9. Bölüm

Bölüm 7

Miraaa
mirrraaa

Arkadaşlar hem okunma sayısı hem oy sayısı çok düşük bir sonraki bölüm 15 okunma 5 oy ile gelecek ve gelmesinide bekleyeceğiz sizi seviyorum diyorum ve sizi bölüm ile baş başa bırakıyorum

Şuan karşımda duran kişi Atlas'ın ta kendisiydi. Dikişlerini aldırmaya gelmişti.

"Nereye geçeyim ben?" Dedi gözleri yerde iken. Yüzüme bakmıyordu bu kadar mı utanmıştı?

Adama cevap vermeyen sendin Deniz

Aniden söyleyince ne yapacağımı bilemedim

O yüzden mi yanından kaçtın?

Ne bileyim ben Aşk ne demek?

#denizeaşkıöğretelim

#salakiçseslerkapatılsın

#Denizkapatılsın

"Buraya geçebilirsin" dedim bir sedye göstererek. Anladığını belli eden bir mırıltı çıkardı. Ben malzemeleri alırken ikimizde sesizliğimizi koruyorduk. Malzemeleri alıp yanına gittim.

"Üzerini çıkarır mısın?" Dedim çekingen bir tavırla

Biz ve çekingenlik hiç sevmedim bu ikiliyi

Ben bayılıyorum sanki!

"Ee çıkartayım, çıkartayım dimi? Çıkartmaz isem nasıl bakacaksın yaraya" dedi heyecanlı bir halde. Bu haline gülmeden edemedim ve dudaklarımın arasından bir gülme kaçtı.

O da kendi haline gülünce revirde bizim kıkırdamalarımızla yankılandı.

Ay Deniz düşünsene evlenip 2 çocuk yaptığını #DenizveAtlasevlimutluçocuklu

Üzerini çıkartığında ilk dikkatimi çeken karın kaslarıydı

6 adet karın kası? Bu adam gerçekten şaheser. Müzeye mona lisa yerine bu adam alınmalı

İkinci çeken ise hafif kanayan yarasıydı. Çok acıyor olmalıydı ama o bunu dışarı göstermiyordu. Elim makasa gidecekken elimde eldiven olmadığını gördüm, risk almayı sevmezdim o yüzden kalkıp elime eldiven geçirdikten sonra makas ile dikişleri sökmeye başladım. Ortam yine sessiz iken sessizliği bozan o oldu "yemeğe katılacaksın değil mi?"

"Evet"

"Masa numarasını biliyor musun?"

"Hayır, Aslı'dan öğrenirim"

"Anladım"

Ben anlamadım neden bu kadar çekingen konuştuğunu?

Çocuğu bir nevi terk ettik tabikide çekingen konuşur. Haklı olarak uzak durmaya çalışıyordu. Karnındaki dikişi almayı başardığımda yes diyen sesime sahip çıkamamıştım. Gülme sırası onda idi ve oda bunun farkına gelerek güldü.

Gülünce kısılıp tek çizgi kalan gözlerinin güzelliği şaka olmalıydı. Bende güldüm ama ben kendime değil onun kısılan gözlerine güldüm. Çok güzel gülüyordu ve gülmesi suç olmalıydı hatta hata dahi denilebilirdi. Bir insan bu kadar güzel gülmemeliydi. Ben bu kadar güzel bir hata görmemiştim.

"Dikişlerinizi aldım ama iz kalma ihtimali var o yüzden bir krem kullanın lütfen. Kremi arkadaşım Elif'den alabilirsiniz, Atlas bey" dedim o ise sadece tek bişeye takılmıştı

"Atlas bey?" Dedi

"Atlas bey"

"Ne ara bu kadar uzaklaştık Deniz?"

"Siz benimle çekingen olmaya başlayınca Atlas bey"

"Çekingen mi konuşuyorum?"

İkimizde ayağa kalktık aramızda çok bişey yoktu ama yinede Atlas'ın beni kendine çekmesi ile dipdibe girmiştik.

"Hemde çok" dedim meydan okurcasına.

"Yeri geldiğinde dünyanın en arsızıda olurum Denizim"

Sorgulama sırası bendeydi "Denizim?" Dedim sorgulayarak "Sadece benim Denizim, sadece bana yakışan ve sadece benim okyanusuma çıkan Denizim"

Bu adam bu kadar romantik biri ise yandık ben eridim bile

Sadece onun Deniziydim. Sadece onun okyanusuna çıkan Deniziydim...

"Yolumu kaybettim Okyanusum. Hangi yolun senin Okyanusuna çıktığını bilmiyorum. Yolunu göster bana Okyanus" dedim dudaklarına doğru. Aramızda çok büyük bir boy farkı vardı. Dudaklarına doğru diye bilmek için parmak ucumda durmam gerekmişti.

"Dilerim ki hiç vazgeçmezsin benim Denizim olmaktan..." Dedi o da dudaklarıma doğru "Benim yolum belli Denizim." Ellerimi aldı ve benim dudaklarıma götürdü. "Buradan çıkacak olan tek evet her şeyi belirler ve bu benim yolum olur. Yada bu dudaklar benim nefesim olur buda diğer yolum olur." Dedi ve saçlarımın arasına öpücükler kondurup uzaklaştı. Yokluğu ile anlık bir boşluğa düşmüştüm.

İnsan insanı böyle sevebilir miydi? Atlas sevebilirdi...

"Sevmek ve Aşk farklı şeylerdir" derdi annem "Sevmek herkese gösterilir Aşk ise sadece yanına yakışana" Haklıydı annem bu sevmek değildi bu üç harfli lanet olsası bir duyguydu. Bu resmen zulümdü, böyle zulüm olur muydu!?

Artık aşık olan tek kişi Atlas değildi bende aşık olmuştum ama Üsteğmen Atlas Ak'a değil benim okyanusuma ve yanına yakıştığıma aşık olmuştum...

                               ....

Kapıyı çaldı Burcu açan ise Aslı olmuştu. Burcu hasretle sarıldı Aslıya. Özlemişlerdi birbirlerini. "Özlemişim kız" diye mırıldandı Burcu. Aslı ne kadar sert görünsede aslında oda duygularını içinde yaşardı. O da özlemişti çocukluk arkadaşıydılar bu 3 haftalık ayrılık bile fazlaydı onlara. Burcu eşyalarını alıp lojmana taşınacaktı sevgili kocası asker olduğu için lojman avantajları vardı.

Ayrıldıklarında içeri girdi Burcu ve odalarına giderek eşyalarını toplamaya başladı. Fazla zamanı yoktu daha yemek için hazırlanacaktı Güney gittiği için o da gidecekti.

"Şaka maka evlendin farkında mısın?" Dedi Aslı

"Evet bende hala şokunu atlatamadım" dedi Burcu da

"Burcu Güneş yerine artık Burcu Doğu oldun" hala kabullenemiyordu Aslı nasıl evlenmişti?

"Evet ben artık Burcu Doğu oldum. Çok garip geliyor şimdi düşünüyorum da"

"Güney komutanımla evlendiniz. Sanırım bunun şoku atlatmam zaman alacak" dedi Aslı gerçektende zaman alacaktı.

"Akşam yemeğe katılacaksın değil mi?" Dedi Burcu

"Evet veda yemeği olduğu için katılmak zorundayım"

"Ne giyeceksin?"

"Üniformamı giyeceğim"

"Nasıl yani üniforma zorunluluğu mu var?"

"Evet veda yemeği tüm askerler üniforma giyecek siviller ise istediğini"

"Anladım" dedi Burcu

Burcu, eşyalarını toplayıp evden çıkacağı sırada onu durduran el Aslı'nın eliydi. Aslı Burcuya sarıldı ilk defa önce o sarılmıştı.

"Özletme kendini çık çık gel" dedi Aslı

"Sende gelirsin" dedi Burcu

"Küçükken bu anı böyle hayal etmiyorduk"

"Evet küçükken güle oynaya gideceğimden bahsediyorduk"

"Büyümüşüz anasını satayım" dedi Burcu

"Büyümüşüz ebesini sikeyim" dedi Aslı

                            .... 

Üzerime siyah ince askılı bir elbise giymiştim. Saçım ise yukarıdan at kuyruğu şeklinde toplanmıştı yüzümde ise çok hafif bir makyaj vardı. Hafif bir kapatıcı, allık biraz higliter (haylaytır) ve son olarak ta rimel vardı. Şimdi dudağıma kırmızı bir ruj sürüyordum.

"Deniz" dedi Elif harfleri uzatarak ben ise rujumu sürdüğüm için "he" demek durumunda kalmıştım. "Çok güzel olmuşsun" dedi Elif lafını tamamlayarak. "Yaa şapşik, o senin güzelliğin" dedim cilveleşerek. Elif'te bana ayak uydurarak "öyle mi?" Dedi. "Öyle tabiki benim karım çok güzel bir şahsiyet" dedim. Elif ile birlikte cilveleşirdik kendi aramızda. O benim karım ben onun kocasıydım. "Sen benim kocam mısın kız?" Dedi Elif

"Bu gidişle birbirimizle evleneceğiz gibi duruyor" dedim ona takılarak

"Yok ben başkası ile evleneceğim seni bilmem ama"

"Kiminle evleniyorsun bakam?" Dedim gıcık bir sesle. Biri ile konuşuyordu farkındaydım ama hala kim olduğunu bilmiyordum.

"Orasıda zamanı gelene kadar bana kalsın" dedi ve bana göz kırptı.

Ulan bu çocuk askeriyeden değilse bende şerefsizim

Dışarı masaların olduğu alana geldik. Katılacağımız timin masasına ilerledik ve kendi yerlerimize oturduk. Tam karşımda 35-36 yaşlarında bir kadın oturuyordu. Yanında ise iki tane biri kız biri erkek çocuk vardı . İkimizde bakışmayı bıraktık ve konuşmaya başladık. Karşımda oturan kadın bana elini uzattı bende elini sıktım daha sonra Elif'e de aynı şekilde elini uzattı o da sıktı.

"Merhaba ben Cansu, Tolganın eşi"

"Memnun oldum bende Deniz, doktorum" dedim gülen yüzüm ile. Elif'te kendini tanıttı ve biz oturup sohbet etmeye başladık...

                              ....

Uzaktan Denize baktı, Atlas. Yanında Ceren vardı onunla oyun oynuyor olmalıydı.

Ceren Tolga komutanın kızıydı. 9 yaşlarında yaramaz bir kız çocuğuydu ama kötü olan ondan daha da yaramaz olan kardeşi Tuna idi.

Çok düşünüyordu Atlas, Tolga komutanın nasıl ikisiylede ilgilendiğini. İkiside birbirinden kıskançtı aynı zaman da ikiside birbirinden tatlıydı.

Yanlarına gitmedi. Sorsalar Tolga komutanı bekledi ama asıl gerçek uzaktan çocuklar ile ilgilenen Denizi izlediği idi.

Seviyordu işte. Yalan söylemeyecekdi. Bağırmak, herkese ben Deniz'e aşığım demek, sokak, sokak, ev, ev gezip ben Deniz'e aşığım demek istiyordu.

Aşka inanmıyordu tâki bir çift kahveye vurulana kadar...

                               ....

Cansu abla ile kahkahalar eşliğinde sohbet ediyorduk. O bana çocuklar ile ilgili şeyler anlatıyor ben ise gülüyordum bir yandan da Ceren ve Tuna'nın sorularını cevaplıyorum.

Ben bunları yaparken uzaktan gelen Burcuyu gördüm ve hemen yanına gidip ona sarıldım. Belki yeni tanışmıştık ama ben onu çok sevmiştim şimdi ise evlenmiş ve başka bir eve gidecekti.

Daha girl night yapmamıştık bile!

O da bana sarıldı. Ayrıldığımızda yanında duran hem kocası olup hemde asker olduğuna emin olduğum adama baktım ve onunlada el sıkıştık. Tekrar Burcuya döndüm. "Çok özlettin be" dedim

"Bende çok özledim anasını satayım ya"

Yandan ona ters bakışlar atan adama o da ters bakışlar attı.

"Anlaşmamızı unutuyorsun" dedi Burcu ve kulağına uzandı adamın "Ne sen bana karışacaktın ne ben sana karışacaktım"

Adam tepki vermeyince o keyiflendi ve bana döndü

"Çok özletme kendini çık çık gel" dedim buruk bir gülümsemeyle.

"Hep ben gelemem ya sende gel ara ara" dedi o da aynı burukluk ile.

Masaya tekrar oturduğumuzda artık masa tam anlamıyla doluydu.

Kimler mi vardı?

Atlas

Güney

Murat 

Tolga 

Berk

Alp

Aslı

Beyza

Cansu 

Burcu

Elif

Ben ve çocuklar...

Yemeğimizi yavaş yavaş bitiriyorduk. Ben Cansu abla rahat olsun diye çocukların bakımını üstlenmiştim. Onlar ile sohbet etmek, konuşmak çok hoşuma gitmişti.

Atlas'ın beni izlediğini Elif'in telefonuma attığı mesaj sayesinde öğrenmiştim. Beni izlediğini tek Elif değil çocuklarda fark etmişti. Ceren, Atlas'ın yanına gittiğinde benim yanımda Tuna kalmıştı. Ceren'in Atlas ile konuşmalarını duyabiliyorduk tüm masa olarak ve bizde onların konuşmasını dinliyorduk.

"Deniz abla ile sevgili misiniz?" Diye sordu bir anda Ceren

"Ne!?" Diye bağıran bendim. Benim arkamdan ise sesler gelmeye başladı.

"Komutanım ve Deniz hanım mı?" Diye sordu Berk

"Nasıl ya?" Dedi Burcu

"Yok artık" dedi Aslı

"Siz ikiniz?" Dedi Murat

"Ben dedim size" dedi arkalardan Alp

"Beklemiyordum açıkçası" dedi Cansu abla

"Çok belliydi" dedi Elif

"Ne ara lan?" Dedi Güneyde

"Hayırlı olsun üsteğmenim" dedi Tolga komutan.

"Yoksa evlimisiniz?" Dedi Tuna ve son noktayı koydu

Bu çocukların canımıza kastı var

Hepsi bize bakarken ben Atlas'a bakıyordum o ise gülüyordu.

Bölüm : 27.12.2024 22:00 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...