Görev yaptığım filonun otoparkına gelip arabamı durdurdum. Kol saatime baktığımda akrep ve yelkovan 6.00 'yı gösteriyordu. Uçuşuma bir saat vardı ve kahvaltı yapmadan geldiğim için otoparkın yanındaki pastaneye gidip 2 simit bir de İzmir bombası aldım.

Fırıncının uzattığı poşeti hazine taşıyormuş gibi tutup filoya geldiğimde uçaklarla ilgilenen Ömer astsubaya kafamla selam verirken konuşması beni durdurdu.

"Asena Yüzbaşım bu ne mutluluk?"

"Sabah sabah favori tatlımı buldum da o yüzden bu mutluluk"

Sözlerime gülerek tepki verdi. Bir saniye kadar yüzüne baktıktan sonra aklıma gelen şeyle poşeti ona uzattım

"Yer misin?"

Olumsuz anlamda kafa salladı

"Teşekkür ederim sana afiyet olsun."

Gözlüklerinin ardından saate baktıktan sonra konuşmasını sürdürdü.

"Hadi acele et yemek için. Çünkü on dakika sonra yiyemeyeceksin."

Kaşlarımı çattım.

"Uçuşuma daha 40 dakika var?"

"Yavuz Komutan az önce emir verdi. Görev yapacağınız tim bugün filoya gelecek toplantı var. Hatta 10 dakika sonra toplantı başlıyor."

Kafa salladım. " Teşekkür ederim o halde gidip şunları gömeyim ben."

Koşarak onu geride bırakırken güldüğünü işittim.

Hızlıca odama gelip bir bardak çayla beraber simitlerimi kıl payı bitirdim. Tam gözlerim ışıldarken İzmir Bombasına uzanmıştım ki çalan telefonla elim havada kaldı.

" Efendim Komutanım?"

"Asena 2 dakika sonra toplantı odasında ol."

"Emredersiniz komutanım."

Hüzünle kalkıp İzmir bombama veda ederek Yavuz Komutanın emrine uydum.

Hızla kapıdan içeri girerken masanın etrafında toplanan askerleri inceledim. İlk gözüme ilişen beyaz teni ve yeni tıraş olduğu belli olan cildiyle Burak Akınalp oldu. Göz göze geldiğimizde sert bakışlarıyla tanıştım.

Dikkatimi toplamam ise Yavuz Komutan sayesinde oldu.

"Gel Asena, Beyler tanıştırayım. Yüzbaşı Asena."

"Ha şu tepemize bomba yağdıran havacı" diye araya girdi içlerinden biri.

Sonra da elini uzattı.

" Bana Dilsiz derler. Memnun oldum Yüzbaşı."

Elimi uzattım.

"Ben de."

Eimi çektikten sonra bir diğer asker araya girdi.

"Cengiz Mirza. Bana da Hafız derler."

"Memnun oldum." dedim tekrar. Yerine geçti.

" Ben de Barutçu, memnun oldum Yüzbaşı. Ayrıca yaptığınız hareket bayağı havalıydı."

Teşekkür edip kafa salladım.

"İşiniz gereği sanırım diye bir diğeri araya girdi."

Anlamaz şekilde yüzüne baktım.

"Yani havalı dedi ya komutanım sizde havacısınız o bakımdan."

Yaptığı espriye sadece kendi gülünce sert bakışlı araya girdi.

"Oğlum espri yapmada bile acemisin ne yapacağız biz seninle" diye dalga geçti.

"Aşk olsun komutanım."

Gülerek memnun oldum dedim.

Eldivenli elini uzatan da keskin nişancı olduğunu tahmin ettiğim askerdi.

"Baran Yıldız, memnun oldum. "

"Ben de " diyerek ona da son memnuniyetimi belirtip kendini tanıtması için Akınalpin yüzüne baktım.

Omuz silkti.

"Zamanla tanırız birbirimizi. Uğraşamam."

"Siz bilirsiniz."

Ses tonumu olabildiğince sert çıkardım.

"Evet tanışma faslı bittiyse planı anlatmaya başlıyorum."

Yavuz Komutan Burak'a sert bakışlarını gönderirken planı anlatmaya başladı. Anlatması bitince uçuşuma çıkmak için izin aldım. Tam çıkacakken Yavuz Komutan tarafından tekrar durduruldum. "Takım kaptanını henüz seçmedim. Kara Mamba Timinin kaptanı Burak ama toplu takım için Asena ve Burak'ı bazı testlere tabii tutacağım. İyi hazırlanın çocuklar."

Burak'a bakınca öldürücü bakışları gözlerime kilitlendi. Yavuz komutanın açıklaması Burak'ın bana karşı tavrını açıklıyordu.

Daha önce denk gelmemiştik ama adını sıkça duymuştum. Kara kuvvetlerinin bir numarasıydı. Tıpkı benim havada olduğum gibi. Kazanmayı seven lider ruhlu bir yapısı olduğunu biliyordum ama ben de kazanmayı severdim.

Peki o halde iyi olan kazansın.

BÖLÜM SONU