Barış Miraç tan

Hep beraber yaşlıları arabayla yollarken genç takımı elinde meşale ile gelin evine doğru gitmeye başladık önümüzde damat adayı Ertuğrul harmanda yer ayarlanmıştı bizi karşıladılar oturduk isteme faslı bittiğinde eşim elimi bıraktı dedesinin yanına koştu bir şeyler konuştular belinden silahı çıkarıp eline verdi .Öyle korktum ki koşar adımlarla yanına vardım ne yapıyorsun demeden havaya ateş etmeye başladı "bizde adet bu millete diyoruz ki bu evde kız yok alındı sözünü aldık haber veriyoruz" dediğinde "senden korkulur yavrum" dedim "şimdi korkma yarın seni bak nasil korkuturum seni" dedi şaşkın ördek gibi ona baktım jarjoru tekrar doldurup tekrar atmaya başladı son iki eli bana verdi "haydi!" dedi.

Allah'ım bu tam yemelik yeminle eve dönünce abisine "yarın atış yapalım mı?" dedi Berat "kızım evlisin çocuğun oluyor bırak bu işleri" dediğinde güldü dayısına söyledi "olur bebeğim sen iste" dediğinde "benim karıma kim olursa olsun bebeğim kimse demesin o benim bebeğim" dediğimde Berat "ulan kardeşim ha" dedi bende üzerine gittim "benimde karım!" kollarımın altına aldım başından öptüm.

Genç takımı dışarıda otururken "neden oturuyoruz biz bu akşam kız aldık yakında düğünümüz var haydi abi var mısın? "

Yenge açsana bize bir şeyler dedi çalınan Karadeniz müziği ile bizim ufaklık çoşmuştu türküye de eşlik yapıyordu ben karıma hep aşık oluyorum dikkatli olman gerekiyor dedikçe öpücük atıp oynuyordu .

Abisinin ve dayısının kolunu bırakıp bana doğru geldi haydi bilmiyorum ki deyip geri çekilmek istedim cilveli haliyle benide horona sokmuştu. Gözlerimin içine bakarak hepten çosmustuk bir ara Hüseyin dede de geldi babamlarda gelmişti annem Bilge yi gördükçe tebessümle izliyordu "bu kızda hersey var!" dedi kahkaha attı.

Oynamaktan yorulan karım yanıma gelip "yatalım mı? ...çok uykum geldi" dedi "haydi" deyip müsade isteyip odaya gittik banyo yapıp kollarımın arasına geldi çok sürmeden uyuya kaldı.

Sabah erkenden kalktı benide uyandırdı "bahçeye çıkalım mı?.... biraz dolaşalım etrafta" dedi banyoya gittik elimizi yüzümüzü yıkayıp uzerimizi giyindik beraber dışarıya çıktık. Biraz ileri gidince erik ağacını gördü "oy çok güzeller yemek istiyorum" dedi . "Yavrum ben ağaca çıkmayı bilmiyorum ki .....nasıl alacağım ben biliyorum" dedim "sen kafayı yedin" dedim sinirle "ama canım çok çekti bak küçükken çok çıktım .....ben ağaca çıkabilirim yani " dedi gözleri devirdim "merdiven bulalım öyle alabiliriz"

"Tamam sen git evin başından alsana merdiveni.... bak çocuğun canı çekti" dediğinde güldüm.

Tam merdiveni alıp geldiğimde gördüğüm manzarada bir yanım sinir küpüne dönmüştü bir yandan da onun öyle iştahlı bir şekilde erik yemesi beni güldürdü "Bilgeee"
"Efendim sevgilim"

"Senin orada ne işin var bekle geliyorum seni almaya "

"Gelme ben inerim kocam.... bir kaç tane daha alayım....çok canım çekti "

Öyle korkuyordum ki ona bir şey olacak diye merdiveni ağaca dayayıp çıkmıştım ağaca onun yanına sitemle "kızım sen manyak mısın hamile halinle ne işin var burada " elindeki eriği ağzına atıp "ağam canım çok çekti yavrumun canı istedi " Öylemi tatlı olur bir insan yüzünde mutluluk artıyordu artıyordu her erik yediğinde .

"Haydi inelim herkes merak eder yavrum" dediğimde ilk sen in" dedi "ben ilk kez ağaca çıkmıştım .....ve nasıl inilir bilmiyordum.....Bilge ben buradan nasıl ineceğim!" dediğimde gülmeye başladı "beni takip et kolay inersin" dedi "yapamam" dedikçe güldü bu kez abisine bağırdı "abim gelsin yardım eder sana" dediğinde istemedim telefonu çıkardı Ertuğrul dayısını aradı 10 dakikada yanımızdaydı o da bizi görünce gülmeye başladı.

"Bana oraya bas buraya bas" diyordu ama olmuyordu "itfaiye çağıramayız Miraç burası uygun değil" bu kez kızmama rağmen karım tekrar yanına çıktı gözlerime baktı "benim yaptığımı yap... nereye basıyorsam oraya bas kolaylıkla içeceğiz tamam mı?" dediğinde "dayı bakma!" uyarıcı bir sesle dudağımın kenarını öptü "biliyorsun değil mi kızacağım"....." haydi "
dallara tek tek basarak merdivene kadar indirdi beni en sonunda aşağıdayım ona sarıldım "bir daha yapma aklım çıktı kızım.... seni öyle ağaçta gördüm. "

Korkmuştum arkamızı dönüp giderken arkasını dönüp ama "canım erik çekiyor daha" dediğinde Ertuğrul "ben şimdi toplarım sana fıstığım" deyip elime ufak bir sepet alıp ağaca çıktı.

Masaya oturduğumuzda az önce yaşadıklarımızı anlatınca Abdullah babam kızmıştı karıma büyük hala "ne diyon fuşki yeme kız iki canlı canı ne cekeyse onu yiyecek da" daha konunun üstüne bir şey söylenmedi kimse kahvaltı ettik . Sonrasında ayder yaylasına çıktık bu akşam orada kalacağız sonrasında bir kaç yayla daha gezecektik .

3 gün boyunca evden uzaktık yaylalarda kaldık çok güzel yerler gördüm yarın akşam düğün vardı onu yapıp gitmek vardı aklımızda ama ben annemleri yollayıp bir kaç karımla kimse olmadan buranın keyfini çıkarmak istiyordum bu kez uçakla gitmek istemiyordum Miran'ı aradım arabamı istedim bu kez aklımda dura dura karımla gitmek vardı yolu gidiş yolunu bile seçmiştim rotayı belirledim kendimce .

Oturuyorduk kızlar çay yapmıştı harmanda içiyorduk Ertuğrul geldi fıstığım haydi o akşam istediğini yapalım 2 tane silahı getirdi bıraktı masanın üzerine bir de arabanın arkasından hedef tahtası gibi bir şeyi çıkardı dee haydi yengesi aldı ilk eline silahı atış yaptı 3 kez hepsi karavana dedi sırayla Ertuğrul Berat sonra ben dayısı silahı doldurdu ona uzattı beklıyoruz dedi Abdullah babam öyle bir gururla bakıyordu ki ona dedenin sesini duydum "kızım beraber bekle beni !" Dediğinde hepimiz dedeme ve ona bakıyorduk Berat yanıma geldi "şimdi bak o kızdan nasıl bir psikopat çıkıyor izle.... ona göre ayağını sağlam bas ağa bozuntusu" deyip güldü onu öyle dikkatlice izliyordum ki dedem ver "şans öpücüğü " dedi yanaklarından öptü "ilk sen at yaşlı kurt "dedi dedesi jarjoru bitirdi Ertuğrul baktı "12 9 hasan dayı "dedi "fıstık!" babasına döndü bir göz kırptı babam başıyla onayladı hedefe atış etmeye başladı. "12 11 dedi Ertuğrul" aklımda tek bir soru vardı bu kız nasıl böyle bir şey her hali beni benden alıyor hiç beklemezdim eline silah alacağını. Yanıma gelip fısıldar şekilde "12 senin için atmadım... korkup kaçarsın diye korktum kocacım" dediğinde dudağını ısırdı ona doğru eğildim "yanlışım olursa vur beni anlımın ortasından hanım ağa senden korkmam ancak gurur duyarım. " Başıyla onayladı beni.

Düğün de yaptık hayırlısıyla karım ilk kez yerinde oturdu buraya geldiğimden beri havasından suyundan mı bilmiyorum sakın kalmıyordu sadece düğünde birlikte bir dans ettik . O oturdu ben Berat ve Ertuğrul'a beraber girmiştik horona ee 10 günden fazladır buradayız ve her akşam yapılmıştı horon . Sabah babamları havaalina bıraktık bizde oradan çarşıya çıktık hediyelik bir şeyler aldı yiyecek bir şeylerde aldı onları kargo yapıp yolladık Mardin'e .Arabayı teslim aldım eve geldik valizleri toparladik yemek yedik sonra son kez gençlerle bahçede oturduk .

Sabah erkenden kalkıp valizleri arabaya yerleştirdim sonra kahvaltı yaptık herkesle vedalaştık bir daha ya nasip dedik Ertuğrul' un düğünü İstanbul'da olacağı için bu yaz daha gelinmezdi.

8 9 saatlik yolu biz 5 güne gitmiştik Trabzon Bayburt Erzurum batman derken en son yol tabelası Mardin yazıyordu karıma dönüp gül güzelim kutsal topraklara geldik . Öyle yorulmuştu ki arabada uyuya kaldı kucağıma alıp yatak odasına götürdüm üzerindeki fazlalıkları çıkartıp yatağa bıraktım evin hizmetini gören Hatice ablaya yardım edip arabadaki herseyi indirdik sonra gidip banyo yapıp karımı kollarımın arasına aldım huzurla saçlarından öpüp uykuya kendimi bıraktım