Yeni Üyelik
1.
Bölüm
@mihrininbahcesi

 

 

 

💫CEZA💫

 

Rojbin, babaannesinin karşında köpürüp durmasını tuhaf bir sakinlik ile dinlerken göz ucuyla koltukta büzüşüp durmuş kardeşine baktı. Aslında babaannesine hak veriyordu, nasıl vermesindi. Akılsız kardeşi yine yapmıştı yapacağını. Eline verilen vekalet ile hiç düşünmeden şirket hesabından yüklü miktarda para çekmiş, bu da yetmezmiş gibi senetsiz sepetsiz başka bir hesaba aktarmıştı.

 

Rojbin, kardeşine verilecek cezayı beklerken kendisinin de bu cezaya dahil olması ile az evvel ki sakinliği kaybedip kendini bir an da ayakta babaannesinin karşısında buldu.

 

"¹Dapir! Bunu yapamazsın, hatam olmadığı halde beni cezalandıramazsın!"

 

"Bu senin de hatan Rojbin! Bir abla olarak kardeşini kontrol altına alman gerekirdir ama sen onu göz ardı ettin!"

 

Rojbin, annesinin araya girmesi ile iyice öfkelendi. Kendisine destek vermesini beklerken annesinin de aynı şekilde onu suçlaması canını yakmıştı. Annesinden umudunu keserek yeniden babaannesine döndü.

 

Dapir! Allah aşkına beni bir dinle, benim bir suçum yok. Ben bilseydim böyle bir şey yapacağını, hiç izin verir miydim?"

 

Fehime hanım elinde tuttuğu bastonu hızlıca yere vurup ağaya kalktı. Bu ani çıkışıyla salonda dikilen üç kadında geriledi. Bu koca evde, yaşlı kadının karşısında duracak kimse olamazdı. Fehime Tatlıcı otoritesini her daim korurdu, tıpkı şimdi olduğu gibi!

 

Evde ki kaosun yegane sahibi Fidan, babaannesinin ayağa kalkması ile korkuyla ablasına sarıldı. Tabi Rojbin bu yakınlaşmadan anında rahatsız olup kendini kardeşinin kollarından hemen kurtardı ve ondan uzak bir köşeye çekildi.

 

Zaten başına ne geliyorsa aklı bir karış havada kardeşi yüzünden geliyordu. Yirmi iki yaşında olmasına rağmen hâle ergenlik çağını atlatamamıştı. Son vukaâtı ise para avcısı asalağın tekine aşık olmasıydı.

 

Ehhh! Boşuna denemişlerdi aşkın gözü kördür diye..

 

Kardeşinin para avcısı sevgilisi önce onu kandırıp ödemeleri olduğuna ama bankadan parasını çekemediğine inandırmıştı sonrası ise biraz duygu sömürüsü ile kardeşini iyice işlemiş ve yarına ödemek kaydıyla onu şirketten para çekmesine ikna etmişti.

 

Tabi Fidan'da sorgulama zahmetine bile girmeden muhasebeden istediği miktarı çekip senetsiz sepetsiz Ali'ye vermişti.

 

Sonra nemi olmuştu. Ali kalpazanı parayı aldığı ertesi gün sırra kadem basıp, kaçmıştı. Geride gözü yaşlı bir Fidan, sinir harbi geçiren bir Fehime Tatlıcı ve bütün bu sorumluğu üzerine alan beni bırakmıştı. Polis elbet bu işin peşindeydi ama olan olmuştu bir kere!

 

"Bu kadar yeter! Kredi kartlarınız, arabalarınız ve bütün özel eşyalarınızı bırakıp gideceksiniz! Ben sizi çağırmadan da geri gelmeyeceksiniz!"

 

"¹Dap-"

 

"Rojbin! Benim sözümün senin yanında hiç bir değeri yok mu ki lafımın üstüne laf söylersin!"

 

"Estafurullah nenem! O nasıl laf ama kurunun yanında yaşı da yakıyorsun, bir kez daha düşünsen!"

 

Fehime hanım koltuğuna geri otururken evin emektarı Zeliha tansiyon ilaçları ile salona girdi.

 

"Son sözüm budur, hemen eşyalarınızı toplayın! Kemal kapıda sizi bekler havaalanına gideceksiniz!"

 

Fidan sesini dahi çıkartmadan odasına doğru giderken Rojbin onu öldürmek istercesine arkasından bakıyordu. Aptal aşık yüzden başına gelmeyen kalmamıştı. Aslında inat edip bu cezaya kabul gelmezdi ama durduk yere babaannesinin oklarını üzerine çekmesinede gerek yoktu. Ortalık sakinleşene kadar biraz uzaklaşsa iyi olurdu. Cezaya razı gelmiş bir şekilde odasına gidececeken duydukları ile bir kez daha yumruk yemişe döndü.

 

"Gider gitmez kendinize bir iş bulun. Bundan sonra size tek kuruş yok. Bana olan borcunuzu ise her ay belli bir miktarda ödeyeceksiniz!"

 

Rojbin kocaman açtığı gözleriyle annesine bakarken, Keriman hanım başını öne eymiş ondan tarafa bakmıyordu. Kocası öldükten sonra ne baba evine dönmüş ne de evlenmişti.
Tek gayesi evlatlarına bakmaktı.

 

Onların selameti için baba evine dönmemişti. Zavallı anasıyla, babası bir dönüm tarlalarıyla kendilerine zor bakerken iki çocukla bir de kendi yükünü onlara yüklemek istememişti Keriman hanım.

 

Zaten burada mutluydu da! Kocasının hatıraları ile dolu bu ev ona huzur veriyordu. Allah'ı var, ikinci annesi Fehime hanım da onu kendi kızı gibi görüyor ve her ihtiyacına koşuyordu.

 

Keriman hanım bu eve gelin geldiğinden bu yana ilk defa annesine karşı gelmek istiyordu ama gelin görün ki buna cesareti yoktu. Fidan'ın yaptığı bu hata elbette ki cezasız kalmamalıydı ama böylesine bir cezayı hak etmiyorlardı.

 

Kocasından sonra kızlarına daha bir düşkün olan Keriman onları bir başına yaban ellere göndermek istemiyordu. Hele ki Fidan'in hatası yüzünden ilk göz ağrının ceza alması onu daha da çok üzüyordu.

 

Ama biliyordu ki Fehime annesi yanlış bir karar almazdı. Onları bu ceza ile sınıyorsa bir bildiği vardı elbet. Hem iyi tarafı kızları artık kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenecekti. Ne annelerine ne de maddi manevi her konuda ikisine destek olan nenelerine ihtiyaç duymadan bir hayat kurabileceklerdi.

*****

 

Rojbin öfkeyle odasına girip kapıyı çarptığın da çığlık çığlığa bağırmak istiyordu. Hiç bir şey yapmamışken ceza almak gururuna dokunuyordu.
Bu yaşına kadar hep örnek bir çocuk olmuştu, gerek ailesine karşı gerek çevresine karşı.

 

Her zaman çalışkan olmuş, kimseye saygı da kusur etmemişti. Babasının izinden gidip disiplinli ve oturaklı bir genç kız olmuştu. Ama kardeşi Fidan!Ah o Fidan yok muydu o Fidan!

 

Küçüklüğünden bu yana ele avuca sığmaz olmuştu. Her gün kapıya bir komşu gelir onu şikayet ederdi. Annesi ise öğrencilik dönemlerinde her Allah'ın günü okula misafir olurdu. Aralarında dört yaş olmasına rağmen çocuk gibi davranır sürekli başına bela açardı.

 

Ama bu sefer ki bela kendisine de sıçramışdı. Sürgün edildikleri yetmezmiş gibi birde başına borç işi çıkmıştı. Annesi ölse de nenesinin korkusundan onlara yardım etmezdi. Bilmediği bir şehirde beş parasız, bir de yüklü bir miktar borç ile bir başına kalacaktı. He bir de Fidan'ı vardı.

 

Bela olan Fidan, ele avuca sığmayan Fidan, deli dolu gereksiz Fidan!Yatağında oturmuş dolabının üzerinde ki bavuluna bakarken ne yapacağını düşünüyordu. Zehir gibi olan kafasını çalıştırıp bir çıkış yolu bulması lazımdı ama nasıl?

 

Aradığı çıkışı bir türlü bulamayınca sinirle kendini yatağa atıp tepinmeye başladı. Ne bozulan eşarbı umurundaydı ne de çıkardığı değişik sesler. Hıncını alamamış bir şekilde yataktan kalkarken odasının kapısı açıldı ve gereksiz kardeşinin kafası göründü.

 

"Ben bavulumu hazırladım da sana yardım edeyim mi diye sormak için geldim."

 

"Eğer ki bir adım daha atarsan Fidan, Allah yarattı demem saçını başını yolarım."

 

"Abla ben özür-"

 

"ÇIK DIŞARI FİDAN!

 

********

 

Elinde iki bavulla havaalanının kontrol kapısında bekleyen Rojbin az da olsa yatışmıştı. Arkasında sesini çıkartmadan duran Fidan'ın bunda etkisi ne kadardı bilinmez.
Babaannesinin emektar yardımcısı Kemal amcaları onları havaalanına getirmiş yeni evlerinin adresini ve anahtarını onlara teslim edip gitmişti.

 

Uçağa binmelerini beklemeden hemde. Bu da nenesinin emirlerinden biri olmalıydı. Evden çıkmadan anneleri ile vedalaşan iki kız babaannelerinin de elini öpüp helâlık istemişti ve sonra da yeni hayatlarına ilk adımlarını tek başlarına atmışlardı.

 

Dakikalar süren kontrolden sonra sonunda uçağa binen Rojbin ekonomi sınıfı olan koltuğuna oturmuş başını arkaya atmıştı. Ama bu keyfi çokta uzun sürmeden yanına Fidan oturmuştu.

 

"Sen niye benim yanımda oturuyorsun?"

 

"Çünkü koltuğum bu abla!"

 

"Bana abla deme Fidan. Bana abla deme!"

 

"Ne diyim dayı mı diyim?"

 

Rojbin kimseyi umursamadan Fidan'ın o sırma saçlarını eline dolayıp asıldı. Fidan acıyla çığlık atarken bir yandan da ablasının toynaklarından kurtulmaya çalışıyordu.

 

"Bir de benimle dalga geçiyor ya! Kızım yeminle seni bu uçaktan atarım!"

 

"Rojbin o toynaklarını saçlarımdan çekmezsen yemin ederim bende şalını çekerim."

 

Rojbin bir kaç dakika düşündükten sonra elini sırma saçlardan çekti. Fidan dediğini yapardı bunu bildiği için huysuz bir suratla geri çekildi. Uçağın içinde ki yolcular tuhaf tuhaf bu iki kardeşe bakarken Rojbin umursamadan camdan dışarıya döndü. Fidan'ın konuşacağını anladığı vakit ise hızla ona dönüp işret parmağını havaya kaldırıp gözüne gözüne salladı.

 

"Sakın! Eğer o boyalı dudaklarını açıp tek kelime edersen sana Amasra'yı zehir ederim. Babaannem bütün yetkiyi bana verdi. Eğer ki sözümden çıkarsan sana yapacaklarımdan kork çilli."

 

Rojbin yolculuk boyunca ağzını açmayan Fidan'a hiç bakmadı, ne yaptığı umrunda değildi. Tek istediği bu sürgünü sessiz sedasız bitirip evine arkadaşlarına ve atölyesine ulaşmaktı.

 

İnişe geçmek üzere olan uçağın camından gördüğü şehir onu esareti olacak adaya götürmek için yeni bir kapı açıyordu. İşte Rojbin'in yeni hayatı Fidan sayesinde sayfalarını aralamıştı, bakalım bu sayfayı kimlerle ve nasıl dolduracaktı.

 

*******

 

¹Dapir (Nene)

 

Hadi hayırlısı diyelim:)

 

Bu kitap da sizleri neler bekleyecek diye merak ediyorsanız şöyle küçük küçük bahsedeyim. Bolca mizah, aksiyon ve aşk

 

Diğer yazdığım kitaplardan farklı olarak mizah ağırlıklı yazmaya çalışacağım umarım Deniz Subayım hikayemizi de beğenir bizlere destek olursunuz seviliyorsunuz💚

Loading...
0%