@meylscherry
|
Öncelikle Merhaba ben bu kitabın yazarı İklim başlamadan sana söylemek istediğim bir kaç cümlem var izninle başlıyorum. Bu kitap benim için çok değerli çünkü hiç arkadaşım yokken saatlerce bir şizofren gibi oturup bu karakterlerle konuştum, ben bunu altıncı sınıftan liseye kadar hep yaptım. Onlar benim yaralarımı sardı her zorlukla nasıl başa çıkılır onu gösterdi yeri geldi beraber üzüldük ama çok da güldük, şimdi onları seni mutlu etmesi için ilk kurgum olan bu kitabı sizinle buluşturuyoruz acemiyim yazarak öğreneceğim biraz da. Yayınladığım ilk kitap anlayışla okumanızı istiyorum. Umarım bu kitap sizin en karanlık anınızda elinizden tutup kaldırır, yalnız arkadaşsız, üzgün hissettiğimiz her an yanınızda olduğumuzu ve ne olursa olsun sizi seveceğimizi unutmayın iyi okumalar dilerim💓🫀 !!!!Bu arada son bir şey söylemek istiyorum burda geçen ülkeler Rusya, Türkiye v.b. tamamiyle hayal ürünüdür distopya gibi düşünebilirsiniz!!!! ' Kitap tamamıyla hayal ürünüdür gerçek kişi, unsur, yer... Hiç biri gerçek hayatla bağlantılı değildir. ' " kimsenin anlamadığı, anlam veremediği duygularımı satırlara dökmek istedim belki anlamaya çalışan bir kaç kişi çıkar diye. " 10.06.23 Tarih yazmayı unutmayınız ve tanıtım videosunu izlemeyi de unutmayınn iyi okumalar Oy vermeyi ve yorum yapmayı da unutmayın :-) ♡ 17 Temmuz 2004 Sıcak bir yaz günüydü havada ılık bir esinti vardı hava insana huzur verecek nitelikteydi tek bir yer dışında:Ether Pyskhe akademisi. Akademinin bahçesinde bu dünyadaki adaletsizlik yüzünden sessizliğe mahkum olan insanlarla dolmuştu. Milyonlarca kişi özgürlüğüne esirdi burda. İnsanlar işlemedikleri suçun cezasını çekiyorlardı eğer onlara verilen görevleri yapmazlarsa nerde olurlarsa olsunlar o suçun cezasını çekiyorlardı kendinden vazgeçenler ise idam ediliyordu, adalet sadece 6 harfli bir kelimeden bir sözcükten ibaretti burda. Yine öyle bir gündeyiz idam edilme için bahçeye çıkarılan acınası 928 kişi, arka tarafta keyifle bekleyen bir kesim. "anlaşmayı niye bu lanet güne aldın. " " elimde değil anlamıyorsun belki ama o kızdan kurtulma istiyorum." " kendi kızından bu kadar çabuk kurtulmak istemenin sebebi ne 6 yaşındaki bir velet karınla aranı mı bozuyor." " onu en geç ne zaman alırsın? " "benim onayladığımı nerden çıkardın,ilk önce soruma cevap ver." "evet veya hayır seni ne kadar ilgilendirir bu durum?" Adam şen bir kahkaha attı alt dudağı usulca kıvrıldı, " fazlasıyla ilgilendirir bu durum beni, kendi çocuğunuzu istememenizin illa ki manidar bir sebebi vardır değil mi?" Karşısında ki adam ona öldürücekmiş gibi bakıyordu sesiz kaldı bir süre ardından, "ona çok benziyor " "ne yani sırf ona benziyor diye çocuğununu sevmiyor mu!?" "Psikolojik açıdan iyi değil biliyorsun. ", dedi. Sonra derin bir nefes aldı gözlerini bir katliama çevirdi ve cebinde sigarasını çıkardı sağ tarafında ki duvara yaslandı ve sigarasını yakmaya başladı derin bir nefes aldı ve ilerde bir gün kızının burda olduğunu hayal etti. Fazlasıyla hastalıklı bir düşünceydi bu onu rahatsız etmedi nedensizce o küçük varlıktan kurtulma düşüncesi hoşuna gitmişti. Onu yetimhaneden bir iş için almak zorunda kalmıştı ona 6 aydır tahammül ediyordu onu geri yetimhaneye bırakamıyordu çünkü Rusya'daki yetimhanede ki bilgilerin hepsi kralın elindeydi. bu onun işlerini epey zorlaştırmıştı. Sigarasını söndürüp kenara fırlattı derin bir nefes aldı ve onu dikkatle izleyen adama ters bir bakış atıp konuşmaya devam etmesini bekledi. Halen onu izleyen adama başta sorduğu soruyu yineledi, "Onu ne zaman alırsın. " " onu ben almayacağım biliyorsun bu fazla dikkat çeker, onun için akademinin ayarladığı yetimhaneye bırakacaksın onu evlatlık edinicek bir aile ondan sonrası..." "Neyse orası seni fazla ilgilendirmez. " Adam kaşlarını çattı bir süre, onu yetimhaneye bırakamazdı onun yaşamasının tek gerçeği kabulenmesede kızıydı. Kızını bir iş için almıştı ve küçücük bir kız dağınık dikkatine rağmen milyonlarca insanın hayatını kurtarmıştı. "Onu yetimhaneye bırakamam biliyorsun olanları beni anında gebertirler. " Bu onu fazlasıyla keyiflendirmişti derin bir nefes aldı ardından," senin gibi bir kimyasal ilaç sektörünün lideri nasıl olurda küçük kimseye zararı olmayan masum bir kız yüzünden başı belaya girer" "Ne zaman getiriceğim onu. " "Onu bu akşam Rusya'dan Türkiye'ye giden bir uçağa bindireceksin orda bir kadının yanına verilicek kadında onu olması gerektiği yere teslim eder. " Ufak bir duraksama yaşadı, pek umrunda olmasa da küçük bir soru yöneltti, "Türkçe bilmiyor. " Adamın kaşları çatıldı bu cümleden sonra tek sorun bu değildi bir katliam yapılacaktı ve katliam bu gece ki Karşısındaki adam onu onayladı derin bir nefes aldı ardından ise başıyla selam verip oradan ayrıldı. Arabasına bindi yol boyunca hiç birşeye odaklanmamaya çalıştı. Eve gidene kadar zaten karanlık çökmüştü. Derin bir nefes aldı ve evin kapısında ki korumaya bir bakış attı onu eğilerek selamlayan adama bakıp evin iç kapısını açması için başıyla işaret verdi. Evin kapısı açıldığında hiç de huzurlu bir hava yoktu. Yine ne olmuştu hiç bir fikri yoktu ama eşi içeride çığlık atıp duruyordu. Derin bir nefes aldı ardından merdivenleri çıkmaya başladı. İçeri girdiğinde korkunç bir manzara vardı eşinin elinde bıçak ve yerde ki kan damlacıkları onu zapt etmeye çalışan yirmiye yakın koruma. "Noluyor burda!", diye bağırdı gür bir sesle. "İstemiyorum, istemiyorum ben bu kızı istemiyorum! ", bağırarak haykırdığı cümleler bir çocuk için tramva yaratıcak nitelikteydi. Kafasını sağa doğru çevirdi ve bembeyaz elbisesi koluna atılan çizikler yüzünden yer yer kan olmuştu. Ağlıyordu sarı saçları dağılmış mavi gözlerinde ise çocukluğu ölmüş gibiydi... Başıyla yanında duran adama kızı dışarı çıkarmasını söyledi. Geride kalan herkesi de dışarı çıkardı yere çökmüş ağlayan karısına döndü gözleri ona doğru yaklaştı. Derin derin nefesler aldı ardından, "onun sana benzemesi onun suçu değil Maria." Kadın adama baktı ardından alaycı bir tavırla sırıttı. Ardından sevimli aynı zamanda korkunç bir sesle, "Bana benzediği için değil senin kızın olduğu için sevmiyorum, eğer o olmasaydı bende burda olmayacaktım kızımda. " son cümleyi söylerken odanın kapısını işaret etti. Adam derin bir nefes aldı ardından sabır dileyerek çıktı evden. Bahçede oturmuş masum kıza kaydı gözleri bir an içi acıdı çünkü kimse ailesini seçemiyordu bu dünyanın en adaletsiz haliydi. Kızın gözlerinde bir umutla ışıldadı. Ardından babasının işaret etiği arabaya doğru ilerledi. Yol boyunca sessizce etrafı merakla inceledi. Derin derin nefesler aldı her defasında gözleri koluna doğru kayıyordu. Akademiye girdiklerinde sabah görüştüğü adamı gördü bahçede onları bekliyordu. Yolda onu arayıp kızı getirdiğinden bahsetmişti. kızı onun yanına doğru ittirip, "Al şunu yanına", dedi. Kızı kendine doğru çeken adam derin bir nefes aldı ardından hızlıca arabasına binip giden adama takıldı " Bana büyünce teşekkür edersin. " Keyifle sigarasını yaktı ona anlamayarak bakan kıza eliyle az önce indiği arabayı işaret etti, saniyeler içinde paramparça olmuştu araba, yere serilen belli belirsiz adamlar ve yolun her tarafını sarmalayan korumalarla dolmuştu. Adamın gözleri kıza döndü hafif öne doğru eğildi ve elini uzattı, "Ben Arslan izgiç, senin adın ne küçük hanım." Küçük kız ilk başta tereddüt etti sonra ona uzatılan eli sıktı, "Benim adım da Gece Aksoy", diye mırıldandı. ♡ öncelikle bir bismillah çekelim hdhdhd evet giriş bölümümüzün sonuna geldik bence biraz kısa oldu ama ilerde olucak şeylerin kısa bir özeti gibi düşünelim Nasıl buldunuz hikayenin konusunu en ilginiz çeken sahne/söz hangisiydi? 1.bölümü erken paylaşıcam öyle görünüyor. Kendinize iyi bakın bir sonraki bölümde görüşmek üzere kitap gelişmeleri için instagramdan:kefensizruhlarofficial' ve beni iklim.slnby veya diğer hesabım watty.prensesiyim takip etmeyi unutmayın kendinize iyi bakın bir sonra ki bölümde görüşürüz 🌼 |
0% |