@minaecetoprak
|
27 yaşında başarılı bir savcı olan Yusuf Miroğlu hiç aşkı tatmamıştı 10 yıldırda ailesinden uzak bir hayat yaşıyordu bunun sebebi de o aşiretlerin artık insan hayatına hüküm sürmesini istemiyordu o adalet istiyordu ama bunun mümkün olmadığını da biliyordu en çokta bedel ve kuma olayına karşıydı bunun kendinin sınavı olacağını bilmeden. Ta ki bu yıla kadar abisi oğlunu bütün pisliklerden korumak için almış olduğu bir kararla kız kardeşini ve oğlunu İstanbula onun yanına yollamıştı okuması için. Minik Mirza amcasının yanında özel bir okula başlamıştı onu her gün okula halası götürüyordu.Günler ve haftalar geçiyordu anne ve babasını özleyen minik adam okulda her gün bir olay çıkarıyordu bugün de o günlerden biriydi.
"Öğretmenim Mirza topumuzu aldı biz onu istediğimizde ise beni itti ."
"Hak etti ben ona birsey yapmadan üzerime geldi bana vuracakken ben kendimi savundum."
"Özel konuşalım mı "..Mirzacığım."
Onu alıp kütüphaneye götürdüm anlat bakalım küçük bey neden arkadaşını ittin ben senin ne kadar uslu bir çocuk olduğunu biliyorum gerçekten "arkadaşının dediği gibi mi oldu ?Mirza!"
"Evet öğretmenim özür dilerim ben sizi üzmek istemedim " gözleri hafiften dolmuştu öğretmenine bakarken buraya 3 hafta olmuştu geleli ve öğretmeni çok ama çok sevmişti. Ve biliyordu ki öğretmeni de onu çok seviyordu ama anne babasını görememek onu yaralıyordu ve bu yüzden her gün ufakta olsa bir olay çıkarıyordu.
"Biliyorum küçüğüm anne babanı çok özledin ama bunu arkadaşlarından acısını çıkaramayız bende abimden uzaktayım" dediğimde gözlerim dolmuştu beni öyle görünce gelip bana sımsıkı sarıldı "özür dilerim öğretmenim" dediğinde dünyalar benim olmuştu.
"Haydi kalkalım arkadaşlarından özür dileyerek gönüllerini alalım minik ağa" öyle söyleyince güldü başıyla onayladı. Sınıfa girdiğimizde arkadaşlarından özür diledi derse devam ettik .
Öğle molasında yemekhanede çığlıklar bağırma sesleri geldikçe korku içinde bir kaç öğretmen oraya doğru gittik . Olayın yine başrolünü Mirza almıştı beni karşısında gördüğünde başını öne eğdi utanmıştı miniğim.
"Öğretmenim benim suçum yok benimle dalga geçtiler özür diledim diye" ağlıyordu miniğim ikisinde elinden tuttum sınıfa girdiğimizde karşıma alıp konuşmaya başladım ikiside yaptığından pişman olduklarından olay daha büyümeden bitip gitmişti ama müdür bey olayı abartmakta ısrar ediyordu Mirza' nın velisini arayıp okula davet ettiğini söyledi.
Konunun kapandığını söylememe rağmen konuşmasına devam ediyordu her iki aile okula geldiğinde müdür beyin odasına çağrılmıştık çocuklarla birlikte ikisini elime alıp müdür beyin odasının kapısına gelmiştik kapıyı çaldım içeriden gel sesi geldiğinde kapıyı açıp içeri girdik üçümüz.
Koltukların birinde oturan esmer oturduğu yerden bile boyunun uzun olduğu anlaşılan adama doğru konuşuyordu "Mirza geldiğinden beri olay çıkartıyor beyefendi buna bir dur demeniz lazım artık" dediğinde Mirza' ya döndü amcam bu doğru mu neden çıktı bu olaylar derken Mirza 'nin gözleri dolduğunda arkadaşı gidip sarıldı ona bu kez ben söze karıştım adile ablayı çağırıp çocuklarla ilgilenmesini istedim odadan çıktıklarında .
"Müdür bey onların çocuk olduğunu unuttunuz galiba velilere dönüp özür dilerim her iki aileden onlar olaydan sonra konuşup arkadaş olmaya karar verdiler az öncede gördüğünüz gibi.... haberim olmadan buraya çağrılmışsınız kusura bakmayın."
Aylin hanım gülerek "biz size güveniyoruz Şana hanım çocuklar sizi çok seviyor ve sizi dinleyip bir daha böyle bir olay olmayacağını inanıyorum."
"Teşekkür ederim Aylin hanım bu benim için çok güzel bir destek oldu ."
Koltukta oturan adam ayağa kalktığında Aylin hanım başta olmak üzere herkesten özür diledi Mirza'yla konuşacağını söyleyip odadan çıktı.
Müdür beyin odasından çıkıp çocukların yanına gittim .Mirza amcası gördüğünde koşup boynuna sarılıp ağlamaya başladı." Aslanım ağlama sana kızmadım ki bak olay çözülmüş ama amcacım bir daha kimseyle kavga etmek yok tamam mı ?"dedi.
"Ben öğretmenime söz verdim.. bir daha kimseyi üzmeyeceğim kimseyle kavga etmeyeceğim" demişti Mirza
Amcasının kucağından inip onun elini tutarak yanıma geldi "amca bak öğretmenim Şana çok güzel değil mi?" utanarak başımı önüme eğdim .
Elini bana uzatıp "ben savcı Yusuf Miroğlu Mirza 'nin amcasıyım... içerideki konuşmanız için teşekkür ederim evde bende Mirza'yla konuşacağım bir daha böyle bir şeyle karşı karşıya kalmayacaksınız.."
"Bende Şana Aksoy konu benim ve çocuklarım için kapandı Yusuf bey kusura bakmayın okula kadar geldiğiniz için.... Mirza dediğine göre çok yoğunsunuz vakit ayırdığınız için teşekkür ederim."
"O benim yeğenim her zaman ona vaktim var aslında iyi de oldu... öğretmenini tanıma fırsatı buldum." dediğinde içimde bir şeylerin aktığı hissediyordum ama ne olduğunu anlamadım biraz daha okul durumunu konuşup ayrılmıştılar yanımdan.
Olayın üzerinden bir ay geçmişti ve Mirza ve Ömer iki güzel arkadaş olmaya başarmıştı onları öyle görünce çok seviniyordum. Bugün öğretmen günüydü ikisininde elinde çiçek buketlerini gördüğümde çok sevindim ."Öğretmenim bunlar sizin için iyi ki bizim öğretmenimiz siz olmuşsunuz" dediklerinde kollarımın arasına alıp kocaman kocaman yanaklarından öptüm. Mirza elinde kırmızı bir kutu daha uzattığında "bu da sizin öğretmenim" elinden teşekkür ederek aldım içinden altın bir bileklik çıkmıştı . Geri verdim bunu kabul edemem miniğim bana senin gülüşün ve bu buket en güzel hediye deyip öptüm.
Ertesi gün Yusuf beyi okulun kapısında beklerken gördüğümde şaşırmıştım okulun kapısından içeri girerken "Günaydın Şana hanım nasılsınız?"
"Teşekkür ederim Yusuf bey iyiyim siz nasılsınız?"
"İyiyim sağolun... dün size bir hediye yolladım kabul etmediniz neden ki?"
"Teşekkür ederim ben hediyemi almıştım zaten... çiçeğe bile gerek yoktu Mirza ve Ömer'i arkadaş olarak görmek bana en güzel hediye dedim."
Yusuf 'tan
Kız kardeşim beni arayıp okuldan arandığını acil okula gitmemiz gerektiği söylediğinde git dedigim vakit hastanede olduğunu gidemeyeceğini söylediğinde izin alıp çıkmıştım adliyeden. Müdür beyin odasında otururken onu karşımda gördüm uzun sarı örülmüş saçları gökyüzünü kıskandıracak kadar güzel mavi gözleri teni boyu tam bir peri kızı edasında onu gördüğümde kalbimin depara geçtiğini hissettim içimde sevinç nidaları kopuyordu .
Müdür beye boyun eğmemesi hatta kafa tutması çok hoşuma gitmişti. Bahçede çocukların yanında onu tekrar görmek öyle iyi gelmişti ki yeğenim Miran onu çok seviyordu bu belli oluyordu evde de anlatıyordu hep . Hiç aklımdan çıkmıyordu o günden beri dava dosyalarını incelerken yemek yerken yatarken günüm onu hayal ederken geçiyordu bugün onu görmek için okula gittim onu okul çıkışında teşekkür etmek için çay içmeye davet ettim teşekkür edip kabul etmedi . İçimden sevdiği vardır düşünürken bir yandan da olmaması için dua ettim .
Dersim bitmek üzereydi Miran' in halası Rojin hanımın mesajını gördüm hastanede olduğunu Miran'ı birazcık bekletebileceğini söyledi bende merak etmemesini yanında kalabileceğimi söyledim.
Okul çıkışında hava soğuk olduğu için Miran'ı alıp okulun yanındaki cafede pasta ve limonata ısmarladım o onları yerken bende çayımı yudumluyordum bir yandan da sohbet ediyorduk ki başımın üzerinde bir gölge hissetmemle başımı yukarıya kaldırıp baktım "Merhaba Şana hanım nasılsınız?"...." merhaba Yusuf bey iyiyim siz nasılsınız?"....." sağolun Miran'ı almaya geldim kardeşimin hastanede işleri uzadı gelemedi ben geldim" dediğinde içimden hoşgeldin iyi ki geldin demiştim nedenini bilmeden.
"Buyurmaz mısınız? Miran pastasını yiyenceye kadar sizde bir çay içmez misiniz "dedim karşıma geçip oturdu iki çay daha istedik garsonlar ikimizde sessizce Miran'ı izledik çaylarımızı yudumlarken. Sonrasında veda edip ayrıldık.
Günlerim okul ev arasında geçiyordu aklımda hep o varken o bir daha okula gelmedi .
15 günlük tatilde okuldaki arkadaşlarla Mardin ve Diyarbakır turu yapmaya karar verdik 3 gün Mardin sonrasında 3 gün Diyarbakır gezisi planladık.
Bu hafta birazcık yoğun geçti karne hazırlıkları toplantılar derken bugün karne günüydü Miran yanına koştu "öğretmenim ben yarın Mardin'e gidiyorum annemi çok özledim" dedi öyle mutluydu ki kuzum onun için çok sevinmiştim "çok sevindim kuzucuğum git annene sarıl öp sonrasında tekrar benim yanıma gel olur mu? mirancığım" olumlu anlamda başını salladı bana sarıldı "ben de geliyorum 5 gün sonra Mardin'e biliyor musun?" dediğimde gözleri mutluluktan kocaman olmuştu.
|
0% |