
SULH SIRDAŞLIĞI
“Cinsiyet, kimliktir insanlık özdür.”
BÖLÜM 1
ZENON’DA FELAKET BİR GÜN
Ladin ağacının dalları, sert bir bahar rüzgârının etkisiyle hastane camına şiddetle vuruyordu. Rüzgâr tüm Zenon Dünyası’nı kasıp kavurmuş, geceyi karanlık ve hüzünle sarmalamıştı. Camlardan gelen ince, uğuldayan tırmalama sesi, odanın derin sessizliğini parçalıyor, gerilimi daha da yoğunlaştırıyordu.
Sedyede yatan kadın, acıyla kıvranırken dudakları kontrolsüzce titriyor, gözyaşları yanaklarına süzülüyordu. Beyaz çarşafı, uzun ve keskin tırnaklarıyla sıkıca kavrayarak neredeyse yırtacak gibiydi. Çığlıkları odanın dört bir yanını doldurup hastane duvarlarında yankılanıyordu. Zaman durmuş gibiydi; geçen her saniye, odadaki havayı daha da ağırlaştırıyordu. Oda kalabalıktı: İki doktor ve iki hemşire vardı. Bir de az sonra bu dünyaya adım atacak olan ikizler… Ya da belki, bu dünyayı altüst edecek olanlar.
Bir anlık sessizlik her şeyi susturdu. Bu sessizlik öyle derindi ki, dışarıdaki rüzgârın uğultusu ağıt gibi duyuluyordu. Ve sonra, zayıf bir ağlama sesi yankılandı. İnce ve kırılgan bir ses… Kadın, gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı. Her şeyin sona erdiğini, acının yerini huzura bıraktığını sandı. Ama doktorların yüzlerinde beliren ifadeler, odanın atmosferini bir anda değiştirdi: Korku.
Cılız hemşire, diğerini omzundan dürttü. “Şuna bak,” diye fısıldadı. Ellerini göğsüne bastırmış, kelimeleri güçlükle çıkarıyordu. Obur hemşire başını eğip baktığında, dudaklarından boğuk bir mırıltı döküldü: “Hayır…”
“Bu ikizler…” Doktor Jake, gözlerini kısarak cümlesini tamamladı. “Cinsiyetsiz.” Elsa’nın vücudu dondu. Cinsiyetsiz. Kelime, zihninde yankılandı, ardından başında uğuldayan bir fırtınaya dönüştü. Kalbi hızlanırken içindeki korku boğazını sıkıyordu. Zenon Dünyası’nda bu sözcük lanetliydi. Tüm düzen cinsiyet üzerine kuruluydu; varoluşun özü buydu. Ama şimdi… Şimdi her şey altüst olmuştu.
Elsa, kontrolsüz bir çığlık attı. Sesi odayı doldurdu, ama kimse ona yanıt vermedi. “Bu mümkün değil!” diye bağırdı. Gözyaşları süzülüyor, sesi giderek çatallaşıyordu. Hans, eşinin yanında dururken afallamış bakışlarla aynı kelimeleri mırıldandı: “Bu mümkün değil…” Cinsiyetsiz ikizler, hemşirelerin titreyen ellerinde hızla odadan çıkarıldı. Elsa’nın hıçkırıkları hâlâ kulakları dolduruyordu. Ancak odayı kaplayan sessizlik, bütün sesleri bastırıyordu. Hava, insanlar üzerinde ezici bir ağırlık yaratığında herkes gerçeği biliyordu. Bu doğum, yalnızca yeni bir hayatın değil, bir çağın başlangıcıydı. Zenon Dünyası artık eskisi gibi olmayacaktı. Bu, düzenin yıkıldığı ve bilinmeyene adım atıldığı anın habercisiydi.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |