Güneşin yüzüme vurmasıyla gözlerimi parlak bir sabaha açtım. Dün Alazla birlikte yatmıştık ve hala yanımda yatıyor. Beni etkileyen en güzel gözlere sahip. Onun gözlerine baktıkça bakasım geliyor. Şuan sebepsiz bir yere onu öpmek istiyorum. Yavaşça dudaklarımı dudaklarına yaklaştırıyorum. Evet biliyorum bu yanlış ama her yanlışta bir doğruda vardır. Dudaklarıyla dudaklarımın arasında 2 cm den az var , tam onu öperken birden Alazla göz göze geliyoruz. Lanet oldun allah belamı versin benim. Ben naptım yaa. Çok utanç verici.

Alaz: Sabahtan beri öpmeye çalışıyorsun ama bir türlü öpemiyorsun dur bir dakika yardımcı olayım güzelim.

Efsa: N-Ne anla-

Bir anda Alaz Efsayı belinden tutum üstüne çıkarak öpmeye başlar. Efsa o kadar şaşırır ki gözleri şokla Alaz'a bakar. Sonra Efsa'da Alaz'a karşılık vermeye çalışır. Alaz o kadar Efsayı yiyip bitirmek ister gibi öper ki Efsa hızına zar zor yetişir. Alaz Efsayı öperken kendini Efsaya yaslar. Efsa karnındaki sertliği hissedince gözleri fal taşı gibi açılır ve bi anda kafasını yana çevirir. İkiside birbirlerinin gözlerine bakarar derin derin nefesler alırlar. Efsa o kadar utanmıştır ki yanakları kıpkırmızı olmuştur. Bu durumu fark eden Alaz Efsaya bakıp bi yandan sırıtmaya başlar.

Efsa: N-Neye gülüyorsun be kalk üstümden.

Alaz: Güzelim utanınca demekki kızarıyorda.

Efsa: Ne utanması be neden öptün beni adi herif.

Alaz: Sen öpmeye çalışıyordun bende yardımcı olayım dedim.

Efsa: H-Hiçte bile ben öpmeye falan çalışmıyordum.

Alaz: O zaman ne yapıyordun güzelim dudaklarımın yakınında.

Efsa: E-Eeee ben şey yapıyordum şey d-dudaklarında bir şey vardı onu aldım.

Bunu söyler söylemez Alaz bi anda bana bakıp gülmeye başladı. Allah onun belasını versin çok komik bir şey demedim ki aptal herif. Alaz'ın gülmesini izlerken bir anda yataktan kalktı ve benide kucağına aldı. Ben bağırmaya başladım ve sallanmaya başladım.

Efsa: İndir beni gerizekalı.

Alaz: Hadi güzelim birlikte üstümüzü giyinelim.

Efsa: Ne asla olmaz seni pis sapık lanet girsin sana.

Hizmetli kapıyı tıklar ve Alaz'ın bir arkadaşının onu aşağıda beklediğini söyler.

Alaz beni yere bırakır ve aşağı iner. Bende hemen üstümü giyinmek için dolaptan bir şeyler baktım. Üstüme bir tane crop gömler ve kahverengi bir crop kazak giydim, altımada süt kahvesi bir bol paça pantolon giydim. Saçımıda düzleştirdim ve yüzümede sade bir makyaj yaptım ve bende aşağıya indim.

Aşağı indiğimde Alaz ve yanında muhtemelen arkadaşı olduğu bir erkek vardı. Çok derin bir sohbet içindeydiler. Yanındaki kişiyi merak ettiğim için Alaz'ın yanına gittim. Alaz beni görür görmez ilk başta bi duraksadı. Yanıma geldi ve eğilip kulağıma" çok tatlı olmuşsun." Dedi ve anında kızarmaya başladım. Allah belasını versin bilerek yapıyor gerizekalı.

Alaz: Sizi tanıştırayım Efsa bu Kutay, Kutay bu da Efsa.

Efsa: Memnun oldum Kutay.

Aklımda bir soru vardı. O da abimdi. Kutay adında bir abim vardı benimde bir zamanlar ama ben ailemden kaçmak için İstanbul'a gelmiştim ve abim orda tek kalmak zorunda kalmıştı. En son abimin bıçaklı bir saldırıda öldüğünü söylediler ve yer altından olduğu ortaya çıkmıştı. Gözlerimin dolmasına sebep oldu bu çünkü ben abimi çok seviyordum. Kutay'ın gözlerine baktım ve orada kayboldum.

Alaz: Efsa iyi misin güzelim gözlerin doldu?

Alaz bi anda bana sarılmaya başladı. Bende dayanamayıp ona sarıldım. Alaz'a zaman geçtikçe alıştığımı fark ettim. Bu benim açımdan iyi bir şey mi kötü bir şey mi hala çözemedim.

Kutay: Galiba rahatsız oldu benden.

Efsa: Hayır hayır lütfen tanışmak istiyorum ben. Sadece aklıma Kutay adında bir abim olduğu gelmişti seni ona benzettim o kadar.

Alaz: Güzelim sen içeri geçer misin bende gelicem hemen.

Efsa içeri geçtikten sonra Alaz Kutay'a tedirgin gözlerle bakar.

Kutay: Bak benim canım kardeşim hala unutmamış beni.

Alaz: Kes onu bunu ona nasıl açıklayacaksın?

Kutay: Bilmiyorum bende ama seni uyarıyorum onunla asla evlenmeyeceksin. Senin peşinde o kadar düşman varken kardeşimi sana veremem.

Alaz: Beni çok hafife alıyorsun Kutay. Ayrıca benimle bir daha emrivaki bir şekilde konuşma sakın.

Kutay: Ay çok korktum.

Alaz: Kardeşini onca yıllan sonra mı korumaya karar verdin. Gelmişsin burda bana ahkam kesiyorsun.

Kutay: Şartlar bunu gerektirdi. Neyse benim işlerim var akşama yine geleceğim. Ayrıca kardeşimi çok süzme gözlerini oyarım.

Alaz bu cümleden sonra sırıtmaya başlar ve Kutay'a Efsayı gösterip dudaklarını yalamaya başlar. Kutay bu hareketini görünce daha çok sinirlenir ama olay çıkarmak istemediği için bir an önce evden çıkar.

Alaz: Efsam güzelim bu akşam yer altındaki herkes için balo düzenleniyor ve eşli gidecekler herkes. Senin benimle gelmeni istiyorum. Merak etme sana elbise ve ayakkabı ayarlattım.

Efsa: Peki de orada çok tehlikeli insanlar varken bemim gitmem sence ne kadar mantıklı?

Alaz: Güzelim ben varken kimse sana bir şey yapamaz.

Efsa Alaz'a göz devirip hazırlanmak için odasına çıkar.

Neymiş efendim ben varken kimse bir şey yapamazmışmış. Off bu adam neden böyle yaa. Yatağımın üstündeki elbise ve ayakkabıyı görünce hemen onları alıp giymeye başladım. Elbise gerçekten çok güzel olmuştu üstümde. Koyu kırmızı rengindeki elbise üstüme çok güzel oturmuş ve vücudumu ortaya sermişti. Saçlarımı bukleler halinde açık bıraktım. Makyajımda gerçekten elbiseme çok yakışmıştı. Sanırsam hazırdım. Aşağı indiğimde Alazla karşılaştım. Gerçekten enfes duruyordu. Beyaz gömlek siyah pantolonu ve siyah ayakkabılarıyla gömleğine yapışan fiziğiyle çok ateşliydi. Beyaz gömlek gözlerinin siyahlığını dahada ortaya çıkarmıştı. Gömleğinin üç düğmesi açıktı. Çok ateşliydi gerçekten.

ALAZ'DAN

Efsayı merdivenlerden indiğini gördüm ve hemen merdivenlerin başına geçtim. Koyu kan rengindeki kırmızı elbise vücudunu göz önüne seriyordu. O kadar biçimli bir vücudu varki sanki bu elbise onun için yaratılmış gibiydi. Saçlarının bel hizasına kadar bukle bukle olması onu hem tatlı hemde çekici gösteriyordu. O kadar güzeldi ki şuan bu haliyle onu bu davete götürmek istemiyordum. Sadece bu güzelliğini bana sergilesin istiyordum. Vücudunun her yeri bana ait izler taşısın istiyordum. Bir gün bunların hepsini yapacağım tabiki.

EFSA'DAN

Alaz: Güzelim yakışıklıyım biliyorum gözlerini benden alamıyorsun tabi.

Efsa bir anda kızarmaya ve gözlerini Alaz'ın gözlerinden çekmeye başlar.

Alaz: Yanakların elbisene çok uydu güzelim.

Efsa: Alaz susar mısın ya?

Gerçekten bu çocuğun götü başı ayrı oynuyor. Beni sinir etmekten başka bir işi yok bunun ya. Alaz bi anda bana yaklaşmaya başladı. Beni kendisi ve duvarın arasına aldı. Allah belasını versin bu çocuk başka bir şey bilmiyor mu da beni çaresiz bırakmaktan zevk alıyor. Gözlerinin bir an olsun dudaklarıma kaydığını gördüm.

Alaz: Gerçekten çok güzel ve ateşli olmuşsun güzelim. Sana baktıkça içimde bir şeyler aktifleşiyor ve bu senin için hiç iyi bir şey değil. O kadar güzelsin ki seni bu davete götürmek bile istemiyorum. Bu güzelliğin sadece bana gözüksün istiyorum.

Efsa: A-Alaz ne diyorsun sen?

Alaz: Güzelim rujunda kırmızıymış bozmak ister misin?

Efsa: Nasıl bozucam Alaz hem neden bozayım yanımda peçete bile yok.

Alaz: Benim saf Efsam ben sana yardımcı olucam şimdi.

Efsa: N-Ne a-anlamadım. Alaz napıyorsun?

Tam beni dudaklarımdan öpecekti ki solumuzdan biris belirdi ve bir anda beni yanına çekti. Kolumu o kadar sıkı tutuyordu ki canım acımıştı. Sonra daha ne olduğunu anlayamadan Alaz'ın çenesine yumruğunu getirdi ve ben korkudan çığlık atmış olabilirim.

Arkadaşlar burada bitiriyorum malesef. Umarım beğenirsiniz. Emeklerimin karşılığı olarak oy atarsanız çok sevinirim. Kendinize iyi bakın bir sonraki bölümde görüşmek üzere.

Öpüldünüz...