Yeni Üyelik
10.
Bölüm
@mihrimah0909

 

Herkese selamlar olsun. Kafanızdaki yeni bölüm ne zaman soru işaretlerini kaldırmak için yeni bölüm günü ve saati her hafta Cuma 21. 00 olacak duyurulur.

 

Bölüme geçmeden de yorumlarınızın yeni bölüm yazmamda büyük motivasyon kaynağı olduğunu tekrardan belirtmek isterim.

 

Bol bol yorum yapmayı ve Yıldızı parlatmayı unutmayınızzz. ⭐⭐⭐

 

Keyifli okumalarrr

***

 

Gözlerimi açtığımda yüksek, yeşil duvarlarla çevrili üzerinde dikenli teller bulunan bir bahçeye giriş yapıyorduk. Oturduğum yerde dikleşip göz ucuyla Burak'a baktım. "Evinin etrafını dikenli teller ve yüksek duvarlarla çevirecek kadar korkak olduğunu bilmiyordum."

 

Ben basit bir apartman dairesinde kalıyordum.

 

Bıyık altından gülümsedi.

 

"Senin yılda bir başına gelen benim her gün geliyor. Bunlar engellemek için değil zaman kazanmak için giren her türlü giriyor zaten."

 

Bu konuda haklıydı zira Burak Akınalp bir markaydı sadece ülkede değil uluslararası bir namı ve çokça düşmanı vardı. Bunları bilmeme rağmen kızdırmak hoşuma gidiyordu.

 

"Yine de..." parmağımla arşa kadar uzanan telleri gösterdim. "Şunlar biraz abartı değil mi?"

 

"Onlar dün yapıldı. Senin için."

 

Duraksayıp yüzüne bakarken o da bir şey fark etmiş gibi yerinde kıpırdanıp "Yani Yavuz Komutan yaptırdı." deme ihtiyacı hissetti.

 

Tek kaşım havalanırken sordum.

 

"Neden?"

 

Basitçe omuz silkti.

 

"Dedim ya seni bulunmaz hint kumaşı sanıyor."

 

Cümlesine göz devirirken evin önüne gelmiştik.

 

Arabadan inip iki katlı koyu siyah cepheli eve şaşkınlıkla baktım öyle ki pencereleri bile griydi. Kasvetli ama bir o kadar da asil duruyordu.

 

"Durma orada gel." hipnoz olmuş şekilde dediğini yapıp peşine takıldım. İtiraz etme girişiminde bulunmadım zira evin içini deli gibi merak ediyordum.

 

​​Kapıya parmak izini okutup girince şaşırma düzeyim bir tık daha arttı. Yüz ifademi görmüş olacak ki " Yirmi iki kere anahtar değiştirmek zorunda kaldım en son çareyi bunda buldum." diye açıklama yapma gereğinde bulundu.

 

Evin zemini de siyah mermerden oluşuyordu. Duvarları griydi. Ev ben kasvet kokuyorum diyordu resmen. Benim evimde tüm duvarlar açık mavi ve beyaz tonlarıydı ve bu ev beni çok boğmuştu. Evden bir an önce çıkmak istedim.

 

Yine o meşhur küçümseyici bakışını attı.

 

"Ne o pek memnun olmadın."

 

Göğüs kafesim sıkıştı. Karanlıktan korkardım. Hoşlanmazdım.

 

"Karanlık alanlar ilgimi çekmiyor, bunaltıyor."

 

"İki saniye dayanamadın. Ben yirmi yıldır bu karanlığın içindeyim."

 

Duraksadım.

 

"O ne demek?"

 

Sorumu duymazdan gelmeyi tercih etti. Salondaki yine gri olan çekmeceyi açtı bir anahtar alıp uzattı.

 

"Odan en üstteki beyaz kapılı olan. Rahatına bak. "

 

"Teşekkür ederim." diyebildim.

 

"Lafı bile olmaz."

 

Uzun bir sessizliğin ardından onu arkamda bırakıp merdivenleri ağır ağır çıktım.

 

En üste gelince odamı bulmak çok zor olmadı bir kapı hariç diğer kapılar siyahtı zaten. Bu adam burada nasıl yaşıyordu?..

 

Anahtarı deliğe sokup kilidi çevirdim ve gördüğüm şeyle olduğum yerde kalakaldım.

 

 

BÖLÜM SONU

 

 

 

 

​​​​

 

Loading...
0%