@meylscherry
|
Şaka mıııııııı ağağağağağağağa sezon finaline son 3 bölüm yeyeyeyeeyeyeye😭😭😭😭
20. Bölüm yani sezon finali çok güzel bir zaman atlaması yaşıyoruz(Çok değil yani yıl değil merak etmeyin ay falan) çok güsel AMAAA o bölüme aşık olacaksınız yani öyle umuyorum
Neyse gidin siz bölümü okuyun🎀🍬🎉
🍬
Sabah utana sıkıla yine kalkıp okula gelmiştim.
Okul bahçesinin kapısıyla ufak bir bakışma yaşarken biri beni kolumdan tutup hafifçe çekti ve bahçe kapısından geçirdi.
Kafamı çevirdiğimde Barlas sevecen bir tavırla kolumu bıraktı.
"Kapıyla bakışmanızı böldüğüm için özür dilerim fakat ders başlayacak."
Zoraki gülümseyip gözlerimle bahçeyi taradığımda bizim sınıftakilerin sahada olduğunu gördüm.
"İlk ders dışarıda mıyız?"
Arkadan hemen biri lafa atıldı.
"beş saat matematik dersi koymuşlar bugüne işte Cenk hoca da acıdı bize iki saat dışarıda kalın ben işlerimi halledip dönünceye kadar dedi."
Şebnem koşarak bana sarılmak için geldiğinde tırsarak hafifçe Barlas'ın arkasına gizlendim fakat bir işe yaramadı.
Boynuma atıldığında telefonum cebimden düşmüştü.
"Özledim seni."
Kolumu zoraki kaldırıp ona sarıldım, "Bende Şebnem bende."
Ardından İlayda uçarak geldiğinde Şebnem'i umursamadan üzerime yattığında geri geri gidiyordum ki, Barlas beni tuttu.
"Çekilin azıcık da kızın yüzünü görelim."
Kayra sırıtarak üzerime doğru iyice gelip gözlüğümü çekti.
"Sen olmayınca gözlük özlemim bastırdı Parlacık sen bir tur diğerleriyle özlem gider bende bu şeker gözlükle biraz vakit geçireyim."
Gözlerimi kısıp sıkıca ovaladım, "Ulan göremiyorum sonra sürekli düşüyorum ver gözlüğümü Kayra lütfen."
"Valla vermiyorum şuan Parlacık belki telefonunu kurcalamama izin verirsen olabilir."
Elimi cebime attığımda telefonum yoktu ağlamaklı bir tonda konuştum, "Ya bari telefonumu bırak."
Mert güldüğünde gerçekten görmekte zorluk yaşıyordum.
Sıkıntıyla kaşlarımı çattım gerçekten sinirlerim bozulmaya başlamıştı.
"Biraz daha cıvıtırsanız gerçekten evime geri gideceğim, verin telefonumla gözlüğümü zaten canım burnumda!"
Herkesin eğlencesi sönmüş gibi Kayra gözlüğü geri uzattı, "Tamam al gözlüğünü Parlacık, angry birds olmanı istemiyorum."
Gözlüğümü gözüme taktığında onların kalbini kırmış gibi hissediyordum, pişmanlıkla yüzümü ovalayıp mahçup bir şekilde onlara döndüm.
"Özür dilerim biraz gerginim."
Mert anlayışla gülümseyip yere düşmüş telefonumu bana uzattı, "Alınmadık Parlacık hadi gel seninle güzel bir futbol maçı yapalım."
Hepsinin yüzüne baktığımda anlayışla gülümsüyorlardı.
"İyi geleyim de yenilin bari."
Şebnem bir kolunu omuzuma attığında diğer koluna İlayda'yı almıştı.
Biraz ilerlemiştir ki Şebnem arkasına dönüp seslendi, "Barlas ve Yalçın ile bir karşılıklı müsabaka görmek isterdik doğrusu."
"Yok Şebnem seni bu defa ben takıma almayacağım git Yalçın'la konuş belki o seni alır."
Barlas gülerek öne geçtiğinde nedense bu çocuğun enerjisi çok tatlı geliyordu bana.
Şebnem'in de büyük bir şekilde gülümsediğini görmüştüm ona döndüğümde o bana değil sahaya giren Yalçın'a bakıyordu.
Kulağıma eğildi, "Sen Barlas'ın takımdasın Parla Yalçın seni takıma almak isterse isteme lütfen."
Duraksayıp ona döndüm bakışlarıyla Yalçın'ı yiyip bitiren arkadaşım galiba birine tutulmuştu.
Kafamı öne eğip İlayda'ya baktığımda o da benimle aynı şeyi düşünüyor olmalı ki sırıtıyordu.
Sahadan içeri girdiğimde bizim sınıftan bir kaç kişi sahadan çıkıp alanı tamamiyle bize bırakmışlardı.
Çantamı bir köşeye bıraktığımda, bugün şort giymenin rahatlığını yaşıyordum.
Yalçın ve Barlas karşı karşıya geldiğinde etraflarında çember oluşturmuştuk.
"Baştan söyleyeyim Parla bende Yalçın."
Yalçın Zor bela tamam dediğinde Barlas bizim takıma Kayra'yı ve İlayda'yı almıştı.
Kaşlarımı çattıp onlara baktım, "Çok orantısız olmaz mı biz dört kişiyiz onlar üç."
"Sıkıntı değil biz sizi her türlü yeneriz."
Barlas ayağının altındaki topu Mert'e uzattı, "Alın topu da ilk siz başlayın bari bu sayede oyuncu eksikliğiniz tamamlanır."
Mert Barlas'a el hareketi çektiğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdığımda Barlas bana ayıplar gibi baktı ardından hafif bir tebessümle önüne döndü.
"İyi başlıyoruz topu görmeyince ağlamayın ama."
Maç hazırlığı için kaleye hızla İlayda geçmişti, en ortaya sahanın biraz önünde Kayra vardı sağ ve sol olarak ise ben ve Barlas.
Maç başladığında Mert son hızla ilerliyor topu almalarına izin vermiyordu, benim üzerime doğru geldiğinde kolay bir çalım ile topu alıp Barlas'a yollamıştım.
Barlas ordan direkt onların kalesine sürmeye başladığında onun önüne çıkanları ben oyalmıştım ve böylece ilk golü atmıştık.
Bizim takımdan mutluluk çığlıkları dolarken karşı takım yeni yaratıcı küfürlerini ortaya döküyorlardı.
Barlas, koşarak dönüp bana hızla sarıldı, "Reflekslerin çok iyi ve çok hızlısın Parla sende biraz yatkınlıkta var."
Gülerek geriye çekildim, "Uzayda değil mahallede büyüdüm ya hani Barlas ondan olabilir."
"Sizin takım fazla kişi abi ben kabul etmiyorum banane."
Yalçın'ın anında dönmesine karşı kaşlarımız çatıldı.
"Yok artık abartma Yalçın."
Kollarını birbirine bağlayarak bana döndü, "Abartmıyorum ayrıca Barlas geçerken Şebnem'e omuz attı bu da bir hile sayılır."
Barlas, la havle çekerken ben soruna çözüm bulmuştum, "Madem Öyle sen İlayda'yı da al biz üç kişi kalalım bakalım. Belki de dört kişiyle bir alakası yoktur."
Böylece İlayda'yı karşıya gönderdiğimiz de bu defa kale tarafında ben duruyor- dum.
Topu tekrar onlara verip başlattığımızda Mert son sürat kaleye gelmişti ama atamamıştı çünkü topu ben tutmuştum.
Kayra bu defa bana sarıldı, "Oğlum Parla varken ben bir kişilik maça bile çıkarım lan."
Barlas karşı takıma bakıp pis pis sırıttı, "İki sıfır öndeyiz."
Bu defa Mert öne çıktı, "O sayıyı İlayda sizdeyken aldınız İlayda şuan bizde o yüzden puanınız sayılmıyor."
Barlas ve Kayra aynı anda karşı çıktı, "Lan lan ne alaka!"
"Çok alaka ağlamayın da maç yapalım adam akıllı."
Herkes gerilmiş bir şekilde tekrar maçı başlattığın da Yalçın bilerek bana oynamaya kalışmıştı önümü kapatıyordu ve ben göremiyordum.
"Barlas topun buraya gelemesini engelle görmüyorum şuan."
Kayra, Yalçın'ı aşıp karşıya hücum ettiğin de Barlas'a pas vermişti Barlas ordan kaleye gidecekken Mert'in çelmek takmasıyla yere düşmüştü.
"Yuh ama!"
Koşarak Barlas'ın yanına vardığımda çocuğun çenesi kanla bir olmuştu.
"İyi misin?!"
Çenesinden akan kanı görmezden gelmeye çalışarak soru sormuştum.
"Mert azıcık dozunda çelmek taksaydın keşke çocuğu betonla bütünleştirdin!"
Yerde çimen yoktu gerçek halı sahada ki gibi bu yüzden Barlas direkt betona çarpmıştı.
Korkuyla kendine gelmesini beklerken yavaşça gözlerini açtı.
"Barlas kalk revire gidelim!"
Benim dışımda herkes bu durumu çok olağan bakıyordu ama pek normal bir olay değildi.
"İ-iyim korkmaya gerek yok sadece yere çakıldım."
Omuzundan tutup onu geriye doğru çekerek kalkmasına yardım etmiştim.
"Korkmana gerek yok Parla kuzenim yere çakılmaya alışık ona bir şey olmuyor."
Yalçın'a ters bir bakış attım, "Eğer biraz daha saçma saçma konuşursanız siz de alışık olacaksınız!"
Barlas zoraki ayağa kalktığında ağzından akan kan hâlâ aynı hızda akıyordu ama dişi kırıldığı için mi yoksa başka bir sebepten mi anlayamıyordum.
Koluna girip onu revire doğru ilerletme zahmetine girdiklerinde bende bir yandan Barlas'ın çenesinden akan kanı siliyordum.
Revire kadar devam ettiğimde revire almamışlardı bizi, panikle duvara yaslandım.
"Çenesini birşey mi kesti acaba?"
Benim dışımda yine ama yine herkes çok rahattı!
"Muhtemelen öyle oldu Parla düştüğü yerde cam olmalıydı."
Acayip bir şekilde onlara baktım, "Siz neden çok rahatsınız acaba?"
"Maçta böyle sakatlanmalar çok normal de ondan. İnan bana korkulacak bir şey değil."
Mert belki mahçup olmuştur diye suratına baktığımda o ters ters bana bakıyordu.
"Sen niye Barlas ile bu kadar ilgilisin ki Parla sanane?"
"Mert iyi misin içeride çenesi kanlar içinde biri var ve o bizim arkadaşımız? Ve onu yaralayan da sensin?"
Elini çenesine koyup yavaşca onaylar gibi kafa salladı, "Kesinlikle doğru bir noktaya parmak bastın Parla o bizim ve senin 'arkadaşın' ötesi değil."
Mert'in anlamsız manalarını boşverip revire baktığımda Barlas'ın bakışları da bu taraftaydı.
Olanları duyuyor olmalı ki keyfi gayet yerindeydi.
Hemşire geçmiş olsun dedikten sonra yarım bir şekilde gülerek yanımıza geldi.
Telaşla ona bakarken Barlas halinden memnun gibi duruyordu.
"Çenemin altı biraz kesilmiş onun dışında dişlerim kırılmadığı için mutluyum ama çenemin en altına batan çivi onu da delmiş. Şimdi hastaneye gideceğim sizde paşa paşa sıkıcı derse gireceksiniz."
Ona baktığım da acı çeksede belli etmiyordu.
"Barlas istersen Mert de senle gelsin."
Barlas bir elini beline yerleştirdi, "Oldu canım birde istersen yarım bıraktığı işi tamamlasın."
Ona üzgün bir şekilde bakıp Mert'e döndüm vicdan azabı gibi bir bakış attığında oflayarak Barlas'ın yanına geçti.
"Öldürmem merak etme yürü de hızlıca gidelim hastaneye."
Barlas sırıttığında Mert'in pek fazla sabrı kalmamış gibiydi.
"Ulan Parla olmasa varya arada o zaman ben sana yapacağımı bilirim!"
Söylene söylene yukarı çıktıklarında bizde geri kalan bir saatimizi bahçede oturarak geçirmek için bahçeye çıkıyorduk...
🍬 Bölüm sonu
Bölüm bitiş tarihi 12 Nisan cuma saat sabah 8:48
|
0% |