@meylscherry
|
"OYUNBAZ" 💌 Şok içinde karşımdaki adama bakarken hâlâ gördüklerimi idrak edemiyordum...burdaydı.
Sarı saçları yanlara dağılmış üstü başı mahfolmuş bir haldeydi ama hayattaydı.
Güzel yeşil gözlerine baktım uzun bir süre o an rüya dahi olsa uyanmak istemiyordum.
"Anthea..." Adımı sayıklayıp bir adım öne çıktığında derin bir nefes alıp sarksak adımlarla ilerledim.
Tam karşısında durduğunda anlamsız bir şekilde onun gerçekliğini sorguluyordum ki belimi tutup beni kendine çekip sıkıca sarıldı.
Leon burdaydı... Gerçekti ve yaşıyordu.
Tam sekiz yıl önce idam mahkumları tarafından kaçırılan beni seven tek abim.
Parmaklarım hızla saçlarının arasına karşıtığında boynumu omuzuna bastırdım, yıllar sonra onu görmenin verdiği heyecan beni kahretmişti.
İçten bir şekilde güldüğünde bu gülüş uzun sürmedi çünkü ikimizin acısıda aynıydı, annem Leon çok küçükken babamla evlenmişti. Annem asla ayrımazmış onları ama en çok Leon'u, hatta annem bazı geceleri ikimizle ayrı ayrı başa çıkamadığı için bir yatırdığını söylerdi.
Onunla aramızda iki yaş tek vardı ve eğer o iğrenç mahkumlar onu kaçırmasaydı annemi ölümünden önce görebilecekti. Daha da iyisi ölmeden ölü olarak gösterilmeyecekti.
Başımı kaldırıp yüzüne baktığımda kan revan içindeydi elimi uzatıp yüzündeki yaraya dokundum.
Acıyıp acımadığını kontrol etmek için gözlerine baktığımda göz kırpıp elimi indirdi.
Odanın içine bir bakış attığında bende aynı şekilde arkamı dönmüştüm.
Nedensizce durumdan hoşnut görünmeyen Aren'e anlamsız bir şekilde baş selamı verdi.
Bakışlarım ikisinin arasında mekik dokumuya son vermiş Leon'a dönmüştü.
"Babamı gördün mü?"
Titrek sesle sorduğum soruya cevap olarak sadece omuz silkip omuzumu kavradı.
"Nasılsın güzelim görüşmeyeli."
Alaylı sesi o kadar canımı acıtıyordu ki sanki herşeyin suçlusu benmişim gibi hissetmeye başlamıştım.
Dolu gözlerimi yere diktiğimde gülerek çenemi kaldırdı.
"Şaka yaptım ama pek yerinde bir şaka değildi galiba güldürmedi seni, özlemişsindir diye düşünmüştüm espirilerimi?"
Leon eskisi gibi değildi ve bunu en iyi ben anlıyordum ama o yine de beni suçlamaktan kaçınmıyordu, ondan biraz uzaklaşıp annemin yanına geri vardım.
"Herşey için beni suçluyormuşsun gibi konuşuyorsun Leon, ayrıca malesef gülemem çünkü farkındaysan hayatım bir günde tersine döndü."
Gözlerinde bir saniyeliğine gördüğüm parıltı anında eski halini alırken Leon kendinden emin bir şekilde konuşmaya başladı, "Seni suçlamıyorum Anthea beni yıllarca aramak dahi aklına gelmeyen çok sevgili ailemi suçluyorum. Hatta içlerinde suçlu olarak görmediğim tek kişi sensin eğer öyle olmasaydı kurtulduğum ilk an soluğu yanında almazdım."
Kollarımı birbirine kavuşturup biraz ötede duran adama baktım eğer bana karşı kin besleseydi benim yanıma dahi gelmez miydi gerçekten?
Aklımı kurcalayan gereksiz soruları bir kenara bırakıp söyleyip söylememek arasında kaldığım düşüncelerimi onunla paylaşma kararı aldım.
"Revire inelim mi hem yaralarına ilaç hazırlarlar hemde belki son kez onu görürsün."
Ben stresle ne cevap verecek diye beklerken Leon beni umursamayıp ona bakannAren'in karşısına geçtiğinde, aralarında benim anlayamadığım anlamsız bir boşluk geçmiş gibiydi.
Leon sanki tanımaya çalışıyormuş gibi elini uzattığında onları tanıştırma ihtiyacı hissetmiştim.
Leon Aren'in elini sıkmaya yeltendiğinde, Aren Leon'u bir çocuk gibi omuzundan itirmişti.
Aralarına girmek için öne atıldığımda Leon elini kaldırıp beni durdurmuştu.
"Hiç değişmemişsin Aren beni gördüğünde hep aynı karşılamayı yapıyorsun biraz değişmelisin."
Aren sıkıntıyla gözleriyle beni işaret ettiğinde Leon büyük bir kahkaha attı.
"Hep aynı olduğunu söylemiştim ya tekrar ediyorum aynısın, tam bir şerefsizsin."
Aralarındaki samimiyete şaşırsamda sorgulamadan edemedim.
Benden rahatsız olduklarını hissetiğim için onları yalnız bırakmak adına aralarından sıyrılıp dışarı çıkmıştım.
Ağır adımlarla merdivenlerden bir kat aşağı indiğimde gözlerim uzun zaman sonra ilk defa bu yeri inceleme ihtiyacı hissetmişti.
Geniş koridorun duvarları bordoya boyanmıştı üzerine asılan yeni tabloların çoğu yasla alâkalı yapılmış resimlerdi, resimlerin altına atılan imzalar beni gerekesiz bir üzüntüye sokmuştu. Çünkü bir çok ressam resimlerinin buraya asılmasından gurur duyuyordu yas için yapılan tablolar sadece üzüntü sahiplerine acı veriyordu. Geri de kalan herkes için hayat gayet normal bir akıştaydı.
Gözlerim beklentiyle koridora döndüğünde en sonda olan annemin odasına baktığımda tüm kıyafetleri dışarıya çıkarılmıştı uzun bir süre hüzünle bakakaldım. Kısık bir sesle kendi kendime söylenmeye başlamıştım canım acıyordu ve bu kimsenin umrunda değildi.
Ciğerlerime aldığım hava yetersiz gelmeye başlamıştı artık yaşamak bile anlamsız geliyordu bana.
Düşüncelerimi beynimden çekip alan metalik bir soğukluğun omuzuma değmesiydi irkilerek arkamı döndüğüme kimseyi görmemiştim.
Omuzumdaki baskıyı hissetsemde kim olduğunu görememek amansız bir yakıcılığın ortasına bıraktığında elimi uzatıp baskının üzerine koydum. Metalik soğukluk yerini anında sıcaklığa bırakırken, dokunduğum omuzumun o bölgesinde yayılan bir akışkan sıvı hissiyati vardı.
Elimle omuzumu silkelerken birden aynı soğukluğun elimin tutmasıyla ufak bir çığlık atıp elimi geriye doğru çektim.
Neydi şimdi bu?
Bağırma sesimden dolayı koşarak inen Leon ile Aren'e korkuyla bakakaldım.
İkisinin bakışları ise sabit bir şekilde etrafımı kolaçan ediyordu.
"Ne oldu?"
Leon'un sorusuyla anlatıp anlatmamak arasında kaldığım sıra da yerdeki tablolardan ikisinin havalandığını görünce yine aynı şekilde bağırdım.
Leon, "Anthea'yı yanından ayrıma geliyorum hemen." Dedikten sonra hızla merdivenlerden inmişti.
Aren beni kolumu tutarak beni arkasına sakladığında anlamsız bir şekilde korkmaması garibime gitmişti.
"Sarayda biri ruh ayini yapmış olmalı." Dediğinde korkuyla olduğum yere biraz daha sinmiştim.
Korku tüm bedenimi işlevsiz hale getirirken refleksle elim sürekli omuzuma gidiyordu.
Aynı şekilde tekrardan aynı soğukluk tarafından omuzuma dokunulduğunda ağlamaya başladım, Aren omuzuma bakıp garip bir şekilde elini koyduğunda cılız bir kadın çığlığı bilinç altımda döndü ama bu bağırış bana ait değildi.
Aren'in gözlerine dikkatle baktığımda omuzumda hissetiğim baskıyı ona söylemeden nasıl anlamıştı?
Şok içinde, ona sormak için dudaklarımı araladığımda, "O-onu nasıl ya-"
Lafımı tamamlayamadan kafamın içinde tekrar yankılanan çığlık sesiyle gözlerim kapanmıştı...
Yazarın Anlatımıyla
Aren, içinden sevinç nidaları sıralarken Anthea'nın düşmesini engelleyerek kucağına aldı.
Bunu ona yapmamalıydı sevdiği kadın için onu harcamamalıydı, ama başka o ruhlardan sevdiği kadını alamazdı. o bir ruh oyunbazıydı ruhları günahların en kusursuzuyla cezbedip kölesi yapardı. Sert bir şekilde kucağındaki kadını bayıltan çirkin ruha baktı. Ruhlar üç farklı türden oluşurdu bronz, alvea ve sewral olmak üzere üç çeşiti. Alvea içlerinde en az kötülüğe sahip ruhtu kontrolcülere sonsuz itiaat ederlerdi en güçlü yanları ise bir ölünün ruhunun güzelliklerini alıp başkasına aktarabilmekti. Sewral ise daha az kötü olanlardı onlar asla masuma zarar vermez aksine hep kötülere musallat olurlardı. Anthea'yı bayıltan ruh ise bronz ruhtu. Saf altın renginden oluşan bronz ruh en kötülerdendi kontrolcüleri asla dinlemez ve sorun çıkartırdı, oyunbazlar ile iş birliği yapan bronzların en güçlü yanı ise kişinin zihnine girip onu acıyla sonsuz uykuya daldırmaktı.
Aren ruha teşekkür etmek için onun bileğine dokunmuştu, oyunbazlar ruhlara dokunduğu ilk an ruhlar ızdırap çekerek yarım saat içinde ruhlar aleminden silinir ve ceza almak için yerin altında zindana atılırdı. Bunu bilen zeki ruh ise zindana atılmadan son kötülüğünü yapmış ve onları kontrolcüsü aktarmak için yanında başka bir ruh getirmişti ama Aren bunu bilmiyordu.
Aren korkuyla, yüzü dakikalar içinde renk atmış kıza baktı en iyisi onu bir odaya götürmekti yoksa planı çöp olabilirdi.
Aren saraydaki her yeri çok iyi biliyordu en çokta Anthea ile ilgili yerleri... Gözleri Anthea'nın boynundaki kırmızı kolyeye takılınca aklına gelen yer ile merdivenlerden yukarı doğru yavaş adımlarla çıkmaya başladı.
En üst kata vardıklarında boynundaki kolyeyi almak için yere çöktü yavaşça boynundaki kolyeyi çıkarıp geri ayağa kalktı. Kucağında dakikalar içinde ölü gibi soğuklaşan kadınla kapıyı açıp kendini içeri attı.
Korkuyordu çünkü eğer hemen uyanırsa planı boşa gidecekti. Gördüğü koltuğa yavaşca Anthea'yı koyup merakla etrafına bakmaya başladı, Anthea'nın günlerini neden burda geçirdiğini anlamak zor olmasa gerek diye geçirdi içinden.
Boydan boya olan camların etrafı ve üstü yeşiliklerle kaplanmıştı, sağ taraf boydan boya kitaplıktı. Tava ise açıktı ve sabah olmasına rağmen yıldızlar baş gösteriyordu.
Yavaşca iki dizinin üzerine çöktü, önündeki siyah saçlı kızın saçlarının ucuna dokunup hissedip hissetmeyeceğine bakmaya çalıştı.
Umutla kıpırdamamasını diledi içinden, Anthea onun beklediği gibi hiç hareket etmemişti bile.
Elini kendi anlına koyup büyük bir umutla kapıya yöneldi, çıkmadan ruhların girmesini ve onu uyandırmasını engelleyen bir kalkan ördükten sonra hızla Leon'u bulmaya revire indi.
Leon ruhlarla anlaşmak için bitki özünü getirmeye gitmişti.
Revirin kapısına ulaştığında asıl felaket o an sarmıştı her yeri, kral tüm müdahalelere rağmen ölmüştü.
Anthea çok zor durumdaydı Aren o an pişmanlıkla gözlerini yumdu, bütün bunlara sebep olan Aren'di babasının ölüsünü dahi göremeyecekti ve hiçbir zaman ona veda etme şansı dahi olmayacaktı onun yüzünden. Vicdan azabıyla kıvrılan Aren huzursuzca gözlerini yumup geri açtı kendine gelmek istiyordu.
Aren yüreğine çöken ikinci hüzünle revire girdiğinde tüm o kalabalık içinde gözleri Leon'u aradı.
Gözleri en sonunda yere çökmüş küçük bir çocuk gibi kollarını bacağına sarmış bir şekilde oturan Leon'u gördüğünde şaşırmıştı.
Ağır adımlarıyla Leon'un yanına vardığında yere çökerek elini onun omuzuna koyarak sıvazladı.
Leon'un gözleri yatakta takılı kaldığında sessizce mırıldanmaya başladı, "Buraya geldiğimde onu da görmek istedim... Canı acısın diye ona annemin öldüğünü söyledim... ondan nefret ettiğimi ve Anthea'yı da bu savaşa sokacağımı söyledim... Bilmiyordum işte bilmiyordum aptal kafam bunu dahi anlayamamış!" Diyerek kafasına vurmaya başladı.
Aren anlamsızlık içinde Leon'un ellerini tutup sertçe baskı uyguladı, "Neyi bilmiyordun Leon söylesene?"
Kalbi korkuyla atarken Leon'un ağzından çıkacak tek lafı bekliyordu.
Leon titrek bir nefes verdiğinde konuşmaya çalıştı, "Anthea..."
Aren sabırla cümlenin tamamlanmasını beklerken Leon gözlerini kapatıp kafasını duvara yaslayıp konuştu, "Babamı kimse öldürmedi Aren, Babam kendini öldürttü."
Ardından tek nefeste devam etti, "Bunu ruhlar diyarının kontrolcüsü olup Anthea'yı öldürmek için yapmış."
BÖLÜM SONU
VAY ANAM BABAM BE BÖLÜM NASIL GÜZELDİ AMAAA🤤
YA ÇOK ŞEKERLER DEĞİL Mİ HELE RUHLARIM AYRI TATLILIKTA
KİMLER HAİN ÇIKACAĞINI TAHMİN EDİYORDU ALAYIM BAKAYIM SİZE ŞEKER 🍬 ÖDÜLÜ VERECEĞİM🍬🤤🫀
ÇOOOK İYI OLDU BU BÖLÜM HEE
NEYSE ŞİMDİ HESAP BIRAKIP KAÇMA VAKTİ 10. BÖLÜMDEN İTİBAREN BÖLÜMLER 3 BİN KELİME OLACAK ALT SINIR 3 BİN YANİ😀😀😀
INSTAGRAM HESAPLARI =@watty.prensesiyim
|
0% |