DUYURU: TÜM KİTAPLARIMIN ORTAK İNSTAGRAM HESABI ARTIK: KEFENSİZRUHLAROFFİCAL'DIR. TÜM YAZDIĞIM TEXTING, FANTASTİK, DİSTOPYA HEPSİ BU HESAPTA OLACAK EKİM AYINDAN İTİBAREN💗

Boğazım ağrıyor ama yine de bu bölümü de yazıp atıyorum...

🎧

3 hafta sonra

Başımı yastığa iyice gömmeye çalışırken huzursuz kapı çalışlar susmak bilmiyordu.

"Kız Masal aç şu kapıyı annen görmeden."

Şukufe ablanın can çekişen sesiyle mücadeleyi bir kenara bırakıp ayağa kalktım ve kapının kilidini açtım.

Yarı uykulu gözlerim daha açılmamışken Şukufe abla elindeki kargoyu kucağıma fırlattı ve hızla arkasını döndü.

"Bana bak Masal, annen sorarsa ben getirmedim tamam mı?"

Garipseyerek kucağımda ki kutuya baktım, "Abartma Şukufe abla görende bomba taşıdım sanacak."

Merdivenden inmeden önce sessizce mırıldandı, "Valla onu bunu bilmem ama sana gelen hediylerin bir erkekten geldiği belli annen bunu sana ulaştırdığımı anlarsa beni partiden partiye sürükler yeminle."

"Ne alaka Şukufe abla belki kız biri gönderdi?"

"Aman kızım, ancak bir erkek bu kadar özensiz hediye kutusu yaptırır neyse tutma beni işim var."

Merdivenden inip gözden kaybolduğun da odama geçip kapıyı kapattım ilk yaptığım şey saatte bakmaktı. Saati görmemle bir küfür savurdu saat daha sabahın yedisiydi.

Elimdeki karton kutuyu yatağımın üzerine bırakıp etrafı incelemeye başladım çünkü açmak için makasa ihtiyacım olacaktı.

"Makası nerde bulabilirim nerde nerde nerde... Aha doğru ya."

Çoşkuyla tırnağıma baktım bir kadının en mükemmel şeyi tırnağıdır.

Tırnağımı ilk seferde kartona geçirdiğimde açılmadı ama ikinci defa geçirdiğimde rahatlıkla açılmıştı.

Tırnağıma bir öpücük kondurdurdum, "Senin kadar güzel bir şeye sahip olduğum için ödül olarak sana bugün bakım bonusu açtıracağım, ah ah erkekler buna sahip olmadıkları için çok şansız sayılır."

Karton kutunun içinde dört büyük paket daha vardı ama bunlar ünlü markaların koleksiyon paketleriydi özellikle içlerinden en merak ettiğim paket şuanlık kiko'nun paketiydi.

Aceleyle paketi açmak için uzandığımda bir hayli hızlı davranmak istiyordum çünkü eğer bu ürünler anneme lansman olarak geldiyse kullanmama asla izin vermeyecekti.

Paketin ucunu yırtmışken telefonumun çalmasıyla irkildim, sesizliğe o kadar dalmıştım ki bir anda oda sesle dolunca ayağa fırlayıp kimin aradığına bakmadan telefonun sesini kapattım.

Annemin uyanmasının bir felakete dönüşmesini istemezdim açıkcası.

Telefonun ekranına baktığımda gördüğüm isimle yutkunmaya çalıştım ama pek başarılı olamadım arayan Atlas'tı.

Öylece ekrana bakakalırken yanlışlıkla aradığını düşündüm o yüzden cevaplamadım ama tekrar arayınca heycandan buz kesmiştim.

Aramayı yanıtlamak yerine üstten attığı mesaja tıkladım direkt şuan konuşacak kadar heycanımı yenememiştim.

​​​​​Atlas: Müsait olduğun da söyle görüntülü arayacağım

Üç haftadır her konuşmamızda bana imla kuralları dersi veren adamın Türkçesi kaymıştı ve noktalama işaretleri kullamıyordu.

Siz: Neden?

Atlas: Sen geçen gün demedin mi görüntülü konuşalım diye bende müsaitsen konuşalım diyorum.

Siz: Şuan konuşmasak daha iyi olur aslında.

Atlas: Moralim biraz bozuk

Bakın tekrar imla kurallarını kullanmadı bakın bakın!

Siz: Yani şaklaban mıyım ben?

Atlas: Onu mu dedim güzelim ben sana

Atlas ile konuşmayı gerçekten seviyordum ama bazı ithamları çok ağırdı üç gün önce ilk telefon konuşmamızda ne yapıp ne edip onun duygularına getirdim konuyu ama o her zaman ki sertliğiyle, 'Baban erkeklerle böyle konuşulmaması gerektiğini öğretmedi mi sana' demişti.

En kırıldığım bu değildi ama çok kırıldığımdı. Söylediği sözlerin çocuğunda babama dem vuruyordu ve babama karşı hassasiyetimi söyledikçe daha fazla iğnelemeye başlamıştı. Nedenini bilmiyordum belki de herkes gibi beni önemsemediği içindir.

Onunla hem konuşmak için can atıyordum hem de konuşmak istemiyordum çünkü bu kırıcı laflarını görüntülü aramada sarf ederse karşısında ağlamak istemiyordum, sonuçta asker bir adamdı vicdan azabı çekerse işlerine mani olabilirdim.

Atlas: Sana gönderdiğim hediye daha yeni ulaşmış olmalı.

Atlas: Masal yine seni kıracak birşey mi yaptım?​

Siz: Alakası yok şuan uykum var, açıkcası geri yatacağım. Hediyen için teşekkür ederim uyuyup uyandıktan sonra açarım.

Biraz değerimi anlasın diye soğuk davranacaktım ve onunl şu anlık konuşmatacaktım.

Son attığı mesajları yanıtlayıp telefonu köşeye fırlattım, yatağımın üzerindeki kutuları da kartonun içine geri tıkıştırdım ve giysi odamın önüne koydum. Nasılsa artık kimin tarafından gönderildiğini biliyordum.

En son Bora'ya böyle davrandığında soluğu başka kadının kollarında almıştı.

Saçmalama iç sesciğim istersen, Atlas Bora kadar şerefsiz değildir.

Emin miyiz?

Adım kadar emin sayılırım iç ses, bir Bora'ya bak; kaba saba, iltifat etmesini bilmeyen, tek amacı sahte kabadayılık olan, kadın düşkünü birisi.

Ama?

Aması şu, Atlas bazen çok fazla kırıcı olsa da centilmendi, hoşgörüşlüydü, kitap okurdu, ve askerdi küçüklükten askerlere olan hayranlığımla bile onu öne çıkartırdı, ki bence Bora'dan daha yakışıklıydı.

Masal...

Hayır o bizim arkadaşımız iç ses.

En azından o bizi öyle görüyor diye değil mi Masal?

Sus iç ses farkındayım hep senin yüzünden geldi bunlar başımıza!

Utancımdan yanaklarım pembeleşirken kendimi yatağa atıp yüzümü yastığa gömdüm Atlas'ın duygularından önce kendimi sorgulamam daha iyi olacak sanırım.

BÖLÜM SONU

VAY BE ATLAS KARVİS...

Boğazım ağırdığı için bu bölümü bile zar zor yazıyorum yarın bölüm gelmeyebilir bu yüzden...

Bu arada bundan sonraki bir kaç bölüm texting olacak ondan sonra ise düz yazı ve BOL BOL ZAMAN ATLAMASI SÜRECEK🥺🤧

​​​​​BİR SONRAKİ BÖLÜME KADAR KENDİNİZE İYİ BAKIN BALLARIM

INSTAGRAM: WATTY. PRENSESİYİM/MEYLSCHERRY