Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@minho_xys2

2.bolum

---

 

Han, gözyaşlarını silmeye çalışarak derin bir nefes aldı. Kapı zili yeniden çaldı. Bu saatte kim olabilirdi ki? Kalbi hızla atmaya başladı, ama zihnindeki tek bir ihtimal vardı... Lee Know.

 

Yavaşça yataktan kalktı, titreyen elleriyle kapıya doğru ilerledi. Her adımda içinde bir umut filizleniyordu, fakat aynı zamanda hayal kırıklığından korkuyordu. Kapıya vardığında, kısa bir an duraksadı. Eğer o değilse? Ya tekrar aynı acıyı yaşarsa?

 

Sonunda kapıyı açtı ve karşısında Lee Know’yu gördü. Yağmurda sırılsıklam olmuş, ama her zamanki gibi gözlerinde o aynı yoğun bakış vardı. Han, bir an için donakaldı, nefes almakta zorlanıyordu.

 

Lee Know bir adım attı, ama ağzından tek bir kelime bile çıkmıyordu. Han, ilk kez Lee Know’nun böyle savunmasız göründüğünü fark etti. İkisi de bir süre sessizce birbirlerine baktılar, sadece yağmurun sesi aralarındaki gerilimi biraz olsun hafifletiyordu.

 

Sonunda Lee Know, yavaşça "Üzgünüm," dedi. Sesinde bir çatlak vardı, sanki o kelimeyi söylemek tüm gücünü almış gibiydi. Han, gözyaşlarını tutamayarak bir adım geri çekildi, ama gözlerini ondan ayıramadı.

 

"Üzgün müsün?" dedi Han, sesi hıçkırıklarla boğuluyordu. "O gün, beni dinlemeden gittin. Seni ne kadar sevdiğimi anlamadan... Neden? Neden bana şans vermedin?"

 

Lee Know, Han’a yaklaştı, ellerini onun titreyen omuzlarına koydu. "Biliyorum," dedi yavaşça. "Sana haksızlık ettim. Korktum, Han. Kendi hislerimden korktum. Seni o kadar çok sevdim ki, bu his beni boğuyordu. Ve o gün... Korktuğum şeyden kaçtım."

 

Han, gözlerinde biriken yaşları silmeye çalıştı. "Beni mi suçluyorsun?"

 

Lee Know başını iki yana salladı. "Hayır. Kendimden korktum, seni hak etmediğimi düşündüm. Ama... Ama şimdi anlıyorum ki, seni kaybetmek çok daha korkutucu. Sensiz bir hayat düşünemiyorum."

 

Han, gözlerine bakarak duraksadı. İçindeki tüm öfke, yerini derin bir hüzne ve bir o kadar da güçlü bir aşka bırakıyordu. "Seni çok özledim," dedi Han, sesi fısıltı kadar hafifti. "Ama geri döndüğüne inanamıyorum."

 

Lee Know, Han’ı kollarına aldı ve yavaşça saçlarını okşadı. "Bir daha seni bırakmayacağım. Ne olursa olsun, seni hep seveceğim."

 

O an, sanki zaman durdu. Han, Lee Know’nun kollarında huzuru buldu. Gözyaşları hala yanaklarından süzülüyordu, ama bu kez acıdan değil, mutluluktandı. Lee Know’nun kokusu, sıcaklığı... Her şey gerçekti. "Seni seviyorum," diye fısıldadı Han, başını onun göğsüne yaslayarak.

 

Lee Know, dudaklarını Han’ın alnına hafifçe dokundurdu. "Ben de seni seviyorum, Han. Seni hep sevdim, ve hep seveceğim."

 

 

---

Loading...
0%