@mirrraaa
|
Sevgili okurlarım Aslının ağızı biraz değil baya bozuk rahatsız olanlar için çok özür dilerim oy vermeyi unutmayın iyi okumalar Aslıdan "Murat belanı sikicem şimdi düzgün tut şu götüne soktuğumun silahını" ( yazık lan murata 🙁) dedim yaklaşık on kurşunun 2 sini kaçırmıştı 2 büyük bir rakamdı o iki mermi ile iki orusbuyu öldürebilirdim. Murat bana şaşkın bir şekilde bakıyordu ama ben anlamıştım o bakışı neden gerginsiniz? Bilmiyorum ama sanırım stres yaptım Çünkü belasını siktiğimin Emresi bana mal mal bakıyordu ve bende sitres oluyordum. (Edep sen ne güzel şeysin 🙏) ne gerek vardı mal mal bakmaya hiç mi silah tutarken görmemişti beni Dokuz yıldır tanıyordu beni, artık alışmış olmalıydı ama nerde tık yok adam da, hala ilk gün ki gibi hayran hayran bakıyordu bana tıpkı babam gibi... 7 yıl önce kaybetmiştim onu aklımıza benim askeri liseyi okumak istediğimdeki tepkisi gelmişti. "Baba ben asker olacağım senin gibi" şaşkın değildi babam, ben sürekli köye gittiğimizde silah sıkıyordum bazen ağaçlara bazen ise varillere ateş ederdim hepsini tam vuruyordum ve babam ilk günkü gibi hayran hayran izliyordu beni "Emin misin herkes asker olamaz" dedi annem arkadan "karışma kızıma o çok güzel bir Astsubay üstçavuş olacak" şaşırmıştım çünkü ben o kadar iyi olacağımı düşünüyordum "Nerden biliyorsun?" Dedi bu seferde annem "öyle hissediyorum" Babam doğru bilmişti tam da onun istediği gibi olmuştum ben ASTSUBAY ÜSTÇAVUŞ ASLI YILMAZ olmuştum "Komutanım hedef hareket ediyor nasıl 10 da 10 yapabilirim ki?" "Kes! Kaçırdığın o iki mermi ile 2 tane daha soysuz öldürebilirdik O yüzden şimdi kes sesini ve onda on yapana kadar gözüme gözükme" "Komutanım siz yapabilir misiniz peki" "Tabikide yaparım boşyere gelmedik buralara" "Yapın o zaman" "Ver silahı" Murat vermeden silahı aldım ve durmadan ateş ettim hepsi onda ondu fakat ben ondan da fazla ateş ettiğim için isabet etirdiğim 15 kaçırdığım 0 dı Murat'ın göt oluş şekli aşırı iyidi "Bir sonrakinde rakibini kendine göre seç aslanım" dedim ve silahı ona attım havada kaptı ben ise yanından ayrıldım 💧 EMRE'DEN Hayran hayran baktım karşımdaki kadına, inanılmaz bir şeydi art arda 15 verme atmıştı ve hepsini tutturmuştu ve hedefler hareket ediyordu ne oluyordu bana neydi bu ilgi neydi bu hayranlık bilmiyordum Ama öğrenmek için aslı'nın yanına gittim kolaysa benimle yarışsın bakalım "Astsubay üstçavuş Aslı yılmaz!" Diye bağırdım arkasından oda tabiki askeriyede olduğumuz için "Astsubay üstçavuş Aslı yılmaz Emredin komutanım!" Diye bağırdı Seni seviyorum aşkım Diye bağıracak hali yoktu ya bir dakika ya ben niye böyle bişey düşünüyorum ki? (Aşıksında ondan🤭) Bilmiyorum ama neyse "Az önce atışlarını gördüm çok iyiydi ve şimdi silah yeteneklerini gördüğüm için bir de dövüş yeteneklerini görmek istiyorum" "Peki neden komutanım?" "Bir görev var. Ya seni yada Güneyi gödereceğiz ama güney Bursa'ya gitmesi gerektiğini söyledi o yüzden sen gidiceksin büyük ihtimalle" "Peki rakibim kim?" "Berk" "Komutanım kısa bir an için rütbeden çıkabilirmiyiz" "Sadece tek seferlik evet" "Lan sal şu çocuğu çocuğun götünden ter geldi artık sıkıyorsa sen gel karşıma da lisedeki gibi ağızın-" diyordu ki susutu "Evet devam et hala rütbe de değiliz" "Pardon komutanım yani anlayacağınız Berk zaten korkarak geziyor başka biri ile yapabilirim daha uzman biri ile mesala sizinle" "Benimle mi" evet anlamında bir mırıltı çıkartı "Lise zamanındaki gibi ama baştan uyarımı yapayım karşında bu sefer küçük Emre yok haberin olsun" "Onu birazdan göreceğiz" dedi yine asla düşürmediği egosu ile, ego normal de nefret ederim ama Aslıda çok güzel duruyordu, bu bir gerçekti. Yavaş adımlarla bahçenin arkasına gidiyorduk. Gerçekten de fazla ciddi duruyordu bir korkmadım değil Ya lisedeki gibi beni yenerse... En son lisede böyle bir kavga etmiştik harp okulunda sürekli ya göreve yada antrenmana gittiğimiz için uzun zaman olmuştu "Hadi bakalım Astsubay üstçavuş Aslı yılmaz" "Görüceğiz teğmen Emre Aydın" Derken karnıma çok sert bir tekem yedim sonra ise yüzüme sayısın yumruk en son vuruşu ise bir bordo şapka ile yediğim kafaydı... 💧 Deniz'den Revirde bir askerin kaşına pansuman yapıyordum ama bu sefer askeri o dövmemişti. Bu sefer askeri döven bizim Aslı idi Evet ev arkadaşım olan Aslı "Susayım diyorumda sormadan edemiyorum. Aslı benide bu şekilde dövmesin dimi?" Yarım bir gülüş attı Aslı "Yaramazlık yapmadığın sürece evet" "Desene artık uslu olmak zorundayım" "Ee tabii" Yavaşça askerin kulağına eğildi "Hala bu kadar çürük olduğuna inanamıyorum üzüm " "Hala bu kadar güçlü olduğuna inanamıyorum tahin" İkiside birlerini sanki çok önce den tanıyor gibiydi ve çok farklı bakıyorlardı bir birine ben bunları shipledim gitti (Valla bende shipledim) Ay şimdi ne güzel uğraşacağım biri var! Yalnız bu kişi bordo bereli bir şahsiyet İnşallah bu şekilde dövülmem "Siz daha önceden tanışıyor musunuz" "Evet lise düşmanlarıyız aslı ile" Düşman mı? Daha çok aşık gibi bir halleriniz var ama "Aynı lisede ve üniversiteyi okuduk silah arkadaşıyız" Kafamı anladım işaretine salladım bu sefer de içeriye o girdi "Aslı burada mı" Diyerekten içeriye girdi Aslın burada Atlas bey Neyin tribi lan bu kendi kendime Ne yaşıyordum yine saçmalıkların kraliçesi olarak saçmalıyordum yine Aslı "buradayım komutanım" diyerek yanıt verdi Gözleri beni buldu benim gözlerimde onu işte bir süre O bana baktı ben ona bu sefer salaklık sırası asıldaydı kulağıma eğildi "Ne o size mi daha önceden tanıştınız" diyerek kıkırdadı Karşılık olarak karın boşluğuna attım dirsekle geri çekilmek zorunda kaldı "neyse Emre Bey'in durumu gayet iyi kaşına vereceğin kremi kullanırsa yara izi kalmaz eczane kısmından Elif arkadaşım size yardımcı olacaktır iyi günler dilerim" Dedim ve kapıdan çıktım O da arkamdan geliyordu bahçe alanından çıkıp girişteki banka oturdum O da hemen yanıma oturdu ne münasebo? Harbiden ne oluyor "Ne o çok mu özledin beni?" Diyerek konuşmayı başlattım "Ya bayılıyorum sana" "Belli" "Ne o, dingil yok mu?" "Dingil kim" "O işte" "Kim be söyle şunu" "İlla söyleteceksin dimi" "Evet" "Sevgilin olacak dingil" "Çok ayıp neden sevgilim Kaan hakkında böyle konuşuyorsun" "Dingil yavşak mal orosbu olduğu için olabilirmi" "Kes be" "Ne o zoruna mı gitti" "yo" kısa bir seslilikten sonra ben konuştum "tam olarak şu an yanında oturma sebebi ne acaba?" "Müjde verecek olmam" "ne müjdesiymiş bu?" "Nişanlanıyorum ve senide nişanımda görmek istiyorum uyuyan güzel" "Ne!?" nişanlanıyor muydu bu salak? Şaka falan herhalde nasıl nişanlanıyor be bu? neden nişanlanıyordu? nişanlısı kimdi? Bunlardan bananeydi (Aklımızda çalan seviyorsun saklama gözlerini benden seviyorsun sjshshshsj) "Ne o senin sevgilin oluyorda benim neden nişanlım olamıyor?" "Olamaz senin nişanın falan" "Niye" "Çünkü... Çünkü..." "Çünkü ne" Kaç deniz kaç sıçtın bari sıvama Bencede sıvamamak en iyisi o yüzden yerimden kalktım ve revir girişine doğru ilerledim "Çünküsünü söyleyecek misin Deniz?" "Çünküsü yok Atlas" "Beye ne oldu?" "Hanıma ne oldu ise beyede o oldu" "Ben sana hiç bir zaman hanım demedim" "O zaman uyuyan güzele ne oldu ise beyede o oldu Atlas" "Yani seviyordun uyuyan güzel dememi" "Yoo" Revirden içire girdim Atlasın girmesini engellemek için kolumu uzattım "Burası hastane kısmı ve sadece hastalar girerebilir" "Nerden çıktı o, ben istediğim an girebilirim ve bunu o ince kollarının engelleyebilecek olduğunu sanmam Deniz" "Yaralı veya hasta değildin bir yerinde ağrımıyor o yüzden giremezsin" "Girerim" "Giremezsin" "Girerim" "Giremezsin" "Girerim" "Giremezsin üsteğmen Atlas Ak" "Girerim Doktor Deniz Karagül" "Gİ-RE-MEZ-SİN" "Gİ-RE-RİM" Tartışma böyle devam etti. O girerim ben giremezsin. En sonunda bir cam parçası ile elini kesti ve revire girdi. Ne yaptı ne etti yinede girdi. 💧 Yurtaki odasına geldi Beyza orta okula gitmesine rağmen turta kalıyordu çok pahalı bir özel okul kazanmıştı fakat farklı şehirde olduğu için yurta kalması gerekiyordu. Telefonunu eline aldı sayısız arama vardı ve hiç biri cevaplanmamıştı. En çok arayan Halasını aradı Beyza "Efendim, Hala" Halası iremin sesi titriyordu belki ağlıyordu "Beyza, Annen ve baban ö-öldü" "N-ne hala ne diyorsun sen nasıl öldü" "Terör saldırısında öldürüldüler" Beyzanın gözleri dolmaya başladı ağlamaya başladı artık susmak bilmezdi yemin etmişti ağlamamaya ama aile derin bir acıydı ve yeminini bozdurabilirdi bozmuştuda "Şaka falan dimi ölmedi annemler" "Öldü" Halası dahada şiddetli ağlamaya başladı kardeşi Berk daha 5. Sınıftaydı çok küçüktü nasıl baş edecekti annesine çok düşkündü Berk. Yıkılmıştı ve toplamasıda zor olacaktı emindi artık toparlamayacaktı ama o gün bir yemin daha etti ama bu sefer bozmayacaktı çünkü bu intikam yeminiydi. Artık güçlü olmak zorundaydı hem kardeşi için hemde kendisi için. O gün ettiği yemin hayatını, hayallerini ve geleceğini etkiliyordu. Ettiği yemin ise o soysozları topraklarından atacaktı ve emindi son kanına kadar yapacaktı bunu... 💧 Arkadaşlar bölüm sonuna geldik kaza geçirdiğim için sözünde duramadım ama artık aksatmadan bölüm gelecek beni okuduğunuz için teşekkür ederim hoşça kalın sizi seviyorum öpüldünüz ✨ |
0% |