@minemoia
|
Gerginlikle ellerimi ovuşturup açtım. İlk önce kulağıma bir şey gelmezken telefonun sesini kıstığımı fark etmemle hızlıca telefonun sesini yükselttim. Yine bir şey gelmezken tam sinirle mesaj yazacağım sırada sesini duydum. "Sana zarar verecek biri değilim Bade, sadece yanında olmama izin ver, korkma" Biten ses kaydı ile boş boş ekrana baktığımda bir kez daha dinledim. Hatta belki de defalarca kez dinlendim bilinmeyeni sesinden tanımak için. Şansıma tanıdığım kimselere benzemiyordu. Onunla ilgili şüphelerim olmasaydı sesinin kulağa hoş geldiğini bile düşünebilirdim tabi. Ama beni gizlice izleyen biri olduğunu düşününce bu fikrim uçup gitmişti. İntihar edeceğimi bilmesi dahası kutunun tutuştuğunu görmesi apaçık röntgencilik yaptığının kanıtıydı. Kafamı telefondan kaldırıp cama doğru yaklaştığımda pencerenin kulbunu çevirip içeriye sıcak havanın girmesine izin verdim. Çevrede kimse yoktu. Bu kadar yükseklikten kim görebilirdi anlamıyordum. Açıkta kalması için camın arasına bir şey koyduğumda karşı terasa gitti gözlerim. Yaşlı bir teyze terasa astığı kurumuş biberlerini topluyordu. Benim daha önce ne vakit astığını hatırlamadığım biberlerini. Genelde sürekli gökyüzünü izlerdim ama denk gelmemiştim belli ki. Nasıl ruh gibi yaşıyorsan demek ki.. İç sesimi görmezden gelerek bilinmeyene döndüğümde aktif olmadığını gördüm. Bade: Doğukan değilmişsin onu anlamış olduk.
(Görüldü) (...)
Bilinmeyen: Demiştim demeyi sevmiyorum ama demiştim Bade.
Bilinmeyen: Sana yalan söylemeyi tercih etmiyorum.
Bade: Ne sıfatla?
Bilinmeyen: Arkadaş sıfatıyla:)
Bilinmeyen: Bak sevgili demedim kıymetimi bil
Bade: Ha ha ve ha güldüm.
Bilinmeyen: Gül
Bilinmeyen: gülmek sana..
Bade: Yakışır mıydı..?
Bilinmeyen: Yakışırdı.
Bilinmeyen: Sana yaşamakta çok yakışırdı..
Biraz bekledi ve devam etti.
Bilinmeyen: Seni özledim Bade
Bilinmeyen: en çok ta doyasıya yaşamak isteyen seni..
.
|
0% |