
Bugün koşuşturmalı bir gün olacak sabah erkenden eşimi gönderdikten sonra çocukları hazırladım. Hava kapalı ve yağmurlu olduğu için kazak ve pantolon onlarda tercihim oldu üzerlerini giydirdim kızlarımın saçını ördüm bonelerini taktım Miray'da Boran'ı hazırlamıştı kahvaltılarını yaptırdık bizim 4 afacanla yolculuk başlıyordu ilk Yusuf'u okula bıraktım Asel, Ahsen ve Boran'ı kursa götürdüm dini eğitim alıyorlardı. Onları da bıraktıktan sonra market alışverişini yapıp dışarıdaki işlerimi halledip şirkette ufak bir işim vardı daha doğrusu kocam beyle yeni projenin arsasını görmeye gidecektik dışarısı buz gibiydi yada bana öyle geliyordu.
Şirketten içeri girdiğimde ilk babamı gördüm o dışarı çıkıyordu "Selamün aleyküm babacım" " Aleyküm selam kızım nereden ?" "Çocukları bıraktım markete gittim şimdi de Barış'la beraber arsa bakmaya gideceğiz siz nereye?" " Yakup abi ve Davut'la hasta bakmaya gidiyoruz kızım " "çok geçmiş olsun Rabbım Şafi ismi hürmetine şifa versin inşallah " "amin kızım" " akşama bir şey istiyor musun? baba" " sen buradan akşama kadar bir çıkta kızım ben çocukları alıp eve geçerim onları düşünme " gülerek konuştu benle o da biliyor ben buraya gelince akşama kadar oğlu beni oyalayacak bir şey bulurdu "Bilge şu anahtarı Miran'a ver senin arabanın anahtarını bana ver kızım sen kocanla gelirsin market poşetleri akşama kadar arkada durmasın " dediğini yaptım anahtarımı ona verdim bende miran abinin odasına doğru yürüdüm selam verip odasına girdim durumu anlatıp anahtarı ona verdim tam odadan çıkıyordum ki "yenge çocukları kim alacak dedi babam hasta ziyaretine gitti oradan onları alıp eve geçecek .... kolay gelsin abi" deyip çıktım odadan
Kocam beyin işi olduğu için bende açıkmıştım az ilerideki cafede bir şeyler yemek için dışarı çıktım ki geri dönmem bir oldu titremekten nefes alamaz hatta kıpırdayamaz olmuştum danışmadaki Serap hanım beni fark ettiki yanıma geldi "Bilge hanım iyi misiniz? böyle gelin" diyor ama bende tık yoktu kolumdan tutup yürütmeye çalıştı öyle bir oldum ki artik nefessizlikten öksürmeye başladım zavallı kadın kadar korkmuştum ki görüyordum ama cevap veremiyordum etrafım kalabalıklaşmaya başladı kimisi su götürüyor kimisi kolonya Adem abi "Barış beye haber verdiniz mi ?" diye sorunca kimseden ses çıkmadı cebinden telefonunu çıkarıp onu aradı aşağıya acil gelmesini istedi çok sürmedi gelmişti "Bilgem kendine gel haydi sakinleş 1 2 3 4 5 6 .....10. Derin bir nefes ver haydi güzelim" tekrar sayıları saydık beraber "lütfenn güzelim nefes al " sırtımı okşuyordu "haydi güzelim kendine gel Bilge" yavaş yavaş içimden saymalara devam ettim o bilmiyorum kaçıncı kez "sakin sakin " diyordu bana öyle yapınca nefes alıp vermelerim düzenleşmeye başladı üzerime kocamın paltosu gelmişti beni kucağına alıp arabaya doğru yürüdü kapıyı Adem abi açtı beni yerleştirdi kemerimi bağladı .Adem abiye döndü "abi sana zahmet olmazsa eşyalarını getirebilir misin " dediğinde koşarak içeri girdi kocamda hızlı adımlarla şoför tarafına geçip arabayı çalıştırdı klimayı açtı çantamı ve atkımı getirdi sağolsun Barış'ın tarafından kapıyı açıp arka tarafa koydu kocam bey teşekkür edip arabayı çalıştırdı hastaneye doğru yol aldık yavaşça kendime geldim üzerimdeki kocamın peşinden paltosu ve kendi kabanımı çıkardım biliyordum ki klimanın ayarını düşürdük hastaneye gelince tekrardan giyindim atkımı falan taktım dışarıya çıktım Barış paltosunu üzerime atacakken istemedim içeri girdiğimizde dahiliye doktoruna gittim durumu anlattık bir sürü tahlil verdi.
Allah'tan aç karnına idim kimini aç kimini tok karnına verdim "2 3 saate çıkar " dediler bizde onunla beraber karnımı doyurabiliceğim bir yere gidip yemek yedik. Konuşup muhabbet ettik görmemiz gereken arsaya gittik oraya göre aklımızda bir proje çizimi bulmaya çalıştık resimler videolar çektim. İşimizi bitirip hastaneye doğru yol aldık doktorun yanına gittik "demir depolarınız düşmüş kan ilacı kullanmanız gerekir beta HCG değeriniz yüksek bu bir gebelik müjdecisi Bilge hanım hastaneden çıkmadan bir kadın doğumcu ya gözükün isterseniz " biz ikimiz birbirimize bakıp durduk kocamın yüzünde sinsi çapkınca bir gülüş geldi birde üstüne üstelik göz kırpmıştı bana .Doktora teşekkür edip odasından çıktık.
Sekreterinden Hatice hanıma randevu istedim çok yoğun olduğunu söyledi bugün ve yarın çok dolu olduğunu söyledi iş başa düştü dedim ona mesaj attım @ hocam merhaba hastaneye geldim HCG değerlerim yüksek çıktı tahlillerimin bazıları düşük çıktı bana ilaç vermeniz gerekiyor @ Bilge gel sen ben seni içeri alırım. Kapısının önüne gelip içerideki hastanın çıkmasını bekledim.
Hasta çıktığı zaman beni içeri çağırmıştı Hatice hanım "oy ablasının kuzusu gelmiş" diye sarıldı biz doktorumla zamanın içinde gerçekten bir abla kardeş olmuştuk arada dışarıda yada evlerde görüşüyorduk. "Enişte bey moral yerinde" "Hatice hocam bugün beni bir korkuttu ama çok şükür ki galiba sonu mutlu bitecek inşallah" " ya kardeşim sen çocuktan bıkmayacak mısın?" " Bir gün ben bu kadından bıkarsam o vakit çocuktan da bıkarım bunun bir parçasını taşıyan çocuk dolsun etrafım kızlarım zaten annelerinin kopyası annelerini görünce onlara onları görünce annelerine aşık oluyorum " "Barış bey Mardin'deki erkekler bilseler ki karın için böyle konuşuyorsun seni sürgün ederler" "aman Hatice hanım benim karım mutlu olsun ben her yerden kovulmaya razıyım " deyip güldü Hatice abla "oooo" diye sesler çıkardı sedyeye uzandım karnıma jel sürdü röntgen aletiyle bakmaya başladı "Bilgee" öyle bir şaşkınlık vardı ki yüzünde içimde dedim 'geliyor ikiz yine' sessiz şekilde fısıldar gibi "ikiz mi ?" dedim yüzünde kocaman bir tebessüm oluşturmuştu "olsa üzülür müsün ?" "değilde ben daha bir hamileliği nasıl kaldırabilir miyim?" düşünürken dedim Barış bey çoktan çosmustu "çift kese oluşumu var güzelim " sevinmiştim "yalan yok ama bir yanımda buruktu bilmiyorum 5 çocuk zor olacaktı ve hamilelik zor geçerse ya çocuklarımı ihmal edersem ama bu bilinçli kalınmış bir hamilelik değildi demek ki nasipleri varmış" dedim hastaneden çıkarken uçuyordu Barış keyfi öyle yerindeydi ki ilk abimi aradı "oğlum dayı oluyorsun" diye anneme ben haber verdim sesim öyle üzgün gitmişti ki ona kıyamadı hafta sonuna doğru dedemle ve babamla geleceğini söyledi.
Eve gitmeden günün yorgunluğu ile ben arabada uyuyakalmıştım ne zaman eve geldik ne zaman beni odaya götürüp yatırdı hiç bilmiyorum. Kocam bey beni bırakıp dışarı çıkmış çocuklarıma sürpriz olsun diye onlara hediye aldı onları bir kutuya koydu herkese bir çikolata bir şeker alıp bir paket yaptı içine de # 7 ay sonra iki minik misafiriniz var bekleyin bizi o zamana kadar bunlarda bizden size ufak bir ağız tatlılığı ' yazmıştı. Bu adam deli diyorum annem diyor ki sen yaptın onu böyle.
"7 ay sonra iki minik misafiriniz var bekleyin bizi o zamana kadar bunlarda bizden size ufak bir ağız tatlılığı" hersey şok olmuş bir şekilde bir bana bir Barış'a bakıyordu annem zılgıt çekerek " Miraç doğrumu?" dediğinde "çok şükür " dedi Mihri ablam "oy benim Kızılım Mardin'i kızıla boyamak istedin he " dediğinde güldüm Miray bana bakınca "bakma öyle hayatımın en büyük sürprizi oldu yeminle" dedim Mina biraz bizden öteye kaçarak "yeminle bunlar 10 12 de yapar" dedi Barış kirlantı ona atmıştı.
Barzan dedem berizan nenem hepsi o akşam bizde toplandı yine sabah bir sürü kanlar alacaktı kurban diye yemekler yendi kahveler içildi Mina çocukları alıp yukarıya odalarına çıkardı Barış'ın çocuklara yaptığı sürpriz çok sevdiler Ömer Faruk, Boran, Yusuf Mirza, Ahsen ve Asel ve doğmadan yüreğimizde olan Destan dayısı amcası ve babaları onları unutmadı ve çok şükür ki ben böyle merhametli bir adamın karısıyım
'Ben Barış Miraç Eroğlu'nun kıymetlisi Bilge Eroğlu' yum'
Bu da benim bir hamileliğimi öğrendiğim olay keyifli okumalar
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |