Yeni Üyelik
42.
Bölüm

33. Bölüm

@minefile

Gene ben kesin bıktınız benden. Elimi kestim ama neyle çivi bu kadarda yetenekli bir şahısım. Ve elimi temizlerken bölümü düzenledim. Bölüm baya geç geldi özur dilerim. Benim uygulamada sorunlar çıkıyor arada açamıyorum. Instagram hesabı açtım kitaplarla alakalı alıntılar paylaşıyorum. Yazan herkese cevap vermeye çalışıcam.

Hesap: kitaplaryolum

Sizi bölüme yolluyorum.

♥️♥️

Sabah zilin çalmasıyla uyandım elime telefonumu alıp saate baktım daha saat 05.00 bir türlü rahat olamıyorum. Gidip kapıyı açtığımda gördüm kişiyle şok oldum.

Daha doğrusu kişilerle. "Anne napıyorsunuz burda?" "Hoşbulduk kızım iyiyiz bizde. Sen nasılsın" "Özür dilerim" kenara çekildim. "Geçin içeri." Abim geçerken başıma vurdu. "Lan gelir gelmez uğraşma bari" "Abiye lan denmez" "Lan" "Denmez dedim ya" "Bende sana lan diyeceğimi sana söylüyorum." dediğim anda dünyam ters döndü. "Bıraksana ulan" abim beni sırtına atmıştı. "Ulan denmez abiye" "Ulan" dediğimde sarsıldım. "Sallamasana lan" "Bak hâlâ diyor"

Tekrar dünyam düz oldu. Beni koltuğa yatırmıştı. Ordan kalktım ve sırtına atladım. "Lan, ulan bak diyorum napıcaksın" kendini sallamaya başladığında sıkıca ona sarıldım. "Sabit dursana lan düşücem" daha hızlı sallanmaya başladığında sol omzunu ısırdım. Durdu ve acıyla inledi "Köpek misin sen? Neden ısırıyorsun?"

"Köpeğim belki sana mı sorucam ısırmak için" "Yok ya beni ısırmak için bana sormana gerek yok" dediğinde kahkaha attım. "Tabii yok" deyip dekrar ısırdım.

Bıraktığımda mutfağa gitti "Anne bu kızı neden evlat edindik ki" dediğinde annem sanki yanlış bir şey söylemiş gibi gözlerini kocaman açtı. Babam mutfağa gelip gözlerini abime dikti. "Noluyor burada? Keşke evlatlık almasaydık ne demek ya?" Hâlâ bana cevap vermeden öldürücü bakışlarala abime bakıyorlardı. Abimin gözlerinde büyük bir üzüntü vardı. "Siz ciddisiniz" dediğimde abim kaçış yolu yokmuş gibi kafasını aşağı yukarı salladı.

Gözümden bir damla yaş aktı ama bunun nedeni evlatlık olmam değildi. Onları hâlâ canımdan çok seviyorum sadece bana bunu daha erken söylemelilerdi. "Neden bana söylemediniz?" gayet sakin bir şekilde duruyordum tepki vermiyordum tek tepkim gözden akan yaşlardı.

Abim yanıma yaklaştı ama ben odama koşup kapıyı kilitledim. Annemlerin benden bir şey saklamasına çok kırılmıştım ve hayır gerçek ailemi merak etmiyorum ve bulmak istemiyorum.

Kapımda abim vardı büyük ihtimal annemleri alıp salona oturtmuştu.

"Lara açar mısın kapıyı?" ses çıkarmadım yatağım yatıp üstümü örttüm.

...

"Lara güzelim açar mısın kapıyı?" Cem'in sesini duyduğumda gözlerimi araladım. Uyuyakalmışım "Lara lütfen aç şu kapıyı" olanları hatırlayınca tekrar ağlmaya başladım. "Yok açmak istemiyorum yalnız kalmak istiyorum." "Lara bak ne olduğunu biliyorum evet çok ağır ama bir açarsan en azından sarılırım bir şey yaparım aç hadi bekliyorum." "Hayır açmayacağım"

"Tamam peki kırıyorum kap..." "Anne açar mısın kapıyı? Neden açmıyorsun? Beni görmek istemiyor musun? Öyleyse giderim ben." bu Nehir'in sesiydi.

Ağlıyor muydu? "Abi annem neden açmıyor kapıyı? Beni sevmiyor değil mi?" Sesini duyduğumda gözyaşlarımı sildim ve koşarak kapıyı açtım. "Burada dünya güzeli bir kız varken neden bakmak istemeyim ki" koşup kucağıma aldım. Yanağından öptüm.

Nehir'in yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. "Yani beni seviyorsun" "Tabii ki. Hadi abin olsa neyse. Onu sevmeyebilirim ama seni her zaman sevicem"

Cem Nehiri kucağımdan aldı ve yere koydu. "Hadi abicim sen resim falan çiz" o gidince bana döndü. Gidip yanağından öptüm omzuna hafifçe vurdum. "Hadi kahvaltı hazırlayalım çok acıktım"

Bana canavarmışım gibi baktıklarında ne var? dercesine bende onlara baktım. "Yaa acıktım diyorum siz bana bakıyorsunuz haydin mutfağa" gidip abimede sarıldım "Hadi sende gidip Nehire bak sürekli televizyonun başında biraz oyun oynat"

Cem en sonunda kafasını sallayıp mutfağa gitti. Bende hemen annemle babamın yanına gittim. Annem ağlıyordu.

"Annem benim, hadi kalk kahvaltı edicez misafir getirdim size" kafasını kaldırıp bana baktı. "Yakup bu kız bizimle mi konuşuyor?" Babam cevap vermeden ben konuştum. "Sizinle konuşmamam için bir neden yok hadii misafirlerle böyle mi ilgileniceksin kollarından tutup kaldırdım ikisinide.

İlk annemin sonra babamın yanağına bir tane öpücük kondurdum. Allahım bugün ne kadarda iyiyim herkesi öpüyorum.

"Siz abimin yanına gidin ben Dilayıda çağırıcam hep beraber yeriz." dedikten sonra odadan çıktım. Telefonumu elime alıp Dilaya mesaj attım.

Siz: Uyandın mı

Dilamm: Uyandım canısı

Siz: Bize geliyorsun acil

Siz: Koş koş hadi

Dilamm: Noldu iyi misin?

Siz: Hayır değilim

Siz: Vuruldum kan kaybından ölücem

Dilamm: Dalga geçme

Siz: Off amma da uğraştırdın haaa

Dilamm: Tamam çıktım şimdi

Siz: Ben kahvaltı hazırlamaya gidiyorum

Dilamm: Ok

Şu kelimeya gıcık oluyorum ve bunu bilerek yapıyordu. Mutfağa girdim. "Ne hazırlayalım" diye sordu. "Menemen" "Menemen mi?" "Evet"

Sesizce kahvaltıyı ve masayı hazırladık. Dila çoktan gelmiş içeride oturuyordu.

Hemen odama gidip mikrofonumu çıkardım. Bende neden mikrofon olduğunu sorgulamayın. "Ses ses 1-2 aaa hâlâ çalışıyor" koşarak salona girdim ve dizlerimin üzerinde kaydım.

"Yemek hazır" "Kızım sen çocuk musun?" "Evet anne benim ne farkım var Nehirden. Dilaa bir şey desene ne fakım var benim" "Bir farkın yok hadi yürü kahvaltıya hani acıkmıştın sen" "Açım zaten" kalkıp kapıya döndüm. Ama gördüğüm görüntü kalbime bir şeyler yaptı. Cem kapıya yaslanmış gülümseyerek beni izliyordu.

Bu çocukta hiç çekinmiyor yaaa.

...

Kahvaltı bittikten sonra annemler biz gezicez sizi de istemiyoruz dedikten sonra gittiler. En kötüsü Nehiri de götürdüler. Dila da beni annem çağırdı deyip gitti. Cemle yalnız kaldım.

"Güzelim iyi misin?" "Evet neden sordun?" "Sabah olanlardan dolayı sormuştum da" "Kızgın değilim öz ailemide merak etmiyorum. Hadi film izleyelim"

Yaklaşık yarım saattir film seyrediyorduk. Ben mutfağa gittiğim için bir bölümü kaçırmıştım. "Cem filmi geriye al ben izleyemedim." "Bekle sana canlı kanlı gösteriyim." Ayağa kalkıp beni duvara itekledi ve duvarla onun arasında kaldım.

"Aaaaa yeter!!" diye bağırdığımda. Cem şok olmuş bir şekilde bana baktı. "Ben onu dışımdan söylemişim galiba halbuki kabimin hızlı atmaması için söylemiştim" bir kahkaha sesi yükseldi. Lan bunu da mı dışımdan söyledim.

Tövbe tövbe bana bir şeyler oluyor. "Kalbini hızlanıyo bakıyım bir" gene beni duvarla kendi arasına aldı. Elini kalbime koydu. Nefes alamıyorum. Cem affet beni bunu yapmak zorundayım. Ayağımla ayağına çelme taktım ve yere düştü.

Ağzından ufak bir inilti döküldü. "Kızım biz seninle iki saniye romantik bir an yaşayamayacak mıyız? Neden sürekli beni dövüyorsun?"

"Hatırlamıyor musun yoksa mesajlaşırken seni dövücem demiştim sende tamam demiştin. Bende sözümü tutmayı severim." Kafasını iki yana salladı ve kalktı. Bu neden bana böyle garip bakıyor? "Şey kuzuların insan yediğini düşünüyorum. Sen bu konudaki fikrini söylemek ister misin?"

"Ben tadına bakınca fikrimi belirticem" geri geri gitmeye başladım. "Komşular yetişin yiyecekler beni valla elden gidiyorum." Bana gelmeye başlayınca arkamı dönüp kaçmaya başladım. Küçücük evde nereye kadar kaçabileceksem.

Yaklaşık üç saniye sonra beni yakalayıp kucağına attı. "Boşuna demiyorlar ev alama komşu al diye. Bak ben ev aldım komşularıma bakmadan şuan elden gidiyorum kimsenin umrunda değil" ufak bir kahkaha attı. Allahım ne kadar güzel gülüyor. Birden eli kalbime gitti. "Al yakaladım işte. Oha lan bu çok hızlı atıyor" "Allahın cezası bir git ya" kucağından atladım kendimi koltuğa attım.

Yastıkla kafamı kapattım. Kesin devekuşuna benziyorum. "Tamam yapmayacağım bir daha." "Yok ben bir süre böyle kalıyım" "Sen bilirsin" gelip yanıma oturdu.

 

 

Loading...
0%