Yeni Üyelik
9.
Bölüm
@mihrimah0909

"Eveet." dedi yaramı kontrol eden doktor e harfini uzatarak. "Yara gayet iyi durumda herhangi bir sorun yok. Kendinizi hasta hissetmiyorsanız bugün taburcu edelim sizi."

Ağır ağır başımı salladım. "Oldukça iyi hissediyorum bugün çıkabilirim."

"Çıkaracağım çıkarmasına ama Asena Hanım kendinizi yorup yarayı zorlatmamanız için söz istiyorum. Aksi olursa iyileşme sürecini uzatırsınız bunu da hiç istemeyiz."

"Merak etmeyin Doktor Bey. Ben hallederim."

​Ben hep hallederim.

​"Peki o halde serumunuz bitene kadar ailenizden biri işlemleri yapsın ben de onay vereyim."

"Ailem yok ben hallederim." kolumdaki serumu çıkarmak için zorlarken beni durdurdu.

"Sakin olun ben buradayım bir yere gitmiyorum serumunuz bitsin çıkarsınız."

Tamam dercesine kafa sallarken geçmiş olsun dileklerini dileyip çıktı ve ben yine tek başıma kaldım. İşin iyi yanı alışmış olmamdı. İnsan yalnızlığa da alışıyordu.

Yarım saat sonra serumum bitmiş çıkış işlemlerim hallolmuştu.

Yavaş adımlarla hastane bahçesine çıkıp etrafa bakındım. Eve gidemezdim tekrar saldırabilirlerdi otel olmazdı bulurlardı. Kendimden geçmiştim fakat sivilleri riske atamazdım.

"Benim gidecek evim yok adam aileden bahsediyor." önümdeki taşa sert bir tekme savurunca "Ah!" diye bir inleme işittim.

Kafamı kaldırıp sesin kaynağına bakınca gördüğüm çehre kaşlarımın çatılmasına neden oldu.

"Burak?"

"Asena yine şaşırtmıyor görmeden de bana zarar verebiliyor."

"Ne işin var senin burada?"

Kara Mamba ilk görevine çıkmıştı ve başlarında Burak vardı orada olması gerekirken karşımda görünce şaşırmıştım haklı olarak.

"Yavuz Komutan sana bakıcılık yapmam için göreve kendi çıktı."

"Ne!?" dedim şaşkınlıkla.

"Seni bulunmaz hint kumaşı sandığından başına bir iş gelmesin diye beni sana bakıcı tuttu."

"Dalga geçiyorsun." diyerek göz devirmeme omuz silkti "İnanmak zorunda değilsin." eğilip elimden çantamı almaya çalışırken geri çekildim.

"Gerek yok ben hallederim. Sen görevine geri dön."

"Bon hollodorom." sesini inceltip beni taklit etmesine karşılık omzuna vurunca ters bakışı yüzümü buldu.

"Bu halde nasıl halledeceksin?"

"Gayet basit."

Omuz silktim.

"Her zamanki gibi."

"Durup senin ben hallederim nidalarını dinlemek çok isterdim ama yorgunluktan geberiyorum Asena. Ben eve götüreyim sonra napıyorsan yap beni Yavuz Komutanla uğraştırma olur mu?"

Eğilip elimden çantayı hızla çekince yaram varlığını belli edip dudaklarımdan kısık bir inilti çıkarmama neden oldu.

Ne yaptığının farkına varmış olacak ki panikle" İyi misin? " diye sordu.

" İyiyim. "

"Hemen bir doktora gösterelim."

"Gerek yok. Bir an önce gitmek istiyorum artık. Nereye götüreceksin götür de oradan bakayım başımı çaresine."

Eliyle arabasını gösterip binmemi işaret etti. İtiraz etmeden dediğini yapıp ön koltuğa yerleştim.

Nereye götürdüğünü de sormadım ne yapacağımı da düşünmedim. Yeterince yorgundum koltuğa başımı yaslayıp gözlerimi kapatınca radyodan çalan şarkı kulağıma doldu.

"Ne yalnızlık ne hüzün ne o eski şarkılar
Hiç biri dokunmuyor senin yokluğun kadar
Gece yağmur ve soğuk şehrin caddelerinde
Gözlerimde hayalin hasretin yüreğimde..."

"Sen böyle şarkılar dinler miydin ya?"

Dedim açtığım gözlerimi yüzüne çevirerek

"Ordan bakınca duygusuz bir Dağ Ayısına mı benziyorum?"

"Estağfurullah daha çok Dağ Kaplanı."

"Dedi Gök Gürültüsü!"

Göz devirmesine gülerken gülüşümü dağlık araziye giren araba bozdu.

"Nereye? Benim evimin yolu değil burası."

Panik halime kıyasla o gayet sakindi.

"Biliyorum. Bana gidiyoruz zaten."

"Ne!?"

Yayıldığım koltuktan bir hışımla sıçrayınca yaram varlığını belli edip yüzümü ekşitmeme neden oldu.

"Sakin ol. İnan bana evimde insan yemiyorum."

"Şüphe duymadım değil."

Sırıtmama yine o meşhur göz devirme hareketini yaptı.

"Lütfen Burak beni müsait bir yerde indir başımın çaresine bakarım ben."

Arabanın aniden durması vücudumu öne savurdu.

"Bak Asena, bazen hasta oluruz mutsuz oluruz depresyona gireriz ne bileyim yardıma falan ihtiyacımız olur. Hepsi insancıl şeyler. Hepsi normal şeyler insanlardan bir şey istemek ya da yardım almaktan neden bu kadar korkuyorsun?"

Sabrını sınadığımın farkındaydım ama hayat şartları beni buna itmişti. Yardım aldığım herkes bana yardım etmenin bedelini fazlasıyla ödemişti.

" Anlayamazsın Burak bu öyle bir şey değil. Kimseye yük olmak istemiyorum lütfen beni indir. "

"Çok ciddiyim seni evimde birkaç gün misafir etmek teröristlerin elinden kurtarmaktan daha az yük olur bana. Artık ben rica ediyorum yeni görevden geldim ve çok yorgunum bırak sessiz sakin eve gidelim. "

 

Artık laf dalaşına girecek takatim yoktu. Sessizce kafamla onayladım bunu görünce gülümseyip önüne dönerken başımı arabanın koltuğuna yaslayıp uykuya daldım.

BÖLÜM SONU

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%