiklerinde otomatik kapı açıldı ve hemen kapının karşısında yıllardır bu günü beklediğini belli eden bir Alev buldular gururla kapının arkasındaki çocuklara baktı ve kafasıyla gelmelerini işaret etti "gelin, acele etmemiş lazım" hepsi hızlıca yerlerine geçtiler, çok uyumlu hareket ediyorlardı, Alev boğazını temizledi ve söze başladı:

"Biliyorsunuz, bugün önemli bir gün, önceden konuşmuştuk, sizden şunu istiyorum" kenara çekildi ve arkasındaki koskocaman bilgisayar ekranında ki yüzü görmelerini sağladı...- Kenan Bozoğlu - bu yüzün kim olduğunu biliyordu ama o kişiyi karşısında istiyordu..ihanetinin cezasını almasını istiyordu.. amcasının cezasını kendisi vermek istiyordu

"Bu adamı istiyorum, ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz ama yine de tekrar etmek istiyorum, Savaş yapman gereken belli bu şerefsizin içeceğine ilaç atacaksın, neredeyse bayılacak şekilde sarhoş olmasını sağlayacaksın, Ece onu baştan çıkartıp yatak odasına götüreceksin zaten gittiğiniz anda uyuyacak bir şey yaparsa da bayıltmaktan çekinme, sonrasında adamdan anahtarlarını alacaksın - hep yanında taşır - ardından yemek sipariş edeceksin odaya, siparişi İlkin getirecek içeri girdiğinde anahtarları ona vereceksin, bundan sonrası İlkin'de, Ulaşlar seni arka kapıda bekleyecekler sende anahtarı onlara vereceksin, onlar aldıktan sonra adamın evine girip ufak çaplı bir arama yapacaklar, gece yarısına kadar odadan çıkmayacaksınız" hızlıca konuştuğundan nefesi kesilmişti, derin bir nefes alıp devam etti "birisi gelip sorarsa banyonun suyunu aç, ' 'duşta' de, bilmiyorum duruma göre bakarsın, biz Gülce ile burada kalacağız, otelin kameralarına ulaşmaya çalışacağız ki ulaşınca size söyleyeceğiz, Savaş hemen Ece'nin yanına gidecek ve gizlice oradan çıkaracaksınız, derin sizi arka kapıda arabada bekleyecek, savaş Ece'yi ve adamı arabaya bıraktıktan sonra salona geri dön eleman gibi ,sonradan bize yardımcı olacaksın ve biz ayrıldıktan sonra sıra dışı bir durum olursa bize bu bildireceksin" sonra Derin'e döndü nereye goturmen gerektiğini biliyorsun" ardından derin nefes aldı ve daha yüksek ses ile devam etti "o adamı sağlam istiyorum" bu söylediği Derin'e idi, herkes anlamıştı "dikkatli olun, size güveniyorum" eliyle kapıyı gösterdi "hazırlanıp çıkabilirsiniz" hepsi ayaklanmış çıkacakken Alev, Derin'i durdurdu:

"dur" dedi ve Derin'e yaklaştı "Derin, o adamı canlı istiyorum" Derin yine ve yine sessizce Alev'e baktı "neden? Bırak, kötü biriymiş işte kadınların ölümüne sebep olmuş, çocukların ölümüne sebep olmuş bırak sıkalım kafasına gitsin" dedi, haklıydı, diyecek bir şey yoktu, "biliyorum, ama o adamı canlı istiyorum, kılına bile zarar gelmesin, en çok sana güveniyorum, güvenimi boşa çıkarma, git ve hazırlan" Derin bir şey demeden arkasını döndü ve kapalı kapıya yaklaştı ana Alev'in sözleri tekrardan durmasını sağladı "o çocukla da ilişkini kes, aklını karıştırmaktan başka bir şey yaptığı yok" dedi Derin cevap vermeden hızlıca kapıdan geçti ve devam etti, nasıl olurdu?

Çok dikkatliydi , herşeyi hesaplanmıştı nasıl olurda farkına varır, bu konuyu şuan düşünmemeliydi..

Ece otele girdiğinde, gözünü açamayacak parlak ışıklarla karşılaştı, o kadar insan dışarıda ölürken, yaşam savaşı verirken bu insanların bu kadar iyi yaşaması hak mıydı?

Gözü hemen etrafı taradı ve Savaş'ı aradı bulması uzun sürmedi çünkü Savaş'ın kulaklıktan sesi yükseldi "soldayım," sarışın kız kafasını sola çevirdi ve Savaş ile göz göze geldi "avın ileride solda Sarı fırtına ",çok belli etmeden yürüdü, nereye gideceğini zaten biliyordu ama Savaş sayesinde bu bilgisi tazelenmişti, hemen kenan'ın olduğu tarafa yürüdü, kenan'ın yanından geçerken Kenan ile göz göze geldiler ve Ece her erkeği baştan çıkartabilecek bir bakış ve gülüşle Kenan'a baktı, etkilendiği belliydi, bu Sarı fırtına gerçekten de lakabının hakkını veriyordu biraz daha ilerleyip kenan'ın kendisini görebileceği bir yere gitti - kenan dediğime bakmayın yaşı 50'yi aşkın- Ece kendine kendine - ve tabi ki tek başına - masanın başında durmuş etrafı incelerken dakikalardır beklediği şey olmuştu, Kenan ben sonunda teşrif etmişlerdi "yalnızsınız sanırım" Ece yine aynı bakışla Kenan'a baktı "evet öyle" dedi kenan'ın şaşırdığını belliydi "ne yazık! sizin gibi güzel bir bayanın tek başına kalması sık karşılaştığım bir durum değil" bu sefer şaşıran veya şaşırmış gibi yapan taraf Ece olmuştu "öyle mi? Ben alışmıştım halbuki ama bir hayat arkadaşı fena olmazdı" bunu öyle bir cilve ile söylemişti ki, her erkeğin ayaklarına kapanmasını sağlayacak bir tavırla söylemişti, Kenan gülümsedi "kriterleriniz neler peki?" Ece birkaç saniye düşünmüş gibi yaptı "hmm, aslında dış görünüş veya yaş asla önemli değil benim için, önemli olan kibar ve düşünceli olması benim için, meselaaa" Ece konuşurken, Kenan onun cümlesinin devamını getirdi "benim gibi mi?" Bu söylediği ile ikisi beraber cocuklr gibi gülüştüler "evet evet, sizin gibi kibar ve düşünceli bir adam harika olurdu" dedi. Kenan şaşkınlığını gizlemeden devam etti "yaş sorun değil demistini değil mi?" Ece ise kafasını salladı "asla değil" Kenan tekrardan gülümsemeye başladı "o zaman size yürümemde bir sakınca yok" Ece şaşkınlıkla karışık gülümseme ile ona baktı "hmm yok demezdim aslında sizin gibi tatlı birine" sonra gülmeyi keserek devam etti:"içki?"

"Harika olur" Kenan garsonu yanına çağırdı ve tam siparişi verecekken Ece sözünü kesti "tahmin edebilir miyim?" Kenan ise gülümseyerek konuştu "tabi sence ne seviyorum?", Ece o anda Gülce'nin yazdığı notları aklına getirdi..

Sayfa - 4

Satır - 13.. İspanyol şarabı

"İspanyol şarabı mı?" Dedi Kenan ise şaşırarak Ece'ye baktı, "sen dünyadaki en harika kadınsın" dedi ve gülümsemeye başladı, hayranlıkla "naptın? Gelmeden önce beni mi araştırdın annem bile bilmez bunu" Ece yine tatlı gülümsemeyle Kenan'a baktı ve cilveli bir sesle devam etti "tamam size biraz hayran olduğumu söyleyebilirim" kenan'ın kasları havalandı "biraz mı?" Dedi Ece mahcup bir şekilde devam etti "tamam baya hayranım" dedi, siparişlerini verdiler.. Ece bunu neden yapmıştı Savaş'ın bu bilgiyi gözden kaçırıp yanlış bardağa atmasını bekliyordu - tabi o kadar salak değildi ama dinlememisti - savaş onların içeceklerini hazırladı ve diğer elemana verip gönderdi,

plan tam da Alev'in istediği gibi işliyordu, Ece ve Kenan sohbet ederek ickilerini içtiler "ağırmış" dedi Ece, kenan ise elini yanağına atıp konuştu "içme o zaman, çarpmasın" dedi, Ece ise cilveli bir tonla " bir şey olmaz sen bana yardım edersin" dedi - içki değil renkli su içiyordu - Kenan "tabi ben varken" dedi ve Ece'ye sarıldı, Ece kafasını kaldırıp dudağını öpmek için Kenan'a yaklaştı, kenan'ın da gözleri gitmek üzereydi ve bütün ekibin beklediği o teklifi yaptı "odaya gidelim" dedi ve kalktılar tabi Kenan kalkamadı, Ece'nin yardımları ile zor da olsa kalktı ve Ece'ye yaslanarak odaya gitti kenan'ın adamları Ece'yi gördüler ve tam yaklaşacakken Kenan onları durdurdu "odaya gidiyoruz ben çağırmadan gelmeyin" dedi ve ikisi beraber odaya gittiler.

Odaya gider gitmez Ece onu yatağa fırlatmıştı, Kenan ise tam da Alev'in dediği gibi yattığı anda uyumuştu, Ece aceleyle ceplerini karıştı üstünde bir şeye yarayacak ne varsa çıkardı ardından otelin resepsiyonun aradı ve odaya yemek sipariş etti tabi arada meşgul olduklarına dair sesler çıkarıyordu, en sonunda "bizu rahatsız etmesinler lütfen" dedi ve telefonu kapadı.

​​Saniyeler geçmeden kapı çaldı ve İlkin girdi yemekleri kenara bıraktılar ve Ece ne bulduysa İlkin'in cebine doldurdu, "dikkatli ol" dedi İlkin ve aceleyle ama bir o kadarda normal bir şekilde odadan ayrıldı hemen arka kapıya gidip Ece'nin verdiği herşeyi Ulaşlara verdi onlar ise esyalari alıp uzaklaştılar, akrep yavaşça hareket ederken ucu 23:37'yi gösteriyordu ki kapı çaldı Ece hemen banyoya koştu ve suyu açtı, kapının arkasından bır ses yükseldi "patron iyi misiniz?" Ece ise konuştu "Kenan duşta" kenan'ın adamı ikna olmamış gibi konuştu. Ece ise o arada kenan'ı soyup banyoya taşımıştı "girebilir miyim?" Ece bekliyordu böyle bir şeyi "saçmalama müsait değilim" adam tekrar konuştu "kapıyı açın lütfen" o anda Ece soyunmaya başladı ve kıyafetlerini - ic çamaşırları da dahil- kenan'ın giysilerinin yanına bırakmıştı ardından battaniyeyi vücuduna sarıp kapıyı açtı "ne var?" Dedi adam içeri girip yere baktı, Ece'nin iç çamaşırları dahil herşeye dikkatlice baktı "sapık mısın? Çıksana müsait değiliz işte görmüyor musun?" Adam sertçe Ece'ye dönmüş ardından bir şey demeden arkasını dönüp gitti

 

Ece ise hemen kapıyı arkasından kapattı, kenan'ın uyanabilmesi riskine karşı çantadaki ilacı alıp Kenan'a enjekte etti, Ece üstünü giyip yatağa oturdu ve gözleri ile saati izlemeye başladı o sırada kulağından bir ses geldi "Ece" Ece bir anda ismini duyduğu için tedirgin olmuştu, bu Savaş'tı "Alev biraz hızlı olmamızı söylüyor ben Ulaş'ı çağırdım kenan'ın adamlarının dikkatini cağıracaklar, hazır ol geliyorum" dedi, Ece onu onaylayıp banyoda çıplak bir şekilde duran adama baktı gömleğini ve pantolonunu zorda olsa giydirdi ve kapı bir anda çaldı, Ece kapıyı açtı savaş, kenan'ı almaya çalışırken Ece televizyon p•rno açmıştı "helal geç farketsinler diye mantıklı" kenan'ı sıralayıp kapıyı arkalarından kilitleyip çıktılar arka kapıya geldiklerinde Derin onları arabada bekliyordu "hadi acele edin" Ece hemen arabaya atladı, Kenan ise arkadaydı

Derin aceleyle oradan ayrıldı nereye götürdüğünü merak ediyorsunuz, söyleyeyim hemen..

Alev'in evine, Alev'in ailesinin öldüğü eve..tabi sehre yakın değildi tam 2 saatlik yolu vardı merkeze, bulmaları zordu..

Derin ve Ece zorda olsa içeriye getirip zincirle demir bır sandalyeye bağladılar, kafasına bir torba geçirip Alev'den gelecek emri beklediler...

~~~

Alev evden çıkınca Derin'e döndü "sabah eve getirin" dedi ve arabaya atlayıp gitti, kızlar dışarısı estiği için içeriye geçtiler Ece içeri girdiği anda Kenan gülmeye başladı "ne gülüyorsun? Bulunduğun konum çok da komik değil" Kenan gülüşünü bira kısarak konuştu "kız gücü en sevdiğim, beni nasıl kandirdiniz size.." Ece'ye döndü "sana nasıl kandım bilmiyorum, seni kaltak-" cümlesini tamamlayamadan Derin çenesine bir yumruk vurdu, dişleri birbirine çarptığında çıkardığı ses, bazılarının kırıldığını gösteriyordu "kelimelerine dikkat inan şuan sıkarım kafana kimse de beni durduramaz, siz şerefsizlikte sınırı aşmışsınız

Kenan'ın sesi bir süre kesilmişti ama sadece bir süre.. Savaş gelmişti ve Ece ile beraber dışarıda oturuyorlardı Derin ise kenan'ın yanındaydı

"Biliyor musun? Çok aptalsınız kendinizi akıllı sanıyorsunuz ama en aptal sizsiniz" Derin gözlerini devirip karşısındaki köpeğe baktı "yediğin yumruk az geldi herhalde, diğer dişlerinin de kırılmasını istemiyorsan kes sesini"

Tabi Kenan dinlememisti "size çok yalan söylemiş, çooook" gözlerini boşluktan çekmiş Derin'e bakmıştı "ve siz hala ona inanıyorsunuz, ne kaşarmış o-" Derin bu seferde burnuna vurarak onu susturmustu, burnu kanamaya başladı "paran çok estetiğini yaptırırsın, tabi görecek günlerin olacaksa" dedi Derin

Kenan acıyla gülmeye başladı ve yere tükürdü "olur olur, merak etme onun size söylediği onca yalanı öğrendiğinizi görmeden ölmek istemem" dedi ve gülmeye devam etti "pekiii, o çok sevgili manitan dur, neydi adı?" Derin kafasını kaldırmış karşısındaki ite baktı "kaandı değil mi? Ne yakışıklı çocuk saf, akıllı ve en önemlisi de seni ne çok seviyor" yüzündeki sırıtma gitmiş yerini mahkeme duvarı gibi bir bakış almıştı "ama düşünsene senin kim olduğunu öğreniyor, bir suçlu wow suçlu ve mimar" ardından bağırmaya başladı "BOUND TO FALLİN İN LOVE" sonrasında avazı çıktığı kadar gülmeye başladı aslında gülmeden çok can çekişiyor gibiydi "yalan sevmezsin değil mi? kim sever? Ama haberin yok güzelim, en yakınındaki insan sana nasıl yalanlar söylüyor" gülmeye devam etti.. Derin'in içinde Alev'e olan kuşkusu daha da artmıştı "sen zekisin küçük kız, zekisin, yalana gelmezsin, körü körüne inanmazsın bu belli" Derin kenan'ın önünde eğildi ve konuştu "gel sana bir seçenek sunayım" kenan'ın gözleri parıldadı "bak ben seni burada geberteyim ve dünya bir pislikten kurtulsun ya da dalağını alayım, bu gece sus ve sana ne yapacaksa Alev yapsın ama beni ararsın söyleyeyim" dedi Kenan Derin'in aklına giremediği için hayal kırıklığı ile sustu ve bütün gece ağzını su içmek için bile açmadı...

 

~~~~ 

Şuana kadar yazdığım en uzun bölümdü oy verip yorum yapın lutfen fikirlerinizi merak ediyorummm❤️‍🩹😻

​​Yeni bolumler okunma sayısına gore gelecekkk

​​

 

​​​​

 

 

 

 

Loading...
0%