@mihrimah0909
|
Sert bakışlar. Tamam. Sıkı at kuyruğu. Tamam. Disiplinli çalışma. Tamam. Kazanma hırsı. Her zaman tamam. Aynadaki kıza göz kırpıp güneş gözlüklerimi taktım. Arabamın anahtarını da alıp yola koyuldum. Radyomda Danger Zone şarkısı eşlik etti büyük maça gitmeme. Arabadan inince Kara Mamba Timi görüş alanıma girdi. Burak'ın yanındaydı hepsi. Tabii ki Komutanlarını destekleyeceklerdi şaşırmamıştım.Bense yalnızdım sorun değildi alışıktım. Hiçbir zaferimi kalabalık kazanmamıştım bu da öyle olacaktı. Beni görünce rütbemden kaynaklı selama durdular. Küçük bir baş hareketi yapıp salona geçerken arkamdan "Çok havalı kadın." diyen Dilsiz lakaplı istihbaratçıyı duydum. Timin çapkını belliydi. "Allah var hayatımda gördüğüm en asil kadın." diye onu destekleyen Hafızdı. Yarışma iki aşamadan oluşacaktı. Dövüş ve sahada yönetim. Fiziksel ve sözlü diyebilirdik. Salonun kapısını açarken arkadan bir el kapıyı sertçe kapattı. Arkama kimin olduğunu bilerek döndüm. " Akınalp? " " Seni uyarmıştım Gök Gürültüsü." Bakışlarımı gözlerinden ayak ucuna ardından tekrar gözlerine gönderdim. "Ve ben de öyle." Bıkkın bir nefes verdi. "Seni son kez uyarıyorum." Durdu "Kaybet." "Bu saçma inadını anlamış değilim Burak ama kaybetmek bana göre bir mevzu değil. Beni askeriyede böyle tanırlar. Düşmanlar bile." "Bazen kazanmak da kaybetmektir bunun farkına vardığındaysa her şey için çok geç olacak." "Yaşamadan bilemezsin." Karnına bir tekme geçirip geri adım atmasını sağladım. Kapıyı açıp "İyi olan kazansın." dedikten sonra onu ardımda bıraktım. Salonda Yavuz Komutan, Beyazıt Komutan ve Gökay Komutandan oluşan bir komisyon vardı. Yavuz Komutan Hava Kuvvetlerinden, Beyazıt Komutan Kara Kuvvetlerinden ve Gökay Komutan Deniz Donanmasındandı. Asker selamımı verdikten sonra Burak da yanımda yer aldı. Geri kalanlarsa oturmuş maçın başlamasını bekliyordu. "Evet asker maç beş dakika sürecek ikinizin de profesyonel karate eğitimi var tekmeler üç, yumruklar iki, rakibi yere düşürme iki puan. Beş dakikanın sonunda en fazla puanı alan kazanır." Konuşan Beyazıt Komutandı kendisi eski milli karatecilerdendi ve askeriyede bazı dövüş eğitimlerini o verirdi. " Selam verin ve başlayın." "Burak ellerini yanına alıp eğilirken ben başımı hafifçe eğdim." Gardımızı alıp birbirimizin boşluğunu gözlemlemeye başladık. İki dakika geçti. Durum sıfır sıfırdı. İkimiz de atakta bulunamıyorduk. Birinin buna son vermesi gerekiyordu. Kafamı zamanlayıcı saate çevirir çevirmez Burak yüzüme sağ bacağından tekme savurdu. Elimle sağ bacağını kavradıktan sonra sol ayağını sertçe çekip yere düşmesini sağladım. Eğilip karın boşluğuna vururken "Kural bir Akınalp. Düşmana dikkatinin dağıldığını düşündür." dedim. Cümlemin bitmesiyle kendimi yerde onu da üstümde buldum. "Hayır Yıldırım. Kural bir kazanman kesinleşmeden beylik laflar etme. " Yüzüme atacağı yumruğu havalanırken gözünün içine korkusuzca baktım. Yumruğu havada kaldı. "Bu güzelliği bir yumrukla mahvedecek kadar salak bir adam değilim." Bıyık altından gülüp burnuna yumruğu çaktım. "Ama ben kazanmak için gözü hiçbir şey görmeyecek kadar hırslı bir kadınım." Ve süre bitti. Kazanan 2-0 ile Asena. "Dünyanın sonu Burak Komutan ilk defa girdiği maçı kaybetti." Dediğini duydum Barutçunun. "Bence de dünyanın sonu." diye ekledi Çaylak. "Namaz kılın. Hacca gidin. Zekat verin." dedi Hafız. Komutanlar dahil herkes şok içindeydi. Ben hariç. Benim olayım buydu:Kazanmak. Gözlerimi timden alıp Burak'a çevirdim. Halinden pek şikayetçi durmuyordu. "Hayırdır Yüzbaşım. Sustun?" "Önemli değil. Nasılsa sahada patlayacaksın bomba." "Dikkat et sana patlamayayım." Göz devirecekken komutanların varlığını hatırlayıp boğazımı temizledim. "Gidip dinlenin yarın sahada olun." "Emredersiniz Komutanım!" "Emredersiniz Komutanım!" BÖLÜM SONU Kitap hakkında görüşlerinizi belirtirseniz çoook mutlu olurum. Bir sonraki bölüme kadarr kendinize iyi bakın...
|
0% |