68. Bölüm

💚💙🌷🦋

Mina ece toprak
minaecetoprak

Güzelim kollarımın arasında uyurken ben onla geçen 25 yılı düşünüyordum sevdayla mutlulukla ve huzurla geçen yılları sonra çocuklarımı 24 yaşında Yusuf Mirza'mın bu hafta mezuniyeti vardı ayriyetten bizi bugün sevdiği kızla tanıştıracaktı. Heyecanlıydım şimdi nasip olursa yeni bir serüvene başlıyorduk hatunumla. Karimdan istediğimi aldım 6 çocuk anne babası olmuştuk yusufumuz 24 Asel ve Ahsen 21 Ali Fırat ve Zelal Azra 18 ve 14 yaşındaki Talha'mız aynı Abdullah babamın kopyası olan oğlum . Biz evlenirken eşime bizden çok güzel çocuklar olur demiştim gercektende öyle idi kızlarıma aşıktım karım gibi çok güzellerdi. Asel'im birebir annesinin kopyasıydı Ahsen ve Zelal' da onu anımsatıyor Ahsen bir tek gözleri farklı o da annesi gibi kızıldı. Zelal sarışın mavi gözlü kızım. Oğullarımın ikisi annesinin duası kabul olmuş gibi bana benziyordu hatta size bir sır vereyim benden daha yakışıklılar ve annelerine aşıktılar ve bu beni sinir ediyor mu ? Tabiki ediyordu . Ben bunları düşünürken kollarımda kıpırdayan karımla ona döndüm "günaydın güzelim " "günaydın sevgilim sen uyumadın mı? " "uyku tutmadı namazdan sonra çocukları düşündüm " "şikayetçi misin Barış bey " "ne şikayeti güzelim onlar benim şükür sebebim " "Miraç'ım gerçekten biz neler yaşadık sevgilim bizim tam 6 çocuğumuz var dile kolay ve hepside çok şükür gurur kaynağı oldular bize ahlakları ve kişilikleri maşallah ve hepsi okuyor ve ileride kendi mesleklerini yapacaklar " "ilk şimdi Yusuf Mirza'yı göreceğiz oğlumuz inşaat mühendisi oluyor ve artık yavaşça işimi ona emanet vereceğim yavaş yavaş " "sonra kızlarına sıra geliyor ben de Asel'ime emanet vereceğim görevimi, şirketin avukatına da yakında kavusacak daha size ne olur Miraç beyciğim " " Fırat ve Zelal da hayırlısıyla girseler güzelim üniversiteye " " sonra da Talha var kocam" " tekne kazıntım ilk defa söylüyorum keşke Asel'im gibi tıpatıp sana benzeyen bir tane daha kızım olmasını beklerken gelen yakışıklı oğlum " "onlar benim iyikim ,ama şu dünyadaki en büyük iyikim siz oldunuz Barış Miraç Eroğlu bey" " kurban olurum sana gül güzeli karım " deyip yaklaşmaya başladı bende beklemeye parmaklarımı 5 den geriye doğru kapatıyordum . Barış dudaklarıma yaklaşmasıyla kapının açılması bir oldu. Bu son 14 yılın özetidir arkadaşlar oğlum Talha doğdu doğalı Barış beyin sabah keyfi yoktu ne kadar uyarsada olmuyordu . Kapıyı açmış hayırlı sabahlar güzelim ve babam demişti tekrardan ve kocam sitemini yapmıştı "o benim güzelim bakk bir gün kafanı kıracağım Talha bey çık şu odadan oğlum " "ya babacım annemle arama girmesen be yakışıklım " demişti ve kocam yataktan kalkıp oğlunun peşine düştü salonda onların güreşlerini izliyordum " kocam bir şey olacak size yapmayın " dedim gidip kocamın elini tutarak mutfağa götürdüm beraber kahvaltıyı hazırlamaya başlamıştık kızlarım geldi bu kez benim kıskançlık damarlarım kabardı. Zelal geldi baba hazır İstanbul'a geldik diyorum ki bir gezi planımı yapsak beraber" " yaparız babacım 10 gün buradayız" "akşam sinema yapalım ablamlarla " "gidelim babam" "Yusuf Mirza'm, Fırat'ım, Talha'm bizde akşam yemeğe gidelim " dediğimde "bensiz " "aynen yakışıklım "

Kahvaltıyı yapıp kızlarla alışverişe çıktık. Oğluma mezuniyet hediyesi alacaktım evi kızlarımla toparlayıp çıktık. Oğluma çok şık bir saat almayı planlıyordum babasının ve dedesinin hediyesi ise arabaydı.

 

Bu akşam bütün çocuklarım bendeydi kızlarla hazırlık yapmıştık Umay' im ve eşi , Alperen, Hafsa ve yunus Emre (abimin) Amine ,Nisa ve Eyüp (Betül ablamın) Ömer Faruk ve Roza ( Mihri ablamın) Yiğit, Mert ve Asil (Mina 'nın) Baran, Berfin ve Barlas (Miray 'ın) çoğunluğu üniversite okuyan yavrularım hepsi benim kıymetlim. İlk göz ağrım Umay doktor ve kendisi gibi doktor Asaf 'la evliydi ve nasip olursa bu kervana mimar oğlum Alperen de katılıyordu. İnşaat şirketi olan bir ailede başka bir meslek olması imkansız gibi.

Farklı bölüm okuyan bir Ahsen ve Umay vardı gerisi mimarlık inşaat mühendisi iç mimarlık okuyordu.

 

Bütün ailem buradaydı etrafım yine sevenlerimle sevdiklerimle doluydu. Annem babam ve ailem bu dünyadaki ilk şansımdı. 3 evladımı İstanbul'a üniversiteye yolladığımda arkalarındaydık evet ama onlar tamamen yanındaydı onların. Miray ve Miran abim İstanbul'a taşınmıştı çocuklar yüzünden burada da inşaatlar projeler yapılıyordu Mardin'deki şirketle beraber. Mihri ablam ve Mina Mardin'de idi benimle beraberdi.

 

Ben en büyük iki korku atlattım. Biri kocamın gözlerimin önünde kalp krizi geçirmesi o an benimde bedenimden ruhumun çekildiğini hisettim Rabbime sonsuz şükür olsun ki şansımız varmış yoldan gecen biri müdahale ettide hastaneye götürdük. Ikincisi ise Yusuf'umun kaza ettiği an arabayı kullanan şoför ölmüştü ve oğlum 6 ay yataktan kalkamadı.Hayatımda kayıplarımız oldu tabi ki Barzan dedem Hüseyin dedem ve Berivan ninem öldü Rabbım onların mekanını cennet eylesin biz nasıl razıysak Rabbimde kullarını olarak öyle razı olsun onlardan . Dedem öleli 18 yıl oldu ve artık Rize'ye gidince o salıncakta hiç sallanmadım. Ve silahı ve bağlamayı hiç elime almadım onunla yaptığım herseyi bir daha yapmadım. Ama Yusuf Mirza'mın benden mezuniyet hediyesi olarak eski annesi olmamı istedi .Tören yapıldıktan sonra ilk işimiz Rize'ye gitmek olacak.

 

Mezuniyet günü geldiğinde annemler babamlar çocuklar ve biz vardık. Gelmeyenlerle akşam yemekte buluşacaktık. Yusuf Mirza'm krem keten takımıyla muhteşem ötesiydi benim yakışıklı oğlum ilk göz ağrım. Onu yolladıktan sonra kızlarımla giyindik bir Zelal'im açıktı bütün ibadetlerini yapıyordu ama hiç kapanmayı istemedi. Ama bugün o da bizlere en çokta babası ve abisinine sürpriz yapmaya karar verdi. Odasından çıkınca ilk babası gördü "Zelal'im baban kurban olsun seni bana verene babam" deyip ağlamaya başladı. Hepimiz öyle sevindik ki Talha ablasına baktı ya abla sen açık kal dediğinde hepimiz ona sinirli bir şekilde baktık " hiç öyle bakmayın çok güzel olmuş ablam" "Talha'm biricik kardeşim az daha kafan kırılıyordu farkındaymıydın oğlum sen" karşılık verdi Zelal'im . Hep beraber evden çıkınca arabaya bindik Abdullah babam Fırat babamları alacaktı Miray'ın evinden törenin yapılacağı salona gidecektik. Biz önce gittik babamlarin gelmesini bekliyorduk kocam Zelal'imi seviyordu çok hoşuna gitmişti. Bizim reisin en pis huyu onun sevdiklerinin saçını kendinden başkası görmesin ve ellemesin bu yüzden dolayı abim ve oğullarımla hep karşı karşıya geliyordu bir tek babama laf edemiyordu .

Babamlar geldiğinde kızımı gördüklerinde hem şaşırmış hemde çok sevinmiştiler . İçeri girince tören başladı gençler sahneye çıkıp sırayla diplomalarını alıyordu kep atma töreninden sonra oğlumla beraber genç bir delikanlı geldi yanımıza Barış'a selam vererek elini öptü kendini tanıtmasınına izin vermeden Yusuf mirza "baba en yakın arkadaşım dostum Yusuf " " memnun oldum oğlum nasılsın? " " Elhamdülillah efendim siz nasılsınız?" " çok şükür oğlum " onlar konuşmaya başlarken Asel'imin ona kaçamak bakışlarını gördüm. Ama aynı şekilde Yusuf'un da bakışı Asel'imin üzerinde idi. Ahsen söze karıştı " Yusuf , Asel nerede görmedik onu?" " Asel annemlerin yanında Ahsen " dedi .Zelal "anne Asel abimin kız arkadaşı yani gelinin" biz konuşurken uzaktan çok güzel iki kız geliyordu ikiside dünya güzeli ikiside yeşil gözlü ikiside oğlumun arkadaşını anımsatıyordu yanıma yaklaştılar. Ahsen ve Asel'ime sarıldı kucaklaştılar Asel'im elinden tutup "annecim bak sana söz ettiğimiz adaşım dostum " " Selamün aleyküm Bilge teyzeciğim ben Asel Şahin " deyip elimi öptü bende yanaklarından öptüm "çok memnun oldum kızım " hal hatır sorduk ayak üstü kocamın yanına gittim kulağına eğilip "Miraç beyciğim gelin adayın nasıl buldun?" Dedim " oğlumda babası gibi zevkliymiş" dedi güldüm "kızımı da oğlumuzuda çok beğendim" dedim Asel'im utanmıştı "anneee nasıl anladın ki?" " seni ben doğurdum ve yetiştirdim annem " onları da akşam ki yemeğe davet ettik ama onlarda kendi aralarında yemekleri varmış en kısa zamanda tekrardan tanışmam lazımdı hem genç evlatlarla hemde aileleriyle...

 

Bütün sevdiklerimle beraber akşam restoranda bir araya geldik oğlumun mezuniyet yemeğiydi . 6 evladım kocam ve sevdiklerimi izledim bütün gece dilimde şükür dualarıyla artık babamın deyimiyle ele karışmak vardı. Yusuf'um artık ciddi bir yola girmek istediğini tekrarladı bu akşamda dedelerine açmıştı konuyu yaz bitmeden koyardık adını inşallah...

 

Ve beklenen gün geldi bütün ailemle Rize'ye gidiyordum eskisi gibi çocuklar her sene geliyor olsalar dahi çok seviyordular yıllar içinde buraya kendimize ait yer almıştık ev yaptırmıştı kocam o da babam gibi bahçesinde kocaman bir oyun parkı ve büyüklerin de sallanabileceği bir salıncak yaptırmış kızlarım benim gibi geldiklerinde ilk ona koşarlar. Beenn ilk köye geldim mi dedemin mezarına koşarım salıncaktan önce ona dua okurum sonra eve girerim. Ama bu kez sözümü tutacağım oğluma eski Bilge'yi gösterecektim onlara . Arabayı ben kullanıyordum herkes eve gideceğimi zannederken ben babamın evine sürdüm arabayı avluya gelince arabayı park edip indim koşarak salıncağa bindim kendimi gidebildiğim kadar geriye getirip ayaklarımı kaldırıp sallanmaya başladım salıncakta Gyuli çkimi! Deyip salındım durdum kocam gelip salladı ama gözlerimden yaşlar dökülüyordu her sallandığımda. " papu Ma si maoropen" dedim(dede seni çok özledim) salıncaktan indikten sonra hiç birsey demeden arabaya bindim Barış ve çocuklarda bindi eve geldik birşeyler hazırlayıp yedik cemaatle namazlarımızı kılıp yattık. Sabah ilk işim dedemin mezarına gitmek oldu sonra da evimizi güzelce hepimiz temizledik akşam babamlarda gelecekti hazırlık etmek için Yusuf Ahsen ve Asel markete gitti bizde son kalan işleri yaptık çamaşırları aştık eşimle köye uymustu kocam evin az ilerisinde olan ağaca makaralı sistem olarak çamaşır ipi yapmıştı yıkanan bütün nevresimler oraya asıldı .

Babamların evini bir komşu para karşılığında ilgileniyordu temizdi. Sabah oraya gececektik hep beraber . Kahvaltıyı yapıp babamlarla evlerine geçtik Ertuğrul dayım geldi ona anlatmıştım durumu biliyordu hepimizle selamlastiktan sonra "güzelim var mısın? Eski gunlerin hatırına" dedi arabaya doğru gitti bagajdan hedef için bir tahta çıkardı iki de silah kızlarım korkmustu bu kez babam seslendi "bensiz mi?" Gözlerimi doldu "asla babam" dedim hedefi gözümün önüne aldım atışa başladım. Babamdan sonra kocam geldi yanıma başımın üzerinden öptü :haydi Laz kızı özlemişim bu hallerini" dedi atış yaptık. Aslında bende özlemişim eski Bilge'yi...

Bağlamayı eline alan kocam söylerken türkü bende başlamıştım

Derde düştüm dermanını aradım

Derdimin dermanı yar imiş meğer

Yari arar iken yardan ıradım

Yardan ayrı kalmak

Ya dost ya dost

Ya dost ya dost

Ya dost ya dost ya dost

Zorumuş meğer

Zorumuş meğer

Oğullarım hayran hayran beni dinliyordu ıslık yapıyorlardı Ahsen gözleri dolmuş bir şekilde" anne neden bu kadar acın vardı da biz bilmiyoruz "deyip ağladı "annem acımın en güzel çiçekleri sizsiniz sadece dedemin bende sevdiklerini yaşamaktan vazgeçtim " deyip sarıldım. Barış Miraç bey karısının ağlamasını ister mi asla olmaz hemen telefonundan Karadeniz müziği açıp ayağa kalktı elimden tuttu neşeni görsün çocuklar deyip oynamaya başladı çocuklarım dayım annem ve babam katılmıştı bize Dilara yengem bizi videoya aliyordu abime videoyu dediğine göre ağlamış "bekle geliyoruz bizde bensiz o adam çok fazla abartmış " dedi

 

Çok özlemiştim Barış bey ve Bilge'yi yazmayı şimdilik veda vakti uzunca bir zaman atlattım biliyorum o geçen seneleri ve ondan sonra ki çok güzel aşkları ilerleyen zamanda yazacağım şimdilik Eroğlu ailesinden sizlere selam ve dua ile kocaman mutluluk bırakıyorum .Masal sonrasında derler ya gökten 3 elma düştü biri Eroğlu ailesinin güzel yüreklerini biri kızını çok seven onlara emanet gözüyle bakan baba ve abilerin kucağına sonuncusu da Ekim ayından beri beni yalnız bırakmayan sizlerin kucağına teşekkür ederim bu yolda yanımda olduğunuz için....

ALLAH'IMA EMANET💚💙🦋🌷

 

 

Bölüm : 21.04.2025 16:34 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...