Yeni Üyelik
1.
Bölüm

AŞEKA

@miortvyy

-Gerçek bir aşk hikâyesidir-

İnsan bir Mem Ararat şarkısı ile aşık olur...

 

🩹💔

 

Gözlerim cama bakıyordu, lapa lapa kar yağıyordu ve benim aklıma sürekli sen geliyordun. Gözlerim düşen karları takip ederken, o karların yere düştüğü gibi, seninde daha fazla kalbime düşmeni istiyordum. Her tarafım sen dolasın, aldığım her nefeste bilmediğim kokun burnuma gelsin istiyordum.

 

Karı izlemeye devam ederken, aklıma Piskoloğun ölüm defteri adlı kitapta okuduğum şu cümleler geldi.

 

‘İnsanlar ilk kar yağdığında sevdiklerinin yanında olurmuş, ama ben senin yanında değildim sevdiğim ve senin bir başkasının yanında olma fikri aklımı kaçırmama sebep oluyordu.’ Diyordu kitapta ve gerçekten senin bir başkasının yanında olduğun gerçeği aklımı kaçırmama sebep oluyordu.

 

İçime işleyen senin aşkın, anlamı kadar acı veriyordu. Aşk kelimesi; arapça Aşeka’dan geliyordu. Ve Aşeka: bir ağacı önce besleyip büyüten, daha sonra o ağacı kurutan sarmaşığın adıdır. Benim sana duyduğum aşkta aynı aşeka sarmaşığı gibi. Başta kalbimi sarmış, aşk ile büyütmüş, daha sonra bu aşk kalbimi zehirlemeye başlamıştı. Ömer sen benim Aşeka ‘msın. Kalbimi zehirlesen, o zehir ile kalbimi kırsan bile seviyorum ben seni, aptalca gelebilir ama bu böyle.

 

Gerçi kalbimi kıran sen, başkalarının kırık kalplerini onarıyordun. Şimdi sen söyle Ömer benim her gece gözlerimden yaş düşmesinde kimin gözlerinden yaş düşsün?

 

Körü körüne seni seviyordum, bu kendime verdiğim en ağır ceza iken, nasıl oluyor da mutluluk veriyordu? Anlamıyordum, zaten ben senin içinde olan hiçbir olayı ve yaşantıyı anlamıyorum ki, ben seni düşünmekten hiçbir şey anlamıyorum ve bu ağır bir şey benim için.

 

Ben senin yüzünde ki gülüşe takılı kalmıştım, ama gülüşüne takılı kalayım derken başkalarına güldüğünü unutmuşum ve bu bilgi lügatimde olmayan bir küfür gibi ağır geliyordu, sen hissetmiyordun, ama yemin ederim bu en ağır küfürden bile ağırdı, ama sen bunu bilmiyordun. Gerçi sen benim hakkımda hiçbir şey bilmiyordun ve inan bana, ben bunu bile sorun yapmadım. Çünkü sen vardın işin içinde, nasıl kalkıp sorun ederdim ben bunu. Senin işin içinde olduğun hiçbir şey sorun olmazdı, benim nezdimde. Senin içinde olduğun herşey bana sanki, seninle güller bahçesinde oturmuşum da sen yüzünde ki gülümseme ile gökyüzünü izliyormuşsun gibi geliyordu, gerçi hala öyle geliyor ve bu benim artık canımı yakıyor Aşekam.

 

Hayalimde bile bana gülümseyen bir Ömer yok ve ben buna o kadar alıştım ki, ‘Meryem arkandan sana bakıp gülüyordu.’ Dediklerinde inanmıyordum. Yüzüme gülmeyen sen, neden arkam sana dönükken bana bakıp gülesin ki, bu hangi mantığa sığar?

 

Hele ki sana her baktığımda, bana o nefret ile bakan gözlerini görünce. Bu çok acı veriyordu Ömer, ama sen bilmiyordun, bana öyle baktığında kalbimin ne kadar bulandığını bilmiyordun ve keşke bunları bilmediğin gibi seni sevdiğimi de bilmeseydin, çünkü o zaman daha rahat bakardım sana, gözlerimi yaramaz bir çocuk gibi sağa sola kaçırmazdım.

 

Sahi Ömer gözlerin neden bu kadar sakardı, sürekli benim gözlerime takılıyordu ve senin düşmen gerekirken ben düşüyordum. Her şekil de kaybeden ben oluyordum Aşeka . Ve sen bundan zevk alıyor gibi gözüküyordun, zevk alırken gülüyordun ve benim gözlerim yine gülüşüne takılı kalıyordu, çünkü gülüşün herşeyi örtüyordu. Bütün yanlışları doğru gösteriyordu ve sen o kadar yanlıştın ki, gülüşün bunu usta bir şekilde kapatıp, doğru olduğunu söylüyordu. Ben ise bu gülüşe o kadar hızlı kanıp, herşeyin doğru olduğunu düşünüyordum ki buna ben bile şaşırıyordum.

 

Bazen buna şaşırdığım için kendime kızıyorum. Ben değil miyim senden her vazgeçmeye çalışırken, bana olmasa bile başkalarına gülüşünü tekrar gördüğümde aşık olan? Benim. Aptal bir şekilde gülüşüne aşık olan, bir kez gülmen karşılığı her şeyini verebilecek olan yine ben iken nasıl vazgeçerim, söylesen Ömer A. Nasıl vazgeçerim? Büyük ihtimalle sende bilmiyorsun, sen değil kimse bilmiyor. Çünkü soruyu soran ben bile cevabı bilmiyorum ve bu bilmemezlik hep senin yüzünden, hep senin başkalarına gülümsemen yüzünden.

 

Sen benim nezdimde güzel gülen biriydin, gülüşün güzeldi ama nefret ile bakan gözlerin acıydı. Aynı güle benziyordun,gülüşün gülün yaprakları, gözlerin gülün dikeni ve ben senin gözlerini daha çok sevmiştim Ömer. Bu yüzden herşeyden önce gülüşünü değil gözlerini öpmek isterdim, ama gözden öpmek uğursuzluk getirirmiş. En büyük uğursuzluk benim sana aşık olmam ve bu yüzden bu uğursuzluğa biraz daha uğursuzluk eklemek istemiyorum, bu yüzden eğer seni öpmek gibi bir şansım olsaydı, -ki bu hiçbir zaman olmayacak- o gamzeli gülüşünden öperdim, hemde hiç çekinmeden.

 

 

 

- Meryem A. -🩹

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%