@minefile
|
Arkadaşlar dram sevdiğimi söylemiş miydim? Instagram: kitaplaryolum ---------------------- Sabah uyandığımda okula gitmem gerektiğine karar verdim. Devamsızlıktan okulda kalmak istemiyorum. Kalkıp okul formamı giyindim. Cem'e mesaj attım. Siz: Okula geliyor musun? Cem: Güzelim ben bugün gelemeyeceğim Siz: Neden? Siz: Bir şey mi oldu? Cem: Annem Nehir'i istiyormuş Cem: Onunla konuşmam gerek Cem: Şehir dışına gidiyoruz Nehirle Siz: Tamam kendinize iyi bakın Cem: Teşekkürler Siz: Ne için? Cem: Var olduğun için Siz: :) Telefonu kapatıp ses çıkarmamaya çalışarak çıktım. Malum annemler uyuyordu. Cem'i çok zorlamak istememiştim. Okula gittiğimde Dila'nın yanına gittim bahçede oturuyordu. "Enişte nerde?" "İşi varmış" "Anladım" "Naber kızlar?" Mete'nin sesini duyunca ona baktım. Al ya huzurlu iki saniye geçiremedik. Geldi huzurun içine sıçtı. O sinirimle Mete'nin yakasından tutup duvara yapıştırmam bir saniyemi almamıştı. Sıktığım dişlerimin arasından konuştum. "Yüzsüz. Dövmekle akıllanmıyorsun sen" dedikten sonra yüzüne bir yumruk indirdim. "Bu sadece süs bu sefer dövmek istemiyorum" bir yumruk daha. Tamam yeter bu kadar. Dilaya döndüm "Dila su var mı yanında" çantasından bir tane pet şişe çıkarıp bana attı. Kapağını açtım ve suyu Mete'nin pantolonuna döktüm. "Gel sen şöyle" yakasını bırakıp ensesini tuttum ve bahçenin ortasına çektim "Eyyyy ahali herkes buraya baksın" herkesin gözü bizdeydi. Ensesinden tuttuğum tipsizi öne çıkardım. "Bunu bir şey sanmayın köşeye sıkıştırdım korkudan altına işedi" ensesini bırakıp itekledim herkes kahkaha atıp fotoğrafını çekiyordu. Vicdanım sızlasada sonradan bize yaptıklarınının yanında bunun bir hiç olduğu geldi aklıma. "Dila yürü gidelim" kalkıp yanıma geldi ama gülmekten ölmek üzereydi. Mete denilen varlığin yanından geçerken "Iyyyy" deyip kahkaha attım. O hâlâ olayın şokunda olduğu için hareket edemiyordu. ... Okul klasik geçti diyemeyeceğim çünkü artık okulda Mete diye biri popüler değildi. Bütün havası sönmüştü. Çıkışta Dila'nın evine gittik. Eve girer girmez Dila'nın kıyafet dolabını açıp pijama takımı aldım. "Film izleyelim mi?" Dila mutfaktan sesleniyordu. "Eveet" Mısır patlatıp televizyonun karşısına oturduk. "Kanka bir dakika ya hazır aklıma gelmişken bir Cem'i arayım" "Tamam bekliyorum hızlı ol" İsmini bulup üzerien tıkladım. Telefonu kulağıma yasladım. İki kere çaldıktan sonra meşgule düştü ve telefonuma bildirim geldi. Cem: Güzelim Siz: Neden telefonu açmadın Siz: İyi misin? Siz: Nehir nasıl? Siz: Annen ne dedi? Cem: Lara biz biraz ara mı versek Siz: Ne? Cem: Benim birazcık kafa dinlemeye ihtiyacım var Cem: Sadece küçük bir ara Siz: Ne saçmalıyorsun sen Cem: Bir şey saçmalamıyorum Cem: Güzelim kafamı toplayana kadar süre istedim Siz: Bana güzelim deme Cem: Tamam demiyorum Siz: Tamam ne arası istiyorsan ver Siz: Gözükme benim gözüme Cem kişisini engellediniz "Kanka noldu neden ağlıyorsun?" Dila söylemese ağladığımı hissetmeyecektim. Sinirden ellerim ve dizlerim felaket şekilde titriyordu. Yere çöktüm. Dila da gelip yanıma çöktü. "Ara vermek istediğini söyledi" gelip bana sarıldığında hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. "Kanka hani hiç bir erkek için ağlamazdın" "Dila b-ben aşık olmuşum galiba" dediğimde şokla beni kendinden ayırdı ve yüzüme bakıp ciddi olup olmadığımı anlamaya çalıştı. Bu sırada ben aynı şiddetiyle ağlamaya devam ediyordum. "Ciddisin sen. Valla aşık olmuşsun" kafamı salladım. "Göstercem ben ona kendine aşık ettiriyor sonra da çekip gidiyor. Saçlarından tutup sokaklarda süründürücem. Canı çıkana kadar dövücem." "Sakin ol şampiyon" "Sakin falan olamam" gözyaşlarımı silip kalktım. "Spor salonuna gidiyorum ben" "Yalnız saat 00:00" size anlatmadım ama biz direkt film izlemedim ondan önce bütün okulun dedikodusunu yapmıştık. "Umrumda değil 24 saat açık yerler var" Eve uğrayıp boks eldivenlerimi aldım üstümü değiştirdim ve Cem'in bir iki tane fotoğrafının çıktısını çıkardım. Spor salonuna girdiğimde bir iki kişi dışında kimsenin olmadığını fark ettim. Dövüş sporu için farklı bir alan vardı. Oraya gidince eldivenlerimi taktım. Resimlerinde kum torbasına yapıştırdım. Filmlerde görüyordum böyle sinirlerini çıkarıyorlardı. Gerçeğini tercih etsemde bununla idare etmek zorundayım. Kum torbasına vurmaya başladım. "Seni varya bir elime geçirirsem. Tırnaklarını penseyle teker teker sökücem. O çok sevdiğin saçlarınla birlikte derini de kazıyacağım!" Bir yumruk bir tekme ve tekrar yumruk. "Bu yaptığına korkaklık denir telefonda bile konuşamadı. Pislik herif!" dinlenmek için durduğumda kum torbasındaki yüzüne baktım. Dayanamayıp yüzüne tükürdüm. Dinlendiğime karar verince tekrar yumruk, tekme, yumruk. "Örgü şişini bir kulağından sokup diğer kulağından çıkarıcam. Ağzını açıp içine akrep atıcam. Hepsi teker teker soksun seni!" Yaklaşık üç saat sonra kum torbasını bıraktım. Zaten bütün kağıtlar yırtılmıştı ama bu da yetmemişti. Kulaklığımı taktım ve sahil kenarında var gücümle koşmaya başladım. Kemiklerim sızlıyordu ama durmadım yaklaşık bir saatte öyle koştum. En sonunda bir banka oturup tekrar ağlamaya başladım. Birden tekrar ayağa kalktım. "Bana ağlamak yasak ağlamamalıyım. Bu kadar güçsüz değilim" eve gitme kararı aldım. Eve gidince duş aldım. Uyuyamayınca kalktım ve ders çalışmaya başladım. Matematik çözüyordum. ... (Yaklaşık iki saat sonra) "Aptal sorular ne diye bize soruyosunuz ki kendiniz çözün!" Sessiz bir şekilde bağrıyordum evdekiler uyuyordu çünkü. Sinir sağlığım için bir saat uyumaya karar verdim. Sonra kalkıp okula gidecektim. Uyandığımda Diladan mesaj geldiğini gördüm tam beş dakika önce atmış. Dilamm: Güzellik bugün okula geliyor musun? Siz: Evet beni bekle Dilamm: Tamamdır Okul formasıyla uğraşamayacağım siyah eşofman altı ve siyah sweatshirt giyindim. Çantamıda alıp aşağı indim. Dila beni bekliyordu "Günaydın" "Sana da günaydın nice günaydınlara" dediğimde gülümsedi. Kafamı ona doğru çevirdim "Hadi durağa kadar yarışalım" kafasını salladı. Pozisyon aldık. "1-2-3 başla!" Yarışı ben kazanmıştım. Otobüs geldiğinde ikimizde nefes nefese otobüse bindik. Okula geldiğimizde hemen sınıfa çıktık. "Ders neee!!" bir tane sığırın bağırmasıyla ona döndüm. "Telefonun yok mu?! Ordan baksana öküz gibi böğürmek yerine!!" Dila hemen beni alıp sırama oturttu. "Çok özür dileriz bugün iyi gününde değil" "Yooo özür dilemiyorum iyi yaptım ve gayet iyiyim neyim varmış benim." "Doğru neyin var ki alt tarafı biraz daha sinirlenirsen gözlerinden alev çıkıcak" "Ne güzel işte." Ders edebiyattı ve hoca her ders hiç aksatmadan aşkın ne kadar güzel bir şey olduğunu anlatıyordu. Böyle tesadüfün içine sıçabilir miyim? ... Eveet başlıyor bizim mesai hoca gene aşktan bahsetmeye başlamıştı. Uyumak için kafamı sıraya koydum. "Lara kalk hemen" kafamı kaldırdım. "Derste uyuma" başka emriniz. Tekrar edebi konuşmalarına başladı. "Dila kaç dakika kaldı dersin bitmesine daraldım" "1 dakika kaldı"
|
0% |