@minhoossaskim
|
(...) SEUL-HAN JİSUNG Chan, Kai ve Tae onunla uğraştıktan beridir tuvaletteydi. Psikolojisi zaten bozuktu. Kendine bir zarar vermesin diye bekledim. Sonunda içeriden sesler yakınlaşmaya başlayınca kolonun arkasına saklandım. Beni görmemişti ama çok ağlamıştı.Tam yanına gidecektim ki kahkaha sesleri geldi.Gelen Kai ve Tae'ydi. Yine Chan'la uğraşıyorlardı. Chan kolunu çekecekken dengesini kaybetti ve merdivenlerden düştü. Bir çığlık attım. Kai ve Tae sesimi duyunca kaçmışlardı. Ben ise Chan'ın yanına gittim. Başından çok fazla kan akıyordu. Titreyen elimle nefesini kontrol ettim. Almıyordu. Nefes almıyordu. Bağıra çağıra ağladığımda sınıflardan öğrenciler ve öğretmenler çıkıyordu. Daha fazla dayanamadım ve Chan'ın kanlar içindeki bedeninin yanına yığıldım. . Bir hastane odasında gözlerimi açtığımda neler olduğunu anımsamıştım. Annem ve babam yanımdaydı ama ben tekrar ağlamaya başladım. Konuşacak gücüm yokken bağıra çağıra ağlayabiliyordum. "Ölmüş mü?" Diye bağırdım. Annem niye böyle bakıyordu sanki. "Ölmedi" Dedi. Tanrı'm şükürler olsun. Ölmemiş. Chan ölmemiş. Annemlerin bile onunla arkadaş olduğumdan haberleri yoktu. Bir süre sakinleşmeye başladım ama hala şoktaydım. Polisler gelmiş bana soru soruyorlardı. İntihar etmeye çalıştığını düşünüyorlardı. Tek kelime edemedim. Cinayeti gören ben korkumdan bu intihar değil cinayet diyemedim. . GİMPO-LEE MİNHO Sonunda okuldan gelmiştim. Arkadaşlarımla birlikte yaşadığımız eve gittik. Abim bugün beni hiç aramamıştı. Normalde hep arardı. Diğerlerini bırakıp odama çıktım. Jeongin de peşimden gelmek istemişti ama yanlız kalacağımı söyledim. Odama girdiğimde abim arıyordu. Hemen heyecanla açtım telefonu. Karşımdaki ses abimin sesi değildi, yabancıydı. "Christopher Bang'in nesi oluyorsunuz?" Dedi ses. Korkudan titreyerek "Kardeşiyim.Bir şey mi oldu?" Dedim bende. "Abiniz okuduğu okuldan merdivenlerden düşerek intihar etmeye teşebbüs etmiştir. Kendisi Seul Özel Hastanesi'ndedir" Dedi. Nefes alamadım, hareket edemedim. Telefon elimden kaydı ve ben dizlerimin üzerine düştüm. Olamazdı, bunu denemiş, kendine bunu yapmış olamazdı. O beni bırakamazdı. Ağlıyordum. Ayağa kalktım ve tüm odamı dağıtmaya başladım. Sesi duyan diğerleri odaya gelmişti. Ama ben çıldırmış gibiydim, kriz geçiriyordum. Hayır, kabus görüyordum, başka bir ihtimal olamazdı. Bana beni bırakmayacağına dair söz vermişti. İntihar etmiş olamazdı. Changbin gelip bana sarıldığında sakinleşmeye çalışıyordum. Neye ağladığımı bile bilmiyorlardı. Hyunjin beni durdurmaya çalıştığında zar zor konuşabiliyordum. "Changbin abin intihar etti dediler, yalan söylüyorlar değil mi?" dememle birlikte Seungmin, Jeongin ve Lix'in de ağladığını gördüm. Olmuyordu, ağlamamı durduramıyordum. Changbin'in kolları arasından ayrılıp zor da olsa telefonumu aldım. Abimi aradığımda açmıyordu. Tekrar tekrar aradım ama açmadı. Daha çok ağlamaya başladım. Annemle babam gibi beni terk etmezdi değil mi? Changbin'in kollarında ağlamamı durdurmaya çalıştığım sırada telefonum çaldı. Arayan abimdi, ABİMDİ... Bir hışımla telefonu açıp hoparlöre aldığımda ses yine ona ait değildi. Ses bu sefer abimin yaşlarında ağlayan birisine aitti. "Minho, Chan intihar etmedi, öldürülmeye çalışıldı. Hemen Seul'e atacağım konuma gel" Dedi ve telefon yüzüme kapandı. Diğerleri de duymuştu. Hepsi bana bakıyordu,ben ise onlara... ... evett 3 gün geçtiği için attımmm Sizi seviyorum çocuklarr iyi okumalarrr
|
0% |