Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1. Bölüm

@miacengiz27

Herkese merhaba. Gecenin Şarkısı benim romantizm konulu ilk kitabım ve çok uzun bir süredir üzerinde çalıştığım bir kitap. Gecenin Şarkısı'nın ilk bölümünü 18.09.2024 tarihinde kitappadde yayınlıyorum. Umarım Gece ve Mirza'nın ve diğer karakterlerimin hikayeleri hoşunuza gider. Desteğinizi esirgemeyin lütfen. İlk etapta beş bölümü birden yayımlayacağım. Diğer bölümler haftada bir gelicek. Şimdilik. İyi okumalar.

 

1.Bölüm

Genç kadın, sabahleyin çalan alarmın sesiyle gözlerini açtı. Dün gece işten çok geç gelmişti. İç çekti ve telefonu eline aldı. Alarmı kapatıp saate baktı, saat daha sekizdi. Yatakta doğrulup yüzünü elleri arasına aldı. Aynalı konsolun üzerinde duran âşık olduğu adamın fotoğrafına baktı. İçini çekti. “Neden ki?” Kaç yıldan beri aklından çıkmayan bir soruydu. Hayatı değişmişti ama hâlâ o adama ilk günkü gibi aşıktı. Sevdiği adamın ismini mırıldandı. “Mirza…”

Mirza onun çocukluk aşkıydı. Onlar birlikte büyümüşlerdi. Ama yaptıkları bir hata yüzünden babası onları ayırmıştı. Gece’nin içini babasını düşündükçe büyük bir nefret duygusu kaplıyordu. Keşke babasından bu kadar nefret etmeseydi. Keşke her şeye rağmen onu bağışlayabilseydi. Keşkeler ile hiçbir şeyin düzelmeyeceğini biliyordu. Babasının ona yaşattıklarını asla unutamayacaktı.

İçinde bir acı vardı bu acı bütün uzuvlarına yayılıyordu. Canından can gidiyordu ve elleri ayakları tutmaz bir hal alıyordu. Kaderine karşı koymayı çok isterdi. Peki neydi kader? Kaderini o mu yazmıştı yoksa daha önceden yazılmış mıydı? Kendisine bahşedilen köle bir hayatımı yaşıyordu, bilmiyordu ama bildiği tek bir şey vardı; Sevgisizliğin altında ezilerek uyur ve sabah olduğunda aynı eziklikle gözlerini açardı.

Genç kadın düşüncelerinden sıyrılıp çıplak ayaklarını yataktan sarkıttı ve buz gibi olan parkeye bastı. Ayağa kalkıp banyoya ilerledi. Günlük rutin işlerini halledip gardırobundan taytını ve beyaz bir tişört alıp giyindi. Spor ayakkabılarını da giydikten sonra sabah koşusunu yapmak için evden çıktı.

Koşu yapacağı zaman telefonunu yanına almaz ve evinden kırk beş dakika uzağındaki eczanenin önüne kadar koşardı ve yürüyerek pastaneden çörek alarak evine geri dönerdi. O kadar büyük bir kahvaltı olmasa da çöreklerinin yanına güzel bir şeyler hazırlardı ve sonra iş yerine gitmek için hazırlanırdı.

Gece temiz havayı ciğerlerine doğru çekip aynı hızla dışarıya geri verdi. Bu saatleri New York'ta gün yeni başlardı. Gece son bir nefes daha alıp verdikten sonra adımlarını hızlandırıp koşmaya başladı. Serin hava kollarını okşarken rahatladığını hissediyordu. Ama içindeki öfke ve kızgınlık hissi onu kendini daha kötü hissetmesine neden oluyordu. Yalnızdı, kimsesizdi. Bir ailesi yoktu. Annesi çok uzağındaydı. Çok olmuştu annesinin sıcaklığını hissetmeyeli. Her şeyi alınmıştı elinden; sevdiği adam, bebeği, annesi…

Adımlarını durdurup parktaki bir banka doğru yürüdü ve oturdu. Her zamanki gibi Mirza'yı düşünüyordu. En son aldığı habere göre nişanlanmıştı. Mirza'nın nişanlandığı aklına gelince Gece'nin gözleri doldu ve ağlamaya başladı. Mirza'ya deli gibi aşıktı ve sevdiği adamı başka bir kadının olması ona acı veriyordu. Elinin tersiyle gözyaşlarını sertçe sildi. Toparlanması gerekiyordu.

Oturduğu banktan kalktı ve eve doğru yürümeye başladı. Bugün keyfi diğer günlere aksine hiç yoktu. Dalgın bir şekilde eve kadar yürüdü. Kapıya geldiğinde Anahtarlarını çıkarıp kapıyı açtı ve içeriye girdi. Salona doğru ilerlediğinde Elif'in cam kenarında durmuş dışarıyı izlediğini gördü. Elif onun amcasının kızıydı ve en yakın arkadaşlarından biri olmasına rağmen Gece ona Mirza ile ilgili hiçbir şey anlatmamıştı ve anlatmayı da düşünmüyordu. Anlatması güçtü ve eski anıları dile getirmek ona acıdan başka bir şey vermeyecekti.

Gece gülümsedi. “Günaydın?” dedi Elif'e ve buzdolabından bir şişe soğuk su aldı ve içti. Yarısı dolu olan şişeyi tezgahın üzerine bıraktı.

Elif, Gece'ye doğru döndü ve her zamanki gülümsemesiyle, “Sanada,” dedi. “Koşudan mı geliyorsun?”

Gece bir iç çekip başını salladı. Elif'in neşesinin yerinde olduğunu görebiliyordu. Bu yüzden Elif'i kıskanmadan edemiyordu.

Elif gülümsedi ve dudaklarını birbirine bastırdı. “Anladım, yine huysuzsun bugün.”

Gece homurdandı ve kendini koltuğa attı. “Huysuz filan değilim.” dedi ve gözlerini kıstı. “Ama senin ağzın kulaklarında.”

Elif’in yüzündeki gülümse soldu ve Gece’nin gözlerinin içine bakmaktan kaçındı. “Mirza nişanlanmıştı ya birkaç aya kadar düğünü varmış.”

Gece'nin bedeni otuduğu yerde kaskatı kesildi. İçine yine ağlamak geliyordu. Ama Elif'in yanında Mirza'ya karşı olan duygularını belli edemezdi. Elif'e güvenmediğinden değil ama onu unuttuğunu göstermeliydi işte. “Elif, ne Mirza ne de ben küçüklüğümüzdeki gibi değiliz. Konuşmuyoruz bile.”

Elif, Gece'nin gözlerinin içine baktı İçindeki kelimeler artık dışarıya çıkmak istiyordu. "Gece, sen Mirza'ya aşıksın. "

Gece'nin mavi gözleri şaşkınlıkla ve üzüntüyle açıldı. Gece koltukta biraz daha sindi ve başını elleri arasına aldı.

Elif, arkadaşının gözlerine baktı, çaresizliği gözlerinden okunuyordu. “Gece, Mirza'nın evlenmesine izin mi vereceksin?”

“Napabilirim, Mirza'nın seçimi?” dedi Gece çaresizlikle.

Elif, “Türkiye'ye gideceksin,” dedi karalı bir edayla.

Elif'in bu cümlesi Gece'yi afallatmıştı ama ilgisini çekmişti. Bir taraftan mantıklı gelsede bir taraftan saçma geliyordu. Türkiye'ye geri dönecekti dönmesine ama nasıl yüzleşecekti?

Mirza sabahleyin uyandığında hiç olmadığı kadar huysuzdu. Nedenini bilmiyordu ama içine sinmeyen bir şeyler vardı. Neden Gece'yi aklından çıkaramıyordu ki? Uzun zaman önce çıkarmıştı ama şimdi olmuyordu veya o zaman çıkardığını sanmıştı. Bu ağır bir şeydi ve Mirza suçluluk hissediyordu. Sonra gaddarlaşıyordu, suçluluk hissetmesi gereken bir kişi varsa o da Gece'ydi ona göre. İkide bir onun aklına gelmemeliydi. Onu bırakıp gitmişti ve hayatına şu an başka bir yerde devam ediyordu. Mirza'da hayatına devam edecekti, Gece bunu yapabiliyorsa o da yapabilirdi.

Yatağından kalkıp banyoya doğru ilerledi. Siyah tişörtünü üstünden çıkarıp aynada kendine baktı. Saçı başı dağınıktı, göz kızarıktı ve göz altlarında torbalar oluşmuştu. Dün gece çok fazla alkol almıştı ve olanların bir kısmını hatırlamıyordu. Arkadaşlarının yanında ne saçmalamıştı? Gece ile ilgili bir şey saçmalamış mıydı? "Hayır!" dedi kendi kendine ama içindeki kuşku daha baskın geldi. Gece ile ilgili bir şey saçmalamamışımdır diye geçirdi içinden. Ya saçmalamışsa? Aceleyle banyodan çıkıp Onur'u aradı.

Onur telefonu uykulu bir şekilde açtı. “Alo?”

Mirza telaşla odada dört dönerken “Dün gece ne oldu?” diyebildi.

Telefonun diğer tarafındaki Onur bıkkınlıkla bir nefes alıp verdi. “Sen, Gece'ye aşıksın Mirza. Rüya'yı kandırıyorsun.”

Mirza içinden bir küfür savurdu. “Gece öldü.”

Onur bilmiş bir şekilde, “Gece çıkıp gelse ilk günkü gibi olursun.”

Mirza arkadaşının sesinden bir şey bildiğini hemen anladı. “Sen bir şeyler biliyorsun,” dedi kuşkuyla. “Dökül hemen!”

“Tamam, dostum kızma söyleyeceğim!” dedi Onur kendini savunan bir sesle. “Elif, Gecenin hâlâ sana aşık olduğunu söylüyor ve Gece Türkiye'ye geliyormuş.”

Mirza'nın şaşkınlıkla, “Ne?” diyebildi.

“Aranızda geçmişte ne yaşandıysa artık onun açıklığa kavuşması gerek,” dedi Onur. “Rüya'ya, Gece'den bahsettin mi?”

“Rüya, Gece'nin bizim evdeki fotoğraflarını gördü sadece, en yakın arkadaşım olarak biliyor,” dedi Mirza.

Onur iç çekti. “Bence Gece ile konuşman gerek.”

Mirza, Gece ile konuşmayalı yıllar olmuştu. “Hayır, Gece ile konuşmayacağım, ben Rüya ile evleneceğim,” dedi kararlı bir edayla.

Onur sabırla, “Tamam, dostum. Ama çıkmaza girdiğinde sakın bana başvurma,” dedi ve telefonu kapattı.

Mirza kapanan telefonun ardından bir küfür savurup yatağın üzerine oturdu ve gözüne parmağındaki nişan yüzüğü ilişti. Ne olursa olsun Rüya ile evlenecekti. Gece onu bırakıp gitmişti şimdi hayatına niye tekrardan giriyordu ki? Onun tekrar hayatına girmesine asla izin vermeyecekti, duygularını altüstü etmesine izin vermeyecekti. Tekrardan o acıyı yaşamak istemiyordu. Rüya onun hayatına ansızın girmişti ve onun yaralarını azda olsa iyileştirmişti. Rüya'yla evlenebilirdi. Güzel bir kadındı, sevecen ve iyi kalpliydi. Bir kadında olması gereken tüm özellikler vardı. Gece gibi değildi sevdiğini bırakmazdı. Başını iki yana sallayıp salona doğru harekete geçti. Mutfaktan güzel kokular geliyordu. Mutfağın kapısına yaklaşıp Rüya'yı kahvaltı hazırlarken izlemeye başladı.

Rüya işine odaklanmış durumdaydı ve Mirza'nın orada durduğundan haberi yoktu. Tepesinden alt kuyruğu bağladığı saçından küçük saç telleri özgürlüğünü ilan edip dağılmıştı. Rüya saçlarının yüzüne dağılmasından nefret ederdi. Birden belinde hissettiği sıcak kollarla yerinden sıçradı ve Mirza'ya bakıp elini kalbine götürdü. “Korkuttun beni, Mirza!”

Mirza mutfak tezgahına yaslanıp “Senin ne işin var burada?” diye sordu. “Hangi ara geldin?”

Rüya mutfaktaki işine geri dönüp Mirza'ya cevap verdi. “Birlikte kahvaltı yaparız diye düşünmüştüm. Tabii senin içinde uygunsa.”

Mirza, genç kadına baktı ve ellerini tuttup gülümsedi. “Tabii ki uygun.”

Rüya, Mirza'nın gözlerine baktı. “Hadi ama git üzerine bir şeyler giyin.”

Mirza başını salladı. “Tamam,” dedi ve Mutfaktan çıkıp yatak odasına doğru yürüdü. Üzerini değiştirip salona geri dödüğünde kahvaltı masası hazırdı. Masaya oturdu. Rüya'da yanında oturuyordu.

Rüya çayından bir yudum aldı. “Onur aradı.”

Mirza yemek yemeği bırakıp Rüya'ya baktı. “Ne dedi?”

“Şey, sana söylememi istediği bir şey var, şu senin çocukluk arkadaşın mı, her neyse o geliyormuş. Adı neydi?” dedi Rüya ve düşünmeye başladı.

Mirza yemeğini yemeğe devam etti. “Gece,”

Rüya başıyla onaylayıp "Haa, evet o, " dedi ve suratını buruşturdu. "İsmi biraz tuhaf. Gece ne ya başka bir isim bulamamışlar mı?

Mirza hiçbir şey söylemedi ve yemeğini bitirip sofradan kalktı. “Ellerine sağlık Rüya.”

Rüya, Mirza’nın peşinden kalktı ve onu yolcu etti. Masaya geri döndüğünde Mirza’nın unuttuğu telefonuna baktı. Telefon ısrarla çalıyordu. Telefonu eline aldığında arayan kişiye baktı. Gece'm yazıyordu. Cevaplayacağı sıra telefon elinden çekilip alındı.

Mirza, Rüya'nın elinden telefonunu alıp arayan kişiye bakmadan telefonunu kapadı. “Telefonu unutmuşum.”

“Gece denen kızı, Gece'm diye kaydetmişsin,” dedi Rüya ve kollarını göğsünde birleştirdi.

Mirza, Rüya’ya cevap vermeden oradan uzaklaşıp evden çıktı ve ısrarla çalan telefonuna baktı. Gece arıyordu. Boğazına bir yumru oturdu. Onun sesini duymak istiyor muydu? Evet istiyordu. Gece'de olduğu kadar onda da suç vardı. Gece gittiğinde onu hiç aramamıştı. Mirza telefonu açtı. “Alo?”

Gece sevinçle, “Mirza?” diye mırıldandı.

Mirza nefesini tuttu. Ne diyeceğini bilmiyordu. Onun sesi özlemişti. "Gece? "

Gece, eskiden bu adamın sesini özleyeceği hiç aklına gelmezdi. Ama şu an deli gibi özlüyordu. “Konuşmamız gerek, Mirza. Konuşabiliriz değil mi?”

Mirza arabasına bindi. “Ne konuşacağız? Beni bırakıp gittiğini mi?”

Gece nefesini tuttu, sanki isteyerek onu bırakmıştı, bırakmaya zorlanmıştı. Hem suç onda oldu kadar Mirza'da da vardı. Onu gittiğinden beri hiç aramamıştı üstelik yerine başka birini bulmuştu. “Suçlusu ben miyim? Seni bırakmak istedim mi sanıyorsun? Mirza ben buna zorlandım,” dedi bağırarak. “Bende suç olduğu kadar sende de suç var!”

Mirza çenesini sıktı. “Evet bende de suç var; Seni hamile bıraktığım için...”

Gece nefesini tuttu. “Mirza, lütfen ama bu senin suçun değildi.”

Mirza derin bir iç çekti. “Niye aradın? Onca zaman aramamıştın çünkü.”

“Seni özledim...” dedi Gece gözlerinden yaşlar süzülürken. “O zamanlar numaranı buldum ama cesaret edemedim aramaya.”

Mirza'nın gözleri doldu. Onu, o kadar çok özlemişti ki onu hiç aramadığı için kendine kızıyordu. Onu bulmaya, yanında olmaya çalışsaydı bunlar yaşanmazdı belki ve Gece onun hayatında olurdu. Kızını da koruyamamıştı ki, sevdiği kadını korusun.

“Mirza o kadına aşıksan onunla evlen, eğer değilsen o kadına bunu yapma, duygularıyla oynama,” dedi Gece ve bekledi.

Mirza cevap veremedi.

Gece telefonu sıkı tuttu. “Şimdi kapatmak zorundayım. Lütfen kalbinin sesini dinle,” dedi ve telefonu kapattı.

Mirza başını direksiyona yasladı. Neden onu bırakmıştı ki?

_____________

1. Bölümün sonuna geldiniz. Daha yeni başlıyoruz umarım romanımın gidişatını seversiniz. Diğer bölümde görüşmek üzere.

İletişim Bilgileri

Instagram: _miacengizkitapligi_

Twitter: merve_author

Gmail: merveauthor215@gmail.com

Loading...
0%