
Arkadaşlar yeni bölüm geldi. Üzgünüm ama bu bölüme bol bol yorum gelmezse bölümlerin arasını açıcam. İyi okumalarrrr.
-----------------------------------------------------------
Buluşma saatine az kalmıştı hazırlanmaya başladım. İlk duşa girdim duştan çıkınca direkt dolabıma koştum. Dolabımın kapağını açtığımda içime bir sıkıntı düştü. Ne giyeceğim ben.
Dolabımın önünde bir süre oyalandıktan sonra ne giyeceğimi bulmuştum. Üstüme boğazlı bej bir kazak altıma nötr kareli bir etek giydim. Eteğimin altına soğuktan ölmemek için siyah ince bir çorap giydim. Sonra saçımı yapmaya geçtim saçlarımı hafif dalgalı yaptım. Sıra makyajda şeftali tonlarında allık nude bir ruj sürdüm. Bu kadar yeter zaten çok makyaj yapmayı sevmiyorum.
Bir iki dakika sonra çıkmazsam geç kalacaktım üstüme hızlıca camel rengi trençkotumu giydim. Kahverengi deri çantamı alıp çantamla aynı renkle deri botlarımı giydiğimde sonunda evden çıkmıştım. Heyecandan bayılmasam iyidir de ben neden heyecanlanıyorum?
Her neyse taksi geldiğinde bindim doğal olarak. Yaklaşık beş dakika sonra araba durmuştu indiğimde attığı konuma doğru yürüdüm.
Geldiğimde beyaz ve kırmızı kareli bir örtünün üzerinde bir sürü yemek olduğunu gördüm ama bir tane bile insan yoktu.
Siz: Lan beni satmadın değil mi
Siz: Mesaja iki dakikadır bakmıyorsun
Siz: Beni sattıysan ajan tutup seni bulurum sonra döverim
Siz: Neredesin lan
Çikolata: Çok özür dilerim pardon gerçekten özür dilerim
Çikolata: Şey geleceğim biraz sakinleşmem gerek
Çikolata: Her an kalpten gidebilirim
Siz: Ben bekliyorum o zaman
Siz: Aman deyim bayılma tipini göreyim öyle bayıl
Siz: Merak ettim
Çikolata: Tamam bayılmam:)
Siz: Hadi git sakinleş
Yaklaşık iki dakika sonra birisinin bana doğru geldiğini gördüm. Benim yanıma yaklaşınca anladım benim buluşacağım kişi oydu. Yanıma gelip elini uzattı "Selam ben Cem, Cem Karakaya" "Selam benim kendimi tanıtmama gerek yok tanıyorsun zaten beni" elini sıktım. Kumral saçları mavi gözleri ve keskin yüz hatlarıyla nefesimi kesecek kadar yakışıklıydı. Üstüne kahverengi bir kazak altına da siyah bir pantolon giymişti.
"Bu arada çok güzel olmuşsun" "Öyle mi? Teşekkürler" "Geç otur" dediğinde örtünün bir ucuna oturdum o da yanıma oturdu.
"Sen mi yaptın bunların hepsini?" "Evet" "Yetenekliymişsin" "Biraz""Bu arada çok güzel olduğunu söylemiş miydim?" "Evet" "Tamam çok güzelsin" dediğinde uzanıp bir tane piknik sepetinin içinden papatya buketi çıkardı. "Al bakalım bu senin" "Oha lan en sevdiğim çiçeği nerden biliyorsun" "Bilirim ben" sonra tabaklardan birini aldı. "Ne istersin ne koyayım" şöyle bir yemeklere baktığımda hepsini sevdiğimi fark ettim arasında seçim yapamıyordum. "Tamam anladım ben seni hepsinden azar azar koyayım sen tadına bak"
Tabağa yemekleri koymaya başladığında ben konuşmaya başladım. "Bir şey soracağım ama doğru cevap ver" "Sor güzelim ben sana neden yalan söyleyeyim ki?" Bunu söylerken tabağı önüme koydu. "Tamam o zaman sen beyin mi okuyorsun" sorduğum soruyu duyunca birden kahkaha atmaya başladı. Oha bir saniye bu çocuk neden bu kadar güzel gülüyor? Şu an aşırı sinirim bozuldu. "Gülme ya" birden ciddileşti "Canım ben beyin okumuyorum" "Eeee o zaman benim düşüncelerimi nasıl bildin?" "Seni tanıyorum bu yüzden" "Anladım" poğaçayı tabağımdan alıp tadına baktım. Bir saniye oha lan bu ne çok lezzetli olmuş.
Ben kendi kendime poğaçanın tadının nasıl bu kadar güzel olduğunu düşünürken. Cemin beklenti dolu bakışlarla bana baktığını görünce "Çok güzel olmuş" dedim. "Bu arada sen bizim okulda değil miydin? Neden seni hiç görmedim?" "Normal ya okul kocaman" Biraz daha boş konuştuktan sonra yanımıza bir yavru kedi geldi bana sürtünmeye başladı. Hemen kucağıma aldım çok tatlı tekir bir kediydi. Kediyi severken birden yüzümü yalamaya başladı bununla birlikte bende kahkaha attım. "Sen acıktın mı?" dedikten sonra elime biraz peynirli poğaça alıp kediye uzattım. "Al bakalım afiyet olsun." dediğimde Ceme döndüm.
Gülümseyerek bana baktığını gördüğümde kalbimde bir şeyler oldu. Kedi karnını doyurunca koşarak gitti. "Güzelim gidelim mi? Hava çok serin oldu üşüyeceksin." "Peki gidelim"
Yaklaşık beş dakika sonra etraf toplanmıştı bende bir şeyleri toplamaya çalışmıştım ama izin vermemişti. "Gel araba şu tarafta" deyip otoparkı gösterdi. "Yok ya ben taksiyle giderim" "Olmaz izin vermiyorum" "Peki tamam." Arabaya bindikten sonra eve gidene kadar hiç konuşmamıştık. Binanın önüne geldiğimizde "İyi geceler" dedim "İyi geceler. İyi uyu" dedi. Kapıyı kapatıp binaya girdim.
Eve geldiğimde yorgunluktan ölüyordum üstümü değiştirip makyajımı çıkardıktan sonra kendimi yatağa atıp uyudum.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 84.29k Okunma |
4.91k Oy |
0 Takip |
62 Bölümlü Kitap |