Yeni Üyelik
1.
Bölüm

En yakın arkadaşı sevmek

@mirnazom

 

Başımı koyduğum sıraya daha çok yerleşip, göz kapaklarımın ağırlığıyla daldığım kısacık uykudan omzumun dürtülmesiyle uyandım. Göz kapaklarım hafifçe aralanırken, yerimden doğrularak sağ kolumu adeta matkapla delen, en yakınn arkadaşım Tülay ile göz göze geldim. Ne var der gibi baktım. Gözlerimdeki hüzne karşılık verip başını ellerine çevirirken;

 

-" Hoca gelecek birazdan bari bu dersde uyuma . Derslerine odaklan biraz da lütfen.. "dedi. Kısık çıkan sesiyle sanki yalvarır gibiydi.

 

Canım benim, ne çok severdi beni. Hani; öyle arkadaşıyim diye sevmek zorunda olduğu bir sevgi değildi, gerçekten can lazım olsa verecek kadar severdi . Arkadaşım değil kardeşimdi o benim . Kan bağı yokdu ama olsaydı ancak bu kadar severdim.. O da beni kardeşleri kadar severdi. Hiç üzmedi beni . Canım yandığında canı yandı , sevinçten havalara uçtuğumda kanat çırpti benimle. Ve sonunda imkansız bir aşka tutulduğumda, benimle birlikte acı çekti. Gözlerimi ondan çekip, bir kaç sıra çaprazda duran bedenlerle, gerçek dünyam yüzüme yine tokat gibi çarptı.

 

 

Yine gülümsüyordu. Beyaz dişleri, yukarı kivrilan dudakları yine başka bir yüze bakıp gülümsüyordu. Gözleri benimle buluştuğunda, gülümsemesini bozmadan yanıma geldi Ali. Kalbim dört nala koşmaya tekrar başlarken, bir sözle yine kalbimde bir damar koptu sanki.

 

- "Kanka ne uyudun be. Geceleri ne yapıyorsun ? Seri katil falan mısın yoksa? Gündüz cici kız gece canavar ?" Diyerek kahkaha attı.

Bu iğrenç espirilerine ve kankam demesine rağmen seviyordum işte. Onu bu okuldaki ilk senemizde, okula girer girmez saç baş daldığım bir kızla kavga ederken tanımıştım. Kendimi kaybetmiş halde kızın üstüne çıktığımda, bir el belime sarılmış beni kendine çekiyordu. Bir süre çırpınsamda benden güçlü olduğu için , kolumu bacağımı sağa sola sallamaktan başka bir şey yapamamıştım. Sonra kalın sesi dolmuştu kulağıma;

-" Kız dur okulun ilk günü disiplinlik mi olmak istiyorsun? Bu okulun cadısı mısın sen yoksa? "

diyerek gülüyordu. Cıvık gelen sözlerine karşılık çemkirmek için döndüğümde, gülümsemesine takılmıştı gözlerim. Yukarı kıvrılan dudaklarının oluşturduğu çukurlar o kadar kusursuz ve güzeldi ki beni oraya gömseler sesimi çıkarmazdim.. Evet bir gülüş aklımı başımdan almıştı. İlk görüşte aşk dedikleri şey bu muydu ? bilmiyorum. Ama ben ilk görüşte bir gülüşe aşık olmuştum.

Sonrası en yakın arkadaşım olmuştu. Tülay'dan sonra en yakın arkadaşım. Tabi ona sorsan öyle. Bana sorsan o benim arkadaşım olamazdı. Asla da olmadı. Çapkın , zevzek hayatı pek de ciddiye almayan bir karakteri vardı. Sevmediğim bir sürü özellik onda toplanmış olsa da, ben buna rağmen seviyordum onu. Malûm kalp pek söz dinleyen bir organ değil..

Ben onu ne kadar çok seversem, o beni o kadar kardeşi yerine koyuyordu.

Okulda nerdeyse çıkmadığı bir kız kalmamıştı ya da flört etmediği. İşte ben böyle bir adamı seviyordum. Ben ondan başkasıni görmezken bile o benden başka herkesi görüyordu.. Gözlerimi kaçırıp görmüyormuş gibi davranmakdan o kadar yorulmuştum ki artık taşiyamiyordum. Ve bunun en çok Tülay farkındaydı. Zaten o da olmasa ne yapardım bilmiyordum.. O biliyordu daha ilk günden anlamıştı onu sevdiğimi ama bir tek, bu adam görmüyordu işte..

 

-" Gece nasıl bir canavara dönüştüğümü bilmek bile istemezsin . Kapa çeneni de git manitanla takılmaya devam et." Dedim alaylı sesimle. Geceleri hıçkıra hıçkıra ağlamaktan başka ne yapıyordum ki . Bencede bilmemeliydi. Onun yanında büründüğüm maskeyi tekrar yüzüme geçirmiştim. Onun başkasıyla flört etmesini izlemekten o kadar yorulmuştum ki, derslerde bile uyumaya çalışıyordum . Çünkü derslerde bile flörtöz takılıyordu.

Tülay bunun farkındaydı ve en çok bu yüzden bana kızıyordu. Ne olurdu yani derslerimi ihmal etmesem . Bari derslerde onu görmezden gelsem. Ama olmuyordu işte yapamıyordum. Göz bebeklerim ağırıyordu artık ona bakmamak için çevirip durmaktan..

 

-" Hani nerde manitam ya ? Sinem manitam değil, yani henüz ".. dedi gülümseyerek.. gözlerimi devirerek ellerimle kış kışladım.. öpücük atıp gitti. Şakasına yaptığı şeyin beni ne kadar etkilediğini bilse yine yapar mıydı acaba ?

 

 

-" Ah Elif'im ne yapacağım ben seninle ?

dedi Tülay iç çekerek .. Acı bir gülümseme ile karşılık vererek, gözlerimi kucağımda duran parmaklarıma çevirdim. Gözlerim dolarken bir damla yaş dökülmesi korkusuyla başımı kaldırmadim. Bir süre sonra kollarına sardı beni. Biliyordum ben acı çekerken onun da harap olduğunun farkındaydım. Ama elimden birşey gelmiyordu, saklayamiyordum . Maskemi sadece Ali varken yüzüme yerleştirebiliyordum. Korkuyordum birgün anlar diye ödüm kopuyordu . Çünkü biliyordum öğrenirse arkadaşlığını da kaybedecektim. Sahi hangisi daha acı verici ?

Sevgililerinden bahsederken gülümsemeye kendimi zorlayıp içten içten kan kusmak mi yoksa onu tamamen kaybetmek mi ? Varlığı mı acı verici yoksa yokluğu mu?

 

 

 

Bahçede çimlere uzanırken, bir gölge ile gözlerimi aralayarak gelene baktım. Geleni görünce kalbim yine koşmasını göz ardı ederek gülümsedim. O da sessizce yanıma oturdu.

 

 

"- Kanka çok fena aşık oldum.. " dedi. O an yine nefesimin sıkışmasını görmezden gelerek ona döndüm.

 

- "yine mi"? dedim alayla

 

- "Yok kanka bu defa farklı . Yanında başkasını görünce katil olmak istiyorum" dedi dişlerini sıkarken. Bense duyduklarimin şokuyla göğsümün sıkışmasına engel olamıyordum.. çünkü anlattığı şeyleri bende yaşamıştım onu anlamıştım . İlk defa bir kızın güzelliğinden bahsetmemisti . Şimdiye kadar nasılsa sıkılır bırakır diye kendimi teselli etmiş, bir şekilde dayanmıştım. Ama aşik olmuştu . Buna dayanır mıydım ? Bilmiyorum. Tabiki birgün aşık olacakdi ama bu kadar erken olacağını bilmiyordum. Gönül eğlendirmek başka Aşk başka. Hepsine dayandım, başkasını öperken başımı çevirmem yeterdi.Başka bir kızın güzelliğinden bahsederken kulaklarımı tıkamam yeterdi. Ama aşığım dedi. İşte bununla başa çıkamazdim..

 

 

- "Salak salak konuşma . Sen kim aşık olmak kim ? Sen aşk nedir bilir misin ?!

Aşk nedir? dur ben sana anlatayım

Aşk acıyi şerbet niyetine içip kabul etmektir.

Aşk olmayacağını bile bile uzaktan sevebilmektir.

Aşk başka gözlere kör olmaktır.

Aşk umutsuzca tutunmaktir

Ask asla sevilmeyecegini bile bile çok sevmektir.

Aşk görülmesen bile belki bana da bakar diye gözünü bir an olsun ondan ayirmamaktir.

Aşk sevdiğin başka kollarda gününü gün ederken, acitacağıni bile bile izlemektir.

Ve önemlisi aşk bütün bunlara rağmen gidememektir.

Sen şimdi aşığım diyorsun bana . Bir iki adam gördün kızın yanında diye, öldürmek isteyecek kadar öfkelisin. Oysa aşk öfkeden çok acı verir insana. Ve sen aşk hakkında hiçbirsey bilmeden aşığım diyorsun. Bu bana hakarettir. Bu aşka hakarettir.." dedim öfkeyle çıkan sesimle..

Göz bebeklerini büyüterek bir süre şaşkınca baktı . Buraya kadardı, köprüleri yıkmalıydım artık. Gönül eğlendirdigi kızları izlemeye alıştım. Ama aşkla bakan gözlerini görmek istemiyorum. Bu benim sonum olurdu.

 

- Elif.. s- sen k- kime aşıksın?

Benim neden bundan haberim yok . Bana neden anlatmadın ? Sen aşk acısı çekerken ben ne yapıyordum? Kim o ?!!! Dedi kızgın çıkan sesiyle . "Sen" demek istedim ama geri yuttum.. Endişeli baktı yüzüme . Bu da beni ister istemez mutlu etmişti. Resmen ilgi dileniyordum.

 

 

- "Biri işte . Asla olmayacak biri . Beni asla kabul etmeyecek biri " dedim. Bıkkın bir sesle. Ona anlatırken rahatladığım kadar, rahatlamamıştım daha önce.. Duyguların sahibine anlatınca daha bir rahatliyordu insan. Sanki bütün bir zehiri boşaltıyordu. Bir de bu duyguların sahibi olduğunu söylesem nasıl rahatlardim acaba ? Tabi günün sonunda hayatımdan sonsuza kadar çıkardı . Bu ihtimal aklıma gelince göz yaşlarımın yanağımı ıslattığını, onun beni kollarına alıp göğsüne bastırmasıyla farkettim..

Kokusu beni sarhoş ederken, parmaklarıyla saçlarımı okşuyordu. Ne güzel huzurdu kokusu, sıcaklığı. Sonsuza kadar kalmak istiyordum, tam da burada.

 

-" Kim o şerefsiz ? Söyle gidip yumruklarımı geçireyim yüzüne. Seni nasıl farketmez diye hesap sorayım. Belli ki miyopun teki seni göremediğine göre. Hem emin ol o kaybeder ". dedi öfkeli çıkan sesiyle. Kendine söylediği hakaretleri dinlerken, bir taraftan ona daha çok sokuluyordum... İster istemez tebessüm etmiştim bu haline. Sahi beni neden farketmiyorsun Ali.?

 

 

Ertesi gün okula gitmek için hazırlanırken telefonuma mesaj bildirimi geldi

 

Ali'm: İlk dersin tenefüsünde okulun arka bahçesine gel.

 

 

- Neden ?

 

- Ali'm: Uzatma, gel işte . Konuşacaklarımız var..

 

- Tamam.

 

İçime bir sıkıntı girdi. Ne olmuştu şimdi ne konuşacaktik?

 

Okula gittiğimde yüzüme hiç bakmadı . Gerçi başını telefonundan hiç kaldırmadı. Devamlı biriyle mesajlaşiyordu. Alışkındım artık ama aşık olduğunu söylediği kız olması beni endişelediriyordu..

 

 

Teneffüs olunca arka bahcede beklemeye başladım orda ne kadar bekledim bilmiyorum. Teneffüs bitmiş hatta ikinci dersde bitmişti ama gelmemisti. Bir şey mi oldu acaba diye endişelenmeye başlamıştım artık . Çünkü unutması mümkün değildi. Elime telefonu alarak mesaj attım.

 

- Nerdesin Ali ? Bekle dedin hala bekliyorum. Endişeleniyorum artık.

 

- Ali'm: Kiz ben seni unuttum ya . Kanka valla unuttum ama nasıl unuttum bir sor kızma bana . Şu aşık oldum dediğim kız Nergis teneffüs de yanıma gelince heyecandan seni unuttum . Aklım başımdan gitti valla. geliyorum hemen.

 

Okuduklarımi yanlış mı okudum acaba diye tekrar tekrar okurken gözyaşlarımla telefonun ekranı ıslanmıştı. Nefesim kesilmiş kalbime sanki büyük büyük bıçaklar sapliyormus gibi bir ağrıyla dolmuştu. Hıçkırıklarimin ağzımdan nasıl çıktığını bile anlayamadım. Haykira haykira ağlarken ayaklarım benden bağımsız hareket etmeye başladı. Koşuyordum. Nereye ? Nasıl bilmiyorum okul dışına attım kendimi arkama bakmadan koştum . Yağmura aldırmadım..

Gözyaşlarımı saklayan yağmurlara alışıktım zaten. O yüzden ne zaman yağmur yağsa atardım kendimi dışarı. Dost gibi saklardı duygularımı, akan gözyaşlarımı. O da biliyordu acımı saklıyordu yine bir dost gibi. Yetişmişti işte.. Ayaklarım beni dedemin evine getirdi. Yıllardır konuşmaz babamla dedem. Neden bilmem . Sormam da hiç.. merak etmediğimden değil. Korktuğumdan.. Kapısını çalıp bekledim. Bir süre sonra açılan kapıdan dedem göründü. Beni görünce şaşırsada , baştan aşağıya beni süzünce, yüzünden korku ve endişeyle dolduğu belli oluyordu . Hiçbir şey söylemeden boynuna atladım. Ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ettim. O da canım kızım diye sıkı sıkı sardı beni.

 

 

Beni hayatında kim olursa olsun hiç unutmamisti. Bana o gözle bakmasada her zaman önceliği hep bendim. Kaç kızla bana olan düşkünlüğü yüzünden kavga adip ayrılmıştı. Belki birazda bu yüzden sabredebildim . Çünkü biliyordum belki o anlamda sevmiyordu ama seviyordu herkesten çok hayatına giren kızlardan bile çok. 'O benim kardeşim gibi diyordu. İlla kan bağı mi olmalı? kardeşimden kıskanman hiç hoş değil kendinden soğutuyorsun' diyordu kızlara. Kardeşim gibi desede önemi yoktu benim içindi isyanı bana olan sevgisinden. Bana yetiyordu bir şekilde.

 

 

 

Ama bugün ilk defa unutulmuştum. Artık önceliği olmadığım tokat gibi çarpmıştı yüzüme. Artık yanında duramazdim. Kardeşim dediği birinden önce gelen biri olursa artık kalmak daha fazla acı verirdi sadece. Ali den uzaklaşmak zorundaydım . Onu hayatımdan çıkarmak zorundaydım bir bahane bulmak zorundaydım. Ya da bahaneye gerek yok söylemeliydim onu sevdiğimi. O zaten arkasına bile bakmazdi. Çünkü hiçbir bahane ona yetmezdi, bırakmazdı beni.. Ona söylemeliydim..

 

Aşk kaç kişilik bilmem ama vazgeçmek tek kişiliktir..

 

Ben hem tek başıma sevdim hem tek başıma vazgeçtim..

 

 

Bitti

 

Nasıl yeni kurgum. Of aklımda neler var neler .. Çok ağlayacağız çok..

Zavalli Elif' cik canım benim çok ağlatacağız sanırım..

 

Neyse görüşlerinizi ve düşüncelerinizi mutlaka yazın ya lütfen..

 

Bu arada medya da ki şarkıyı dinlerken yazdım.. dram dram dram içim şişti 😜

 

 

 

 

Loading...
0%