@mevia_jessica
|
"Udroyılşab iney yeş reh ed ikleb, udroyitib yeş reh ed ikleb." Ekim ayında olmalarına rağmen alışılmışın dışında bir sıcak vardı. Güneşin kavurucu ışınları gösterişli şirket binasının camlarına çarptıkça adeta bir ışık gösterisi oluşturuyor, şirketteki bunalmış çalışanların işlerine ara vermesi için bahaneler yaratıyordu. Chester Osmond, elindeki mavi kapaklı dosyayla geniş koridorda hızlı hızlı ilerliyordu. Sadık asistanı Vivian'ın hazırladığı raporları kendisinden bir üst kademedeki çalışana götürüyordu. Çalıştığı şirkette çalışanlar odalarının bulunduğu Yürüdüğü koridorun sonundaki odaya ulaştığında kapıya vurmak için elini kaldırınca perdeleri yarı açık camdan patronları Bay Ridley'nin de orada olduğunu gördü. Bay Ridley oldukça katı bir adamdı ve pek çok kuralı vardı. Bir çalışanı ile görüşme yaparken bunun bölünmemesi gerektiği de bunlardan biriydi. Bu yüzden elini hemen indirdi ve kapıdan biraz uzaklaşıp beklemeye başladı. Her ne kadar kulak misafiri olmamaya çalışsa da Bay Ridley'nin öfke dolu bağrışlarını duymamak elde değildi. Aslında şu cümleye kadar duyduklarını pek önemsediği söylenemezdi: "BEN BUNCA ÇALIŞANI BİR YALANA İNANDIRMAYI BAŞARMIŞKEN SEN BU KADAR KOLAY BİR GÖREVİ BİLE YERİNE GETİREMEDİN!" Bu sözlerin ardından Chester'ın aklında binlerce soru belirdi. "Yalan derken ne demeye çalışıyordu?", "Kastettiği çalışanlar kimlerdi?", "Neden anlattıklarını kendinden bir üst kademedeki biri biliyordu?"... Sonrasında duydukları kafasını daha da karıştırmayı başarmıştı. " BU MAKİNELERİN OLUŞMASI İÇİN O KADAR UĞRAŞLAR VERİLİYOR AMA ORAYA GİDİNCE GERİ DÖNEBİLMEK İÇİN YANIMIZDA BİR TANE DE FAZLADAN MAKİNE OLMASI MI GEREKİYOR? SANA BUNU ÇÖZ DEMİŞTİM AMA SEN BECERİKSİZİN TEKİ OLDUĞUN İÇİN BU SORUNU BİLE HALLEDEMEDİN! Eğer kovulursan kim bilir hamile karın ne kadar üzülür?" Bay Ridley son cümleyi söylerken bağırmayı kesip tehditkâr bir ton kullanmıştı. Bu yüzden Chester duymakta zorlanmıştı ama zaten önemli olan her şeyi algılayabilmişti. "Sözü geçen 'Orası' da neresiydi?", "Basit tekstil makineleri ne kadar şey yapabilirdi ki?"... Bu şirkette çok büyük şeyler dönüyordu ve Chester Osmond bu işin peşini bırakmamakta kararlıydı. Çalışanın kovulmamak için olan yalvarışlarını dinlerken koridordan hızla ayrılmaya karar verdi. Lakin bu katın alttaki diğer katlardan daha fazla güvenlik önlemi içerdiğini bilmiyordu... 1 Hafta Sonra Chester yine üst kattaki o koridorda elindeki dosyayı kontrol ederek yürüyordu. Bir hafta önce kulak misafiri olduğu konuşmalardan dolayı mavi kapaklı dosyayı ertesi gün teslim edebilmişti ve dosyayı verdiği anda başka bir işle karşı karşıya kalmıştı. Son sefer Bay Ridley tarafından azarlanan Bay Magnus ona yeni bir dosya verip içindekileri kronolojik şekilde sıralayıp bir hafta sonra teslim etmesini istemişti. Ama bunun garip yanı Bay Magnus'un kendisine verdiği görevden Vivian da dahil olmak üzere kimsenin haberi olmaması gerektiğiydi. Bu sadece basit bir dosya değil miydi? Neden bu kadar dikkatli davranıyorlardı ki? Chester perdeleri açık olan camdan bakınca Bay Magnus'un içeride olmadığını gördü. Normalde kapının önünde beklemesi gerekiyordu ama genellikle kapalı olan kapının bu sefer aralık olması ve geçen hafta duyduğu konuşmalarla elindeki dosyanın gizliliğinden duyduğu şüphe içeri girmesine sebep oldu. Bu katta zaten çok fazla kişinin olmaması ve bu kişilerin de yakınlarda gözükmemesi ona güven vermişti. Bay Magnus'un odası aynı kişiliği gibi mükemmeliyetçiliği yansıtıyordu. Oda o kadar düzenliydi ki bu Chester'ın ciddi kişiliği için bile çok fazlaydı. Chester elindeki dosyayı bırakmak için odanın kenarındaki büyük masaya doğru ilerledi. Lakin şüphelendiği şeylerden dolayı merakı ağır basınca elindeki dosyayı bırakmak yerine masadaki diğer belgeleri incelemeye başladı. Belki bu şekilde sorularına bir cevap bulabilirdi. O sırada duyduğu "NE YAPIYORSUN SEN?" sesiyle irkilip arkasına döndü ve Bay Magnus ile göz göze geldi. Ardından Bay Ridley ile ne zaman ve neden geldiklerini algılayamadığı bir sürü çalışanın da burada olduklarını fark etti. Koridor bir saniye önce mezarlık kadar sakinken şu an panayır gibiydi. Bay Magnus'un gözü Chester'ın elindeki dosyaya kaydı ve hızlıca gelip dosyayı elinden çekip aldı. Sonrasında dosyanın kapağını açıp sayfalarına göz attı ve burnundan soluyarak Bay Ridley'e dönüp "Bu o dosya." dedi. Bay Ridley de dosyayı hışımla aldı ve tüm şirketi inleterek "BUNUN SENDE NE İŞİ VAR?" diye sordu Chester'a. Chester yaşanılanları kavrayamamıştı. Bu dosyayı zaten ona Bay Magnus vermemiş miydi? Neden şimdi böyle bir polemik yaratıyordu? Ardından düşüncelerini sesli bir şekilde dile getirerek "Bana bu dosyayı düzenlemem için Bay Magnus vermişti." dedi. O sırada Bay Magnus lafa girdi. "NE SAÇMALIYORSUN SEN? BU DOSYA BİR HAFTADIR KAYIP VE BU DURUMDAN DOLAYI OLDUKÇA ÖNEMLİ BİR ANLAŞMAYI KAÇIRDIK!" Bay Ridley de konuşmadan geri kalmadı. "BİZ BAY MAGNUS İLE BİR HAFTADIR BU DOSYAYI ARIYORUZ! O DURURKEN SENİN GİBİ BİR ÇALIŞANA MI GÜVENECEĞİM?" "HEM KENDİNİ SAVUNMAYA KALKIŞMA SAKIN! SENİ AZ ÖNCE DOSYALARIMI KARIŞTIRIRKEN YAKALADIM!" diye ekledi Bay Magnus. Chester kalabalığın giderek arttığını hissediyordu. Ancak Bay Magnus haklıydı. Kendini savunmaya çalışsa bile kimse ona inanmazdı. Bay Ridley konuşmaya tekrardan dahil oldu. "Yaptığın bu hırsızlığın cezasının ne olduğunu hepimiz biliyoruz bence." Bu cümleyi sakin bir ses tonuyla söylemesine rağmen hala çok kızgındı. "KOVULDUN!" Bu sefer ise normalden bile çok bağırmıştı. Chester, Bay Ridley ve Bay Magnus'a son kez öfkeli bir bakış attı ve kalabalığın fısıldaşmaları eşliğinde hiçbir şey demeden eşyalarını toplamaya gitti. Yine de başı hep dikti. Bay Ridley ve Bay Magnus'un planı işe yaramış olabilirdi ama bu iş burada bitmeyecekti. Chester bunun arkasını bırakmayacaktı.
|
0% |