@miraclesea
|
Nisan adını verdiği nisan yağmurları gibi hızlı bir şekilde ilerledi. Delfin adımlarını bölümün merdivenlerinde ilerletirken aklında haftaya gerçekleşecek olan Merih’in 23 Nisan gösterisi vardı. Oğlu çoktan babasına ikisini de gösteride görmek istediğini söylemişti. Birlikte yemek ve sinemaya gitmek dışında katılacakları ilk etkinlikleri olacaktı. Bu durum Delfin’i biraz geriyordu. Hele ki araları böylesine havada kalmış bir durumdayken... O günden beri Delfin, Derin’le başbaşa kalmamaya çalışmış, en ufak bir yalnız kalışlarında bile Delfin bir bahane uydurup kaçmıştı. Ama artık Delfin, Derin’le konuşup aralarını düzeltmeleri gerektiğini biliyordu. Bu yüzden akşam onunla konuşmaya karar verdi. Telefonunu onu aramak için eline aldığında Atilla’dan alışık olduğu bir mesaj gördü. Yine röportajı ertelemeyi talep etmişti. Yemek yedikleri günden beri Atilla sanki kendisinden kaçıyormuş gibi hissediyordu. Belki de söylediklerinde fazla dürüst olmuştu Delfin. Bu sebeple Atilla’nın kaçmasına izin verdi. Mesajında sorun olmayacağını yazıp Derin’i aradı. Bir süre beklemesinin ardından telefon açıldı. “İnci? Bir sorun mu var?” dedi hafif endişeli bir sesle. Delfin kendi kendine güldü. Derin’i uzun zamandır aramamıştı ve son zamanlardaki arama sebepleri düşünüldüğünde adamın endişelenmesi normaldi. “Bir sorun yok, Derin. Akşam evde olacak mısın diye sormak istedim.” dedi yumuşak bir sesle. Derin bir süreliğine duraksadı. “Biraz geç kalacağım ama evet evde olacağım. Özel bir şey mi var?” dedi sesindeki endişeli tonu sabit tutarak. “Derin söylediğim gibi bir sıkıntı yok. Sadece bu akşam seninle konuşmak istiyorum.” dedi ikna edici bir tonlamayla. Yine kısa süreli bir sessizlik oldu. “Yoksa o gün geldi mi?” dedi hafif heyecanlı bir sesle. Delfin kendini tutamayıp güldü. “Hayır ama bir ön hazırlık diyebiliriz. En azından sana güvenip güvenemeyeceğimi göreceğiz.” dedi gülümseyerek. Derin de güldü. “Benim için tarihi bir akşam olacak. En son bu kadar heyecanlandığım gün nikahımız var. Damatlığımı mı giysem acaba?” dedi hafif alaycı bir sesle. “Abartma, Derin. Öyleyse akşam görüşürüz.” dedi bezgin bir sesle. “Peki peki, tersleme hemen. Akşama görüşürüz. İstediğin bir şey mi var?” dedi tatlı bir sesle. “Belki bir şişe şarapla gelebilirsin. Sanırım tüm stoklarım tükendi.” dedi iç çekerek. Derin güldü. “Bir Rothschild gecesi olacakmış gibi geliyor. Umarım bulabilirim.” dedi neşeli bir sesle. Rothschild ikisinin de favori şarabıydı. Delfin tekrar bir iç çekti. “Nasıl istiyorsan öyle olsun. Sana karşı koymayacağım. Yani, bu konuda...” dedi kısa bir duraksamanın ardından. “Keşke hiçbir konuda karşı durmasan... Ama asla tabii herhangi bir zorlama yapmıyorum.” dedi gülerek. “Hoşça kal, Derin. Akşama görüşürüz.” dedi onu duymazdan gelerek. “Görüşürüz, İnci. Akşamı iple çekeceğim.” dedi sıcacık bir sesle. Delfin istemsiz bir şekilde oluşan gülümsemeyle telefonu kapattı. Sonrasında kendine geldi ve dersinin olduğu dersliğe doğru ilerledi. Delfin gergin bir şekilde koltukta oturuyordu. Evde yalnızdı. Merih’i annesine bırakmıştı. Bu gece ne olacağını tam kestiremediği için her türlü kavga ihtimaline karşı oğlunun burada olmaması iyi olurdu. Belki de yüzüncü kez saate baktı. Ama sadece iki dakika geçmişti. Derin net bir saat vermemiş olsa da Delfin eve geldiğinden beri gergin bir şekilde onun gelmesini bekliyordu. Yemek yiyip yemediğinin bile farkında değildi. Yemek masasına oturduğunu hatırlıyordu ama gerginlikten ne yediğini hatırlayamıyordu. Gerginlikle yüz birinci kez saate baktığı sırada kapının çalmasıyla olduğu yerde sıçradı. Hızlıca ayaklanıp kapıya doğru gitti. Derin bir nefes alıp kapıyı açtı. Sakin ama meraklı bir ifadeyle kendisine bakan Derin’i gördü. Delfin’i görmesiyle Derin’in kaşları çatıldı. “Kötü bir şey mi oldu?” dedi temkinli bir sesle. Delfin duraksadı. Kim bilir gerginlikten yüzü ne haldeydi. Kendini toparlayıp hafifçe gülümsedi. “Bir şey yok sadece seninle konuşmak istediğim için biraz gerginim.” dedi olabildiğince sakin bir sesle. Derin bir süre evin içine göz attı. Ardından, “Merih yok mu? Şimdiye çoktan koşturup üstüme atlaması gerekiyordu.” dedi ses tonunu koruyarak. “Bu geceyi annemlerde geçirecek. Seninle rahat konuşabilmem gerek. Son zamanlardaki hallerimizi düşünürsek bağırışlarımızı duymasını istemedim.” dedi gergin bir tavırla parmaklarıyla oynayarak. Gözlerini Derin’den kaçırıp parmaklarına çevirdi. Derin tek kaşını kaldırdı. “Boşanıyor muyuz?” dedi buz gibi bir sesle. Delfin’in gözleri şaşkınlıkla açıldı ve hızla kafasını kaldırıp Derin’e baktı. “Öncelikle içeriye geç. Ayrıca boşanma fikri de nereden çıktın? Gerçi kötü bir fikir değilmiş.” dedi alaycı bir sesle gülerek. Derin tedirgin bir tavırla içeri geçti. Ayakkabılarını çıkarırken, “Vücudun gerginlikten titrerken yalandan gülümsüyorsun. Ne düşünmemi bekliyorsun, İnci?” dedi hafif sinirli bir sesle. Delfin onun da gergin olduğunu anladı. Bu yüzden konuyu daha güvenli sakin bir konuya çekti. “Yemek yedin mi?” diye sordu sakin duygulardan arınmış bir sesle. Derin bir süre onun yüzünü süzdü. Ardından kafasını iki yana sallayıp iç çekti. “Yedim.” dedi kısaca. Ardından elindeki şarabı Delfin’e uzattı. Delfin şarabı alıp salona doğru yürüdü. Şarabı sehpanın üstüne bıraktıktan sonra, “Sen geç. Ben kadehleri ve tirbuşonu alıp geliyorum.” dedi mutfağa giderken. Derin bir şey demeden koltuğa oturdu. Delfin kısa sürede geri döndü. Tirbuşonu Derin’e uzattı. “Dökmeden açmayı beceremem, biliyorsun.” dedi hafifçe gülümseyerek. Derin’in dudağı belli belirsiz bir gülümsemeyle titredi. Ama hemen kendini topladı ve tirbuşonu alıp şaraba uzandı. Bir damla bile dökmeden şarabı açtıktan sonra Delfin’in uzattığı kadehlere doldurdu. Delfin onun kadehini verdikten sonra koltuğa oturup şarabından bir yudum aldı. Bir süre gerginlik dolu bir sessizlik oldu. Sessizliğe katlanamayan Derin oldu. “Evet, İnci, söylemek için kıvrandığın şeyi bir anca söylesen iyi olur.” dedi iç çekerek. “Biliyorsun, 23 Nisan’da Merih’in gösterisi var. İkimizin katılmasının Merih için daha iyi olacağını düşünüyorum.” dedi gözlerini kadehine dikerek. “Merih de bunu istiyordu. Zaten ben de öyle yaparız, diye düşünmüştüm.” dedi hafifçe omuz silkerek. Delfin duraksadı. Belki de aralarındaki tartışmayı büyüten sadece kendisiydi. “Ben oradayken, böylesine mutlu bir günde, seninle aramın gergin olmasını istemiyorum.” dedi hızlıca söyleyerek. Ardından kadehinden büyük bir yudum aldı. Derin bir an şaşkınlıkla baktı Delfin’e. Sonrasında gülümsedi. “Aramızın seni böylesine düşündürecek kadar gergin olacağını düşünmemiştim.” dedi düşünceli bir sesle. Delfin’in söylediği şey Derin’i rahatlatmıştı. Derin gerçekten boşanmalarını söyleyeceğini sanmıştı. Delfin aldığı keskin ve ani kararları ile ünlüydü. “Ama sonuçta gergindi yani.” dedi kaşlarını çatarak. Derin hafif bir sesle güldü. “İnci bize gergin olmayan bir anımızı söyle. İlk zamanlarımızdan beri aramızda bir gerginlik vardı. Çünkü sen bana güvenmezdin.” dedi umursamaz bir tavırla omuz silkerek. “Çünkü sen duygularını dürüstçe söylediğini düşündüğün zamanlarda bile içime tavrın ve gülüşünle bir şüphe tohumu atardın.” dedi sinirli bir şekilde. “İnci, hayatımda ciddiye aldığım tek kadın sendin. Senden öncesindeki ilişkilerimde hiç böyle hissetmemiştim. Bu yüzden sana kapılmamak da istediğimden öyle davrandım. Ama kendi bacağıma sıkmış oldum. Çünkü en içten aşk sözcüklerimde bile bir şüphe yüzdü gözlerinde. Kendini bir şey sanan aptal bir adamı kendine aşık ettirdiğine inandıramadım seni hiçbir zaman.” dedi hüzünlü bir sesle. Delfin sözleriyle duraksadı. Sözleri doğruydu. Konuşamadı. Ne diyeceğini bilmiyordu çünkü. Derin kadehini sehpaya bırakıp Delfin’in kadehini de aldı ve kendi kadehinin yanına koydu. “Kalbimin içinde senden önce hiçbir şey yoktu. Sen gittikten sonra da hiçbir şey olmadı senden başka. Hayatımda âşık olmayı başarabildiğim ilk ve tek kadındın sen ve büyük konuşmak istemem ama muhtemelen son kadın da olacaksın.” dedi Delfin’in ellerini tutarak. Delfin şaşkınlıkla onun yüzüne baktı. Bu cümleler Derin’in yıllar önce Delfin’e evlilik teklifini yaparken söylediği sözlerdi. Delfin şaşkınlıkla donakalmışken Derin koltukta kayarak diz çöktü Alnını Delfin’in alnına dayadı. Melodik bir sesle o zamanki yaptığı konuşmaya devam etti. “Yanımda kal, tam şuramda Bir dua saklı imkânsız ufkumda.” dedi az duyulan bir sesle. Delfin yıllar önce bu sözleri duyduğunda kalbinde şüphe kalemiyle dokundurulmuş siyah nokta ile dinlemişti. Şimdi ise tüm kalbi şüphe mürekkebi ile bulanmışken inanç kalemiyle beyaz bir nokta bırakılmıştı kalbine. Böylelikle Derin’in sözlerinde ilk defa gerçek bir şeyler duyduğuna inandı. Artık dinlemeye hazırdı. Gerçekleri duyacağına dair artık bir inancı vardı. Delfin içinde beliren beyaz noktanın ne anlama geldiğini biliyordu. Ne kadar uzun süredir kaçtığının farkındaydı ve daha fazla kaçamayacağının da. Derin’e güvenmesi gerektiğini biliyordu. Derin her ne kadar güvenmediğini söylemiş olsa da ona güvenmişti bir kere. Şimdi ise tekrar bunu yapması gerekiyordu. Her şeyin buna bağlı olduğunu biliyordu. Ağzından çıkacaklar değiştirecekti ikisinin hayatını da. Derin bir nefes alıp geri çekildi. Alınlarını ayırdı. Derin de geri çekilip onun yüzüne baktı. “Anlat. Dinleyeceğim.” dedi kararlı bir sesle. Derin başta anlamayarak duraksadı. Sonrasında ise Delfin’in neyi kastettiğini anlayarak hafifçe gülümsedi. “Artık inanacaksın demek ki.” dedi bir iç çekişle koltuğa oturarak. Delfin’in ellerini bıraktı. Delfin ellerinin ayrılması ile hissettiği soğukluğu görmezden geldi. Duygularını bir süreliğine susturması gerektiğini biliyordu. Bir şey demeden Derin’in gözlerine baktı. Bu Derin için yeterli bir cevap olmuştu. “Öyleyse en başından başlamam gerekecek. Çünkü bana gerçek anlamda inanman için önce benim için kim olduğunu bilmen gerekiyor.” dedi Derin kararlı bir sesle. Ardından masadaki kadehine uzanıp içkisini bir dikişte bitirdi ve derin bir nefes aldı.
Merhaba Casperlarım, Umarım bu hikaye sizler için tekrar okumaya değerdir. Düşünceleriniz benim için çok değerli. Beni yorumsuz bırakmayın. Sizleri çok seviyorum. Okuduğunuz ve yanımda olduğunuz için çok teşekkür ederim. Kendinize iyi bakın. Eski Casper'lar tekrar merhaba, yeni Casper'lar hoş geldiniz! Keyifli okumalar Deniz UZAY |
0% |