Yeni Üyelik
15.
Bölüm
@meylscherry

 

 

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın iyi okumalar❤️🍬🍷

🎧

 

 

Annemin ısrarları sonucu kapı kolunu kavradığımda son kez Atlas'da baktım ve kendi kendime mırıldanmaya başladım.

 

 

 

"Annemin gazabından kaçsa daha iyi olurdu sanki..."

 

 

Hiçbir şey olmamış gibi kapıyı açtığımda annemin sinirli ifadesi üzerimde dolanıyordu.

 

 

 

"Bu defa nasıl biriyle birlikte oldun da kapıyı açmıyorsu-"

 

 

 

Bakışları Atlas'a döndüğünde sustu bir bana döndü ardından bir kez daha Atlas'a baktığında burun kemerini sıktı.

 

 

"Ay bayılacağım şimdi sinirden."

 

 

 

İyi de daha Atlas'ı tanımıyor ki neden böyle bir tepki verdi?

 

 

 

Bu işte bir iş var benden söylemesi.

 

 

 

"Hürrem hanım iyi misiniz?"

 

 

 

Annemin yeni koruması annemi sakinleştirmek adına koltuğa oturtuğun da kapıyı kapatıp Atlas'a baktım, en az annem kadar o da düşünceliydi.

 

 

 

"Ah Masal ah neden bu kadar salaksın kızım sen!"

 

 

 

Kaşlarım çatıldığında annem hâlâ bana sövmekle yetiniyordu.

 

 

 

"Hayır yani suç bende gidip baban gibi gerizekalı bir adamdan seni doğruyorum salak kafam bilseydim zeki iş adamlarından birini baban yapardım!"

 

 

 

Hâlâ anlamamış gibi durduğumda sinirle topuğunu zemine vurdu, "Git bana su getir ya da dur ben gidip kendim içerim!"

 

 

 

Ayağa kalkıp mutfağa gittiğinde kaşlarımı çatarak Atlas'a döndüm, "Annem daha seninle tanışmadan neden bu denli öfkelendi bir fikrin var mı bu konu hakkında?"

 

 

 

Omuz silkerek az önce uzandığımız yastık ve yorganları katlayıp koltuğu düzeltti, cevap vermekten o da kaçıyordu.

 

 

 

Anlımı ovaladığımda stresten nerdeyse düşüp bayılacaktım.

 

 

 

"Ben bir anneme bakıp geleyi-"

 

 

 

Atlas, kolumdan tutup beni koltuğa oturttu.

 

 

 

"Sen otur ben bakayım hem böylece ön yargılarını kırarız ne dersin?"

 

 

Garip davranıyordu.

 

 

 

Fazlasıyla.

 

 

 

"İyi sen bilirsin..."

 

 

 

Atlas, mutfağa gireli beş dakikayı bulamamıştı ki annem az önceki sinirli halinin aksine düz bir suratla mutfaktan çıkmıştı.

 

 

 

Öylece bakakaldığımda annem elini çenesine koydu önce bana daha sonra ise yanında dikilen Atlas'a baktı.

 

 

 

"Anne... niye öyle bakıyorsun?"

 

 

 

 

"Bora'dan daha yanlışını nasıl seçebildin diye düşünüyorum."

 

 

 

Yutkunmadan edemedim daha Atlas'ı tanıyalı beş dakika bile olmadan onun Bora'dan kötü yapacak neyini görmüş olabilirdi ki?

 

 

 

Topukları üzerinde dönerek evin içinde dönmeye başladığında gözlerimi bir saniye olsun ondan çekmiyordum, o sivri dili dur durak bilmeyecekti şimdi.

 

 

 

"Hayır yani Bora bile şu heriften daha iyiydi..."

 

 

 

Atlas'a baktığımda kollarını birbirine kenetlemiş bir şekilde bana baktığını gördüm. Sadece benim ona inanmamı istiyor gibiydi.

 

 

 

Annem kitaplığımın önünde durduğunda bir kaç kitabı eline alıp görüş açısına beni alacak şekilde döndü.

 

 

 

"Bora'nın sana hediye ettiği kitaplar bile hâlâ buradayken gerçekten onu unuttuğunu mu söylüyorsun?"

 

 

 

Kaşlarım ani bir şekilde çatıldığında küfür etmemek için kendimi gerçek anlamda zor tutuyordum.

 

 

 

Atlas'ı kızdırmaya çalışıyordu ve bunu gayet iyi beceriyordu ama hesap etmediği birşey vardı; beni de öfkelendiriyordu.

 

 

 

"Söylesene onu unuttun mu gerçekten?"

 

 

Hızlı adımlarla ilerleyip elindeki kitapları bir hınçla çektim, "Benim mutlu olmamamdan rahatsız mı oluyorsun?"

 

 

Kurduğum cümle onu hayrete düşürmüş olmalı ki kısa bir süre yere baktı.

 

 

"Masal-"

 

 

Kitapları alıp yere fırlattım, "Ne Masal ne! kiminle birlikte olursam karşı çıktın hep. Bora ile karşına çıktığımda da, Sinan'a karşı duygular hissettiğimde de! Şimdi de kalkıp Atlas'a aynı muameleyi gösteriyorsun, annesin tamam korkumak istiyorsun ona da tamam ama neyden? kimden korkuyorsun beni kafandaki senaryolardan mı?"

 

 

Onunda içindeki öfke harlanmış olmalıydı.

 

 

"Kafamdaki senaryo öyle mi?"

 

 

 

Kafasını olumsuz anlamda iki yana öfkeyle savurdu, "Benim kızımsın sen! nelerin seni üzebileceğini benden iyi kimse bilemez!"

 

 

 

Annem onu daha önce görmüş olmalıydı, kollarımı kavuşturup elimle arkada kalan Atlas'ı işaret ettim.

 

 

 

"Onu önceden tanıyor musun?"

 

 

"Kızım-"

 

 

"Tek birşey sordum sana!"

 

 

 

Bakışları yere düştüğünde kaşlarım olabildiğince çatıldı onu tanıyordu?

 

 

"Nerden tanıyorsun onu?"

 

 

Annem iki adım geriye attığında keskin bakışları Atlas'ı buldu ona karşı derin nefreti ortamı gereğinden fazla geriyordu zaten.

 

 

"Kendisi anlatsın sana."

 

 

 

Gözlerim bu defa Atlas'ı bulduğunda bakışlarında ilk defa bana karşı bu denli soğukluk görüyordum.

 

 

"Anlatılacak birşey yok." Ellerini cebine yerleştirdi.

 

 

 

Annem öfkeyle karşısına geçip ellerni beline yerleştirdi.

 

 

"Anlatacak çok şey var Atlas Karvis mesela kızımı aldığı yanlış hat yüzünden bir terörist olarak gördüğünü, ona bundan dolayı bu kadar yakın olduğunu anlatmakla başlayabilirsin mesela!"

 

 

Kalbime saplanan ani acıyla iki adım öne doğru attım, kafamdan türlü türlü senaryolar geçti.

 

 

Geçti.

 

 

Geçti...

 

 

Ama hiçbir senaryoda Atlas benim gözümde kötü biri değildi, hiçbirinde suçlu Atlas değil annemin pimpirikli daranışlarıydı.

 

 

 

Kalbimin derinliklerinde yıllar sonra hissetiğim acı yerine otururken dudaklarım hafifçe aralandı yapmaz demek istedim ama o da yaptı.

 

 

 

Kim yapmadı ki, Masal zaten seni dünyaya getirerek en büyük acımasızlık yapılmış kim sana neden acısın ki.

 

 

 

Gözlerimin önünde akıp giden zamanda kaybolmayı dileyen bir okyanus gibiydim.

 

 

 

Uçsuz bucaksızken içine atılan son taşla taşkınlığa uğrayan bir bardağa dönüştüm.

 

 

 

Ve evet bir kez daha düştüm ormanın yeşillikleriden yapılan yapay kuyuya, yalnızlık tanışabileceğim yegane bir lütuftur artık...

 

 

 

Bölüm sonu

 

 

Şiirim nasıl olmuş bakem??

 

 

 

Hiçbir edebiyat hocasının beğenmediği şiirimin bir kısmını satırlarıma ekleyip ölümsüzleştirmek istedim 🤧

 

 

 

Kimse bu şiirden öteki bölümü tahmin edemeyecek gibi geliyor Paukalalalsö

 

Loading...
0%