@miraclesea
|
Prova devam ederken Delfin saatini kontrol etti. Artık Merih’i almak için çıkması gerekiyordu. Sahnedekilerin dikkatini dağıtmamaya çalışarak toparlandı. Kapıya doğru giderken sahneye bir bakış attığı anda Derin ile göz göze geldi. Tabii ki Delfin’in ayaklanışı onun gözlerinden kaçmamıştı. Dudaklarını oynatarak sessiz bir şekilde Merih’i almaya gideceğini belirtti. Derin gülümseyerek başını sallayıp onayladı. Bunun üzerine Delfin sessiz adımlarla usulca salondan çıktı. Montunu üstüne geçirip hızlı adımlarla koridorda ilerleyerek binadan çıktı. Otoparka ulaşana kadar da adımları yavaşlamadı. Adımlarının yavaşlamasının sebebi ise arabasına yaslanmış bir şekilde telefonu ile ilgilenen adamdı. Erkeklerin kendisinin arabasına yaslanmayı acilen bırakması lazımdı. Delfin bezgin bir tavırla iç çekerek adımlarını hızlandırdı ve arabasının yanına geldi. Adam duruşunu bozmadı. Ya onu fark etmemişti ya da görmezden geliyordu. Delfin ikincisinden şüpheleniyordu. Boğazını temizleyerek konuştu. “Pardon, bana mı bakmıştınız?” dedi olabildiğince kibar bir tonlamayla. Adam fazlasıyla aheste bir şekilde kafasını telefondan kaldırıp Delfin’e baktı. Gözleri tanımanın verdiği bir ışıkla kısa bir anlığına parlarken sesi ve yüzü ifadesizdi. “Bunu da nereden çıkardınız?” dedi sadece. Delfin iç çekti. Adam ya iyi bir yalancıydı ya da oyuncuydu. “Arabamın yanında duruyorsunuz. Otoparkın önünde değil de iç kısımlarında olduğumuza göre birini de beklemiyorsunuz. Ayrıca yüzünüz ve sesiniz ifadesiz olsa da gözleriniz beni tanıdığınızı ve tahminen beni beklediğinizi gösteriyor.” dedi hızlıca. Kibar kalmaya çalışıyordu ama Merih’i almak için zamanı hızlı kullanması gerekiyordu. “İyi gözlemcisiniz.” dedi ince bir alayla gülümseyerek. “Deneyim diyelim. Şimdi, neden beklediğinizi söylerseniz sevinirim. Almam gereken bir oğlum var.” dedi Delfin artık kibarlığı bir kenara bırakarak. Adam iç çekerek elini uzattı. “Atilla Birhan Kurtuluş.” dedi kendini tanıtarak. Delfin kibarlıkla kendine uzatılan eli sıktı. Sonrasında şoför kapısına ilerledi. “Sorumun cevabı bu değildi.” dedi Delfin arabasının kapısını açarak. “Vaktinizin kısıtlı olduğunu fark ediyorum, Delfin Hanım. Sizinle röportaj yapmak istediğim için bekliyordum.” dedi kibarca gülümseyerek. Delfin yüzündeki renk uçarken sakin kalmaya çalıştı. “Umarım bu eşimle ilgili değildir.” dedi gülümsemeye çalışarak. Başarısız olduğunu anlayınca vazgeçti ve arabasına bindi. Kapısını kapamak üzereyken, Atilla kapıyı tuttu. “Medyaya olan ilgisizliğinizden haberdarım. Eşiniz ile alakalı olarak değil, sizin için geldim ben. Mükemmel kariyeriniz hakkında bir röportaj yapmak istiyorum.” dedi ısrarcı bir sesle. Delfin iç çekti. “Pek inandırıcı gelmiyorsunuz.” dedi Delfin kararlı bir şekilde. “Bakın, Delfin Hanım, ben bir kültür sanat dergisi adına buradayım. İsteğimiz sizinle bir röportaj yapmak ve size bizimle çalışmanızı istediğimize dair bir teklif sunmak. Çünkü çok donanımlı bir insansınız. Umarım inandırıcı olabilmişimdir.” dedi hızlıca. Ardından teminat gösterir gibi elini kapıdan çekti. Delfin kapıyı çekip kapattı ama birkaç saniye içinde camını indirdi. “Teşekkür ederim, Atilla Bey. İnanın çok isterdim ama bunun için vakit ayırmam şu sıralar da çok zor gibi duruyor.” dedi özür dileyen bir gülümsemeyle. Atilla iç çekti. İç cebinden cüzdanını çıkarıp bir kartvizit çekti. “Bizi bir inceleyin, Delfin Hanım. Kararınızı değiştireceğinizi umuyorum. Kartvizitteki numaradan bana ulaşabilirsiniz. Değerli zamanınızı çaldığım için lütfen beni affedin.” dedi kibar bir sesle. Ama Delfin, Derin’den çok alışık olduğu o gizli alayı duymuştu. Cevap vermek için ağzını açtı ama Atilla çoktan arkasını dönüp uzaklaşmaya başlamıştı. Gözlerini yumup öfkesini yuttu. Kartviziti yan koltuktaki çantasının içine tıkıp direksiyonu kavradı. Sakinleştirici bir nefes alıp oğlunu almak üzere yola koyuldu. Delfin bilgisayarından derste verdiği ödevlerin çıktılarını incelerken tamamıyla işine odaklanmıştı. Öğrencilerinden deneme yazmalarını istemişti. Oyundaki başarıları kadar parlak değildi çalışmalar ama yine de denemişlerdi. Delfin dikkatle incelerken gözlerinin ağrımaya başladığını fark etti. Dinlendirici gözlüğünü almak için neredeyse üç saattir oturduğu sandalyeden kalktı. Çantasından gözlüğünü alırken kartvizit düştü. Delfin eğilip kartviziti alırken bunu tamamıyla unuttuğunu fark etti. Kartviziti okurken gözleri şaşkınlıkla açıldı. Bugün konuştuğu Atilla Birhan Kurtuluş sabah bahsettiği kültür sanat dergisinin sahibi ve genel yayın yönetmeniydi. Derginin adı Sibernetik'ti. Delfin ismi okuyunca gülümsedi. Anlaşılan adam Turgut Uyar'ı seviyordu. Kartvizitin arkasında ise derginin sloganı yazıyordu. Her Yerden Çok Uzakta... Delfin kartviziti düşünceli bakışlarla incelerken bilgisayarın başına oturdu tekrar. Arama motoruna derginin adını yazdı ve ikinci kez şaşırdı. Fazlasıyla üne sahip bir dergiydi. Delfin şaşırdı. Bu adam neden ayağına kadar gelmişti ki? Delfin bir cevap almak mümkünmüş gibi bilgisayar ekranından kendine esrarengiz bir gülümsemeyle bakan adama baktı. “Kahve ister misin?” diyen Derin’in sesiyle bir anda olduğu yerden sıçradı. Derin güldü. “Korkuttum mu? Aslında biraz önce seslendim sana aşağıdan. Cevap gelmeyince geldim. Ödevlere fazla daldın sanırım.” dedi gülmeye ara verdiğinde. Delfin kalp atışlarının sakinleşmesini bekledikten sonra konuştu. “Dalmışım seni duymadım. Kahve iyi olur.” dedi hafifçe gülümseyerek. Derin ona inceleyen bakışlarla baksa da Delfin bir şey demedi. Bunun üzerine Derin üstelemeyip odadan çıkmak için arkasını döndüğünde Delfin dayanamayıp konuştu. “Derin, Sibernetik diye bir dergi duydun mu?” dedi hızlıca. Derin kaşlarını çatarak ona döndü. Kısa bir süre düşündü. “Duydum, evet. Piyasadaki en kaliteli kültür sanat dergisi diyebilirim. Hatta tekler bu konuda. Üyeliğim var. Her zaman vakit bulup okuyamıyorum ama en ufak bir vakitte hemen elime alırım. Odamda son sayı var. İstersen getireyim, bir göz atarsın. Bayılacağına eminim.” dedi ciddi bir sesle. “Çok sevinirim.” dedi Delfin gülümseyerek. Derin bir şey demeden çıktı ve iki dakika sonra elinde dergi ile geri geldi. Delfin’e dergiyi uzatırken, “Nereden çıktı bu merak bir anda? Gerçi bu dergiyi duymamış olmana şaşırdım.” dedi ona takılarak. Delfin kısaca güldü. “Bugün öğrencilerden duydum ve merak edip biraz araştırdım. İlgimi çekti.” dedi omuz silkerek. Ona bugünü anlatmak istememişti. En azından henüz söylemek istemiyordu. “Bayılacaksın. Ben kahve yapmaya iniyorum. Sana keyifli okumalar.” dedi gülümseyerek. Ardından odadan çıktı. Delfin gözlerini yumup elini derginin hafif pürüzlü yüzeyinde gezdirdi. Sonrasında yüzüne doğru kaldırıp kokusunu çekti. Başlangıç ritüelini yaptıktan sonra ilk sayfayı çevirdi. Sonrasında ise nasıl geçtiğini anlamadı sayfaların. Usulca önüne bırakılan kahveyi yanına bir sandalye çekip onunla okumaya başlayan Derin’i bile fark etmedi. Bitirdiğinde derin bir nefes aldı. “Dediğim kadar varmış değil mi? Bayılacağını söylemiştim.” dedi Derin bilmiş bir gülümsemeyle. “Bir konuda haklı olmandan nefret etsem de söylemeliyim ki, çok güzel bir çalışma. Bu kadar kaliteli ismi nasıl bir araya toplamayı başarmış? Şaşkınlık içindeyim. Bu kadar güzel bir dergi okuyacağımı tahmin etmemiştim. Şaşırtıcı ve hayranlık uyandırıcı.” dedi Delfin dergiyi masanın üstüne bırakarak. Sonrasında kahve bardağına uzandı. Buharı tütmüyordu ama ılıktı. “İnsana soğuk kahve içirecek kadar ilgi uyandırıcı.” dedi Derin hafif alaycı bir sesle. Delfin güldü. “Buna değmesi önemli.” dedi bir yudum alırken. “Sence provalar nasıldı?” dedi Derin konuyu değiştirerek. “Çok izleyemedim fark ettiğin üzere. Ama gayet güzel bir şeyler çıkacak ortaya bence. Tabii Desdemona’nın yokluğu hissediliyor. Hâlâ bir karakter seçilmedi mi?” dedi Delfin meraklı bir sesle. “Bizim ajansa sordum. Kadın karakter için birini önerdiler ama tiyatroda bulunmak istemediğini söylemiş.” dedi Derin sinirli bir sesle. “Arda üzülmüştür.” dedi Delfin üzgün bir sesle. “Üzülmekten çok sinirlendi. Yeni nesil oyuncuları zaten sevmiyordu. Artık nefret ediyor.” dedi başını iki yana sallayarak. “Yeni nesil başarıdan çok paraya değer veriyor. Karakter sahibi birilerini bulmak zorlaşıyor.” dedi Delfin hafif sinirli bir sesle. Derin kahvesinden bir yudum aldı. “Ruhlarını şeytana satmış küçük iblisler!” dedi öfkeyle. Delfin gülerek fincanını Derin’in fincanına hafifçe vurdu. “Buna fincan vurulur!” dedi alaycı bir sesle. Derin de güldü. Kısa süreli bir sessizlik oldu aralarında. “Başka bir ajanstan birileriyle konuşacaklar. Meltem de birkaç arkadaşını önermiş. Haftaya Arda bir audition yapacak. Oradan umutlu. Fazla zamanı kalmadığı için her seçeneğe tutunuyor.” dedi Derin iç çekerek. “Fazlasıyla kaygılıdır. Desdemona önemli bir karakter. O ruhu yansıtacak birini bulmak zorunda. İçine sinmezse, zaman anlamında sıkışmış olsa da hepsini reddedebilir.” dedi Delfin umutsuz bir sesle. “Auditionlara sen de girsen, olmaz mı? Arda seni dinler. Ayrıca bazen çok kırıcı olduğunu biliyorsun. Fazlaca duyguları ile hareket eden biri. Basit bir hatada kimsenin gözünün yaşına bakmaz ama sen daha mantıklı olabiliyorsun. Proje rafa kaldırılsın istemiyorum. Uzun zamandır böyle bir proje bekliyordum.” dedi Derin düşünceli bir sesle. “Arda’yı buna zorlayamam.” dedi omuz silkerek. “Zorlamana gerek olacağını sanmıyorum. Arda seni hayatta kırmaz, İnci.” dedi kendinden emin bir şekilde. Delfin sessiz kaldı bir süre. “Düşüneceğim.” dedi sonrasında kararlı bir şekilde. Derin gülümseyerek ayaklandı. Kendi boş fincanıyla birlikte Delfin’in boş fincanını da aldı. “Seni denemelerinle baş başa bırakayım. Ben Merih’i yatırırım. Sen işlerini tamamlamaya bak.” dedi anlayışlı bir gülümsemeyle. “Teşekkürler, Derin.” dedi minnettar bir gülümsemeyle. Derin bir şey demeden çıktı. Delfin tekrar öğrencilerinin deneme örneklerine dönmeden önce gözü derginin altından kendisine göz kırpan kartvizite takıldı. Belki de tüm ukalalıklarına rağmen bir şansı hak etmişti, Atilla Birhan Kurtuluş.
Merhaba Casperlarım, Umarım bu hikaye sizler için tekrar okumaya değerdir. Düşünceleriniz benim için çok değerli. Beni yorumsuz bırakmayın. Sizleri çok seviyorum. Okuduğunuz ve yanımda olduğunuz için çok teşekkür ederim. Kendinize iyi bakın. Eski Casper'lar tekrar merhaba, yeni Casper'lar hoş geldiniz! Keyifli okumalar Deniz UZAY |
0% |