Veee beklenen gün geldi öyle bir heyecan yapmıştım ki gece doğru düzgün uyumadım sabah namazı kıldıktan sonra da uyku tutmadı banyoya girdim duş aldım pencereden etrafı izledim telefonda vakit geçirdim ama bir türlü heyecanım geçmiyordu abdestimi tazeledim kur'an ı kerim okudum biraz da mealini okudum içeriden sesler gelmeye başladığı vakit odadan çıktım kahvaltı yaptık sonrasında ablam ve Miray'la beraber evden çıktık dışarıda beni bekleyen kocam sımsıkı sarıldı "bugün benimsin güzelim artık seni hiç bir yere bırakmayacağım" dedi arabaya bindik kuaföre gelmiştik içeri girdik beni hemen yerime oturtup makyajımı yapmaya başladılar başörtümü açtıkları için saçlarım açıkta kalmıştı herkesin öyle dikkatini çekti ki herkes boyami diye sordu "hayır!" dedikçe şaşırıyorlardı ablam ince bir tülbent getirip örttü saçlarımı makyajım bitti beni içeri alıp gelinliğimi giydirdiler bu kez başörtümü yapmaları için oturmuştum aynanın karşısına ablamların işi bitmişti beni bekliyordular o sırada Mihri ablada Barış 'ı aradı gelmesi için herkes nazar ayetlerini okuyordu bana bakarak. Kuaförden çıkarken gelin arabasının yanında güzel gözlüm beni görünce ağzı açık kalmıştı hızlı adımlarla yanıma gelip iki elini çeneme koyup anlımdan kocaman öptü "sen çok güzelsin akıl bırakmadın bende yavrum ben seni nasıl insan içine çıkarayım ki şimdi kıskanırım ..."kurban olurum seni bana yar edene " Resimlerimiz mardinin bazı yerlerinde çekildi sonra beni eve bıraktı gittiler içeri girdiğimde Havva teyze ve görümceleri beni zılgıtla karşıladı salona geçtik bir zaman sonra abim elinde kırmızı kurdele yanıma geldi ayağa kalktım gözleri dolu dolu bana bakıyordu belime doladı bağlar gibi yapıp çekti bunu iki kez üst üste yaptı üçüncüde bağladı elini tutup öptüm başıma götürdüm çenemden iki eliyle tuttu alnımı öptü sımsıkı sarılmıştık "dudaklarından ben hep arkandayım yanındayım küçüğüm bir alon yeter" bende o da gözyaşlarımızı serbest bırakmıştık beni halam onu benden Cüneyt abim ayırmıştı . Dışarıdan korna sesleri geldikçe anlamıştım gitme zamanı geldiğinin abim gelip kırmızı duvağımı başıma örttü abimin kolunda evden çıkmıştım kapının önünde Hüseyin amca duayla uğurladı bizi dua bitince davul sesleri her yeri inletti arabalara binilmis konvoy halinde ilerliyorduk. Miray ve Mina'yla beraber aynı arabadaydık Ben sadece sessizce dışarıyı izliyordum öyle bir heyecan vardı ki bende bir an Barış elimi tutup öptü ben buradayım ve bende çok heyecanlıyım gül güzelim.

Düğünün yapılacağı yere gelmiştik içeri girdik bizi odaya aldılar ellerim titriyordum . Görevli odaya geldi hazırsanız alıyoruz sizi dediğinde İkimizde birbirimize bakıp güldük ayağa kalkıp üzerimizi düzelttik duvağımı kapattı büyük bir heyecanla çıktık odadan salona girerken zılgıt sesleriyle inliyordu bütün salon

Mithat körler beni sensiz bırakma
dinlemenizi isterim.

Birbirimizin gözlerine bakarak ilk dansımızı etmiştikten sonra nikah masasına oturmuştuk benim nikah şahitlerim Miray ve ablamdı onun ise Cüneyt ve Cesur abimler idi belediye başkanı nikahımızı kıyıyordu "bu gün burada iki gencimizin nikahına şahitlik etmek için buradayız karaman ve Eroğlu ailelerinin biricik evlatlarının mutluluğuna şahit olacağız siz Bilge karaman Fırat oğlu Barış Miraç Eroğluyla evlenmek istiyor musunuz ?" ......"EVET :
"Siz Barış Miraç Eroğlu Bilge karaman ile evlenmek istiyor musunuz?"........" SONSUZA KADAR EVET"
"siz sevgili sahitler sizlerde sahitlik ediyor musunuz?" hepsi teker teker ediyoruz dedikten sonra nikah defterine imzalarımı attık "bende sizi karı koca ilan ediyorum "dediginde ayaga kalktık anlımdan öptü .

Elimden tutup sahneye ilerledik beraber müzik başladığında ceketini çıkardı papyonunu çıkardı Mihri abla gelip aldı onları yakasında bir düğme açtı kollarının yukarıya kadar kıvırdı büyük bir aşkla birbirimize bakarak reyhani oynamaya başlamıştık o an sadece dünya da ikimiz varmış gibi sadece birbirimizin gözlerine bakıyorduk selamlamaya gelince yüreğimin sıkıştığını hissettim müzik bittiğinde hemen takı törenine geçmiştik bir yandan da yemek servisi başlamıştı kimisi üzerimize takıyordu hediyelerini kimisi yanımızda bulunan takı sandığına atıyordu bir bir buçuk saat ayakta kalmıştık üzerimde epeyce bir takı vardı bizi içeri aldılar.

Üzerimizdekileri sandığa koyup tekrar salona girmiştik ben gelin masasına oturdum onlar halaylara başlamıştı. Halay başı kocam beydi ve onu aşkla izliyordum epey oturdum ki Mihri abla geldi haydi gelin ağam abla ben çok bilmiyorum ki babam ikinizle girecek halaya o istiyor deyince kalktım ağa babam halay başı kolunda Barış onun kolunda ben Mihri abla ve bütün aile üyeleri hepsi halayda idi Cüneyt abi abim bile barzan ağa gelip bir sürü para bırakmıştı başımızdan aşağıya Hüseyin amca Barışın diğer yakın akrabaları kocam bey bana döndü "Güzelliğim sen benim aklımı almaya yeminlisin galiba" tebessüm ettim epeyce oynadım sonra geri çıktım ama o hiç bırakmadan halay çekti.

Bir ara yanıma gelip soluklanmaya çalıştı ama o kadar çok kişi yanımıza gelmişti ki artık bütün yüzler bir gelmeye başladı bende . Miray spor ayakkabısı getirdi anlamıştı ayaklarımın ağırdığını Elimden tutup bu akşam oturmak yok güzelim haydi Mardin hanım ağa görsün gelin görsün biz kimseye bakmadan birbirimizin gözlerine bakarak halay çekmeye başlamıştık bu kez oturmayı düşünmüyorduk genç takımı bizimle beraber hiç bırakmadı halayı bir ara barzan ağa Fırat babam Barış Miran Cüneyt Cesur Ömer Berat Ali sedat abilerim ve Hüseyin amca Barış 'ın amca ve kuzenleri öyle bir halaya başladılar ki düşmana korku dostta şifa olacak gibi bana da uzaktan izlemek kalmıştı.

Düğünümüz dağılmaya başlamıştı benimde ailemle veda zamanım gelmişti anne babama sarıldım ağlıyordum babam "kızım şimdi kadar boncuklarının dökülmesine izin vermedim şimdi de dökülmeyecek gözüm arkada kalmıyor kızım sil gözlerini" yanaklarımdan öptü annemi alıp uzaklaştı abim yengem Alpaslan ve Umay kuşum sarılıp öptüm onlar arkasını dönüp giderken Umay'ın "HALAM" diyerek geriye dönerek bana koşması herkesi daha çok ağlatmaya başladı "hala haydi gel beni bırakma "

kuşum ben geleceğim yakında yanına tamam mı seni çok seviyorum güzel kızım hergun beni ara tamam mı?" dedim abim kucağına alıp götürürken iç çekiyordu yumurcağım ablam ve geriye kalan herkesle vedalaşırken açımdan bir parça kopuyordu bu nasıl bir histir ya Rabbım bir yanım yangın yeri bir yerim mutluluktan kıpır kıpır.

Barış elimden tutup arabaya götürdü on koltuğa oturtup kemerimi bağladı o da şoför koltuğuna oturdu arabayı çalıştırdı yarım saatlik yolculuktan sonra evimizin önündeydik ilk o indi gelip kapımı açtı elimden tutup arabadan indirdi evimizin kapısını açtı içeri götürdü beni içeri girdiğimizde kapıyı kapattı ellerini yanaklarıma götürüp onları avuçlarının içine alarak anlımı öptü "hoş geldin güzel karım yuvamıza" fısıldar gibi "hoş buldum kocam."