@miraclesea
|
Evlilik günlerinin ilk zamanlarında ikisi de okulları ile ilgili olsalar da geçimlerini sağlamak için çalışmaları gerektiğinin farkındaydılar. Bu sebeple Delfin okulun kütüphanesine görevli olarak, Derin ise kafede baristalığa başlamıştı. Delfin sahip olduğu doğuştan gelen sanat gözüyle Derin’in sahne ışığını fark etmişti ve binbir dil dökerek, Derin’in bir oyunculuk ajansına yazılmasını sağlamıştı. Kısa bir süre içerisinde de Delfin’in haklı olduğunu gösterircesine ajanstan Derin'e bir telefon geldi. Bir dizi başlıyordu ve yeni yüzlere ihtiyaç vardı. Derin'i çok beğenen dizinin cast ekibi kendisinin dizinin başrolünü oynamasını istiyordu. Bu rol Delfin'in çok hoşuna gitmişti. Derin başlarda isteksiz olsa da Delfin'in ısrarlarıyla işi kabul etmişti ve diziye başlamıştı. Dizi süreleri sebebiyle Derin zaman zaman eve geç geliyordu ama çift yine de mutluydu. Sonra İzmir'de çekilecek olan bir film için Derin'e yine bir başrol teklifi gelmişti. Derino akşam eve geldiğinde yemek sofrasında Delfin’in mutlu olacağından emin bir şekilde, “Sonunda istediğin gerçek oluyor. Bugün bir film için başrol teklifi aldım. Ama film İzmir’de çekilecekmiş. Yönetmen hızlı bitirmek istiyor. Tek gün izin verecek şekilde düzenleyip altı ay içerisinde bitireceğini söylemiş.” dedi Derin hafif bir gülümsemeyle. Delfin onun sözleriyle şaşkınlık ve sevinç arasında gidip gelmişti. Çünkü tek mutlu haber verecek kişi Derin değildi. Kendisinin de ona vereceği mutlu bir haber vardı. Bugün şüpheleri doktor tarafından doğrulanmış ve hamile olduğunu öğrenmişti. “Çok sevindim, hayatım.” demişti Delfin mutlu bir tavırla ellerini çırparak. Ama Derin onun anlık duraksamasını fark etmişti. “Evet, söyle bakalım. Başka bir şey var, İnci. Gönder gelsin.” demişti merakla parlayan gözlerle. Delfin dudaklarını ısırarak bir süre konuşmamıştı. Çünkü Derin’in nasıl bir tepki vereceğini bilmiyordu. Bugüne kadar hiç çocuk konusu açılmamıştı aralarında. Çekincesi bu yüzdendi. “Bebeğim, karşımda kıvranışını izlemek gerçekten ilgi çekici ama bunu sadece yatakta ilgi çekici buluyorum. O yüzden aklıma şeytani düşünceler sokmadan önce ağzındaki baklayı çıkarsan iyi edersin.” dedi kurnaz bir gülümsemeyle. Delfin’in yanaklarına Derin’in sözleriyle renk geldi. İçinden, ne olursa olsun, diye düşünerek derin bir nefes aldı. “Bir süredir şüphelendiğim bir şey vardı. Bugün emin olmak için bir yere gittim ve şüphelerimde haklı olduğumu öğrendim.” dedi temkinli bir tavırla. Derin anlamayarak kaşlarını çattı. “Gizemli tavrın benim kalbimi çarptırıyor ama en azından biraz ipucu verir misin, sevgilim?” dedi Derin tatlı ama sabırsız bir tavırla. “Biliyorsun ki, evli insanların zaman içinde eğer ki onlar da istiyorlarsa sağlıkları yerindeyse şeyleri olur…” diye başladı ama devam edemedi. “Neyleri olur?” dedi Derin hâlâ anlamayarak. Derin tavana bakıp derin nefesler aldı ve cesaretini topladı. “Ben hamileyim.” dedi Delfin hızlıca. Derin duyduğu cümle ile bir anlığına donakaldı. “Hamilesin.” dedi Derin düz bir sesle. Sonrasında üstündeki şaşkınlığı atıp bir anda oturduğu sandalyeden fırlayıp, “ Hamilesin!” dedi sevinçli bir haykırışla. Delfin onun neşeli haykırışı ile ne zamandır tuttuğunu bilmediği nefesini rahatlayarak bıraktı. Derin iki eliyle Delfin’in yüzünü kavrayıp dudaklarından defalarca kez öptü. “Şu an ne kadar mutlu olduğumla ilgili herhengi bir fikrin var mı? Şu an burada ikimizin çocuğu mu var?” dedi Derin diz çöküp mutlulukla Delfin’in karnına kafasını koyup sarılarak. “Evet, yaklaşık yedi ay içerisinde bizimle olacak.” dedi Delfin neşeyle gülümseyerek. Derin geri çekilip duraksadı. “Yedi ay mı? Öyleyse İzmir’deki işi reddetmeliyim. Buradan bir şeyler ayarlarım. Seni yalnız bırakamam.” dedi Derin düşünceli bir sesle. “Derin, saçmalama. Böyle bir işten gelen paraya ihtiyacımız olacak, hayatım. Ayrıca yalnız falan değilim. Annemler var.” dedi Delfin tatlı bir gülümsemeyle Derin’in saçlarını okşayarak. “Seni bırakmak istemiyorum. Ayrıca ciddi bir durum olmadığı müddetçe annenlere gitmeyeceğini biliyorum. Beni bu bahane ile kandıramazsın.” dedi Derin kafasını olumsuz anlamda iki yana sallayarak. “Bahane sunmuyorum, sevgilim. Bu yavrunun geleceğini düşünmek zorundayız ikimiz de. O yüzden lütfen, biraz mantıklı düşün.” dedi Delfin ikna edici bir ses tonuyla. Derin bir süre sessiz kaldı. Delfin sabırla bekledi. “Üç öğün ararım. Ayrıca her izin günümde gelirim. Bir şey olursa ilk beni arayacaksın. Ayrıca kontrol olsun, kalp sesi dinleme olsun, beni götürmezsen tazminatı düşünmeden işi bırakır gelirim.” dedi Derin parmağını Delfin’e doğru sallayarak. Delfin gülerek Derin’e sarıldı. “Şapşal adam! Tabii ki de çağıracağım. Ama her hafta gelmeyi düşünerek çocuğumun rızkını yollara dökersen seni buna pişman ederim.” dedi Delfin de Derin’i taklit ederek. “Tamam, her hafta gelme hakkındaki konuşmayı sonraya erteliyorum. Nasıl olsa beni deli gibi özleyeceğin için, kendin bana gelmem için yalvaracaksın.” dedi Derin umursamaz bir atvırla omuz silkerek. Delfin onun omzuna hafifçe vurdu. “Ukala adam! Asıl sen yokluğumda eriyip bitecek, yanıp kül olacaksın.” dedi kollarını göğsünün altında bağlayarak. “Bebeğim ben senin varlığında da sana her baktığımda eriyip bitiyor, yanıp kül oluyorum. Ben alıştım. Sen kendini düşün.” dedi sinsi bir sırıtışla. Delfin’in kalbi onun sözleri ile titredi. “Seni çok seviyorum.” dedi Delfin hissettiği duygu yoğunluğuyla gözleri dolarken. Derin alnına bir öpücük kondurduktan sonra alınlarını bibirine yasladı ellerini Delfin’in henüz düz olan karnına koydu. “Ben ikinizi de çok seviyorum.” dedi sevgi dolu bir sesle. Böylelikle ikili bu küçük çaplı krizi aşklarının gücüyle çözmüştü. Delfin üç aylık hamileyken çekim tarihinin gelmesiyle Derin İzmir'e gitmişti. Başlarda her gün iki veya üç kere arayan ve hiçbir kontrol gününü kaçırmamış, hep Delfin’in yanında olmuştu. İlerleyen zamanda ise artan iş yükü ve uzayan setler yüzünden aramalar azalmaya başlamış ve arada kontrol günlerine gelememişti. Delfin kocasının kendisini aramaya vakit bulamadığını ve bunun çekimler yüzünden olduğunu biliyor ve kocasına güzveniyordu. Bu fikri ile dalga geçercesine gözüken kocasının her gece boy gösterdiği magazin haberlerini görmeye başlaması, gün geçtikçe hormonlarının da etkisiyle daha çok sinirlenmesine sebep oluyordu. Sinema televizyon sektöründe bunun bir mecburiyet olduğunu biliyordu. Bu yüzden kocası ve kadın başrol olan Ezgi ile ilgili çıkan dedikodular kafasına takmıyordu. Bu sırada Delfin'in gün geçtikçe karnı büyümeye, hamileliğin o belirgin özellikleri kendini göstermeye başlamıştı. Hormonlar yüzünden artık iyice dengesi şaşan Delfin’i derin bir yalnızlık duygusu sarmaya başlamıştı. Bu duygularının baskın olduğu bir kasım akşamı, televizyonda kocası ile Ezgi'nin öpüşürkenki görüntülerini görmüştü. Hemen telefona sarılıp kocasını aramış ama ulaşamamıştı. Delfin aramaya devam ederek ulaşmayı başardığında telaşlı bir sesle, “Derin, neredesin?” dedi televizyondaki görüntülere bakarak. “Oteldeyim, İnci. Az önce setten geldim. Hoca bitirmemekte çok ısrarcıydı.” dedi Derin esneyerek. “Emin misin? Dışarı falan çıkmadın yani…” dedi Delfin şüpheci bir tavırla. “Çıkmadım, İnci. Bir şey mi oldu?” dedi Derin bezgin bir iç çekişle. “Peki, dün gece çıktın mı?” dedi Delfin onun sorusunu duymazdan gelerek. “Dün çıktım ama daha çok milleti toplamak için çıktım. Biraz dağıtmışlardı. Milleti toplayıp odasına bıraktım. Artık ne olduğunu söyleyecek misin?” dedi Derin hafiften sinirli bir sesle. Delfin onun bu tavrı karşısında iyice çileden çıktı. “İyilik melekliğin gözlerimi yaşarttı. Herhalde sızanlar için de suni teneffs yaptın. Ne kadar da kahraman bir kocam var!” diye öfkeyle haykırdı ve ardından Derin’in bir şey demesini beklemeden telefonu kapattı. Bununla birlikte de çift bir buçuk yıllık evlilik hayatları içinde ilk ciddi kavgalarını etmişti. İlk ayrılıklarında Delfin’in güven duvarlarında oluşan çatlaklar o gün tamamıyla paramparça olmuştu. Delfin daha sonrasında çalan telefonları açmamış, hüzün ve huzursuzluk içinde uyuyakalmıştı. Gecenin bir vakti aniden karnındaki sancı ile haykırmıştı Delfin boş evde. Haykırışlarının arasında telefonla zar zor ambulansı ve annesini aramıştı. Ailesi ile aynı anda gelen ambulansla hemen hastaneye götürülmüştü. Zorlu mücadelenin ardından Ali Merih Uçar takvimlerin 16 Kasım 2011’i gösterdiği tarihin gecesinde dünyaya gelmişti. Delfin oğlunu görmesiyle hissettiği tüm kırgınlıklara rağmen mutluluktan ağlamıştı ama bu mutluluk çok uzun sürmemişti. Çünkü erken doğum olduğu için küveze alınmıştı küçük Merih. Oğlunu görememesi Delfin'in içinin şüphe tarafından kemirilmesine yol açıyordu. Ailesinin telkini onu yatıştıramıyordu. Onun aslında Derin’e ihtiyacı vardı ama Derin ortalıkta gözükmüyordu. Zamansız bekleyişler içindeyken annesinin elindeki telefonu onu uzatmasıyla bir anlığına irkilmişti. “Derin.” demişti annesi sadece. Derin’in adını duyunca bir anlığına sevinç, sonrasında ise olanları hatırlamanın verdiği hisle şiddetli bir öfkeyle dolmuştu. Yine de telefonu almıştı. “İnci, neden açmıyorsun? Çok uzun bir zamandır sana ulaşmaya çalışıyorum. Bak ne olduğunu gördüm ama açıklayabilirim. Hepsi yanlış anlaşılma…” diye başladı ama Delfin onun konuşmasını duymak istemiyordu. “Şu an nerede olduğumu biliyor musun Derin?” dedi Delfin buzu kıskandıracak soğuklukta bir ses tonuyla. Derin bu tavırla ilk defa karşılaşıyordu. “Neredesin?” dedi temkinli bir tavırla. “Hastanedeyim. Az önce erken doğum yaptım ve oğlumun daha kokusunu içime çekemeden küveze aldılar.” diye haykırıp tekrar Derin’in suratına kapattı. Elindeki telefonu öfkeyle sıkarken yine de onun sesini duymanın bir parça olsun içini rahatlattığını inkâr edemedi. Sabaha karşı Delfin’in yattığı hastane odasının kapısında yakası paçası dağınık Derin belirdi. Anne babası doktorla görüşmek için gitmişit. Böylelikle Derin’le başbaşa kalmıştı. Tüm gece boyunca beklediği adam sonunda gelmişti ama Delfin için çok geçti. Delfin onu görünce bir anlığına acıyla gülümsedi. Yanında olmayışı ruh hali için hiç iyi değildi. “İnci, hiçbir araç bulamadım hava yüzünden tüm seferler iptal edilmiş. Nasıl geldiğimi bilemedim. Oğlumuz nasıl?” dedi soluk soluğa ve endişeli bir sesle. “Bebek yok, Derin! Gelmene gerek de yok artık. Git!” dedi Delfin aynı buz tonu ve ifadeyi koruyarak. O sözleri duymasıyla birlikte Derin bir anda olduğu yere çöktü. Gözlerinden yaşlar süzülürken, “Nasıl?!” diyebildi fısıltı gibi bir sesle. Delfin’in yanına gidip onun acısını paylşamak ister gibi saçını okşamak için elini uzatınca Delfin başını çevirdi. Derin kaşlarını çattı. Neden böyle davrandığını anlayamamıştı. Her şeyi açıklamıştı ona. “İnci, neler oluyor? Niye böyle yapıyorsun? Buradayım, İnci, yanındayım. İkinizden birine bir şey oldu diye o kadar korktum ki!” dedi acı dolu bir sesle. Bunları duyan Delfin ona alaylı bir şekilde güldü. “İkimizden birine bir şey oldu zaten! Ayrıca beni merak ettin mi gerçekten?” dedi aynı alaycılıkla. “Meraktan öldüm, İnci. Karımı nasıl merak etmem?” dedi Derin aynı acı tonla. Delfin ise acıyla gülerek, "Karın olduğum şimdi mi aklına geldi?" dedi. "Hiç aklımdan çıkmıyor ki." dedi Derin iç çekerek. “Git, Derin. Hayatımda yerin yok. Sen benden çocuğumu aldın. Seni affetmeyeceğim. Defol git!” diye haykırdı öfkeyle. Onun acı dolu haykırışına dayanamayan Derin sakinleşsin diye çıktı. Delfin’in zamana ihtiyacı olduğunu biliyordu. Zaman geçtikçe karısı eskisi gibi olacaktı. Acısı hafifleyecek ve kendisine geri dönecekti. Maalesef ki, işler hiç de Derin'in beklediği gibi olmadı. Delfin onu hiç affetmedi. Bir ay sonra film çekimleri bitip de tamamıyla karısının yanına döndüğünde karısının Amerika'ya gittiğini öğrendi. Türkan anne bir daha kızını rahatsız etmemesini söyledi. 'Beklemelisin, eğer gerçekten seviyorsa elbet döner.' demişti. Ve beklemişti Derin. Sabırla beklemişti. Hep umudunu korumuştu. Çünkü Delfin'den bir boşanma kâğıdı gelmemişti. Yani Delfin, Derin'i bırakmamıştı. Bırakmak isteseydi şimdiye çoktan boşanma davası açabilirdi ama açmamıştı Delfin. Hala umut var, demişti kendi kendine, “Nefes alıyorsam, hala bir umut var. Çünkü onsuz yaşayamam.”
Merhaba Casperlarım, Umarım bu hikaye sizler için tekrar okumaya değerdir. Düşünceleriniz benim için çok değerli. Beni yorumsuz bırakmayın. Sizleri çok seviyorum. Okuduğunuz ve yanımda olduğunuz için çok teşekkür ederim. Kendinize iyi bakın. Eski Casper'lar tekrar merhaba, yeni Casper'lar hoş geldiniz! Keyifli okumalar Deniz UZAY |
0% |