Yeni Üyelik
19.
Bölüm

18.BÖLÜM.SERİ KATİL

@minadurugenc

Gülümsedi."Seni son nefesime kadar" bir anda yüzündeki gülümseme ciddileşti."Sevicem Ekim Yakamoz" bir elini yanağıma koydu.Boynumdan öptü."Eğer bu bir rüyaysa asla uyanmayalım" ikimizde gözlerimiz hafif açık bir şekilde sarıldık.Bir anda odaya Fatih girdi."Hocam babanız..." bir anda ayağa kalktı."Babam?" "Ekim hocanın babasını vurmuş" dedi sessizce.

bir anda ayağa fırladım."Deniz ve Arda hoca müdahale etti.Şu an durumu iyi" dedi.Ben ise hiç bir şey söylemeden hızlıca odadan dışarı çıktım.Emre peşinden geldi."Ekim!Nereye?" bileğimi tuttu."Nereye gidiyorsun?" "Cehennemin dibine!" "Ekim!" "Bırak!" dedim ve elimi çektim."Neden sürekli bu olmak zorunda?Neden hep mutlu olduğumuz barıştığımız bir anda baban yada ırmak her şeyi bahfetmek zorunda?" diye bağırdım.

"Eminim başka bir açıklaması vardır" dedi Emre."Tabii.Emre beyde babasına toz kondurmaz" dedim ve gülümsedim."Ekim.O benim babam" "Biliyor musun?Bence o senin gerçek baban." "Zaten." dedi."Sende onun gibisin.Yalancı,kimseyi umursamaz kendini beyenmiş.Ha bide herkese yukardan bakan" Emre'nin gözleri kocaman açıktı."Sende onun gibi bencilsin" dedim ve hızlı adımlarla yoğun bakıma gittim.

Babamı gördüm.İçeri girmek için gri kapı koluna uzandım.Emre beni bir hışımla kolumdan çekti."Doğru konuş" "Ben doğru konuşuyorum.Baban babamı vuruyor sen köşede beni azarlıyorsun babanı savunuyorsun." dedim bağırarak.Emre fısıldadı."Bitti." "Evet bitti.Daha fazla konuşma." elimi camın içerisindeki babama doğrulttum."Konuşman gereken kişi içerde.Git konuş" "Ben böceklerle uğraşamam." dedim."Tamam o zaman.Bu arının bal yapması gerek" Emre tam gidecekken bileğinden tuttum."Dikkat et.Arılar birini soktuktan sonra fazla yaşamaz" dedim ve arkamı dönüp gittim.Arkamdan baktığını biliyordum.Ama dönmedim.

Topuklu ayakkabılarımdaki tıkırtıyı duyarak bir bacağımı diğerinin önüne attım.Duruşumu hiç bozmadım.Köşeyi dönünce avukatı aradım."Alo." "Buyrun.Nasıl yardımcı olabilirim Ekim hanım." "Boşanmak istiyorum" "Pekiala konuşalım" dedi ve ortalama yarım saat konuştuk.

En sonunda anlaştık.Ertesi gün Emre'nin odasına gittim.Hafif gururlu bir gülümsemeyle masaya evrakları fırlattım."Bublar ne?" dedi ve kağıtlardan iki tanesini aldı ve okudu."Boşanma evrakları" yüzü zaten ciddiydi dahada ciddileşti. "Olmaz" dedi ve masaya fırlattı."Ne?Ne demek olmaz?Ama sen söylemiştin." dedim şaşkın bir sesle.Emre kafasının arkasına koyduğu elini indirerek ayağa kalktı.Yüzüne bakmak için kafamı yükarı kaldırdım.

Yanıma geldi.Çenimi sım sıkı tuttu.Hiç ciddiyetini bozmadan "Sen beni çok yanlış anlamışsın Ekim." anlamamışçasına bir bakış attım."Ben öyle bir adam değilim Ekim.Sevdiğim kadından kolay kolay vaz geçmem" "Sende beni tanımamışsın" dedim ve elini ittim."Bende babası babamı vuran bir adamla evlenemem." dedim ve geri çekildim."Ben senin oyuncağın değilim.Köpek gibi sürekli peşinden gelemem.Tamam mı?Babamın yaptığı bir şey yüzünden bana kızma." "Kızıcam" "Kimse sevdiğim rengi bilmez Emre.Kimse en sevdiğim içeceği,diziyi,filmi..En çok korktuğum şeyi.En sevdiğim müziği(pllnsp)Ama yanlızlıktan değil." "Bunun konumuzla ne alakası var Ekim?" "Bence çok anlamı var" "Sadece anlamı bilmen gerek" "Bence kolay"

"Bol şanslar." Emre hiç bir tepki vermeden öylece durdu.Ve ben yeniden odadan çıktım.Tam bu anda telefonuma bir bildirim geldi.Baktım.Bilinmeyen numaraydı.

Bilinmeyen numara

0*** *** ** **

Sevgili Ekim Yakamoz.Yada Ekim DEMİREL.

Bence dikkat edin.Her an arkanızda.

Hemen arkama baktım.Kimse yoktu.Okumaya devam ettim

Her an arkanızda,

belkide yanınızda,

Yada en yakınızda.

Belki de en uzağınızda....

Eğer bir silah sesi duyarsan.Vurulan sen değilsindir.

Dikkat et!Sakın birini kurtarıcam diye ona yem olma.Yada bize.Yada bana.Yada kendine...

not bitiyordu.Ne anlama geldiğini anlamamıştım.Yada en yakınınızda ve belkide en uzağınıda derken Emre'den mi bahsediyordu?Pekiya o kimdi.Emre kim?Biz kim?Ben kim?Her şey çok değişikti.

Hiç bir şey olmadan bekliyordum.Bir anda Fatih geldi."Hocam manyak hastalardan biri bıçak almış bir hastayı odasında esir almış.Odada ikinci kişede olduğu söyleniyor.Deniz ve Irmak'da gitti.Ama sizede ihtiyacımız var.Notu orada bırakıp koşmaya başladım.

Odaya yavaşça girdim.Bir tek Irmak ve Deniz vardı."Tamam sakin ol bırak o elindekini" "Ya anlamıyormusunuz bırakamam" "Bırakırsın!Elini kana bulama!" "Elimdemi?He?Elimdemi?Töre işte kan davası!" "Bırak hadi" diye bağırdılar.Geriye çekilmeleri için el işareti yaptım.Hafifçe geri çekildiler.Elimi uzattım."Hadi ver o elindekini.Kan davasıysa kan davası.Seni buna sokanlar suçlu.Sen olma." "Ama benide öldürürler" "Hayır.Ülke dışına çıkarsın polisler sana yardım eder.Sadece kana bulama elini" bıçağı yavaşça bana doğru uzattı.Irmak bir anda bıçağa uzandı hızlıca.İçerdeki banyodan biri atlayıp Irmağı vurdu."IRMAK!" diye bağırdı Deniz.Ben daha şokun etkisinden çıkamadım.Ardından bir acı hissettim.Yüzümdeki sıcak kanı hissettim.Gözlerim saldırgana baktı.Eli bana doğru uzanıyordu.Yavaşça karnıma doğru baktım.İlk gördüğüm fazlaca kandı.Sonra saldırganın elini gördüm.Ve ufacık siyah bir bıçak tutma yerini.

Gözlerim hızlıca karardı.Geri gelince tek gördüğüm korku dolu çığlıklardı.Ve yerdeki Irmak'la sedyenin tekerlekleriydi.Havada Irmak ile uçuşan kelimeler sanki bir iğneymiş gibi batıyordu.Evet Irmak daha önemliydi.Ama beni en çok kıran son gördüğüm kapının önündeki Emre'nin arada bana bakması ve sonrada Irmak'a yardım etmesiydi.Galiba burada ölücektim.O not buymuş.Bunu anlatıyirmuş.Ama belkide anlamak için her şey çok geçti.Belkide gerçekten Emre yüzünden ölecektim.Bana yardım etmediği için.Peki ben ölünce saldırgan?Ona ne olucaktı.Her şey çok yavaştı.Kalp atışımı dahi duyabiliyordum.Yavaşlıyordu.

Gözlerim yavaşça kapanırken içimden "Demek böyle ölecekmişim.Bir mucize istiyorum.Ben ölsemde Irmak yaşasın.Lütfen.Ama Emre yanılıyordu.İnsan sevdiğinin yanında kalbi hızlanıyorsa Emre beni sevmiyormuydu.Yada Irmak'ımı seviyordu." Emre göğüsünü tuttu bir anda.Yandan bana baktı.Gözlerim kapandı.Her şey karanlıktı.Ölüm bu muydu.Sim siyah bir yer.Gözlerini açamamak,sevdiklerine veda edemeden,gözlerine bakamadan,en sevdiğin yemeği yiyememek.Bir daha o sevdiğin kitabı okuyamamak.Sevdiğin diziyi izleyememek.Yada nefesini sevdiklerinle alamamak.Birini muaneye etmemek.Ameliyata girmemek.Belkide bir daha ışık görmemek....

********************************

Final ama bonus bölüm başka bir kitapta gelicek(yazarın ağazından)

Loading...
0%