@miyorininkitaplari
|
Hayatın anlatımıyla "gece yarısı yapılan terör örgütü saldırısından birdirelir vereceğim şimdi " Gözümden süzülen yaşların haddi hesabı yoktu " Timden birinin kaçırıldığı gözleniyor askerlerimizle sağlık ekipleri ilgileniyor ama komutanlarımız o kişiyi canla başla arıyor" - o kim ? diye fısıldadım " şimdi sizi komutan leylaya bağlıyorum bize kısa bir konuşma yapacak " " ben komutan leyla dedi ablam sesi boğuk çıkıyordu " Yüzbaşı yavuz demireli bulamıyoruz " - hayır ! hayır hayır hayır ! dedim
"her an yeniden saldırıya uğrayabiliriz şuan burada sadece komutan kaan ve ben varım yeni bir gelişme olur- Silah sesleri ablamın konuşmasını kesti ! - leyla ! diyen kaan abimin sesini duydum Selin ablam ne haldeydi ? Koltukta oturmuş önüne bakıyordu sadece bakıyordu - bulacaklar diye fısıldadı " bulacaklar " - evet dedim " abimi bulacaklar " Telefonum çaldığında kim olduğuna bakmadan açtım - hayat - abla buldunuzmu ! hopörlöre aldım - bulamıyoruz nereye götürdüler bilmiyoruz timin hepsi neredeyse yaralı ! - Napacaksınız ? - hayat senin için kolay değil biliyorum ama şimdi söyleyeceklerimi iyi dinleyin - eğer ben burada şehit düşersem dediğinde gözümden yaşlar akmaya başladı " birbirinize sığının olur mu ve birbirinizi yalnız bırakmayın sakın ve sen güçlü ol hayat " - abla dedim - eğer burada ölürsem seline emanetsin telefon kapandı - güçlü olacaksın hayat dedi selin abla gamze abla savaş muhabiri olduğu için yerini almıştı diğerlerinin durumunu bilmiyorduk abim neredeydi ? kapı çaldığında ayşe abla açtı serkan abi gelmişti - hayat ! - abi! hemen bana sarıldı - sakin olun hepsi sapasağlam dönecek dedi - inşallah dedi selin yüzü askerliği bırktığı için pişman olmuş gi,bi gözüküyordu saatler sonra : hiç haber yoktu haber kanallarının tek söylediği sürekli saldırya uğradıklarıydı ama son bir saattir onu da söylemiyorlardı umutlarımız tükenmeye başlamıştı ceren geldiğinde ona ne diyeceğimizi şaşırmıştık annemi aradım - kızım ! - sen nasıl annesin diye fısıldadım - kızım gerçekten üzgünüm ! - üzgün olman kimin umurunda anne ! ablşam orada ölürse ben napacağım ! diyip ayağa kalktım - ölmeyecek kızım ölmeyecek ! - abimde yok abim nerede anne abim nerede ! - kızım - anne ben yeniden kimsesiz kalmak istemiyorum ! - kalmayacaksın diyen ablamın sesini, duyduğumda gözlerimi hemen arkama çevirdim gelmişlerdi ama abim yoktu hemen sarıldım buz gibiydi teni buz gibiydi elleri buz gibiydi - yavuz ? dedi selin titreyen sesiyle - selin dedi ablam " bulamıyoruz allah kahretsinki bulamıyoruz " Selin ablamın önünde yere düşecekken ablam hılz aonu tutup sarıldı - anne ? ceren ghelmişti ! - halacım gel biz odaya geçelim dedim - anneme noluyor ? selin çığlıklarla ağlıyordu - sadece morali bozuk - ben yavuzu istiyorum leyla bana kocamı getirin kaan ! diyordu - babam dedi crene " babama bir şey mii oldu ? " - hayır dedim ve tekrarladım " hayır sadece gezmeye gitmiş " ceren inanmadı tabi ki ve koşup seline sarıldı ablam selini bıraktığında koltuğsa oturup başını eğdi - abla diyip yanına gittim ellerini tuttum - bunu söylemek istemiyorum ama dedi kaan abim " her ihtimale karşı hazır olmalıyız " - biz o ihtimali düşünemiyoruz bile ! dedim - onu nasıl bulacağımızı bilmiyoruz diyince hiddetle ayağa kalktım - sus artık sus ! diye bağırdığımda erdem beni tuttu gamze içeri girdiğinde gözleri herkesin üzerinde gezindi ardından ablama kaydı hızla yanına gidip diz çöktü başını ablamın dizlerine yaslayıp ağlamaya başladı ablam başını kaldırdığında onunda ağladığını görmüştüm - leyla bana abimi getir nolursun dedi gamze ablam cevaap vermedi - deniz dedi ablam gözyaşlarını silip " onu al " deniz geldi ve gamzeyi göğsüne çekti - ild defa umutlu konuşmuyorsun dedim ablama - ilk defa bu kadar çaresizim hayat dedi kapıdan bu sefer giren annem oldu - defol ! dedi ablam " ne diye geliyorsun abime yaptıklarını mı merak ediyorsun ! - kızım dedi annem gözyaşları yanaklarından süzülürken - kızın falan değilim senin kızın öldü ! duydunmu beni öldü yaşama sebebplerim elimden gidiyor ! dediğinde sinir krizi geçiriyor gibiydi kaan abim helem ellerini tuttu - Abla diye fısıldadım - canın mı yanıyor ? yansın o zaman yan anne yan ! hepimizin hayatını mahvettin ! ilk anne diyişiydi - sen annemiz olduğunu falan mı düşünüyorsun ? değilsin anne değilsin babamı bile daha çok seviyordum babamı bile ! - anne çık dışarı yoksa elinden bir kaza çıkacak dedim annem ağlayarak dışarı çıktı sabaha doğru evden çıkmışlardı hala bir gelişme yoktu ablamın aradığını görünce hemen açtım - hastanenin önündeyiz abim burada dedi - yaşıyor mu ? - sadece gelin hayat dedi gittik sedyede yatan benim abim miydi ? tanınmayacak haldeydi yaşıyor ama yaşamıyor gibiydi leylanın anlatımıyla ona dokunmak için elimi uzattım yapamadım - abi diye fısıldadım - acil ameliyathaneye almamız gerek ! diyen doktor sedeyyi tuttu - bırakın ! dedi gamze gamze ve hayatı alıp kendime çektim üçümüzde ağlıyorduk
ameliyattan çıkmıştı ilk yirmi dört saat bizim için önemliydi annem ve kocası da gelmişti - selin dedim " hadi kalk bir şeyler ye " başını iki yana salladı cereni şebnem ablaya bırakmıştık sandalyeye oturdum - siz gidebilirsiniz dedim annemlere - uyanana kadar burdayım diyince güldüm
hayat selin ve gamze yanına girmişti ama ben cesaret edememiştim - ben yanına girmek istiyorum dediğimde üzerime bir şey verdiler ve maske taktım ağır ağır adımlarla yanına geçtim karşısındaki sandalyeye oturdum - abi diye fısıldadım - abi yalvarıyorum uyan elini tutup maskenin içinden bir öpücük kondurdum - abi lütfen uyan sensiz bir hiç gibi hissediyorum dedim gözümden bir dama yaş yanaklarımdan süzülürken - ama doğru ben zaten hiçtim değil mi ? bir anda elimi sıktığında hızla ayağa kalktım - doktor hareket etti! doktorlar hızla içeri girdiğinde onu kontrol etmeye başladılar ben oradan çıktığımda herkesin gözündeki umutu görebiliyordum üç saat sonra : evet uyanmıştı ama şuan pek konuşamıyordu hepimiz odada oturmuştuk ela renkteki gözleri açıktı artık - l-leyla dediğinde hızla başına geçtim - söyle dedim - asla bir hiç olmadın dediğinde gülümsedim beş gün sonraki durumuna bakılıp taburcu olacaktı beş gün sonra : evet abim artık çok iyiydi ve bu gün taburcu olmuştu evlerine geçmişlerdi bizde aynı şekilde ama günlerdir yorgun düşmüştük sabaha doğru kalktım ve mutfağa indim - günaydın ayşe abla dedim - günaydın kızım ! bir bardak su aldım ve bahçeye çıktım - aşklarım ! dedim köpeklerimle oynarken - abla ! sana bir süprizim var ! diyen ses altaya aitti oraya döndüğümde kucağında atlası gördüm ! atlas onun oğluydu hızla onu kucağıma aldım - naber bebişim ? dedim - abla bir kaç saat sana emanet dedi altay - seve seve dedim biz atlasla oynarken kaan geldi - bu yakışıklıda kim ? dedi yanıma otururken - altayın oğlu atlas dedim " bir kaç saat bana emanet "
- çok güzelsiniz dedim hayranlıkla - lan çocukmu kaçırdınız ! diyen denizi yanında ise gamzeyi terasta gördüm - evet ! dedim - denizim salakmısın ? dedi gamze ben kahkaha atarken kaan kucağında atlasla bahçeyi turluyordu ayşe ablayı kapıdan çıkarken gördüm - bir şeyler almam lazım kızım markete gidiyorum dedi - dur ben giderim dediğimde ayağa kalktım - kızım sana zahmet olmasın - yok yok dedim " atlası alabilirmiyim artık lordum ? " bana uzattığında atlas hemen kucağıma geldi market on beş dakika uzaklıkta olduğu için yürüme kararı aldım birlikte markete doğru güle oynaya gittik markete geldiğimizde malzemeleri almaya başladım taki annesi yeşimi görene kadar - oğlumun sende ne işi var ! oğlunun bende olduğundan haberin bile yok dedim - çabuk oğlumu ver ! - atlas babası gelene kadar bana emanet yeşim dedim - çocuğumu ver dedim ! - bende babası gelene kadar bana emanet dedim - gelmiş çocuğuma annelik yaparak mı kendini avutuyorsun sen anne bile olamayacaksın ! dedi - yani ? dedim alayla - zaten avukatını üzerime salmıssın ! - seve seve yaptım şimdi çekilde malzemelerimi alayım dediiğimde yanından geçtim atlas ondan korkup yüzünü boynuma gömmüştü - oy kurban olurum sana dedim malzemeleri alıp ordan çıktım ve eve gittim - abla bir sorun çıkartmadı umarım ? dedi altay - yokda yeşimle karşılaştık abuk subuk konuştu dedim - ne dedi Allah aşkına ? dedi - işte kendinimi böyle avutuyormuşum zaten anne olamayacakmışım avukatımı üzerine salmışım falanda filan dedim - sana nasıl bunları söyler ? dedi - sorun yok ben kabullendim dedim atlasın yanağına iki öpücük bıraktım ve altaya verdim ikisi giderken bende eve girdim yemek yerken kaan konuşmaya başladı - size söylemeyi unuttum dedi " üç gün sonraya düğünümüz var " yediğim peynir boğazımda kaldı - benim neden bundan haberim yok ! dedim - kolonya getirin bayılacağım şuraya ! dedi gamze - e haberin oldu işte dedi kaan |
0% |