Sadece 2 ay önceydi.

Yeni bir çiftlik kurulmuştu ve işte her şey tam o sırada olmuştu.

Çiftlik sahibi bana bir iş teklifinde bulundu;

"Oğlumla evlenerek, reçellerinin satılmasını hatta tüm Asya'da ünlü olmasını sağlayabilirsin...ya da bahçenin alevler içinde yanışını izlemek mi istersin ?"

Bu bir teklif miydi yoksa tehdit mi ?

Teklif oldukça cazipti yani reçellerim için bir yükseliş olabilirdi ama tehlikeliydi.

Hiç tanımadığım bir adamla evlenerek hayatımı riske atmayı mı seçmeliydim yoksa ailemden kalan tek hatıram olan bu kocaman bahçenin alevlerini mi izlemeliydim ?

🍓 Akça, şehirden uzak diyarlarda yemyeşil çayırlarda büyümüş ve ailesinden kalan çok da büyük olmayan bir çilek tarlasını işlemekle uğraşan genç bir kadındı. Bu güne kadar hiç hayatında büyük bir heyecan yaşamamıştı. Yani, evine hırsız girdiğini düşünüp gecenin bir yarısı elinde tavayla salonda çığlık atarken, ışığı açmasıyla en yakın arkadaşını ağzı burnu çilek reçeli olmuş şekilde yakalamasını saymazsak..

Tanıştığı genç adam ve ailesine ne demeliyiz ? Başkentten gelen zengin bir ailenin istediği sadece huzurlu bir hayat yaşamaktı, bu nedenle şehirden uzak bir alanı tercih etmişlerdi.

Peki tüm gerçek böyle miydi ?

Marka giyinen, her ne isterse ayaklarına gelen, önlerindeki engelleri genelde parayla çözen, kendini beğenmiş insanlardan bahsediyoruz. Zengin insanların küçücük bir bahçesi olan bir kadınla nasıl bir işi olabilir ?

Tüm istedikleri sadece bahçe mi dersiniz ?

-minra95