Yeni Üyelik
19.
Bölüm
@meylscherry

 

Bir insan bir hafta yattı diye canı sıkılır mı ya bu okulların tatil olması bana pek yaramadı canım sıkıldığı her an ya uyuyorum ya bölüm yazıyorum ya da aile üyelerini darlıyorum üff çok sıkıldım... Telefon artık isyan bayrağını çekiyor yeminle🥺

 

 

Neyse sezon finaline son 1 sezon finalinde zaman atlaması olur mu olmaz mı artık bilemiyorum... Ha bu arada kitaba çok ara vermek istemiyorum ama yinede finale kadar kurgulayıp yazıp öyle yayınlamaya devam edeceğim.

 

🐚

 

 

Nihayet son zil çaldığında çantama eşyalarımı tıkıp, saçlarımı arkadan sıkıca bağladım.

 

 

"Parla hızlı ol azcık."

 

 

Gözlerimi belerterek Şebnem'e baktım, "Daha yeni zil çaldı azıcık sakin mi olsan?"

 

 

İlayda omuzuma asılıp kulağıma yaklaştı, "Yalçın çıktı ya önden Şebnem görmezse olmaz."

 

 

Gülerek çantamı omuzuma takıp yürümeye başladım, "Sınıfta tek biz kaldık bizde çıkalım bari."

 

 

Yavaş yavaş sınıftan çıktığımızda Şebnem önden ilerliyordu benle İlayda ise arkada bu seneki mezuniyet kıyafetleri hakkında konuşuyorduk.

 

 

Şebnem ani bir şekilde duraksadığında İlayda öne doğru savrulmuştu.

 

 

"Ne oluyoruz lan!"

 

 

Şebnem yutkunarak bize döndüğünde merakla okul bahçesine baktık.

 

 

"Ee ben birşey göremiyor- has lan orda kızla konuşan Yalçın mı?"

 

 

Şebnem kafasını eğdiğinde İlayda ile göz göze geldik, Şebnem gerçekten buna üzülecek biri değildi. Bunun için onun gerçtekten aşık olması gerekiyordu.

 

 

"Sence?" Diye sordum İlayda'ya.

 

 

"Durum vahim duruyor açıkçası en iyisi şurdan hızlıca ayrılmak."

 

 

Şebnem'in koluna girdiğimde başını omuzuma yaslayıp sessizce yürümeye devam etti.

 

 

Okul kapısından sonunda çıkabildiğimiz de derin bir nefes aldık.

 

 

"Kayra ve Mert gelmeyecekler mi?"

 

 

Omuz silktim, "Kayra Mert'in ödevini şaka niyetiyle ıslatınca Mert'de şaka niyetiyle onun ödevini çöpe attı. İkiside benim fotokapimi çoğaltıp gelecekler."

 

 

İlayda kıkırdadığında Şebnem hâlâ küçük Emrah gibi ağlamaklı bir şekilde duruyordu.

 

 

"Şebnem ya senin moralin bozuk olunca hayat enerjimiz düşüyor azıcık mutlu olur musun?"

 

 

"Karışmayın bana şuan zırıl zırıl ağlam geliyor içimden."

 

 

Omuzuma yüzünü gömdüğünde kafamı olumsuz anlamda iki yana salladım, "Kızım sen delisin, bırak o seni kaybettiğine üzülsün senden daha iyisini nerden bulacak?"

 

 

"Şebnem?"

 

 

Arkadan Yalçın'ın sesi gelmesiyle İlayda ile göz göze geldik, Şebnem daha da hızlı yürüyünce benle İlayda açıklama için durmak zorunda kalmıştık.

 

 

"Şebnem neden ağlıyordu?"

 

 

Derin bir nefes içime çekip elimi belime koydum tam cevap verecekken İlayda benden önce atıldı.

 

 

"Sevgilisi yüzünden canım, öküzün önde giden birine kendini kaptırırsa böyle olur. Ben dedim ama böyle birine güven olmaz diye."

 

 

Yalçın'ın yüzü düştüğünde anladığını belli edercesine kafasını aşağı yukarı salladı.

 

 

"Parla ben bu akşam gelmeyeceğim işim çıktı sorun olmaz değil mi?"

 

 

Omuz silktim, "Önemli değil ben sana çözümlerini atarım."

 

 

"Peki... Teşekkürler."

 

 

"Yalçın hadi."

 

 

Motorun önündeki onu bekleyen Barlas'a döndüğümüzde Yalçın görüşürüz diyerek motora bindiğinde Barlas bize el salladı.

 

 

Gülümseyerek gitmelerini izlediğimiz de İlayda kolumu dürttü, "Şebnem, beni öldürür mü sence?"

 

 

Geriye dönüp yürümeye başladığımız da gülerek omuz silktim, "Seni yer yüzünden bile silebilir."

 

 

"Yapma ya gerçekten mi?"

 

 

Gülerek yürümeye devam ettim, "Aklına nasıl geldi bilmiyorum ama Şebnem'in seni haşlayacağından eminim."

 

 

"Şebnem demişken bu kız nereye gitti bir arasana?"

 

 

"Bekle."

 

 

Telefonu çıkarıp aradığımda telefonu açmak yerine mesaj atmıştı.

 

 

Power gezegenli Şebom: Parla özür dilerim ama açmak istemiyorum bugün parka da gelmeyeceğim bu konuda biraz düşünmeye ihtiyacım var. Telefonu dipten kapatacağım biraz

 

 

"Şebnem, yazdı parka gelmek istemiyormuş ve beni zorlamayın telefonu kapatıp düşüneceğim diyor."

 

 

Lafımı bitirir bitirmez telefonum çaldığında arayanın kim olduğuna baktım Mert arıyordu hemen açtım.

 

 

"Alo?"

 

 

"Efendim Mert?"

 

 

"Siz parka geçin biz testleri alıp geliyoruz."

 

 

"Hani yemek yedikten sonra gidecektik?"

 

 

"Tamam işte biz yemekleri de alırız siz yeterki iyi bir yer bulun."

 

 

"Tamam biz geldik sayılırız hadi görüşürüz."

 

 

Telefonu kapatıp İlayda'nın koluna girdim dalıp gitmişti, "Ne o Karadeniz'de gemilerin mi battı?"

 

 

İrkildiğin de gülerek saçını arkaya attım, "Şebnem'in seni parçalara ayırıp denize atıp ordan çıkarıp elektirik direğine seni oturtup ordan kaldı-"

 

 

Dehşetle bana bakıp ağzımı kapattı.

 

 

"Sus lütfen!"

 

 

Elini ağzımdan çektiğinde parka gelmiştik bile.

 

 

Bir tane çardağa oturduğumuz da İlayda resim çekmek için kalkmıştı bense kulaklığımı takıp paragraf kitabımı çıkarıp çözmeye başlamıştım, test çözmeden kafam dağılmıyordu bende krizi fırsata çeviriyordum.

 

 

Uzun bir süre sonra omuzuma dokunulduğunda kulaklığımı çıkarıp yanıma döndüm Mert bıkkın bir şekilde bana bakıyordu.

 

 

"Noldu niye öyle bakıyorsun?"

 

 

"Hiç bir arkadaşım iki saattir aralıksız paragraf çözüyordu uyarayım dedim."

 

 

Jeton düşmüş gibi yutkundum bahsettiği kişi bendim, "Abartma Mert bir saat elli iki dakika çözmüş."

 

 

Barlas'ın sesiyle ona baktığımda kollarını kavuşturmuş bir şekilde saatine bakıyordu.

 

 

Test kitabını kapatıp kenara koydum. Gözlüğümü çıkarıp silerken konuştum, "Özür dilerim fark etmemişim..."

 

 

"Lafı mı olur canım altı üstü iki saat seni bekledik."

 

 

Kayra'ya dil çıkardığımda gülerek önündeki kağıdı bana uzattı, "Vermeye korkuyorum şuan çözersin diye ama vermezsem de öldürürsün diye buyur."

 

 

"Çıkardınız mı fotokopi?"

 

 

"Evet biraz zahmetli oldu ama çıkardık, neyse ne acıktım ben şu pizzaları gömebilir miyiz artık?"

 

 

Gözlüğümü takıp telefonumu elime aldım Doruk'tan, anonimden ve İlayda'dan mesajlar gelmişti Mert'in gözü sürekli telefonumda olduğu için bakamıyordum.

 

 

Telefondan başımı kaldırmadan konuşmaya başladım, "İlayda nerde?"

 

 

"Bir arkadaşıyla buluşacakmış Parla'ya söyle o başını kaldırdığında beni arasın dedi sinirliydi sana galiba."

 

 

Telefonu kenara bırakıp uzattıkları koladan bir yudum aldım İlayda bana niye sinirli olsun ki?

 

 

Pizzadan bir dilim aldığımda daha yiyemeden telefonum çalmıştı ekranı kaldırdığımda kayıtlı olmayan bir numarayadı.

 

 

"Kim arıyor?"

 

 

Cevap vermek yerine telefonu kulağıma yasladım, "Efendim?"

 

 

"Nerdesin kızım sen?"

 

 

Kaşlarım çatıldı, "Tanıyamadım özür dilerim..."

 

 

"Parla Emir ben."

 

 

Pizzayı bırakıp ellerimi çırptım Rize'de ki çocukluk arkadaşımdı arayan Mert pek sevmezdi diğerleriyle tanışmamıştı zaten.

 

 

"Emir numaranı mı değiştirdin?"

 

 

"Yok güzelim senin telefon beni kendi kendine siliyor herhalde telefon Mert'i seviyor ise normaldir."

 

 

Ağzının içinde gevelerken Mert sertçe bana bakıyordu.

 

 

"Neyse İzmir'deyim Irmak ablanın yanındaydım az önce ama seni göremedim nerdesin?"

 

 

Heyecanla gülümsedim, "Ben sana konum atayım bulur musun yoksa?"

 

 

"Bulurum bulurum sen at konumu."

 

 

"Tamamdır atıyorum dikkatli gel görüşürüz."

 

 

Telefonu kapattığım da anında konumu atmıştım yanıma döndüğümde Mert keyifsiz bir şekilde yüzüme bakıyordu.

 

 

"Emir neden seni aramış?"

 

 

Uzanıp Mert'in yanağını sıktım, "İzmir'e gelmiş şimdi konum attım buraya geliyor."

 

 

Kayra keyifsiz bir şekilde nıçladı, "Emir kim tam olarak?"

 

 

Ona döndüğümde keyifsiz gözlerini elindeki bardağa dikmişti ona cevap vermeden önce Barlas'a kaydı bakışlarım suratı asık bir şekilde telefona bakıyordu.

 

 

"Emir benim çocukluk arkadaşım Kayra, buraya gelsin eminim çok seveceksin."

 

 

"Yaaa... Tabi her konuda 'mükkemmel' olduğu için kesin bayılırsın Kayra bak net diyorum abi!"

 

 

Mert yükseldiğinde huzursuzca omuzlarını düşürdüm günler sonra ilk defa huzurlu hissetmiştim ama bu defa huzursuz olan onlar olmuştu.

 

 

Gözlerimi ellerime kaydırdığım da uzun bir müddet yeri incelemiştim tabi halı olmayınca pek zevk vermiyordu ama neyse...

 

 

Telefonum çaldığında masanın üzerinden çekip kısık bir sesle yanıtladım, "Efendim?"

 

 

"Ben geldim nerdesin?"

 

 

Ses Mert ile Kayra'ya gitmiş olacak ki ikisi de masadan kalkmıştı.

 

 

"Barlas, geliyor musun?"

 

 

Barlas tereddüt içinde kaldığında ben ayağa kalıp eşyalarımı topladım, "Emir... Ben geliyorum sen yakınlarda ki sahile geç otur bulurum ben seni..."

 

 

Çantamı tek omuzuma taktığım da onlara bakmadan yürümeye başlamıştım. Arkamdan baktıklarını hissetsem de onlara karşı mahçup hissediyordum.

 

 

Umutsuz bir şekilde kafamı öne eğmiş bir şekilde yürürken motorun üzerinde oturan deli oğlanı görmemle yine mutlulukla dolmuştum.

 

 

Koşarak boynuna sarıldım, "Hoş geldin!"

 

 

Gülerek kollarını belime sardı, "Hoşbuldum güzeller güzelim Parla'm küçük kardeşim benim."

 

 

Bölüm Sonu

 

 

Favori karekteriniz kim????

 

 

Şuan Parla ile kimi shipliyorsunuz???

 

 

Bu bölüm farkındaysanız texting değildi ve diğer bölümde yaz tatiline direkt olarak zaman atlatacağım ☺️☺️☺️☺️☺️

 

 

Sizi seviyorum sağlıkla kalın mutlulukla kalın unutmayın hiçbir sorun hayatın sonu değildir elbet herşey bir gün çözülür. Bu da içimden geldi 💞✨

 

 

Instagram hesaplarım: Meylscherry, watty.prensesiyim.

 

Loading...
0%