@miacengiz27
|
Herkese merhaba, 4. Bölüm'desiniz umarım keyif alıyorsunuzdur. Desteğiniz için teşekkürler. İyi okumalar.
4. Bölüm
(2023, Günümüz) Phoebe bilgisayarının başında modern cadılıkla ilgili araştırmalarını yapıyordu. Büyü ezelden beri var olan bir şeydi ama bazı insanların bunu kullanma yetkileri yoktu. Phoebe büyüyü kullanabilen bir insandı. Büyünün ve uzun yaşamanın ne demek olduğunu faniler bilemezdi. Asırlardır hayattaydı. Birçok savaş, birçok yıkım, birçok insanla tanışmıştı. Kimilerine âşık olmuştu. Phoebe oturduğu yerden kalktı ve içinde kötü bir his vardı. Annesiyle konuşması, yaşadıkları lanet hepsi Phoebe'yi allak bulak ediyordu. Phoebe araştırma yapması gerektiğini biliyordu ama nereden başlayacağını bilmiyordu. Babası her şeyi ondan sır gibi saklıyordu. May Halası da babasına itaat ediyordu. Her zaman böyle olmuştu. Phoebe, May'in onu sevdiğini hissetse de emin olamıyordu. Çünkü sonuçta cadı kanı da taşıyordu. Phoebe düşüncelerinden sıyrılıp kütüphanenin yolunu tuttu. Evde babasına ait kocaman bir kütüphane vardı. Antik çağlardan kalma bir sürü kitap vardı. Hatta insanların bilmediği kitaplarda vardı. Vampirlerin soyuyla ilgi olan bütün kitapları okumuştu. Bu dünyada insanlar yokken vampirler başka bir görünüme sahip yaratıklardı ama insanlar var olmasıyla birlikte çoğu vampir soyunu devam ettirmek için insanlarla evlenmişler ve devam edecek olan soy ne kadar insana benzese de vampirlerin bütün özelliklerini taşıyordu. Kütüphaneye girince babasını birkaç kitabı incelerken gördü. Ona doğru yaklaştı. Babasının incelediği kitaplar cadılarla ilgiliydi. "Baba?" Kütüphanenin eski rafları arasında, tozlu sayfalar arasında kaybolmuş gibi duran London, ciddi bir ifadeyle eski bir kitaba dalmıştı. Phoebe'nin sesini duymasıyla başını kaldırdı. "Phoebe burada ne arıyorsun?" Phoebe omuz silkti ve koltuklardan birine oturdu. "Şey....araştırma yapmak için geldim." London kaşlarını çattı. "Ne araştırması?" Phoebe derin bir nefes aldı. "Şey…Annem için." London bir süre sessiz kaldı, sonra dayanamayıp, "Bütün kitapları okudum Phoebe. Ama annen için yapılacak bir şey yok." Phoebe içinin acıdığını hissediyordu. Vampir ve Cadı olabilirdi ama annesini özlüyordu. "Peki onu neden gömmüyorsun?" London bu soruya cevap verebileceğini sanmıyordu. Elindeki kitabı kapadı ve ayağa kalktı. "Sana iyi çalışmalar Phoebe." Kütüphanenin kapıları açıldı ve içeriye hızla adımlarla May girdi. May, yüzünde bir gerginlikle London ve Phoebe'ye baktı. "Phoebe babanla konuşmamız gerekiyor, çıkar mısın?" Phoebe iç çekti. Artık bu durumdan bıkmıştı. "Artık beni devre dışı bırakmayı kesseniz mi? Benden saklamaya çalıştığınız her şeyi biliyorum! Annemin neden lanetlendiği, neden cadıların beni kabul etmediği, Logan denen adamla aranızda olanları. Yeterince her şeyi biliyorum!" London kızına döndü ve kızgın bir şekilde üzerine doğru yürüdü. "Büyüyle bizi mi izledin?" Phoebe dudaklarını birbirine bastırdı. "Ben bi cadı kanına sahibim baba ve her şeyden beni uzak tutamazsın!" "Sen aklını mı kaçırdın?" diye kükredi London. Phoebe yerinden sıçradı. Babasının buz mavisi gözleri daha açık bir renk almıştı ve oldukça sinirli gözüküyordu. May, Phoebe'ye döndü. "Bizim senden bir şey sakladığımız yok, sadece seni koruyoruz. Sen hem cadılar için hem de vampirler için korkulu bir gerçeksin. Biz seni koruyoruz Phoebe!" Phoebe, kendini zorlayarak sakinleşmeye çalıştı. "Beni koruyorsunuz, öyle mi?" diye sordu, sesinde hüzün ve öfke vardı. "Belki de benim de kendimi koruma hakkım var." May, bir an için duraksadı, sonra üzgün bir ifadeyle başını salladı. "Phoebe, seni seviyoruz. Ama bu dünya, senin düşündüğün kadar basit değil. Geçmişte yaşananlar, geleceği belirler. Senin güvenliğin için bazı şeyleri sana açıklamamız mümkün değil." Phoebe, gözlerini babasına dikti. "Ben de yaşadığım bu lanetin bir parçasıyım, babacığım. Beni dışlamak yerine, bana destek olmanızı beklerdim." London, bir an için Phoebe'ye bakışlarını yumuşattı, ama sonra tekrar ciddi bir ifadeyle konuştu. "Büyü, senin hayal edemeyeceğin kadar karmaşık bir güç, Phoebe. Senin güvenliğin için, bazı gerçekleri sana açıklamamız mümkün değil. Şimdi lütfen, odana git ve dinlen. Bu konuyu daha sonra konuşuruz." Phoebe, ağzından çıkacak olan sözleri zor tutarak kütüphaneden sessizce çıktı. İçinde karışık duygularla dolu bir şekilde odasına doğru ilerledi. Artık daha fazla araştırma yapmanın bir anlamı olmadığını düşünüyordu. Gerçekleri öğrenmek istese de ona verilen cevaplar hep yarım kalmıştı. Bu yüzden araştırma yapsa da hep yarım kalacaktı. Keşke annesi bütün cevapları ona verseydi. Kapısını kapattıktan sonra odasındaki sandalyeye oturdu ve derin bir nefes aldı. Kafasını ellerinin arasına alarak düşüncelere daldı. Geçmişte yaşadığı olayların ve lanetin etkileriyle baş etmek zorundaydı. Ama artık kendi yolunu bulma zamanı gelmişti. Odasında sessizlik hakimken, Phoebe'nin içindeki büyücü ruh yeniden canlandı. Belki de gerçekleri bulmak için daha cesur olmalıydı. Yaşadığı dünyanın sırlarını çözmek için, kendine olan inancını güçlendirmeli ve karanlıkla savaşmak için hazırlıklı olmalıydı. Artık onun için hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. ¤ London, Phoebe odadan çıkınca May'e döndü. Şu sıralar şehirde her konumda dikkat çekmeye başlamışlardı. İnsanlardan uzak olmak onları olası tehlikelere karşı koruyordu. Hem de insanları ona karşı koruyordu. "Ne oldu May?" May, London'a baktı. İlk defa bu kadar tehlikede olduklarını hissediyordu. "Dışarıda, şehrin kenarında, bir grup vampir toplandı. İnsanları avlamak için dolaşıyorlar. Toplu insan cesetleri bulunmuş. Herkese başkan olarak senden gelecek haberi bekliyor." London dişlerini sıktı. Eğer bu Logan'ın işiyse onun kalbini sökmek için elinden geleni yapacaktı. Ne de olsa onun sahip olduğu her şeyi London vermişti ve geri de alabilirdi. "Logan uyarımızı dikkate almadı galiba, yeterince açık değil miydik?" May, Logan'ın ismini duyunca içinin titrediğini hissetti. Onunla ilgili her şey hep bin yıllık anılarındaydı. "Planımız ne?" London, ciddi bir ifadeyle May'e döndü. "Planımız, şehri korumak ve bu vampirleri durdurmak. Logan'ı durdurmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Bu şehirde artık onun istediği gibi korku salan birini istemiyoruz." May, kararlılığını hissederek başını salladı. "Öyleyse ne yapmalıyız?" London düşünceli bir şekilde başını eğdi. "Öncelikle, bu vampirlerin hareketlerini izlemeliyiz. Nereden geldiklerini, ne istediklerini bulmalıyız. Sonra, onları durdurmak için bir plan yapmalıyız. Phoebe'yi de bu durumdan haberdar etmeliyiz, güvenliği için dikkatli olmalı." May, endişeyle Phoebe'nin adını duyunca hemen söze girdi. "Phoebe'ye olanları anlatmalı mıyız? Hem cadı hem de vampir olduğu için ekstra dikkatli olmalı." London derin bir nefes aldı. "Evet, Phoebe'yi bu durumdan haberdar etmek zorundayız. Onun da bilmemesi gereken bir şey olduğunu düşünmüyorum. Güvenliği için gereken önlemleri alacağız. Sonra da Logan ve onun adamlarını durdurmak için harekete geçeceğiz." May, kararlılıkla başını salladı. "Anladım. Phoebe'ye durumu anlatayım, sen de harekete geçme planını hazırla. Bu vampirlerin şehrimize saldırmasına izin vermeyeceğiz." London, May'in kararlılığını takdirle karşıladı. "Doğru, May. Şehrimizi korumak için elimizden geleni yapacağız. Logan ve onun adamları için zamanı geldi, artık onlara dur demenin zamanı." May, London'ın gözlerine derin bir bakış attı. "Phoebe'ye güvenliği konusunda endişelenmemesi gerektiğini söyleyeceğim. Ancak, durumu ciddi olduğu için hazırlıklı olmalı." London başını salladı. "Anladım, May. Güvenlik önlemlerini alıp, Phoebe'nin de bilgisi dahilinde hareket edeceğiz. Logan ve adamlarının bu şehirde dolaşmasına izin veremeyiz." May, hızla dışarı çıkmak üzereyken duraksadı ve London'a dönerek, "Seninle güçlü olacağız, London. Logan'ın bizi yıldırmasına asla izin vermeyeceğiz." London, May'in gözlerine kararlılıkla baktı. "Evet, May. Birlikte güçlüyüz ve bu şehri korumak için her şeyi yapacağız." May, hızla kütüphaneden çıkarken London da kendi planını yapmak üzere harekete geçti. Şehrin geleceği tehlikede olduğunda, güçlü bir lider olarak hareket etmek zorundaydı. Logan ve adamlarının kötü niyetlerine karşı durmak için her şeyi yapacaktı. Phoebe'nin güvenliği için ekstra önlemler alırken, aynı zamanda şehri koruyacak bir plan hazırlamak için kolları sıvadı. Logan ve onun adamları için artık sessiz kalmayacaklardı. Şehirlerini savunmak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarına söz verdiler. Phoebe'nin güvenliğini sağlamak ve şehri korumak için birlikte hareket edeceklerdi. Artık Logan ve onun adamları için sadece bir düşman değil, aynı zamanda karşı koymaları gereken bir tehdit olmuşlardı. ______________ 4. Bölüm'ün sonuna geldiniz. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Bir dahaki bölümde neler olacak iple çekiyorsanız beni takip etmeyi unutmayın. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Diğer bölümde görüşmek üzere. İletişim Bilgileri Instagram: _miacengizkitapligi_ Twitter(X): merve_author Gmail: merveauthor215@gmail.com |
0% |