@middlemist
|
Bütün günün yorgunluğu üstümdeyken kafenin kapısından içeri girdim.Etrafa dikkatlice bakındığımda beni görüp masadan yanıma gelen silüete baktım.Bu Yunus'du. "Selin,hoşgeldin" Heyecanlı olduğunu görebiliyordum.Yavaşca elini sırtıma götürdü ve eş zamanlı masaya doğru yürüdük. "Senin için cam kenarı tercih ettim." Cam kenarı sevdiğimi nerden biliyordu bu?Aklımda tuhaf şeyler dönerken bir an için masada duran ve kökü suya konulmuş yasemin çiçeğine takıldı gözüm. "Bu..." Elimle dokunduğumda aynı anda Yunus'a baktım. "Şey...sanırım kafeye ait birşey" Bu beni şüphelendiriyordu.Yoksa daha önce gelen çiçekler de Yunus'a mi aitti. "Ne yemek istersin prenses?" Elindeki menüye bakarken sessizliğime kulak verip kafasını kaldırdı ve gözlerime baktı. "Yanlış bir şey mi söyledim?" Rahatsız oluyordum evet ama bunu ona söyleyip üzmek istemiyordum. "Yok hayır,sadece ne yiyeceğimi düşünüyordum." Kafamızın üstünde bekleyen garson ikide bir 'bir şeye ihtiyacınız var mı?' Diye soruyordu.Ve sanırım onu def etmem gerekti. "Ben bir tane karışık tost almak istiyorum birde yanına taze sıkılmış portakal suyu olursa sevinirim" Ben siparişi verirken adam not ediyordu.Kafasını Yunusa çevirdiğinde Yunus da börek ve çay istemişti. "Aslında geleceğini düşünmüyordum". Yunus konuşunca dikkatimi ona verdim. "Ah,gerçekten dün için özür dilerim.Normalde verdiğim sözleri gerçekten unutmam fakat öyle dayımlar gelince çıkmış aklımdan.Kusura bakmadın değil mi?" "Sorun değil sıkma canını.Burdayız işte" Kafamı olumlu anlamda sallayıp telefonumdan saate baktım. "Belli ki seni sıktım." Telefondan ayırdığım gözlerimi Yunus'a çevirdim. "Yok estağfurullah olur mu öyle şey.Gerçekten sıkılma falan yok.Sadece sabah aklıma bişey takıldı onun üzerine düşünüyordum o kadar." "İstersen bana da danışabilirsin.Yardımcı olmaktan mutluluk duyarım Selin." Sanırım söylemekten zarar gelmezdi.Sabah yengemin bavulunda bulduğum arapca yazılı kağıdın fotoğrafını gösterdim. "Sence bu ne olabilir?" Biraz öylece baktı. "Arapça bilmiyorum.Ama dua gibi birşey olabilir.Nerden buldun bunu?" "Söyleyeceğim ama abime söylemezsen?" Kafasını hızlıca salladı. "Asla.Sır saklamada bir ustayım emin olabilirsin" Güven vermiş olmalıydı ki aniden dilimin bağı çözüldü. "Bu sabah yengemin bavulunda buldum" "Hmm yani yeni evli birisi.Dua falan olabilir.İstersen birilerine sordurtabilirim." "Yok gerek yok ya.Teşekkür ederim yine de." "Yanlış anlamazsan birşey sormak istiyorum Selin." Meraklı bir şekilde bana bakıyordu. "Sorabilirsin tabikide." "Bu ne işine yarayacakki.Yani neden bu kadar merak ettin?" Sebebini bende bilmiyordum.Ama Semra ablanın söyledikleri kafamı karıştırıyordu.Ve bu sabah dayımın dedikleri.Nasıl böyle birisine dönüşmüştü?Hoşmerimde ne vardı ki bu kadar gözü dönmüş gibi aşık? "Ben...öylesine ya merak" "Peki öyle olsun küçük civciv." Konuşmamız bittiğinde önüme gelen tabakta tostum duruyordu.Aç midem kendini hatırlatır gibi 'gur' demişti.Çok oyalanmadan tostumu ve meyvesuyumu bitirmiştim.Çok ısrar ettiği için beni eve Yunus bırakmıştı. "Sonra yine görüşürüz" El sallayıp zile bastım.Yunus da sandığımın aksine daha rahat davranmıştı. "Canım hoşgeldin." Kapıyı yengem açmıştı.Ayakkabılarımı çıkarıp sesiz duran evimin içine girdim. "Annem ve abim nerede?" "Haa onlar mı.Annen alışveriş için çıktı bir iki saate dönerim dedi.Abin de arkadaşları ile buluşmaya gitti." Sanırım ilk defa yalnız kalacaktık. "Çok güzel kokuyor." Odaya kadar gelen yemek kokusu tok olan midemi bile acıktırmıştı. "İçli köfte ve kaburga dolması yaptım ondan öyle kokuyordur." İlk defa duyuyor olabilirdim.Kaburgayı nasıl dolduruyorlar? "Kaburga dolması mı?" "Evet hayatım bizim oranın yöresel yemeğidir.Bunu yemeyen Mardinliyim diyemez" Gülümsedim ve koltuğa oturdum. "Koyayım bir tabak ye." "Yok yenge teşekkür ederim aç değilim yedim dışarıda." Kafasını tamam dercesine sallayıp oda karşı koltuğa oturdu.Parmağında kocaman bir yüzük vardı taştan. "Dayın aldı." Gözümü gözüne hizzaladığımda Gülümsedi.Yüzüğe baktığımı anlamıştı. "Nasıl güzel mi?" "Güzel ama sanki fazla büyük." "Canım özelliği o.Öyle olmasa bir buçuk milyon verilir mi?" Dediği şeyle gözlerim fal taşı gibi açıldı. "Bir buçuk milyon mu?" "Evet.Dayınla ilk tanıştığımızda nişan hediyesi olarak almıştı." Bu kadar parayı bu yüzüğe vermiş olabilir miydi.Şaşkınlikla bakıyordum.Tanışma demişken merak ediyordum.Birde onun ağzından dinlemek istiyordum.Nasıl tanıştıklarını. "Yenge tanışma demişken.Sen dayımla nasıl tanıştın?" Yüzünde hafif bir bulantı oldu sanki.Sonra hemen toparlanıp konuşmaya başladı. "İlk görüşte aşk." Küçük bir kahkaha attı ve devam etti. "Ev bakıyordum öyle.Yiğenimle birlikte.Tatillerde falan kalmak için.Dayına vuruldum.Tabi oda bana vuruldu.Öyle işte." "Kaç ay oldu?" "Napacaksin sen bunları.Fazla Meraklı gördüm seni?" Bir an için yere saplanmış gibi hissettim tek kaşı havada soruyordu. "Öyle...merak ettim." "Fazla merak iyi değildir." Tüylerim neden diken diken olmuştu bir anda.Gerilmiş gibi hissettiğimde ufak bir kahakha attı. "Şaka yapıyorum.Anlıyorsun değil mi?" Hafifçe gülümsedim. "B-biliyorum." Bir süre sessizlik olduğunda odama çıkmaya karar verdim ve ayağa kalktım oda hemen arkamdan seslendi. "Umarım sende böyle bir tanışma yaşarsın ve bizim gibi deli divane aşık olursunuz." Arkamı döndüm ve gülümsedim. "Umarım." Yukarı çıktığımda derin bir nefes verdim.Bu sabahtan beri yengemde bir değişiklik vardı yada ben fazla paranoyaktım.O kesede bulduğum şeyle bir ilgisi olabilir miydi?Öyleyse bile o kesenin içindeki şeyde ne yazıyordu? Elime telefonu aldığımda daha fazla dayanamayıp Yunusa fotoğrafı atmıştım. siz:Ne yazdığını bul. Yunus:anlaşıldı Yunus:Sana haber ederim siz:sağol Sanırım artık telaş yapmama gerek ygere.Basit bir dua için bu kadar endişelenmek zaten normal olmazdı.Daha fazla uğraşmak istemediğim için çalışma masamın başına geçtim ve biraz ders çalışmaya başladım.
oyyyy >>>>>>>> Yorummm<<><<><<><<
|
0% |