@minefile
|
Gözlerimi yavaş yavaş araladım. Dün olanları hatırlamam çok kısa bir zamanımı almıştı. Etrafıma baktığımda yatağımda olduğumu gördüm. Hemen kalkıp salonuma gittim. Koltukta yatan kişi Demir miydi? Evet oydu. Yanına gidip kolunu dürttüm. "Demir kalk git evinde uyu" evet bu yaptığım hatalıydı ama benim yumuşamamam gerek. Tekrar dürttüm "Demir kalksana" homurdanarak bir şeyler söylesede anlamadım. "Allahın cezası herif kalk dedim!!" sesimi yükseltmemle birden ayağa kalktı. "Noldu" "Diyorum ki artık gitsen mi." pek belli etmemeye çalışsada bozulduğu belliydi. "Şey ben belki akşam kötü olursan diye durmuştum rahatsız ettiysem özür dilerim" "Yok sorun değil teşekkürler beni düşündüğün için. Keşke o sözleri söylemeden öncede düşünseydin o zaman bu kadar uğraşmazdın" "Keşke" Aklıma takılmaması gereken bir soru takıldı. Acaba beni kırdığına pişman olduğu için mi öyle dedi yoksa benimle uğraşmak zorunda kaldığı için mi? Amaaan banane. Evden çıkınca mutfağa gittim bugün okula gitmeyecektin. Gezi varmış ben gezilerin hiç birine katılmıyorum. Telefonum çalınca elime aldım. Amcam arıyordu. "Mira nasılsın kızım?" "İyiyim amca sen nasılsın?" "İyiyim bende. Bir şeye ihtiyacın var mı?" "Yok amca sağol" "Tamam o zaman bir şey lazım olursa ararsın" "Tamam amca görüşürüz" dedikten sonra telefonu kapattım. Evet amcamla en fazla bu kadar konuşuyorduk. Kaapımın çalmasıyla birlikte söylene söylene kapıya doğru gittim. Açtığımda karşımda bir adet Demir vardı. Kucağında çiçek ve çikolata. Birden kendimi istemede düşündüm. Kahkaha atmaya başladığımda Demir garip garip bana bakıyordu. En sonunda sakinleştiğimde konuştum. "Ne bu hâl. Neden burdasın?" "Hani kendimi affettirmeye çalışıyorum ya" "Anladım" kapıyı suratına kapatıp odama gittim. Telefonuma bildirim geldiğinde elime aldım. 556**: Neden kapıyı suratıma kapadın Siz: Hiç canım istedi 556**: Tamamdır leydim açar mısın? Siz: Neyi? 556**: Kapıyı Siz: Kapıyı napıyım? 556**: Kapıyı açar mısın? Siz: Hayır 556**: Off 556**: Sana o kadar çiçek almıştım Siz: Peh ben dün alacağımı aldım 556** numarasını Saygısız diye kaydettiniz Saygısız: Bak özür dilerim Saygısız: Onu bilerek göndermedim Saygısız: Yanlış göndermişler Siz: Çok ta umrumda Saygısız: Hadi aç ya Siz: Yok açmam Saygısız: Tamam merdivenlere oturdum Siz: Merdivenlerde napıcan Saygısız: O kapı açılmayacak mı hiç bir zaman? Saygısız: Sen açana kadar bekleyeceğim Siz: Tamam bende inandım buna Siz: Her neyse benim işim var gidiyorum Saygısız: Tamam görüşürüz İşim yoktu şimdi yatıp uyuyacağım. ... Uyandığımda saate baktım. 16:00 bayağı uyumuşum yaklaşık 6 saat. Daha markete gitmem gerek. Kalkıp üstümü değiştirdim. Kapıyı açtığımda merdivenlere baktım ve evet hâlâ orda oturuyordu sadece kapıma bakıp orda oturuyordu. "Demir kalk üşütüceksin" "Yok bu seferde ben inat ettim kalkmayacağım" İlkokul çocuğu gibi inatlaştığı şeye bakın yaa deliricem. "Tamam sen kal burda ben markete gidip geliyorum." "Tamam" Marketten döndüğümde hâlâ orda olduğunu gördüm. Sabır gerçekten sabır. "Demir kalk hemen" "Tamam o zaman çiçeği al" kalkması için elindeki çiçeğe uzandım. "Tamam o zaman şimdi gidebilirim" kafamı salladım. ... Gözlerimi açtığımda aklıma gelen ilk şey okul oldu. Bugün gitmem gerekiyordu. Kalkıp formamı giyindim ve okula doğru yola çıktım. Sınıfa girdiğimde en arka sıraya oturdum. Yaklaşık iki dakika sonra yanıma oturan bir beden hissettim. Kafamı çevirdiğimde Demiri görmem biraz garipti. Biraz değil bayağı. "Ne işin var senin burda!" "Sınıfıma geldim" "Ne sınıfı?" "Artık bu sınıftayım" şerefsizliğe bak benimle aynı sınıfa gelmiş. "Yanıma oturma o zaman" "Başka yer yok" "Varya" deyip boş yerleri gösterdim. "Bana göre yok" "Off bana bulaşmayı bırak" "Sende beni süründürmeyi bırak" "Ben seni süründürüyor muyum?" "Evet" Oflayıp önüme döndüm. Hoca sınıfa girip konuşmaya başladı. "Çocuklar okulumuzda her sene olan vals gösterisi için bu sene bu sınıf seçildi" Demir ayağa kalkıp hocanın yanına gitti. Bir şeyler söyledi hoca kafasını aşağı yukarı salladıktan sonra tekrar yanıma gelip oturdu. Ne söyledi ki? "Evet şimdi çiftlerimizi sayıyorum" "Yiğit-Azra Oğuz-Damla ... Mira" ismimi duyunca sabit suratımla hocaya döndüm. "Ve Demir" bir iki saniyelik şokla hocanın suratına baktım. Demire döndüm "Sen yaptın değil mi?" pişkin pişkin sırıttı. "Tabii sen yaptın." Elimi kaldırdım. "Evet Mira dinliyorum" "Hocam ben gösteriye katılmak istemiyorum" "Kızım öyle bir şey yok katılmak zorunlu" kafamı sıraya koydum. "Kaldırın kafaları prova yapmaya gidiyoruz. "Hemen mi?" "Evet hemen" "Off" ayağa kalktım. "Hava kaçırmayı bırakta yürü mırmır" "Mırmır mı?" "Evet" evet buradanda Demir'in takama isim konusunda iğrenç olduğunu ögrendik. Konferans salonuna indiğimizde hoca "Karşılıklı durun" dediğinde herkes birbirinin karşısına geçti. "Şöyle karşına geçince yüzüne tüküresim geldi" dediğimde güldü. "Tükürebilirsin tam karşındayım." ... Prova 3 saat sürmüştü. Ne kadar önemliyse(!) "Ölüyorum" "Ölme gösteri gününe kadar çok fazla yapıcaz." Demir Prova boyunca kalbime bir şeyler olmuştu daha önce bir kıza dokunurken böyle hissetmemiştim. Çok garipti huzurluydu. ____________ Bir bölümün daha sonuna geldik. Bu bölümde Demire sorular sorun bir dahaki bölümde Demir kendisi cevaplayacak. Instagram: kitaplaryolum
|
0% |