@minjihelelel
|
Alaz, hemen kendisini çağıran çocukların yanına gitti. Bende kendi kitabıma döndüm ve okumaya devam ettim. Kitapta güzel yerleri fosforlu kalemle üzerini çiziyordum. Birden kitap kapandı. Şaşırmıştım ve neden kapandığını anlamamıştım. Kafamı kitaptan kaldırıp yanıma baktım. Alaz vardı. Bana gülümseyerek bakıyordu. Uzun bir süre sessiz kaldık. Son anda sessizliği bozan ben oldum. "Ne oldu?" dedim Alaz'ın gri gözlerinin içine bakarak. Alaz omuz silkti. "Hiçç birşey yok" dedi. Derin nefes alıp verdim ve konuştum. "Bir daha yapma lütfen" dedim. Haklıydım çünkü bu rahatsız ediciydi. Geri kitaba döndüm. Kitabı açıp kaldığım yerden okumaya devam ettim. Ama Alaz mal gibi yine kitaba bacağını vurup kapattı. Alaz'a döndüm. "Yapma lütfen" dedim uyarıcı ses tonumla. Alaz bana bakıp samimi bir gülümsemeyle konuştu. "Adını öğrene bilirmiyim? " dedi. Duraksadım. Acaba adımı söylesem mi yoksa söylemesem mi. Bilemedim. Ama söylemeye karar verdim. "Ben Nehir" dedim aynı Alaz gibi samimi bir gülümseme yaptım. "Nehir... Çok güzel isimmiş. Bende Alaz."dedi. "Teşekkür ederim. Alaz'da güzel isim." Uzun bir süre yine sessiz kaldık. Sonunda Alaz konuştu "Sık sık mı gelirsin buraya?"dedi. Başımla onayladım. "Evet" dedim. Alaz başını olumlu anlamda salladı ve yanımdan ayırıldı. 𝑌𝐴𝑍𝐼𝐶𝐼𝐷𝐴𝑁 Alaz, Nehir'in yanından ayrıldı ve arkadaşlarının yanına gitti. Ama her ne kadar arkadaşlarının yanına gidip onlarla konuşsada aklı Nehir'deydi. Alaz bir süre sonra kütüphaneden çıktı ve evine doğru yol aldı. Nehir'i neden bu kadar düşünüyordu? O da bilmiyordu. Alaz, eve gelince kendini kanepeye attı. İyice uzandı. Nehir'i düşünmeye başladı. Kendi kendine konuştu "Çok güzel kızdı lan. Baya güzeldi. Hele gülümsemesi... O kadar güzelki" |
0% |