@minhoossaskim
|
(...) ...Minho’dan… Perdeden kurtulup yüzüme ulaşan gün ışığıyla kalkmam gerektiğini anlamıştım. Neden kalkmam gereken zaman da yatağım inanılmaz rahat oluyordu ki? Zorla kalktığımda Chan hyung uyuyor olmalıydı. Ev çok sessizdi. Mutfağa gittiğimde kahvaltı hazırlamaya girişecekken geç kalmış olduğumuzu fark ettim. Siktir, biz baya geç kalkmışız. Koştum ve Chan hyungu pek sevgili yatağından ve yorganından ayırdım. Gözleri hep şişmişti. -Beni zorla uyutup, kendin çalıştın dimi, dedim sinirle. Cevap vermek yerine üstünü giymeye başlamıştı. “Şimdi kahvaltı yapamıyoruz ama…” bir yandan da ayakkabılarımızı giyiyorduk “… Karakola geçince bir şeyler yeriz” Dedi. -Ben adliyeye gideceğim Chan. Hatırlarsan ben polis değil savcıyım. Savcı olduğumu daha yeni öğrenmiş gibi bir aydınlanma gelmişti yüzüne. “Ah, doğru ya. Unutmuşum sayın savcım” Demişti. Şapşal şey. Onu karakolun önüne bırakıp kendim adliyeye geçmiştim. Odama girdiğimde Felix de arkamdan geliyordu. “Yine ne oldu Lix” -Hiç, canım ciğerim abiciğimi merak edemez miyim? Böyle dediğine göre yüzde iki yüz bir şey isteyecekti. -Ne istiyorsun Felix. Daha çok işim var çabuk söyle lütfen. -Beni niye bu kadar iyi tanıyorsun ki, deyip oflamıştı. Salak, abinim ya ben senin. Nasıl tanımayayım? “Ben bu akşam sekizimiz, hep birlikte bir yerlere gidemez miyiz diye soracaktım da, dedi. Of niye bu kadar tatlı bir şekilde istiyorsun ki? -Olmaz Lixie. Biliyorsun dün yeni bir dava geldi ve gerçekten çok karmaşık. Ben çıksam bile diğerlerinin çıkabileceğini düşünmüyorum, dedim. Yüzü düşmüştü. Baya üzüldüğünü fark edince tekrardan konuşmaya başladım: “Ama sana söz. Haftaya herkesi toplayıp izin alır ve bir haftalık tatil yaparız” Dedim. O güzel gülüşü yüzündeki yerini almıştı yine. Neye güvenerek bu sözü verdim bilmiyorum ama İyi ki küçük kardeşimsin Lee Felixie. Lix neşeli bir şekilde yanımdan ayrıldıktan yaklaşık beş dakika sonra içeriye Jeongin girmişti. Ah kardeşim gibi sevmesem beni rahatsız etmenin bedelini ödetirdim de neyse. Jeongin kendi davasıyla ilgili birkaç dosyayı çıkarttırdıktan sonra geri çıkmıştı. Onun belgelerinin senin odanda ne işi var diye sormayın. Kendisi benim odamı kendi odası gibi kullandığı için bu çok normal. Tam sıcacık kahvemi içip davayı incelemeye başlayacakken bu sefer de telefon çalmıştı. Sikicem belanızı, beni bir salın amk. Of Changbin arıyor. Yeteeerr diye bağırasım var. Çözmeye çalıştığımız bir cinayet olmasa açmazdım da neyse. “Ne var Binnie” “Minho, davayla ilgili çok acayip bir şey oldu” ... evettt yb geldii. Azra dışında okuyan kimse yok ama olsun Bu bölüm biraz kısaydı üzgünüm İYİ OKUMALARRR |
0% |