@minhoossaskim
|
(...) Bang Chan'dan Chang'ın son söylediği söz çok ağrıma gitmişti. Onu Minho kaybolduğundan beri ilk defa böyle görüyordum. Ne kadar sert gözükse de Minho'dan sonra en duygusal oydu. Minho'da her şeye bağırır, ağlardı. Hatta çok ağladığında kriz geçirirdi, onu annemler bile durduramazdı, bir tek bana veya Chang'a sarıldığında sakinleşirdi. Şimdi yanında biz de yokuz. Nasıl sakinleşecek o? İstemsizce ben de ağlamaya başladım. Bu sırada omzumda bir el hissettim: -Kardeşiniz için üzüldüm. -Se-sen nerden biliyorsun? -Jeongin söyledi. Aslında size söylememi istemedi ama dayanamadım. Çok üzgün görünüyorsun. O sizin gibi abileri olduğu için çok şanslı olmalı. Ona noldu? -Yıllar önce Lee Know'un babasının evimizi yakmasıyla annem ve babam öldü, Minho yani kardeşim ise o yangından sonra bir daha bulunamadı. -Nasıl yani, o yangını Bay Lee yakamaz ki. -Neden yapmasın ki? Babamla düşmandı ve onları öldürdü. -Lee Know'un babası o yedi yaşındayken ölmüş. Lee 15 yaşına kadar yetimhanede kalmış, sonradan Bay Lee tarafından evlat edinilmiş. Nasıl yani Lee Know'un öz babası yok muydu sırada Changbin'in çağırmasıyla irkildim: -Hadi artık gitmemiz gerekiyor, dedi. Başımı "evet" anlamında salladım. Sonra da Seung'u ve Jeong'u gösterip: -Onları ne yapacağız, bu sefer de olay çıkarırlarsa? -Onları da götüreceğiz. Bir daha başımıza bela açmamalılar. Onları da arabaya bindirdik. İkimizin gönlü istemese de ellerini ve ayaklarını bağladık. Lee Know'un saklandığı eve gidip onu orada öldürecektik. Eve geldiğimizde diğerlerini arabada bırakıp çıktık.(ama bu sefer kilitlemeyi unutmadık) Sessiz bir şekilde eve girdik kapıda bir tane güvenlik görevlisi vardı. Sessizce arkasından yaklaşıp elimdeki silahın kabzasını indirdim. Başka biri olabilir ya da Know duyabilirdi. Sessiz olmalıydık. Aklım arabada kalmıştı. Ya yine kaçmaya çalışırlarsa? Onlara çok bağlanmıştım. Özellikle de Jeong'a. Minho'nun ölmediğini düşünüyorduk çünkü hiç bir yerde onunla ilgili bir şey yoktu. Ama ya öldüyse... Bunları düşünmeyi bırakıp işimize odaklandım. Sessizce içeriye girdik, evi 2 katlıydı. Ama alt katta gözükmüyordu. Zaten odası da yukarıdaydı. Yukarı çıktık. Tahmin ettiğimiz gibi odasından ışık geliyordu. Elimizdeki silahlarla kelimenin tam anlamıyla içeriye daldık: -Çabuk ellerini kaldır ve sakın bağırayım deme. Lee korkmuştu, dediğimizi hemen yaptı. Bizi tanımıştı. -Siz, ne işiniz var burada, dedi titreyen ağlamaklı sesiyle. Babası ailemizi öldürmese ona üzülecektim bile. Aklıma Seung'un söyledikleri geldi bunları düşünürken bir yandan da onu sandalyeye bağlamıştık. -Seni öldürmememiz için hiç bir sebep yok Lee Know, dedi Chang. Pek kıymetli baban bizim ailemizi öldürdü, hayallerimizi öldürdü, kardeşimizi öldürdü, diye ekledi bağırarak. Ağlamamaya çalışıyordu. Titreyen sesinden ve birbirine bastırdığı dudaklarından anlıyordum. Lee ise saklamadan ağlıyordu. -Hayır, öyle bir şey yapamaz o. -Yaptı. Babamı sevmiyordu ve onları öldürdü. Onun yüzünden canımızdan çok sevdiğimiz kardeşimizi kaybettik biz, dedi. Birazdan ağlayacaktı. Ben ise sadece ona bakarak Minho'yu düşünüyordum. Chang artık dayanamayıp elindeki silahı Lee'nin kafasına dayadı. -Seni öldüreceğim, çok bile yaşadın. O sırada bir ses duyduk: -Chang dur sakın! Bu ses Lee hakkında bilgi toplamak için şirkete gönderilen Han'ın sesiydi. Yanında Hyunjin ve elleriyle ağızları bağlı olan Seung ve Jeong vardı. -Noldu? Şimdi de onu mu koruyacaksın, dedi Chang. Onlar ise bizi önemsemeyip, diğerlerini sandalyelere bağladılar. Hayret bir şekilde Jeong hiç kaçmaya çalışmamıştı. Neden bunu yaptıkları anlamamıştım. Onları Felix mi göndermişti? -Onu öldüremezsiniz, dedi Hwang Lee'yi göstererek. -Neden? Onu neden öldürmememizi istiyorsun, dedim Chang'ın aksine sakin ve Lee'nin ağzını bağlarken. Fart ettim ki Lee Know'un yüzü Minho'ya çok benziyordu. -Sessiz olun. Felix'in burada olduğumuzdan haberi yok. Size çok önemli bir şey söylememiz lazım, dedi Han -Neden ondan gizli geldiniz? Ne saklıyorsunuz siz. -Chan, Chang bunu söylemesi çok zor ama Minho, onun nerede olduğunu bulduk.. ... eveeettt açıklayacak bir şey yok zaten her şey ortada prenses ı love you<3
|
0% |