Sene 2024 aylardan kasım

Odamda eşyalarımı topluyordum çünkü 2 gün sonra Şırnak'a gidicektin evet fakülteyi bitirmiştim ve atanmıştımda hemde Şırnak'a. Annem babam ve sevgili ama aptal kardeşim Eray bu duruma pek sıcak bakmıyorlardı. Sınır olduğu için başıma bişey gelecek sananıyorlardı herkes ikna etmeye çalıştı beni ama tabiki Deniz Kara olarak vazgeçmedim. Ben bunları düşünürken annem ise odanın kapısında bana bakıyordu ama ben bu bakışı biliyordum

"Sen bana kıyamasın ki" bakışı evet hayatıma dert olan o bakış onu gördüğüm de direk yalvarır bakışlarını kuşandı ardından ise sayesinde ezberlediğim konuşma başladı "gel bak Hatay'da başla işine sen ne anlarsın ki tek yaşamaktan sen yemek yapmayı bilmesin, kendi başına durmayı bilmesin gel vazgeç gitme Şırnak'a" umutsuzca baktım yaklaşık bir aydır saat başı bunları söylüyor beni vazgeçirmeye çalaşıyordu

Ölsemde vazgeçmem anneciğim boş yere dilini yorma

Başımı iki yana saladım ve yine ezberlediğim bir cümle daha geldi "Vazgeçmeyeceksin değil mi?" Evet anlamında başımı salladım bu sefe yine sayesinde ezberlediğim bir cümle daha geldi "Kız değil ki keçi keçi ben kız değil keçi doğurmuşum" hemen yanına gittim, elini tutum ve öptüm hemde defalarca "Bak sana söz veriyorum her akşam arıyacağım hem zaten sadece 4 yılcık ve tekte yaşamyacağım bir ev arkadaşım olacak fırsat buldukça sürekli geliceğim söz" Kaçıncı kez dediğimi bilmediğim kez söylemiştim bunları. Ayağa kalktım ve annemin yanağından makas aldım ardından kapıya yöneldim"ben Elifle buluşucağım akşama gelirim" diyerek çıkışa yöneldim Elif benim ilk okul arkadaşımdı o hemşire ben doktor hep böyle hayal etmiştik ve olmuştuda şuan ise aynı yere Şırnak'a atanmıştık. Üzerimde beyaz düz bir crop altımda ise mavi bir kot pantolon vardı askılıktan mavi çantamı aldım beyaz spor ayakkabılarımı ise ayağıma geçirdim

💧

Atlas bugün harp okulundan mezun olmuştu hemde üsteğmen rütbesiyle. Babasıyla 5 yıldır konuşmuyordu, ne o arayıp babasını konuşmustu nede babası onu arayıp konuşmuştu. Bugün bölgeler açıklanacaktı Atlas ciddi ama fazlasıyla heyecanlı ifadesiyle panoya yaklaştı ve adının Şırnak bölümünde yazdığını gördü. Şaşırmamıştı o askeriyenin en iyilerindendi ve Şırnak'ta görev alacağını az çok tahmin etmişti. Arkasından "Atlas, Atlas Komutanım" diyerek nefes nefese Baran uzman geliyordu. Baran uzman Atlas'ın terslemelerine rağmen onu seven biriydi. Atlas böyle bir sevgi görmemişti o yüzden sürekli Baranı terslerdi. Ve yine öyle yaptı "Ne var, lan?" Dedi en ifadesiz haliyle "Komutanım, yerler belli olmuş ben Ağrı'dayım ya sen ay yani siz" Atlas'ın içinde bir üzüntü bastırdı çünkü onu seven veya sevdeğini gösteren tek kişi ile ayrılıyorlardı. Yalandan bir mutluluk yapmaya çalışarak "Ben Şırnak'tayım desene kurtulduk senden." Dedi Baran ise hemen üzgün bir ifade kuşandı "Öyle demeyin be komutanım, ben biliyorum ne kadar belli etmesenizde beni seversiniz." Doğruydu cevap vermek yerine sıkıca sarıldı Barana. O duygularını belli etmeyi sevmezdi Baran onu ilk defa bir ifadeyle gördü gözlerinde ki kocaman sevgi...

                             💧

"Meeert!" dedim bağırarak yine laptobumumu kullanmıştı, hani bir kere de şaşırtsın ya o kadar bağırdım çağırdım çocuk hala telefonuyla oynuyor. "Ne var?" Dedi en umursamaz tarzıyla

Anan var!

Kusura bakma anneciğim valla oğlun gel bana söv diyor

"Eben var!" Dedim yine bağırarak Mert ise kapıya gitmeye çalışıyordu.

Ne oldu lan? Göt mü oldun

"Vallahi ödev yapmam lazım o yüzden kullandım" dedi acımasız bir gülüşle baktın onun aptal ama sevgili kardeşime "Sana bin kere dedim. Laptobumdan uzak durdiye" oldukça sinirliydim. Bir anda gözlerim karardı veya birşey görmemi engelliyordu. Yüzümdeki yastık yere düşüyorken Mert ise kaçma çalışıyordu. Yanımda anneme anneler gününde aldığım vazo vardı.

Sakın! Annen ağızına sıçar Dedi nerden geldiğini bilmediğim ses. Tabiki de annemin sözünü dinleyecektim o yüzden nerden geldiğini bilmediğim sesi dinlemedim ve vazoyu Mert'in kafasına geçmemle popomda terlik hissetmem bir oldu.

İsterseniz 24 yaşında olun yinede o terlik poponuza gelecek

"Ne yapıyorsunuz siz!" Diye bağıran annem kapının yanında duruyordu. Hemen dışarı attım çünkü burada kalırsam ömrümün %89 gidicekti.

"Ben kaçtım." Diyerek dış kapıdan çıktım.

                            💧

2 gün sonra

Şuan uçaktayım ve Şırnak'a inmek üzereydim ailem ve sevgili arkadaşlarım beni brakmadadığı için az kalsın uçağı kaçırıyordum. Zor bir ayrılık olmuştu hatta aptal kardeşim Mert dahi ağlamıştı."Şırnak Havaalanına gelmiş bulunuyoruz iyi günler." Anonsu duydum ve hem heyecanla hemde korkuyla yanımdaki Elif'i uyandırdım. Aynı evde kalacaktık ama 2 kişi daha bizimle yaşayacaktı. Üzerimde birazda bunun korkusu vardı. Elif'i zor bela uyundırdım ve eve gelmiştik ama sevgili yani inşallah sevgili olan ev arkadaşlarımız yoktu sadece birinin adının İlayda olduğunu ve avukat olduğunu biliyorum. "Elo kanka burası bizim oda herhalde" dedim ve giriş kapısının yanındaki ilk odaya girdim tahmin ettiğim gibi boştu sadece bir yatak, iki çalışma masası, iki tane boş dolap ve bir tanede gardırop vardı.

                              💧                   

Odamıza yerleşmiştik ve sevgili evet eminim sevgili ev arkadaşlarımızla tanışmıştık. Birinin adı Burcu Güneş Avukat, 24 yaşında şuan bir askeriyede bir timin hukuki işlerini yapıyor.

TC'sinide alsaydımda tam olsaydı

Diğerinin adı Aslı Yılmaz, astsubay kıdemli çavuş, şehit kızı, 24 yaşında yeni bir time geöecekmiş. İyi kızlardı sevmiştim onları. Ellimde duran kahve fincanları ile salona giriş yaptım

Evet, evime aldığım ilk şey kahve ve eşyalarıydı

Kızlar kaynaşmıştı hepsine kahvelerini verdikten sonra kendiminkinide aldım ve yerine oturdum. "Ee, kızlar diz nerede görev yapacaksınız?" Dedim en alakasız yerde ama beni ciddiye alıp cevaplamışlardı.

İlginç

"Ben Kızıl Askeriyesinde Toz timinin üyesiyim." Dedi Aslı en ifadesiz hali ile sonra ise İlayda konuştu "Ne! Bende o timin Avukatlığını yapıcam." Şaşırma sırası bizdeydi Elif ile aynı anda "Ne!" Dedik "Biz Kızıl Askeriyesinde revir kısmında çalışacağız" dedi Elif. Nasıl yani en yakın arkadaşım ile aynı yerde çalışacağım hemde ev arkadaşlarım ile aynı yerde çalışacağım vallahi de billahi de garip, nerde görülmüş böyle birşey?

                              💧

Atlas 4 gün önce Şırnak'a gelmişti. Ateş timindeydi orada yardımcı komutandı. Heyecanlıydı ama ifadesiz durmak zorundaydı. Şuan silah eğitiminden geliyordu yaralanmıştı kurşunlardan biri ömzunu sıyırmıştı kendisi ne kadar gitmek istemese de komutanın zoru ile gidicekti ama ondan önce onu vuran çavuşu hem yanlış hedefi vurmasından hem de komutanını vurmaktan 50 tur koşturacaktı.

                             💧

Revirdeydim işime başlamıştım bir askeri daha muayene ettim ve gönderdim bir sedye üzerinde baygın vaziyette oturuyordum. İşimi seviyordum ama çooook yoruluyordum. Sedyenin üzerinde Doktor olduğum için kendime söverken bir ses yükseldi "uyan uyuyan güzel kral geldi" bana mı demişti onu gözlerimi açtım ve karşımda dikilen askere ters bir bakış attım.

Kral mı kim o mu? İşte buna gülerim

"Pardon, Canım anlayamadım" ukalaca dudağını iki yana kıvırdı. "Diyorum ki istersen sen otur ben gelenlere ilaç olurum" sinirlenmeye başlıyordum ama sakin kalmaya çalışarak "ben kime ilaç olacak mışım acaba? Ben sadece ilacı yazarım hemşirelere verir ayrıca kral ve sen bak işte buna gülerim." Dedim ve en itici halim ile güldü "bana ilaç olucağın kesin" dedi gibi gibi bende doğal olarak "hı" cevabını daha doğrusu sorusunu sordum "boş ve saçma espirilerinle uğraşamam uyuyan güzel, omuzuma sıyırdı ne yapılması gerekiyorsa yap ve gideyim." Dedi gıcık olmuştum şuan kendime sövmemi engelliyordu umursamaz bir şekilde "üzerini çıkar" dedim " Tövbe tövbe kızım ne diyorsun sen" dedi hemen ve evet patladım "lan kıt beyinli, ne yapayım xr cihazıylamı bakayım yaraya. Tabikide üzerini çıkaracaksın!" Dedim siniri bozuyordu resmen

Ne biçim asker lan bu

Diye söylenirken kremleri hazırlıyordum ve tekrar konuştu "Askeriz diyede dokuz canlı değiliz, uyuyan güzel." Dedi bir dakika bu adam büyücü olabilirmiydi sesli demediğime emindim veya zihin falan okuyordu. "Kes sesini!" Dedim uyarıcı bir tonla "Tamam doktor abla" dedi çocuk gibi istemsizce güldüm "sen beni mi sınıyorsun?" Ukalaca gülümsedi "Hayır aslında uyumaman için çünkü her an bayılacak gibisin" doğruydu her an bayılabilirdim. Yarasına kremini sürdüm ve ilaçlarını yazdım "al bunları 10 gün boyunca kullan, aksatma iz kalmaz merak etme" adını soracaktım ama soramadım "Peki uyuyan güzel sana iyi uykular." Tam çıkıyordu ki durdu arkasını döndü "Adım Atlas yani Atlas Ak tanıştığıma sevindim uyuyan güzel " dedi ve gitti. Çaktk ya salak bide ne düşünsem duyuyor gibi zaten burda ölüyorum uykusuzluktan bide gelmiş "Uyuyan güzel" diyo. "Elif" diyerek Elif'in yanına doğru gittim ama Atlas ordaydı ilaç alıyordu "Bir dakika geliyorum" dedi Elif bana doğru az önce resmen ekildim.

Abartma Deniz kızın işi o

Ben onlara doğru ilerlerken Atlas denen salak bana döndü "isterseniz arkadaşa da uyku ilacı yazın malum uykusunu böldüm" dedi ve ben hemen "boş yapma" dedim tam gidiyordu ki yine durdu ve bana doğru döndü "tekrar görüşeceğiz uyuyan Güzel" dedi ben de ona cevap olarak Orta parmağımı kaldırdım evet Koskoca üsteğmen Atlas Ak'a bunu yapan benim hiç umurumda değildi isterse görevimden aldırsın eğer o orta parmağı çekmeseydim içimde kalırdı ve bu hiç olmazdı o yüzden orta parmak bir kültürdür, diyorum her zaman çünkü o zaman da duygulama tercümen olan tek hareket o oysa benim beklediğimin aksine gülerek revirden çıktı garip bir gündü. Yanımdaki Elife dondüm o ise pişkin pişkin gülüyordu hemen gerekli uyarıyı yaptım "Sakın ağızını açayım deme!" Diyerek en makul uyarıyı yaptım o hala gülerken beni tınlamadı "uyuyan güzel he" ardından bir kahkaha patlattı ben ise koluna sert bir şekilde vurdum " Tek kelime daha edersen seni boğarım" diyerek yeterli açıklamayı yaptım ve tabiki de sustu. Ben tekrar revir bölümüne geçtim. 💧

Yüzünde salak bir gülümseme ile Toz timin yanına gitti yeni yeni alışıyordu onlara. O çok disiplinli timi ise çok gevezeydi timin de iki kadın vardı. 10 kişilik bir timi peki onlar kimdi?

KIDEMLİ ÜSTEĞMEN TOLGA ALKAN

ÜSTEĞMEN ATLAS AK

TEĞMEN EMRE AYDIN

ASTSUBAY KIDEMLİ ÜSTÇAVUŞ GÜNEY DOĞU

ASTSUBAY KIDEMLİ ÜSTÇAVUŞ ALP POLAT

ASTSUBAY ÜSTÇAVUŞ ASLI YILMAZ

ASTSUBAY ÜSTÇAVUŞ BEYZA GÜN

ASTSUBAY ÇAVUŞ BERK GÜN

ASTSUBAY ÇAVUŞ MURAT CEYLAN

ONLAR TOZ TİMİYDİ...