Miraç Barış'tan

Kapının açılmasıyla neye uğradığı şaşırdım onun bütün masumluğuyla karşımda gözlerinin içine bakıyordum dilim tutulmuştu ne bir adım ileri atabiliyordum ne de geriye bir adım mıh gibi kalmıştım kapının önünde güzelliği karşısında Miray'ın kolumdan tutup sallamasıyla kendime geldim "abi içeride sizi bekliyorlar" fısıldar gibi "hoşgeldin buyur" demesi Allah'ım ne oluyor ama ne oluyorsa rüya olmasın içerideki manzarayı görünce annem babam dedem bizimkiler burada. Dedemin oğlum geç oturda gelin kızımı isteyeyim de hadi otur yerine büyüklerin elinden öpüp boş bulduğum yere oturdum Cüneyt ve Berat bana pişmiş kelle gibi gülüyorlardı onlara döndüm "yeminle bir şey yapmam size öldürseniz de ben kavuşuyorum ya sevdama" Berat öksürüyordu sessizce "laan abisiyim doğru konuş ağzını burnunu kırarım yeminle " onun öyle söylemesine göz kırptım. Muhabbeti onun elinde tepsiyle gözükmesi kesmişti büyüklerden başlayarak kahveleri dağıttı en son bana gelmişti saliselik gözümün içine baktı afiyet olsun dedi geri çekildi. Kahvemden yudum alırken dedemin bariton sesiyle kendime geldim "ee sebebi ziyaretimiz belli hayırlı bir iş için gelmek nasip oldu Allah'ın emriyle Peygamber efendimizin kavliyle kızınız Bilge'yı oğlumuz Miraç'a istiyoruz: " onun dedesinin "Tekrardan hoşgeldiniz sefalar getirdiniz kız evi naz evidir bilirsiniz kızım nazlanır mi bilmem bana burada babası abisi en önemlisi torunum var oğlum uygun mudur?" dediği vakit babasına gözlerimi çevirdim o gözleri dolu dolu Bilgeye bakıp onay bekledi gözlerimi ondan alamıyordum onunda gözlerinden yaş düşerek başını olumlu şekilde eğmesiyle babası dedesine döndü "Uygun görürsen bize de uygundur baba" dedi ama benim aklım gözünden aşağıya akan o gözyaşlarına takılmıştı. Onlar ok oldu yüreğime battılar dedesinin "hayırlı olsun Rabbım utandırmasın" demesiyle herkes ayağa kalktı Miray elinde tepsiyle yanımıza gelmişti dedelerimiz yüzükleri beraber takıp beraber kestiler kurdaleyi artık biz sözlüydük. Biraz daha yanımızda oturup içeri gitmişti kızlarla beraber Miray'a göz işaretiyle içeri çağırmasını istedim sonrasında "abi sen çok terledin gel elini yüzünü bir yıka" dedi ufaktan kalktım mutfağa gittiğimde arkası dönük kardeşime bir şeyler anlatıyordu boğazımı temizleyip su istedim yüzünü bana dönüp bir bardak alıp sürahiden doldurup bana uzattı "afiyet olsun" dedi yüzüne bakıp "teşekkür ederim sözlüm" dememle yüzünde ufak bir tebessümle bana baktı kızlar mutfağı boşaltırken Miray hiç yerinden kıpırdamadan durdu işaret ettim yalnız bıraksın diye bana dönüp "abim ben çıkarsam o da çıkar" ah kafam o kimseyle başbaşa kalmıyordu ki fazla süre "çok şükür kavuşmak için ilk adımı attık Rabbım utandırmasın" dememle sadece "Amin" demişti oysa ben o anda sımsıkı sarılmak anlından öpmek sineme saklamak istiyordum onu . "Bilge aynı durumda mı olacağız ?" kafasını usulca salladı evet anlamında ben buna dayanamazdım okul bitmeden düğün yapmazdılar içimden ah dedem sana işim düştü deyip güldüm salona çağırdılar bizi önden ben arkamdan o içeri girmiştik.Dedem "önümüzdeki ay nişan yaparız" dediği vakit dedesi "kızın okulu var yazın düğün olacak barzan ağa biliyorsun değil mi? Ona göre konuşalım" "okulu bahane etmeyelim ister burada okur isterse Mardin'de okulu var orada önceliğimiz nişan olsun da" ondan sonrasını düşünelim Hasan kardeşim dedi dedem. Allah'tan babam var "Gelin kızım erkekler arasında çok konuşmuyorsun öyle duydum öyleyse oğlumla aynı şekilde olacak galiba uygun görürseniz nişan yaptığımızda imam nikahını kıyalım olur mu hasan amca" o zaman olsun hayırlısıyla o da olur oğul biz kendi aramızda konuşalım bir biraz daha oturup evlere dönmüştük ben halen daha rüyada gibi iki de bir yüzüğümü çıkartıp bakıyordum odama çekildim telefonu elime alıp mesaj attım # rüya yada hayal değil dimi biz senle sözlendik . #evet galiba öyle oldu. # güzelim seni seviyorum hoşgeldin hayatıma. #Barış bey ! Hoş buldum böyle şeyler konuşmuyoruz biliyordun önceki durum aynı helal oluncaya kadar aynı. #tamam tamam iyi geceler güzelim . #iyi geceler Yatağıma uzandım hayaller kurmaya başladım kaçta uyudum bilmiyorum. Bir hafta olmasına rağmen bizim onla konuşmamız olmadı bu beni çok fazla üzüyordu bu kadar uzun zamandır sevip şimdi konuşamamak zor oluyordu.

Söz takılalı bir aya yakın oldu haftaya nasip olursa nişan yapacaktık Zelal annem gelmişti Mardin'den alış veriş yapmak için ve biraz daha yakından tanımak için bugün iş çıkışı Miray'la onu ziyarete gidecektik Barış'a mesaj attim ki annesi hangi çiçeği sever yada ne sever diye Allah'ım aldığım cevaba bakar mısınız # seni sever çünkü dünyadaki en güzel çiçek yada en çok sevilmeye layık sensin " #Barış bey lütfen # tamam ya annem canlı çiçek sever mesela menekşe " ayyy buna ben ölürüm benden bir puan daha aldı canım kaynanacığım çünkü gelini de tam menekşe delisi teras balkonumuz onlarla dolu ve evlenirsem onlar benim evimi süsleyecek #iyi günler canım #canım mı? # ?

Pastaneden bir pasta birde iki tane renkleri çok güzel menekşeler almıştım kapıyı çalmamla açılması bir oldu "Selamün aleyküm anne " "Aleyküm selam güzel kızım hoşgeldin " deyip benim göğsüne çekmesiyle bende ona "Hoşbulduk" deyip sarıldım Miray'ın elindeki çiçekleri görünce "ay bunlar benim çok güzeller ve çok severim " " Bilge gibi mi teyze onunda bir sürü var balkonunda " gülerek baktı haydi gelin kızlarım masa hazır Hanife hanım diye seslendi içeri geldi hoşgeldin gelin hanım dedi hoş bulduk ablacığım dedim mirayla beraber ellerimizi yıkayıp masaya oturduk. Bir şeyler yemeğe başladık ki gelenle şaşırmıştım "sen Mardin'de değil miydin?" ......" Evet yarın sabah gelecektim çok özledim göreyim seni dedim " dediği sözler hoşuma gitti ama asla bunu ona söyleyemedim tabiki biraz daha oturup ayaklandım müsade isteyip elini öptüm Zelal annemin Barış ben bırakırım desede uygun olmayacağını söyledim kulağıma eğilip "güzelim hepsini yazıyorum alacaklarım çoğalıyor farkındasın değil mi?"......"bakkk bu yüzden uzak duruyorum deyip evden Miray'la çıktık.

Bir hafta öyle yoğun geçmişti ki alış veriş misafirler hazırlıklar iş okul hepsi birbirine girmişti çok şükür ki bu akşam inşallah hersey yolunda gider kuaför eve gelmişti tam hazırlanacakken kuzenim ebru abla elinde benim giyeceğim ayakkabımı getirdi sadist oğlu ayakkabıyı halletmisti paramparça etmişti tekini onu öyle görünce sinirlerim bozulup aĝlamaya başladım bir de "ay ne yapalım çocuk işte " diyip umursamadı bile daha bir sınırı bozdu ağlarken telefonum çaldı sesimi düzeltip "Barışş" dedim "sesin kötü bir şey mi oldu güzelim söyle " ..." ayakkabım yok parçalandı " " Nasıl güzelim" " burada bir çocuk var alıp kesmiş onu deyip ağlamaya başladım " " Tamam ben hallederim sen sakın üzülme lütfen bana 1 saat ver tamam mı" "hı hı " "Miray'ın telefonu çaldı ayakkabının resmini at bana abim " tamam abi " " "kızım seni ben oraya yolladım onun ağlatsınlar diye mi ?" Kuaför geldi mi? Başlayın ben gelirim resim için "

Tam benim kuaförle işim bitti ki odamın kapısı çalındı yüzünde muhteşem gülüşüyle sevdiğim adam elinde ayakkabı kutusuyla karşımda idi "bak yetiştim sakın bir daha o güzel gözlerinden yaş düşmeyecek" başımı salladım onaylar gibi kremler çok yakıştı size küçük hanım resim çekilmeye ayarladığımız yerlere gittik ama o eller hiç birleşmedi fotoğrafçımız bile bu böyle olmaz diye isyan ederken Barış keşke iki gün sonra yapsaydık imam nikahını belki kıyardık . Elif hanım siz ne zaman nikahı kıyarsınız beni arayın tekrardan çekelim resimleri deyip bizi serbest bıraktı. Bu kez sürprizin en büyüğünü yine abim ve Cüneyt abi yapacaktı bize.