Yeni Üyelik
10.
Bölüm

Zaman Aşımı

@meylscherry

ZAMAN AŞIMI

Ayaz'ın anlatımıyla

Derin bir nefes alıp kafamı geriye attım. Gözlerim sevdiğim kadına sarılan şerefsize kaydı.


En ücra köşede bir masadaydım Gece'nin burda olacağını gayet iyi biliyordum çünkü babam olacak o piçin yanına gitmek yerine kapı dinlemiştim.


Bu şuana kadar yaptığım en iyi şeydi. Onun göreve gönderip peşine uyduruk dört korumayla koruyucağını sanan Overls kadar gerizekalısı yoktu. Sevdiğim kadını benden uzak tutmaya çalışacak bir mevkide sanıyor kendini burdaki herkesi parmağımda oynattığımı bilmeden yapıyor hemde bunu.


Burdaki tek amacım karşımdaki kadını korumaktı geride kalan kimse umrumda değildi.


Önümdeki kadehi alıp kafama diktim ne konuşuyorlar ne oluyor bilmiyorum ama Gece'nin tavırlarından anladığım kadarıyla içtiği şey sadece gazoz değildi.


Dilimi dişlerimin üstünde gezdirip kadehimi tekrar elime aldım. Kafama diktiğimde duyduğum kahkahayla başımı kaldırdım.


Gülüşü güzel çiçeğim, içtiği şeyin etkisindeydi bu yüzden sürekli gülüyordu.


Onlardan uzak değildim Gece'me birşey yapamayacağı kadar yakınındaydım.


O gülüşü ne zamandır göremiyordum ben, elin şerefsizine gösterdiği gülüşünü benden hep saklıyordu görmek için heralde artık, içeceğine birşey katmam gerekiyor?


Oflayarak eldivenlerimi çıkardım. Şuan sakin kalamayacak kadar sinirliydim, Biliyordum burda olma amacım onu korumaktı, ama elimde değildi. Onun başkasına böyle bakması kalbimde oluşan enkazı tazelemişti.


Gözlerim onlara döndüğünde sinirle kasıldım, iki dakika da bir ona yaklaşma çabaları sinirlerimi bozmuştu.


Benim mekanımda sevdiğim kadına yaklaşmak? yürek mi yemişti acaba!? bir dürtelim şu çakma badboyu değil mi ama hep öyle durgun duramayız ya.


Elimi kaldırıp korumalarımdan birini çağırdım.


"B-buyur abi bir sorun mu v-var?"


Elimde ileriyi işaret ettim,"Gece'den uzak tut şunu Serdar."


"Peki abi."


Mekan Rusya'da olabilirdi ama burda çalışan herkes Türk'tü. Elin yabancısına güven mi olur? Sonuçta başkasının eli Şuan komik olmayan espiriler yapan Gece modundaydım.


Benim komik çiçeğim uzun zamandır soğuk espiri yapmıyordu.


Değişmiş,eskisi gibi olamayız bir kişi için girdiğin işte altı kişi başına bela oldu kurtluş yok.


Değişmedi kabul etmiyorum etmeyeceğim,O altı kişiye gelirsek zerre umrumda değiller Gece istediği sürece nefes alırlar Gece istemediğinde hayatlarının benim için bir değeri yok.


Cebimden sigara çıkarıp yaktım. Şuan gözlerimin gördüğü tek yer güzel bir kadının gülüşüydü,Gece'min benim Gece'min.


Serdar Max'i odaya çıkarttığını belirten bir işaretle bana baktı.


Muzipçe sırıttım,ona zarar mı verecektim?


Hadi ama ben medeniyetsiz biri miyim?


Sadece Gece'nin ona gerçekten aşık olup olmadığını öğrenmek istiyordum.


Ya gerçekten onu seviyorsa o zaman peki?


Boğazımda bir yumru oluştu, genzim yandığında elimi atıp gömleğimin ilk üç düğmesini çözdüm.


Eğer öyle mutlu olacaksa...


Onu bırakabilir miyim aşkımı yok sayıp mutlu olması için ona yardım edebilir miyim?


Yutkundum zordu. Onu kaybetme endişesi kalbime düştüğünde sigaramı söndürüp ayağa kalktım.


Dişlerimi birbirine geçirip hızlı adımlarla ilerledim. Ta ki Gece'yle göz göze gelene kadar.


Bana baktı, 


gözlerini kısıp ardından muzipçe sırıttı, yanıma doğru usulca süzüldü.


Gözlerimi ondan ayırmadan bende sırıttım. Ellerini omuzlarıma koydu. Tereddüt etmeden ellerimi bel çukuruna yerleştirdim.


Nefesimi sesli verdiğimde o sanki beş yıl öncede kalmışız gibi bir cümle kurdu,"Bana kızdın mı sevgilim sana haber vermeden evden çıktım diye?"


Yutkundum, ben sana hiç kızar mıyım Gece'm?


Ellerini boynuma doladı, sıcak nefesi tenimi ürpertirken o kulağıma yaklaşıp,"Evimize gidelim mi ben çok yorgunum, hem dün sen kitap okurken ben uyuya kalmıştım sana yetişmem lazım sonra bensiz yeni kitaba geçiyorsun!"


O an öyle hızlı bir şekilde direncim kırıldı ki gözümden iki damla yaş aktığında kafamı hızlıca geriye attım. O bunu fark etmiş olmalı ki hızlıca başını yasladığı omuzumdan kaldırdı. Çenemi kavrayıp göz temasımızı sağladı ;"Ben seni üzücek birşey mi söyledim neden ağlıyorsun?",diye mırıldandı. Sesi daha çok kendine soru sormuş gibi çıkmıştı.


Beline iyice sarıldım, özlemiştim onu beş yıl geriye gitsek de ordan hayatımıza tekrar devam etsek bunu çok isterdim...


"Bana mı sinirlisin? Sen bana kızdığında hep ağladığını söylersin bana mı kızdın yine?"


Max, umrumda değildi onunla eskisi gibi olmuştuk bu bir gece olsa bile ben bunu değerlendirmek istiyordum...


"Soğuk espirilerini özledim o yüzden ağlıyorum",diye mırıldandım.


Büyük bir kahkaha attı,"Ya sevgilim sen iyi misin? Sen değil miydin espirilerim yüzünden beni kınayan. Noldu şimdi başına taş mı düştü de espirilerime düşecek hale getirdi seni?"


"Özledim çiçeğim,özleyemez miyim?"


Elini kaldırıp saçlarımın arasına daldırdı hafifçe dağttı bu süre zarfınca, ben hep ona baktım elini saçlarımdan çekip yanağıma uzattı, öpecek sandığımda o beni şaşırttıp yanağımı çekip ısırmıştı.


O kadar uzun süre Gece tarafından sevilmemişim ki onun sevme şeklini dahi unutmuşum.


Ayrıca yanağımda iz bıraktığına da adım kadar emindim.


"Of Ayaz burda dikilmek zorunda mıyız evimize gidelim hadi nolur"


Ardından hızlıca devam etti,


"Hem sen bana şeftalili kek yapıcaktın hani iddaayı kaybetmiştin ya unutuğumu da sanma!"


Kollarımı çekip elini tutucaktım ki o bana bakıp muzipçe gülümsedi,"Kucağına alsana beni."


Şaşkınca bakakaldım,"Ciddi misin sen?"


Alt dudağını büküp,"Ya evlenmeden almam diyordun ya hep işte evlenmemize bir hafta kalmışken alsana n'olur bak hatrım kalır."


16 Eylül'den bahsediyordu evleneceğimiz gün...


O gün düğün sabahı evimizin taranmasıyla Gece vurulmuştu...


Kollarımı bacağının altından ve belinden geçirip onu kaldırdım hoşuna gitmiş olmalı ki sürekli espiri yapıp duruyordu.


"Çalmak fiilinin gelecek zamanı nedir?"


Dudaklarım kıvrıldı, ve onun bu tatlı oyununa dahil oldum,"Nedir?"


"Hapse girmek."


Gülme krizine girdiğinde bende güldüm. Beni eliyle susturup,"bak şimdi bu daha komik",diye mırıldandı.


"M-masada hangi örtü kulanılmaz?"


Gülerken kekelemesi çok komikti.


"Hangi örtü?"


"Masa örtüsü"


Kahkahalar eşliğinde dışarı çıktığımızda Serdar'da koşarak bize yetişti.


"Abi yengeyi evine mi bırakıcaksınız isterseniz biz bırakalım sen işinden olmayasın."


Kafamı iki yana sallayıp ağzımı açtığımda Gece benden önce davrandı,"Serdar?"


Bana korkuyla bakan korumama bakıp kafamı gülerek iki yana salladım Gece Serdar'ı nerde görse ya bilmece sorar -ki bilemezse bilene kadar soğuk espiri yaptırır- ya da soğuk espiri yapardı.


"E-efendim yenge?"


"Uzun lafın kısası nedir?"


"Nedir yenge?"


"U.L."


Serdar'ın yüzü acayip bir şekil alırken Gece düşünceli bir tavırla,"Ben sana daha önce onu söylemiştim değil mi? neden uyarmıyorsun beni! Bekle şimdi bir tane daha yapacağım. Hmmm ne sorsam ne sorsam..."


"Sana ceza vericeğim git ve koltuk altı spreyi al..."


Güldüğü için cümlesi yarıda kesilmişti hızlıca devam etti,"Ve evdeki tüm koltukların altına sık."


Ben gülerken,Serdar bana bakıp yapıp yapamaması gerektiğini sorguladı bir süre.


"T-tamam yenge ben sabah alır gelirim."


Gece hâlâ gülerken, Serdar arabanın kapısını açıp bana yardımcı oldu.


Arabaya Gece'mi yerleştirip hızlıca bende bindim. Onu kendi evimize götürücektim aksi halde diğerleriyle aynı eve gitsek bana fırsat vermezdiler o yüzden buna hiç gerek yoktu.


Gözlerim ona kaydığında başını koyduğu yerden espiriler yapıp duruyordu.


Özlemle baktım yüzüne,Gece'yi çok özlemiştim espirilerini,tavırlarını severken ısırmalarını... en çokta bana sevgi dolu bakışları... bunu çok hepsinden çok özlemiştim sanırsam...


"Ayaz?"


"Efendim güzelim."


Güldü, elini kaldırıp yarı açık yarı kapalı gözüyle,"Ya bu klişeyi söylemezsem olmaz söyliyeyim mi?"


Ne söyleyeceğini tahmin edebiliyordum. Gülümsüyerek onayladım,"Söyle bakalım."


"Güzelin miyim gerçektennn."


Dudaklarım kıvrıldı,"Öylesin çiçeğim, öylesin."


Gülüşü soldu bana bakarken, arabayı kullanırken ona pek bakamasamda bunu fark etmiştim.


"Neden böylesin bugün Ayaz?"


Kaşlarım çatıldı, elini uzattıp direksiyonun üsütndeki elimin üstüne yerleştirdi,"Hep hüzünle bakıyorsun bugün bana sanki seni kırmışım gibi..."


Ona söylemeli miydim hatırlamadığı şeyleri?


Elini kavrayıp vitese doğru indirdim.


"Bana birşey söyleyecektin güzelim?"


"Öyle mi ne diyecektim... ha hatırladım açıktım ne yiyelim diyecektim."


Gülümsedim onu güzel bir yere götürüp yemek yedirmek isterdim ama yarı sarhoş-yarı ayık olduğu için bu pekte iyi fikir değildi.


"Eve gidelim pizza sipariş edelim olur mu?"


Yüzünü buruşturdu,"Sen zevksizleştin mi Ayaz? Pizza ne Allah aşkına ya."


Onunla birlikte olunca en çok ne yerdik...


"Ne yiyelim güzelim o zaman sen söyle",diye mırıldandım.


"Sarma, lahmacun, börek, çiğ köfte, mantı, gözleme, yağlama, ciğer..."


Kaşlarımı kaldırıp ağzımı açtım ama cümle kuracak halim kalmadı.


Türkiye'de değildik, bunu hatırlamamasını sağlayacak kadar ağır bir madde var mıydı?


"Bu saatte bunları bulamayız"


Dudaklarını bükünce dayanamadım, "Ama Kayseri'li olduğumu unutmayalım",diyip göz kırptım.


Sırıttı, "Mantı mı açıcaksın?"


Gözlerim fal taşı gibi açıldı mantı mı açıcaktım?


Çiçeğim isterse denerdim ama o mantı sevmezdi ki?


"Sen mantı sevmezsin Gece, ayrıca yağlama yapmamı istemez misin?"


Düşünceli bir şekilde gözlerini kapattı, "Doğru ben mantı sevmem... unutmamışsın."


Kendine gelmeye mi başlamıştı? Hızlıca yutkundum, "Gece..."


Ona böyle seslendiğimde bana kızardı denemek istedim kendimi bana kızsın istemedim bu yüzden ona hiç bakmadım...


"Adımı mı ezberliyorsun?! Ayrıca midem bulanıyor benim ne zaman gidiceğizz."


Ağzını yaya yaya cevap vermesinden kendine gelmediğini anlamıştım.


"Markete uğrayacağım malzeme almak için arabada bekle beni tamam mı?"


"Hıhı tabii ondann git hadiii."


Hızlıca inip markete girdiğimde o kadar acaleci davranıyordum ki sanki savaşa gidiyordum.


Kasaya geçtiğimde kadın o kadar yavaş geçiriyordu ki sürekli dönüp arabaya bakmadan duramıyordum.


Araba görünmüyor ama maksat bakmak olsun.


"Karrtınızı alaabilir miyimm?"


Herkes mi sarhoştu arkadaş?


"Çarpacağım şimdi ağzına niye yayıla yayıla sevgilimle konuşuyorsun acaba!?"

Dönüp arkama baktığımda Gece önüme geçerek kasiyer kıza ilerledi.

"Gece."

"Sen karışma yemin ederim arada seni gebertirim!"

Gece'nin sesiyle burun kemerimi sıktım, benim tanıdığım Gece kavga çıkarmadan asla durmazdı.


"Güzelim ben sana arabada kal demedim mi?"


"Sıkıldım Ayaz bey! napayım ayrıca yarım saatir gelmedin merak ettim."


Ani bir şekilde yükseldi, "Bu şırfıntı yüzünden gelmedin değil mi!"

Marketin içinde volta atmaya başladı.

"Senle evlenmeden seni boşuyorum Ayaz siktir git bu evde kalmış nenemle evlen tamam mı!"

Arkasını dönüp gitmesiyle hızlıca eşyaları poşete koyup kartı okutup çıkıcaktım ki, kadın Rus olmalı, Gece'nin dediği her şeyi rahatlıkla anlamıştı.

"Yeter bu bugün son damlaydı sana şırfıntıyı göstereceğim!"

Gözlerimi sabır diler gibi kapattığımda bir saniye içinde kadın kasadan çoktan çıkmış ve Gece'nin peşinden gitmişti.


Koşarak ilerlediğimde onlar çoktan kavga etmeye başlamıştılar...

İkisinin etrafında kalabalık toplanırken onları tamamiyle gözden kaybetmiştim.


İnsanları iteleye iteleye onları bulduğumda, Onları ayırmadan Gece'yi hızla çekiştirdim.


"GECE BIRAK GÜZELİM!"


Bağırdığımda bana öfkeyle döndü, 'O BANA SALDIRDI BEN NİYE BIRAKIYORUM!"


Tekrar atılıp saldırmaya başladığında kendimi tutamadım ve yine bağırdım.


"GECE DEDİM ARABAYA GİDECEĞİZ HEMEN!"


O sırada kadının yanındaki adam onu kaldırmış ve arkasına almıştı.


Gece, ayağa kalktığında kadına küfürler savuruyordu, "BİR DAHA KİME SALDIRDIĞINIZA BAKARSINIZ ARTIK!"

Kalabalık dağıldığında, Gece'yi kolundan tutup hızla dışarıya çekiştirdim arabya oturttuğumda bizim arkamızdan kasiyer kızı tutan adam ve Gece'nin kavga ettiği kadın çıkmıştı.

Gece'nin arkasından ilerleyip arabaya bindiğimde kafasını camdan dışarı çevirip bağırdı,"KEŞKE BİRAZ O ADAM GİBİ OLABİLSEYDİN AYAZ!"


Gözlerimi o tarafa çevirdiğimde kasiyer kıza sıkıca sarılmıştı.

Gece kendi kendine söylenmeye başladı, "Senin yüzünden üç kere yüzüme darbe aldım o gerizekalı kız ise o çocuk sayesinde hiç zarar görmedi!"


Sessiz kaldığında ona döndüm sırtını bana dönmüş göz yaşlarını siliyordu. Omuzuna dokunduğumda elimi iteledi.


"Çekmeseydim daha çok hasar alacaktın çiçeğim, dön lütfen yüzünü ?"


"Bana böyle seslenme ben senin çiçeğin falan değilim hatta hiç birşeyin değilim ayrılıyorum senden bitti bu kadar."


Sert bir nefes soludum, amacım onu korumaktı ama yine suçlu bendim!

Güzellikle konuşsaydın ya salak Ayaz!


İç sesimin haklı isyanıyla arabayı çalıştırdım benle konuşmak isteyene kadar onu zorlayamazdım.


Sessiz bir yolcuktan sonra arabayı evin kapısına bıraktım Serdargil bizden önce gelmişti.


Arabadan inip kapıyı kapattım sessizce Gece'nin kapısını açıp eğildim dudaklarımı anlına bastırıp hafifçe çekildim.


Dudağı patlamıştı ve ben bunu yeni fark ediyordum...


Aptal Ayaz kız yol boyunca dudağıyla oynadı hiç mi fark etmedin?​​​​​​​


Ağlayarak uyuya kalmıştı ve bu benim canımı çok acıtmıştı. Kucağıma aldım, ayağımla kapıyı kapattım.


Belini sıkıca tutup, onu biraz daha kendime çektim.


Serdar geldiğinde elimdeki anahtarı ona verip demir kapıya doğru yürümeye başladım.


"Allah hepinizin belasını versin..."


Uykuda bile bedua eden bir kadına aşıktım.


Nasılda birbirimizi tamamlıyoruz ama değil mi?


"Çilekli lolipop limonlu lolipop karpuzlu lolipop yersiin aşkımm..."


Tamam içeri girmemiz lazımdı yoksa Gece tüm akımları sırayla söyleyecekti...


Ağır demir kapıyı açan adamlarıma başımla selam verip evin bahçesine girdim.


Bu evi Gece için almıştım onun ve kendim için herkesten uzakta bir yer...


"Yüreğimi deliveren aşkı görün, tutup kolumdan beni Fas'a götürün..."


Evden içeriye girdim arkamdan kapıyı kapattı Serdar poşeti bırakıp,"Abi yengeyi merak etmişler abisi arıyordu. Senin nerde olduğunu sordu. Bende yarışa gittiğini söyledim senin dediğin gibi. Yengemi kaçırdığını düşünüyormuş."


Merak etmiş...Taha Gece'yi günahı kadar sevmiyordu bana göre. Gece'ye bugün olan soğukluğu bu yüzdendi ona rol yaptığını düşündüğümü söylemiştim. Gece'nin üzüleceğini bile bile bunu yapması kırıcıydı bence Ada'yı bile canı gibi koruyan Taha bana Gece'yi sevmediğini hissettiriyordu...


Benden korumak için yapıyorsa ya?


Dilimi dişlerimin üstünde gezdirip Serdar'a döndüm,"Benimle birllikte olduğunu söyleme. Önemli olmadığı sürece de rahatsız etmeyin beni."


"Peki abi ben poşetleri mutfağa koydum."


Onaylar bir mırıltı çıkardım ağzımdan, Serdar arkasını dönüp çıktığında gözlerim kucağımdaki kadına kaydı koltuğa ilerleyip onu yerleştirdim başının altına yastık koyup dizlerimin üstüne çöktüm, burnumu saçlarına yaslayıp uzun bir süre öylece kendimi dünayadan soyutladım.


Kalkıcağım sırada elini boynuma sarıp engelleyen Gece'yle gülümsemeden edemedim. Saçlarımı dağıttı dudaklarını bastırdığında sorgularcasına baktım,"Canımı acıttığın için saçını çekiceğim ondan öptüm",diye mırıldandığında gözlerim fal taşı gibi açıldı.


Ben daha kalkamadan o saçımı tutup koparırcasına çekmişti.


"GECE."


"Bir daha bana bağrırsan o dilini keserim bak!"


Hâlâ etkisinden çıkmamıştı ne vermişti bu kıza da araba çarpıyormuş etkisi yaratmıştı acaba?


Ayağa kalkıp gidiceğim sıra belimden sarıldı,"ya Ayaz evde şeftali var mı?"


"Var güzelim getireyim mi?"


"Canım çekti getirsene."


"Tamam sen otur ben getireyim"


"Nıç olmaz mutfakta beni aldatırsın sen şimdi beraber gidelim."


"Rendeyle mi aldatacağım seni Gece?"


Yüzünü sırttıma yaslayıp mırıldandı

gülmemek için zor duruyordu bu yüzden nefesi boğuk çıkmıştı,"Şimdi ben kendime geldiğimde bunu hatırlamayacak mıyım?"


"Hayır."


Gülüşünü bastırdı. Yutkunduğunu hissettim,"öpeyim mi seni bir kere?"


Duraksadığımda o yüzünü daha çok gömdü,"Evleneceğim adamı öpemez miyim..."


Evleneceğim evleneceğim evleneceğim... "Öpersin...öpsene."


Arkamı döndüm ona baktım, parmak uçlarında yükselip yanağıma buse kondurup hızlıca arkasını dönüp bahçeye doğru ilerledi ne olduğunu anlamadım ama yüzümde büyük bir sırıtış vardı.


Kalbime sıcaklık akın etti. Nefesimi kesen kalp atışlarım kontrol edemediğim şekildeyken, Mutfağa ilerleyip dolabı açtım. Hızlıca şeftali ve mango dilimleyip bahçeye ilerledim.


İlk başta konuşamadım, en sonunda boğazımı temizleyip boğuk bir sesle,"Gece, nerdesin?"


Bahçenin ön ta

rafında yoktu korkuyla karışık heyecanla,"Serdar!",diye bağırdım.


Dibimde biten adama korkuyla bakıp kısık bir sesle bağırdım,"Gece nerde!?"


"A-abi arka bahçede de ne oldu ki?"


Omuzlarım ani rahatlamayla çöktü,"Tamam teşekürler gidebilirsin."


Başıyla selam verip çekildiğinde, arka bahçeye doğru yürüdüm.


Gözlerim onu şezlongta ararken, havuzun dibine çökmüş bir şekilde gördüm.

"Güzelim neden yerde oturuyorsun?"


"Havuza girmek istiyorum ama derin", yüzüme bakmadan mırıldandı.


Elimdeki tabakla yanına çöktüm, tabağı bıraktım telefonumu yanına koyup hafifçe suya girdim.


Belime kadar ıslandığımda Gece bana tereddütle bakıyordu boğulup boğulmadığımı sorgularcasına.


Onun oturduğu yere doğru adım attım bir kaç adımda onun yanına varıp belini kavradım.


Soğuk suyun etkisiyle hafifçe iç çektim.


"Ayaz eğer beni suya sokmaya çalışıyorsan seni öldürürüm!"


"Bana biraz olsun güvenebilir misin?"


Cevap vermek yerine ellerini boynuma doladı yavşaça suya doğru girdi.


"AY ÇOK SOĞUK AYAZ YA ÇIKMAK İSTİYORUM!"


Soğuktan irkilip çırpınınca ayağım kaydı ve düştüm...


Düşmez olaydım Gece'nin panikliği beni bitirdi.


"ÖLDÜN MÜ!?"


Ayağa kalkıp onu kendime çektiğimde kulağına doğru eğildim,"Ölmedim senle evlenmeden de ölmeye niyetim yok."


Yanaklarına çöken allığı fark ettiğimde konuyu değiştirme kararı aldım sarhoş da olsa utanınca domatesten farksızdı güzelim benim.


"Ayrıca beni bırakıp ne ara oraya oturdun tekrar sen?"


Sorduğum soruyla dişlerini göstererek sırıttı,"Tam girmedim ki havuza."


Ona doğru yüzdüm ıslanmamış yerim kalmamıştı.


Belini kavrayıp hızlıca havuza çektim onu boynuma sarılan elleriyle saçımı tutup çekti, bağrıdı.


"Sakin ol azcık",diye mırıldandığımda o bacağını belime dolayıp suyla olan temasını kesmeye çalışıyordu.


Benim yarıma gelen havuz onun boyunu fazlasıyla aşıyordu.


"Boyun kısa kızım senin bu ne ya el kadar yerde boğlucaksın. Rusyalar uzun olur söz de."


"Ayaz sus bak sağlam yere inersem o zaman keserim seni."


Gülüp iki dizimin üstüne çöküp onu da indirdim, bağırmasını beklemiştim ama bu defa bağırmamıştı aksine sakince kollarını gevşetmişti.


Saçlarını ıslatmamaya özen göstererek biraz daha kendime doğru çektim. Parmaklarım belinde gezdirmeye başladım yavaş yavaş. İç çekişlerim sessizliği bozarken yutkunup hafifçe boğazımı temizledim.


Gece, parmaklarını saçlarımda gezdirip, yanağıma indirdi. Yutkundum acaba beni öldürme planlarımı yapıyordu?


Boynuma değen parmaklarıyla ürperip tekrar, iç çektim.


Yüzünü boynuma gömdü sıkıca sarıldı, sanki yavaş yavaş kendine gelmiş gibiydi.


Ellerini çekti gözlerini ovaladı. Tekrar boynuma sarılıp dudaklarını boynuma sürttü,"Ayaz üşüdüm çıkalım mı?"


Sıkıca sarıldım beni sınıyor muydu bu kadın. Dudaklarıyla olan temasımı kesip doğruldum,"Çıkalım güzelim."


Onu çıkarıp oturduğumda ellerimi yaslayıp bende çıktım.


Şezlongların üzerinde hep bir bornoz bulunurdu. İlerleyip bir tane aldım.


Gece'nin üstüne geçirip kapşonunu kapattım, bağşıklığı çok zayıf biriydi sabah uzun bir süre sürecek görev vardı.


Hasta olması iyi olmazdı. Hemde hiç.


Merdivenlerden hızla çıktım.


Misafir odasına girip onu indirdim.


"Dolapta kıyafet falan sana lazım olacak herşey var sen rahatına bak istersen kapını da kitle sana kalmış ben koridorun sonundaki odadayım."


"T-tamam."


Hızlıca odama ilerledim duşa girip çıkmam saniyeler sürmüştü sanki. Siyah bir tshirt siyah bir pantolon giyip aşağı indim soğuk algınlığı ilacı var mı diye baktım yarın sabah hasta uyanmamız olasıydı.


Yeterince ilaç vardı. Merdivenlerden yukarı doğru çıktım. Hızlı davranıyordum çünkü gitmem gereken bir yer vardı.


Kabanımı üstüme geçirip deri eldivenlerimi elime geçirdim.


Gözlerim odasının kapısına kaydığında, çoktan uyuduğunu düşünmüştüm.


Telefonumu çıkarıp Sedar'ı aradım.


"Alo Serdar..."


"Efendim abi"


"Gece'nin kapısına koruma dik aynı zamanda pencerenin önünede. Kaçmasına izin verme."


"Tamam abi...de abisi gelirse napayım?"

Dilimi dişlerimin üstünde gezdirip,"Alma",diye mırıldandım.


Telefonu kapatıp evden çıktım. Bu evin en sevdiğim özelliği büyük bahçesi olmasıydı bu sayede bahçenin bir ucundaki bodrum katı kulübeyi kimse göremezdi.


Islak odunlarla kaplı yıkık bir kulübeye yaklşınca derin bir nefes alıp, ellerimi ovuşturdum. İşte şimdi biraz kendime gelebilirdim.


Adımımı atıp içine girdim,"Beni özledin mi?"


Büyük sırıtışla kolları bağlı Extyle baktım. "Napacaksın bana manyak herif!"


İlerleyip ellerimi omuzlarına koyup sıktım,"Sevdiğim kadına yaşattığın şeylerin bedelini ödetmeden bırakmayacağım diyeyim!"


Odaya giren adamlarımla, "Pişman olana kadar istediğinizi yapın", diye bağırıp arkamı döndüm.


"Nereye gidiyorsun manyak herif!"


Elimi cebime koyup karşısındaki sandalyeyi çekip, "Oyun daha yeni başlıyor hazır ol çünkü ben bugüne kadar tanıştığın kimseye benzemem."


BÖLÜM SONU


EVETT NASILSINIZ BEN BOMBA GİBİYİM YAZIM YANLIŞI YAPMAMAK İÇİN BÜYÜK YAZIYORUM BU ARADA🖇


BU BÖLÜMÜ YAZMAMIN ASIL NEDENİ 7 BÖLÜMDÜR SİLİK GÖSTERDİĞİM AYAZ'DI.


BUNU HEM MİNA ANLATIRKEN HEMDE YAZARIN ANLATIM KISIMLARINDA HEP BÖYLEYDİ. NEDENİNİ BELKİ ANLAMAZSINIZ ŞUAN AMA BU TANIDIĞINIZ AYAZ VARYA SIK GÖREMEYECEĞİNİZ BİR AYAZ.


AYH NEYSE YA BOŞVERİN TASLAKTA 5 KURGUMUZ OLDU NNMSÖSÖSÖS

İnsta HESAPLARI BIRAKIP KAÇAYIM


@meylscherry/@watty.prensesiyim


@kefensizruhlaroffical  


Loading...
0%