Yeni Üyelik
11.
Bölüm

11.BÖLÜM.KADER ANI

@minadurugenc

Sabah uyanınca Emre hala uyuyordu.Kulağına doğru eğildim."Moral verdiğin için teşekkürler" dedim ve aşağı indim.Kahvaltı hazırladım.Gidip üzerimi değiştirdim.Emre'yi uyandırmaya çıktım ama çoktan uyanmış hatta üstünü giyinmişti."Bir şey değil" dedi ve gülümsedi."Bu gün hastanede çok işimiz olucak.Dün tüm randevuları bu güne sıkıştırmışlardır kesin." "Hiç bir şey olmaz.Biz nelerin üstesinden geldik ya iki hastadanmı korkucaz" "Hayırda.Yorulucaz işte" "Hadi gel kahvaltı hazır." "Sen bensiz yemek yapıyormuydun ya?" "Sen geç dalganı." "Neyse.Daha iyimi elin göster bi" elimi çevirmeye çalıştı elimi geri çektim."Ben iyiyim merak etme" "Dünkü acısı geçti."

"Ya bakmak istiyorum eyer bir şeyi yoksa neden baktırmıyorsun?" "Emre!Acımıyor dedim." "Peki seninki acıyormu?Karnındaki." "Hayır merak etme." bir kaşımı sorgulamak üzere kaldırdım."Göster o zaman" gözlerini devirdi.kazağını hafifçe kaldırdı."Al bak geçmemiş hala.Hem daha yeni kanamış." "Ya yok birşey." "Tamam boşver sen" "Hala babamın yaptığınınımı düşünüyorsun?" "Şsimdi bir şey diyecem." "Söyle.Bu sefer bir şey demiyicem" "Evet.Hala öyle düşünüyorum"

Elimden tuttu."Ekim.Babam öyle bir insan değil.Benim babam vicdansız bir adam değil.Tamam karısını ve çocuğunu kaybetti.Ama acıyla bile yapmaz.Ya benim gibi yetim 7 yaşında anca olan bir çocuğu evlat edinmiş.Sence böyle bir adam vicdansız olabilirmi.Birinin ölümünü ört pas edermi" "Hani bir şey söylemiyecektin?" dedim ve yemeği tabağaa döktüm." Ben aç değilim.Sen ye zaten bir ton işim var" "Dünden böylesin Ekim.Hiç birşey yemiyorsun.Ağzına bir lokma at Allah aşkına"

"Aç değilim" dedim ve Emre'ye sarıldım."Hastanede görüşürüz." arkamı dönüp kapıya doğru gittim.Kapıyı açtım.Bir anda dondum.

(anı)İşe gidecektim.Çünkü Yasemin öyle istemişti.Ancak babam okula gittiğimi düşünüyordu.Çıkmadan önce evde çok az yemek olurdu.Hepsini Nisa'ya hazırlayıp çıkardım.Neden yemiyorsun diyincede aç değilim diye geçiştiriyordum.

O sabah çok açtım.Nisa'da karın guruldamı duymuştu."Abla al sende ye ben o kadar aç değilim" "Yok sen ye annen ikimizede çok kızar" "Ben söylemem merak etme" diyip paylaşmıştık.Yasemin bizi yakalıyıp saatlerce beni dövmüştü.Sonra sanki evi soymuşum gibi beni sokağa attı.Kıştı her tarafta dizimize kadar kar vardı.Üstümde sürekli giydiğim kısa kollu üstüm vardı tek.Babam gelene kadar orada kalmıştım.Babam evden çıkar çıkmaz bir hafat boyunca beni sokağa attı.Gelirkemde aldı.(bitiş)

Gözlerim tekrar dolmuştu.Gözlerimi hızlıca kırpıştırdım."Ekim?İyisin değilmi?" titreyen sesimle "İyiyim" dedim ve arabaya binerek Hastaneye gittim.Kafede saatin gelmesini sıcacık hafif olan kahfemi yudumlarken bekledim.Bir anda kaldım yine

(anı)O gün Yasemin kahve makinası almıştı.Bizde özenip bir bardağa biraz kahve koyduk.Kahveyi yaptık tam içerken Yasemin geldi.Bir anda Nisa'nın elinden bardak düştü ve kırıldı.Bardağın bir barçası bacağını çizmişti."Ekim DEMİREL doktor doktor diyordun al çiziği iğileştir.Yara bandını çiziğe koydum."Vay canına sen bu yaşta bile doktor olursun EKİM DEMİREL!" dedi dalga geçerek."Yerler bir dakika içerisinde ter temiz olucak yoksa cezanı çekersin" dedi ve gitti(bitiş)

"Ekim Hocam!Hocam!" "Ha?Efendim Fatih." "Arda hoca sizi çağrıyor" "Tamam." içimden kesin Emre onunla konuştu ve bana moral vermek için çağrıyor.Diye düşündüm.Sonra bitmiş kahve bardağımı alıp Arda abinin odasına doğru ilerledim.yolda giderken çöp kutusunu ortalama 5 metere uzaktaydım.Arkam dönükken çöpe doğru kahve bardağını attım.Girdiğinde Fatih bana bakarak güldü."Hocam girdi." "Zaten girmiyiceğini bilsem inan bana atmazdim.Dedim ve Arda abinin odasının kapısını çaldım.

İçerden bir ses yükseldi."Gel!" "Abi beni çağırmışsın." "Tahmin ediyim moral vermek için.Dün Emre'yle konuştuklarınızı duydum." "Bak Ekim.Emre haklı.Eskileri kapatmak seninde etrefındakiler içinde en iyisi olacaktır.Bu aralar bende farkındayım kafan çok karışık." "Bunu neden herkes tekrarlıyor anlamıyorum.Zaten bildiğim bir şey ama herkes tekrarlıyor." "Çünkü önemli" "E nefes almakta önemli.Onuda hatırlatıyormusunuz?" "E tabi sende haklısın ama herkes için en iyi olanı hatta senin için en iyi olanı düşünmek zorundayız." "Ben çocuk değilim Arda abi.O Emre'nin beni koruman için bıraktığı o kız değilim.Emre'ninde öğrencisi değilim.Ben kendi sorunlarımla yüzleşsbilirim.Benim kimsenin korumasına ihtiyacım yok.Ben kendimi korumasını biliyorum Hocam!" dedim ve odadan çıktım.Kapıyı hızlıca çarptım.

Bir anda koşarak Temmuz geldi."Hocam Ekim hocam!" "Ne var Temmuz bu günde herkes bizi çağrıyor öbür doktorlar istifa ettilerde benim mi haberim yok." "Yok hocamda.Bir hasta geldi.Mafya galiba.Çeteyle gelmiş.Kolundan ateşli silay yaranması var başındada kanama var.Belliki haşını yere vurmuş." "Koş!" dedim ve ikimizde koşarak aşağı indik.Bilinci yarı açıktı.Kolundan vurulmuştu.

"Geldim sizi acile alalım." "Bu kim?" "Doktor Ekim. Doktor Ekim DEMİR.." bir saniye durdum ve "Doktor Ekim AKYILDIZ." "Beyenemedin mi?" "Beyenemedim!" "Bana adam gibi doktor gönderin.Bune böyle kılına dokunsam ağlar bu." "Prenses bize adam gibi doktor getir." "Yoksa," cekesinde asılı olan silahı gösterdi."Öylemi?Bakın sinirim tepemde birde sizinle uğraşmıyim!" "Sen bizimle uğraşırmısın.Anca saçımızı örer makyaj yaparsın." dedi ve güldü.Kolundan tuttum arkasına geçtim sırtına tekme attım ve yuvarlanarak yere düştü.Biri daha geldi yanımdaki masadan neşteri aldım ve arkasından boğazına daydım.İki elinden tutup ellerini çevirdim.Temmuzdan sedye istedim gözümle ve sezye onun ayaklarını yerden keserken sırtına tekme attım ve sedyeden yuvaralnarak düştü.Biri daha geldi ve ceketini burnuna kadar çekip omzuna tekme attım.

Sedyeye çarptı ve sedyeyle kendiside yere düştü.Ancak bir öncekinin üzerine düştü.Öbürünü ise sürüklenen raflı dokabı kaldırıp karnına dorğru sürüklettim.Ona çarpıp geriye doğru gitti.Son bir tane daha gelmişti.Takım elbisenin cekiyinin ense kısmından tutup adamı çevirip yere düşürdüm.Sonuncuda düşmüştü.Adamların konuşmasına kulak misafiri oldum."Ablaya dikkat edin nefes alsak bile bogazımızda neşter buluruz ha." "Onu bunu boşver abla maşallah optimus prime çıktı." "Harbiden." Tam ayağa kalkarken yanımdaki dolaptan sarı tepsiyi alıp kafasına vurdum ikisininde.

"Optimus prime'mıda gördünüz." dedim ve adamın yarsına baktım."Merak etmeyin bir şeyi yok başında pansuman yapılsa geçer önemli olan kol.Omzunun arkasına baktım.Mermi çıkışı vardı.Yani mermi çıkmıştı."Emara sokun duruma göre ameliyat yada sadece dikiş ve pansumanla geçecek birşey." dedim ve gözüm yandaki koridordaki Emre'nin hafif şaşkın hafifte gülümseyen yüzüne baktım.Hiç bir şey demeden eldivenimi çıkardım.Sonra Temmuz'a döndüm "Unutma Emar." dedim ve omzuna iki kere hafifçe vurdum.

Emre'ye doğru ilerledim."Okuldaki gibi olmaya başladığına göre kolun iyileşmiş.Sargıyıda çıkrtmışsın." "Sakın bir daha böyle bir şey yapma!Adamaların silahı vardı ya ateş etselerdi?" "Ama ateş etmedi." "Ama edebilirdi." "Sen 6 tane silahlı adama daldın.Bu normalmi sence?" "Daha kötülerinide yaptım." "öyle mi?" yine donmuştum.

(anı) Kapıdan içeri girmiştim."Müdürüna aradı.Okuldaki çocukların yine velisini dövmüsssün!Ben her seferinde senin paçanı kurtaramam!Sen babana şükret.Oda olmasa şimdiye ölmüştün!" saçımdan tutup aşağı kata indirdi.Sessiz, hafif sisli,labirent gibi karışık,ürkütücü,her yerde böcekler gezinen o korkutucu bodruma babam gelene kadar orada kitledi.(Bitiş)

"Ekim!Sen iyimisin?" "Sürekli dalıyor gidiyorsun." bu sefer gerçekten ağlamaya başlamıştım.Emre'ye sarıldım."Hayatım?Ne oldu?" "konuşmak istemiyorum." "Tamam sonra konuşuruz.Yada.." dedi ve hemen yanımızdaki odaya soktu.Kapıyı kitledi ve anahtarı aldı.Ben bir köşeye o bir köşeye geçti.Ben hala devam ediyordum ağlamaya.

(anı)"Kızıma bak ben ne aldım!" dedi annem.Elinden bir şeker ve boya kalemi çıkmıştı.Resim yapmayı çok sevdiğim için almıştı.Hemen gidip sarıldım."Teşekkürler annecim!" "Al bakalım.Benim için bir çiçek çizermisin.Mavi bir çiçek" gülmüştüm.Hemen çizmeye başladım.Mutfaktan babamla annemin bağırışlarını duyuyordum."Hayır izin vermiyicem!Ben boşanıcamda sen yine o kadınla evleneceksin değilmi?" "Sus be kadın!Boşan bitsin!" kapıın aralığından ağlayarak baktım.Babam "Yeter Be" dedi ve cebinden silahını çıkarıp anneme 4 el ateş etti ayağına.Sonraki aklıma gelende doktorların eşinizi kaybetttik demesiydi.bir anda bağırarak ağlamaya başladım.Babamda üzülür gibi yaptı.İki gün sonrada Yaseminle evlendi.(bitiş)

Dahada ağlamaya başladım.Emre ise çağresizce beni izliyordu.Güzündeki üzüntüyü göremiliyordum.Biraz sakinleşince "Ne oldu Ekim?Yada neler oluyor?" "Yine eskiye gittim.Önemli bir şey yok." "Bunun önemsizi yok ama.Sürekli böylesin bir anda donuyorsun sonrada ya ağlıyorsun yada gözlerin doluyor."

"Ya gerçekten bir şeyim yok." "Ya yoksada en azından bunları geçirelim" "Zaten onu istiyoruz " "Tamam işte onu diyorum ya. Bir piskoloğa görün." "Ha birde pikolog girsin işin içine tam olsun.Adım zaten Süper Man'a çıktı birde deliye çıksın piskoloğa gidiyor densin tam olsun." "Ama delilikle alakası yokki." "Ya?" "Pislkologlar piskolojisi iyi olmayan tuhaf şeyler yaşayn insanlara ilaç yada başka bir tedaviyle iyileştirir.Onlara gitmek deli olduğunu göstermez" "Yine teknik konuştun" bir anda yine dondum.

(anı)Annemin ölümünden sonra piskolojim asla düzgün değildi.Babam beni piskoloğa götürdü.Bırakana kadar arakadaşlarımda Yaseminde benimle sürekli dalga geçiyordu.(bitiş)

"Beni hiç yalnız bırakmazsın dimi?" "Asla" dedi ve gülümsedi.Yanıma gelip bana sarıldı."Bende seni sert bilirdim.Halbuki çok yumuşakmıssın." "Emre" "Efendim" "Sen nasıl başa çıkıyorsun?" "Neyle?" "Annenle babanın kaybına" "Sevdiklerimle.Seninle,babamla işimle." "Benimkine baba dense belki iyileşebilirim." "Her şeyde vardır bir hayır.Annemle babamı kaybettim.Bir ay sonra dünyanın en iyi babası evlat edindi beni." "Bu ailedense ömür boyu yetimhanede kalmayı seçerdim." "İnan bana orası her ailenin yanından daha kötü."

"Sanmam" "Bazen keşke ailmin yanında olsam diyorum." Emre'nin yüzüne tokat attım."Napıyorsun ya?" "Saçmalama!" "Sen intihar ederken iyi" "Sus" gülümsedi.

"Sakin misin artık" "Sence?" "Tamam tamam." "Anahtar!" "Şaka yapıyorsun herhalde anahtarı kaybetmedin!" "gerçekten yok!" "E-etrafa bakalım yere falan düşmüştür!" "Yok işte yok" dolapların altına bak" "Ekim biraz sakin ol" "Ya bende klostrofobi var dar alaranda kalamam." "Derin derin nefes al tamam mı" derin derin nefes alıp verdim.Ama sakin kalamıyordum.

Emre Elimden tuttu."Sakin ol çıkıcaz burdan." gözlerimi kapadım."Bir yol bulalım" "Telefonla arasak" dedi Emre.Gözlerimi açmadan "Telefon çekmiyor burada." "kapıya vursak" "Çok gerideyiz kimse duymaz" gözlerimi açtım."Ama.." dedim ve Emre'ye doğru bir adım attım.Yaka kartı." "Ne?" "Yaka kartını kapının altından atalım." "Kim nerden bilicek bizim burda olduğumuzu düşürdüğümüzü düşünür alır gider." "Burada kağıtla kalem var not yazarız." "Kim niye okusun" bir şey bulmuş gibi ikimizde birbirimize baktık.Aynı anda "Tel toka!" dedik ve saçımdaki tel tokayı çıkartıp çevirmeyi denedik.Ancak açılmadı.

Ben kartlığımı odamda bırakmıştım o yüzden yanımda yoktu.Emre'nin kini çıkattım."Ne yapıcaktın kartı" "Görüceksin" dedim ve kapının kenarına sürttüm."Bana bir pet şişeyle neşter yada kesici bir şey ver" "Tamam" dedi ve neşterle pet şişeyi verdi.Pet şişeden bir kısmı düz bir şekilde kesip duvara sürttüm.Kapı açılmıyordu.Ve bana klostrofobi yüzünden bunalım ve sitres gelmişti.Çok fazla terliyordum.Kendi kendime "Babaanne sen bunu nasıl yapıyordun" "Nasıl yani" "Babaannem anahtarı sürekli içerde unuturdu sonrada pet şişeyle yada kartla kapının kenarına sürtüp açardı"

"Bende onu deniyorum" dedim ve umudumu kaybederek kapının önüne çöktüm."Olmuyor.Olmuyor.Babaanne sen bunu nasıl yapıyordun!" Emre'de eğildi."Sakin ol.Geçicek" "Kurtulucaz" "Evet ölümüzle" "Saçmalıyorsun şuanda."

"Ama haklıyım." derin bir nefes verdi.Ben iyice daralmıştım.Artık çıkmam gerekiyordu.Duvarların üstüme geldiğini hissettim.Bir anda tekrar dondum

(anı)-16kasım1989-Nisa,"Abla hadi gel annem sensiz beni arkadaşımın evine götürtmez." "Tamam" Nisa izin alıp geldi.Elimden tutup arkadaşının sitesine götürdü.Asansöre bindik.Bir anda ışıklar yanıp sönmeye başladı.Ansansör aşağıya düştü ve çok fazla sallandı.İkimizde çok korkuyorduk."Ablaaa!" "Tamam kardeşim burdan çıkıcaz" bir gün orada kalmıştık.saatlerce su içmemiştik.Üşümüştük.Bizi bulunca babam bana,Yasemin'de Nisa'ya sarıldı.Yasemin bir anda bana bağırmaya başladı."Senin gibi evlat olmaz olsun be!Kardeşine sayip çıkamıyorsun bile!" o gece Nisa uyuyunca saatlerce dövmüştü.Beni daracık odaya kaptmıştı.(bitiş)

"İyi misin sen?" "Yine daldın" "İyiyim ben.Bir şey yok" "Tekrar deniyicem" dedim ve şişenin parçasını alıp tektrar sürttüm.Bu sefer gözümde yaşla hırslanıp dahada hızı ve bastırarak sürttüm."Emre kolu çek!" dedim hala sürterek.Kapı açılmıştı.Akşam çıkışta otoparkta Nisa yanıma geldi."Abla." "Efendim Nisa" "Sana bir şey söylemem gerek" dedi ve camın önündeki oturma yerini gösterdi.Gidip oturduk."Abla.Sana bir şey vericem.Ama bana kızma" dedi ve elindeki annemin günlüğünü uzattı."Bu ne?" "Annenin ölmeden önceki bir ayın günlügü."

"Bunu okuman gerek" dedi ve elime doğru uzattı.gözlerim yaşarmış bir şekilde aldım.İçini açtım."Ben gidicem" dedi ve arkasını dönüp gitti.

 

Mustafa..

 

Ben seni çoçuğumdan,kendimden hatta tüm dünyadan çok sevdim.Ama sen benden boşanıp o Yasemin denilen kadına gitmek istedin...

 

Senin için kızıma yalan söyledim....Onu babasız bırakmamak için boşanmadığımı söyledim.Ama aslında onu hiç sevmedim.Kim severki onu zaten.O sadece yaramaz çirkin bir veletti.Ben senin için doğurdum o çocuğu.Beni boşama diye.Ölene kadarda senden asla vaz geçmiyicem.

 

-1Mayıs1988-

Gözlerimden akan göz yaşlarımla arabama bindim.Emre eve gidince beni 12 defa aradı.Ama hiç birini açmadım.Emre yukarı çıktı.Çoğu eşyam yerinde değildi.Gardolabı açtı.Ama hiç bir kıyafetim yoktu."Ekim..Sakın bunu yapmış olma..." Arabada attığı sesleri dinledim.

-Ekim nerdesin sen?Evdede değilsin.Arıyorum açmıyorsun.

-Mesajlarımada bakmıyorsun.Yoksa katil yanındamı?

-Bak bana nokta at adam yanındaysa.

-Ekim neden cevap vermiyorsun?

-Eşyalarını toplamışsın.

-Yoksa...

-Bir şey yok Emre sadece uzaklaştım biraz.Ayrıca katil falan yok.Sadece....biraz yanlız kalıp düşünmem gerek.

-Ekim nerdesin

-Ya bir şey yok merak etme.

-Ekim pesimizde katil var lutfen bir sey soyle nereye gidiyorsun?

-Sen benim için üç günlük izin alırmısın Arda abiden?

-Ekim neden biraz açık konuşurmusun?

-Ya dedim ya biraz yanlız kalıp bir şeyleri çözmem gerek.Üç gün olmuyacam.Sen benim için izin al kimseyede bir şey söyleme panik olmasınlar.

-Benmi bir şey yaptım?

-Ya seninke ilgili değil ailemle ilgili.

-Sen izin al yeter üç gün sonra dönücem

-Ekim!

-Bu kişiyi engellediniz-

-Engeli kaldırmak için dokunun-

derin bir nefes verdim.Telefonu kapattım.İzmire doğru yola çıktım.Orada bir süre kalacaktım.Bir ev kiralamıştım.En azından üç gün deniz kenarında kalıp kafamı toparlıyacaktım.

Emre Arda abinin yanına gidip konuşuyordu."Abi çok önemli." "Ne oldu?" "Ekim evden gitmiş." ayağa kalktı."Ne?Bildiğin evi terk etti?" "Aynen öyle.Telefonumu açmıyor.Telefonu kapatmış.Bir iki kere mesaj yazdı.Sonrada engelledi.

"Offff" "Evde bir kaç eşya bırakıp gitmiş." "Sen hiç uyuyamadın değilmi?" "Evet.Nasıl uyuyim?Karım ortada yok.Peşimizde bize sürekli bulaşan bizi öldürmeye çalışan bir katil var.Ve ben karımın pikolojisini az çok biliyorum.Ya başına bir iş gelirse?" "Yanında kimse yok.Zaten başına buyruk laf dinlemiyor.

"Tamam sakin ol.Bir yere gideceğinden söz ettimi?" "Hayır sadece kafamı toparlıyıcam sen 3 gün izin al dedi." "Nisa ile Esma'ya sor.Belki aralarında bir şey bilen vardır."

"Saol abi" "Emre! Nereye gidiyorsun! Emre!" "Ahbe çocuk!" dedi.Emre koşarak Esma ve Nisa'nın yanına gitti."Kızlar Ekim'le dünden beri konuştunuzmu?Yada bir yere gideceğini söyledimi?" Deniz'de yanlarındaydı."Hayır" dedi meraklı bir şekilde Esma. "Neden ki?" "Ekim dün evi terk etti.Üç vün sonra gelicem dedi tehefonunu kapadi benide engelledi." "Verdin dimi o günlüğü!" dediler aynanda Esma ile Deniz Nisa'ya bakarak."Ya ben sadece annesini görsün istedim!Üzerime gelmeyin!" "Ne günlüğü?" "Ekim'in annesinin gerçekleri açıkladığı günlüğü" Emrenin gözleri büyüdü.

"Bunu yapmış olamazsın!" "O günlükte neler yazdığının farkında mısın sen!" "Ya üzerime gelmeyin!Verdim işte.Ve gayette memnunum.Annesinin nasıl biri olduğunu görsün!" "Nisa herkesten beklerdim ama ablana böyle bir kötülük yaomanı beklemezdim!" "Ben kötülük yapmadım!" Deniz bir anda sözünü kesip "Sende tıpkı annen gibisin!" "Ne demek bu şimdi Deniz?" "Ne demek biliyormusun?S,ende annen gibi çıkarın için her kalp kırıcı sözler söylüyorsun!Hiç düşündün mü ablamın piskolojisi normal mide ben bu mektubu vericem diye he?Ablan kaç kere ölümden döndü yaşadıkları normalmiş gibi birde bu mu çıktı şimdi!"

Nisa Deniz'e tokat attı."Öylemi?" dedi ve arkasını dönüp gitti.

"İyi misin?" "İyiyimde çok sert vurdu." "Bosver sen onu durumun ciddiyetinin farkında değil"

Loading...
0%