Eve geldiğimiz de üzerimi değiştirdim
Kaan sayeye masal okurken bende aşağı indim
Gamzenin dırdırı yüzünden acayip yorulmuştum
Koltuğa kıvrıldığım da uykuya karşı daha fazla direnemedim
Dakikalar sonra koltukta bir ağırlık daha hissettim
Belime tutunan elleri onun varlığını kanıtlarken fısıldadı
" Uyumadığını biliyorum "
Ancak ben uyuduğumu göstermeye çabalıyordum
Çabalarımın yetersiz olacağını anladığımda elimle belimdeki elini tuttum
Bu resmen benimle ilgilen demekti
Gülüşünü duyduğum da bende gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım
" Benim karım ilgi mi istiyormuş ? "
Aramızdaki uyum o kadar ileri bir seviyedeydi ki tek hareketimden ne istediğimi anlayabiliyordu
Saçlarımı hafifçe geriye attı
" Saye uyudu halbu ki masala yeni başlamıştık " diyince gülmemem mümkün değildi
Ufak bir kıkırdı çıkardığımda ona dönüp gözlerimi açtım
Şömineden gelen sesler bana huzur verirken gözlerimi onunkilere kitledim
" Çok mu yoruldun ? " dedi baş parmağını yanağımda gezdirirken
" Evet " dedim " ama tatlı bir yorgunluk "
" Tabi gamzeyi çekmek kolay bir şey değil"
" Şunların düğünü çabucak bitse de sıra bize gelse " dedi
" Bize gelince ne olacak? "
" Sadece bize vakit ayırmak istiyorum " dedi " şu durumda zaten bir bok yapamıyorum "
Kaşlarım çatıldığında elini tuttum
" Ne demek bir bok yapamıyorum ? beni yaşatıyorsun kaan " dedim "Nefes almamı sağlıyorsun "
" En büyük şansım sizsiniz " dedi
sayenin gelme ihtimaline karşı dikkatli davranıyorduk ama birbirimizi özlemiştik
" Acaba ne kadar uyur ? " dedi kaan
" Bilmem " dedim " gelirse hemen uyuma numarası yaparız ? "
Fikrime gülerken bana doğru eğildi
" Anne ? "
Harika zamanlamaydı
" Kızım " dedi kaan " uyuyamadın mı ?"
" uyudum ama yine kabus gördüm"
" Gel yanımıza "
Ben Leyla çok mutluyum
İsteme günü :
" Lan ! " dedi gamze " Bu elbise uzun mu oldu ? "
" Hayır ! " dedim korkuyla elbisesini düzeltirken " gayet iyi "
Bizide öyle bir paniğe sokmuştu ki o mu evelenecekti biz mi belli değildi
Aynanın karşısında kendime bakarken rujumu sürüyordum
Hem sade hem şık bir şeyler giymek istediğim için üzerimde straplez bir leopar elbise vardı
telefonum çaldığında kim olduğuna bakmadan açtım
" Gül bahçem ? "
" Geldiniz mi ? " dedim panikle
" Ne ! nasıl ! gelmişler mi ! " dedi gamze ağlamak üzereyken
" Nasıl ! " dedi selin
" Makyajım daha bitmedi ! " dedi derya
" Yok daha neler ! geri gitsinler ! " dedi hayat
" Gamze sakın ağlama maskaran akarsa seni parçalarım duydun mu ! " dedim
" Gelmedik ! " dedi kaan " sakinleşin sadece nasıl gidiyor diye soracaktım "
" Sakinleşin gelmemişler ! " dediğimde hepsi derin bir nefes aldı " ne zaman gelirsiniz ? "
" Bir saate her şey hazır mı ?"
" Hazır " dedim
" o zaman orda görüşürüz"
" görüşürüz "
Son işleri hallederken her şey tamam gibiydi
eray amca gamzeyi dedemden isteyecekti
Zuhal abla ise hazırlanmıştı buradaydı
" kahvenin içine ne koyuyorduk ? " dedi gamze
" Kahve koyucaksın işte " dedi hayat
" çok zekisin maşallah " dedi gamze
" Dibine kadar pul biber koymazsam şerefsizim "dedim
Tam o sırada zil çalınca hepimiz havaya sıçradık
" Dede geldiler ! " dedim
" kızım tabi gelecekler açsanıza kapıyı ! "
Hayat öne geçtiğinde kapıyı hafifçe aralayıp aradan elini uzattı
" Geçişlerimiz kapalı ! " dedi
Eline para tutuşturulduğunu anladığım da kapı açıldı
Deniz üzerinde jilet bir kıyafetle ve kucağında çiçek ve çikolatayla göründü
Arkasın da eray amca şebnem abla ve onların da arkasında bizimkiler vardı
" Hoşgeldin " dedi gamze ve hızla düzeltti " Hepiniz hoş geldiniz ! "
Denizin kucağından çiçek ve çikolatayı aldı
Denize sarılırken fısıldadım
" Gerginlikten altına sıçacaksın biraz sakin ol yoksa vermem kızı "
Rengi atarken gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım
içeri geçtiğimizde gamze ve kızlar kahveyi yapmaya gitti
Elimde tuz ve pul biberle ortama giriş yaptım
Küçücük fincana kocaman kaşığı daldırıp pul biberi boşalttığım da gamze küfür savurdu
" Yapma yazık adama " dedi
" yazık falan değil bedeller ödenecek ! "
" sakın karıştırma ! paralarım seni "
" Tamam o iş bende ! " dedi ama asla güvenmiyordum
içeri geçtiğimiz sırada ben kaanın yanına oturdum
Gamze kahveleri dağıtırken herkes kahvesini aldı
Deniz korkuyla kahvesine uzandı ve bir yudum aldı
Lan buna bir şey olmadı ?
Yanımdaki kaanın öksürmeye başladığını fark ettiğimde bağırmaya başladım
" Kocam ölüyor ! Allah belanı versin gamze ! " dediğim sırada lavoboda kaanın yüzüne su tutuyordum
" Ben mi dedim sana pul biberi boşalt diye ! "
" bak vallahi gelin falan dinlemem ! elimde kalacaksın ! "
" tamam tama iyiyim kızı isteyin de defolup gidelim "
" Sevgilim özür dilerim onu deniz içecekti "
" NE ! "
" Yaşayıp yaşamadığımı sorguluyorum şuan " dedi aslan
" sen sussana " dedi derya
" o kahveye ne oldu ? " diyen selin yüzünden bir şey daha fark ettik
" DEDE ! " Diye bağırdığım da bu sefer içeriye koşuyorduk
" ulan yetişin ! " diye bağırdı eray abi
" Dede gözlerini aç ! " dedi hayat
Evet istemenin ortasın da hastanedeydik
" Evlenmek istiyorum! bırakın istemeyi biri ölmeden yollayın beni ! "
" sus ya " dedim sedye de ki dedemin elini tutarken
" Allah ' ın emri peygamberin kalbiyle " diye başlayayan eray amca olduğunda şok içinde baktım " kızınızı oğluma istiyorum "
Dedem bir anda doğrulunca korkuyla geriye sıçradım
" birbirlerini görüp beğenmişler " dedi dedem " verdim gitti ! "
Alkışlar koparken bayılmak üzereydim
şuan hastanede isteme yapmamızın suçlusu bendim
Ne güzel deniz içseydi böyle olmayacaktı !
" gitsek mi artık ? " dedim başım dönmeye başlamıştı
" gül bahçem ? " dedi kaan ve hızla belimi tuttu " sen iyi misin ? "
" Yoruldum sadece " dedim
" bizim iş halloldu değil mi ? " dedi deniz
" ulan gevşek gevşek konuşma vallahi seni parçalarım ! " dediğimde denizin üstüne atlamıştım
" Komutanım durun askeriye de döversiniz ! " dedi aslan
" Evet komutanım ! " dedi derya " benim yerime de döversiniz ! "
" Komutanım ! " dedi erdem
" Gül bahçem ayrıl ben döverim senin yerine ! " dedi kaan
" Kocamı bırak ! "
" Anne ? "
2 saat sonra :
Duşumu almış üzerimi değiştirmiştim
Dehşet bir istemeden sonra eve gelmiş dinlenmiştik
Dedemi hastaneden çıkarttıktan sonra eve bırakmıştık
Yarın söz ve nişan vardı
Ölüm gibi bir gün olacağına emindim
Sabah :
Sabah 6 gibi uyandırıldığım da hızla kalkıp üzerimi giyindim
" Bu kadar erken mi gidiyorsun ? " dedi uyku sersemi kaan
" evet " dedim " işler birikmesin orada görüşürüz"
" görüşürüz dikkat et "
Dışarı çıktığım da bizimkilerle karşılaştım
Kamerayı yüzüme tutan gamzeye göz devirerek arabaya bindim
" Bari selam verseydin ! "
" Uykum var " diye sızlandım arkada oturan selin ve deryaya selam verirken " kadın hamile bari onu uyandırmasaydın "
" Kendi istedi valla " dedi savunma olarak
" Şimdi nereye gidiyoruz ? " dedi derya
" Gidip mekana bakalım" dedi gamze " hazırlıklar bitmemiş daha kontrol edelim "
Mekana geldiğimiz de kontrollere başladık
" Şimdi bu arkada mı olacak ? " dedi gamze arkadaki dekoru çalışana gösterirken
" öyle söylediniz efendim"
" Ama böyle güzel durur mu ki ?"
Çalışan ne yapacağını bilemezken ben olaya müdahele ettim
" gayet güzel orda sen gelsene bu tarafa "
yanıma geldiğinde koluna girdim
"elbisen hazır mı ? "
" hazır " dedi ve yüzünü korku kapladı " heralde "
" hazır tabi kii " dedim
" hazır değil mi ? " dedi " hazır hazır "
Yaklaşık iki buçuk saat sonra oradan çıkabildik
" açlıktan öleceğim ! " dedi derya
" girelim hadi şuraya siz önemli değilsiniz ama yengem var "
" yenge mi ? "
derya bir kahkaha patlatırken selin de gülüyordu
bir yere girip bir şeyler yedik
telefonuma düşen bildirimle mesajı açtım
"Leyla hanım bu gün 12.00 ' de kontrolünüz var bekliyorum ."
Doktorumdan gelen mesaja bakarken bu kontrolü ertelemeye karar verdim
Bir süre daha işlere devam ettik
Dışarı çıktığımızda önümüzde duran kaanın arabasıyla kaşlarımı çattım
" Sen mi haber verdin ? "
" hayır " dediğimde kaan bütün muhteşemliğiyle aşağı indi
" Leylanın kontrolü var " dedi
bunu nereden biliyordu ?
" Ney ! " dedi gamze " erteliyecek miydin ! "
" Afferin sana " dedi selin
" gidelim biz sonra yanınıza bırakırım " dedi kaan elimden tutup beni arabaya yürütürken
Arabaya bindiğimiz de suçlu olduğum için sesimi çıkaramıyordum
O kemerimi takarken bile bana kızmamak için direniyormuş gibiydi
" işler vardı " dedim en sonun da söze girerek "gamzeyi yalnız bırk-"
" ne olursa olsun " dedi bastırmaya çalıştığı öfkesiyle " Asla kontrollerini ihmal edemezsin " dedi " saçının bir teline zarar gelse canım yanarken bunu nasıl riske atabilirsin ? "
Yutkundum
"Bir daha sakın leyla " dedi " sakın canını riske atacak bir şey yapma ne yüzünden olursa olsun bir daha olursa ciddi bozuşuruz "
Bir daha olursa bunun yaşanacağına emindim
susup hastaneye varmamızı bekledim
Arabadan indiğimiz de doktorumun odasına doğru yürümeye başladık
Odayı tıklatıp içeri girdiğimizde yıllardır doktorum olan Yelda hanım bizi karşıladı
" Hoş geldiniz "dedi " gel leyla hanım sizde burda bekleyebilirsiniz " dedi kaana
O benim yaralarımı kontrol ettikten sonra oradan çıktık
" bir sorun yok değil mi ? " dedi kaan
" hayır " dedi yelda hanım " hiç bir sorunumuz yok ancak bir daha oradan yara alırsa bunun ciddi sorunları olabilir dikkat edelim lütfen "
Hastaneden çıktığımız da hala konuşmuyordum
Arabaya bindik
" Neredeler şuan ? " dedi gamzeleri kastederek
ben oldukları yeri söylerken o arabayı oraya doğru sürmeye başladı
" saye nerede ? " dedim
" kahvaltı yaptık ondan sonra annemlere bıraktım "
"Anladım "
Geldiğimiz de içeri de camlardan bizimkileri görebiliyordum
" görüşürüz o zaman" dedim ve arkamı ona dönerek yavaş bir kaç adım attım
" görüşürüz "
adımlarım artarken sesini duydum
" Leyla "
ona döndüm
Yanıma gel anlamınde eliyle işaret yapınca geri yanına gittim
Beni kendine çekip sıkıca sarıldığında ellerimi beline dolayıp başımı göğsüne yasladım
" seni üzdüysem özür dilerim" dedi " Ama konu senin canının yanması olunca akan sular duruyor biliyorsun " dedi saçlarıma küçük bir öpücük kondururken
" Sorun değil " dedim ona bakarak " haklıydın "
Gülerek yanaklarından öptüm ve bu sefer gitmek için arkamı döndüm
" görüşürüz "
" her zaman "
İçeri girdiğim de gamzenin bağırışlarını duyuyordum
" Bune böyle ? " dedi " Yanaklarım kıpkırmızı! bu nası allık ? "
" Sallama " dedi derya " sorun çıkartacağım diye götün başın ayrı oynuyor resmen "
" kes be ! "
Kendi kıyafetlerimi hazırlamaya başladım
Siyah omuzları ve boynu açık olan kısa uzun kollu bir elbise giydim
Bu sefer Normale göre daha uzun bir topuklu giydim
aynadan kendime baktığım da kendimi süzmeye başladım
Taş gibi kadındım
" Şu gamzeyi alın başımdan yemin ederim beynimi hissettmiyorum ! " dedi derya ve pat diye kapıyı açıp beni gördü " yok ki gerizekalı ! " diye bağırıyordu gamze
Tepkisine kahkaha attığım sırada selin de geldi
" Vay anasını ! "
" Ne oluyor ya ? " diyen gamze telefonda konuşarak yanımıza geldi
üzerindeki sabahlık yarısı yapılmış saç ve makyajla dehşet komik duruyordu
" Taş taş ! " dediğinde telefondan denizin bağırışı geldi " Ne taş ı gamze ! neyi beğeniyorsun sen !"
" Ay yok canım leylaya diyordum "
" O da kötü ! "
Son dakikalara geldiğimiz de gamze heyecandan ölecek gibiydi
" İpi kim yutacak ? " dedi derya
" sen yut bence " diye göz kırptım
yüzükler takılmıştı şuan eğlenme aşamasındaydık
Yorgunluktan ölmek üzereydim ama her şeye rağmen ayakta duruyordum
derya ipin bir kısmını yuttuğun da masada bir kahkaha koptu
İpin yarısını da alıp aslanın avcuna tutuşturduğum sırada o ipe iğrenerek bakıyordu
" yesene lan " dedim
" yok komutanım Allah razı ols-"
" Ye dedim ? "
Aslan ipi yuttuğu sırada sandalyeye oturdum
Selin abimin omzunda uyuyordu
Bu sesde nasıl uyuyabiliyordu ?
" Abi " dedim " siz gidin isterseniz "
" Yok ! " diye uyanan selin oldu " laf dinliyorum "
" Hey Allahım" diye söylendi abim
bir kaçımız burada bir kısmımız ise bahçedeydi
Önümde saye ve ceren oyun oynuyordu
Gamzenin de dışarıda olduğunu düşündüğüm için dışarı çıktım
Haasiktir !
Sevilay buradaydı !
Allahtan burada gamze yoktu
" Senin burada ne işin var ? " dediğimde hızla kolunu tutup onu uzaklaştırdım
" Ne var ? " dedi " bırak kolumu ! "
" Sevilay ! " dedim " git buradan mutluluklarını bozmana izin vermem ! "
" Onlar mutlu değiller ! " diyince alay dolu bir kahkaha attım
" Çok mutlular sevilay " dedim " çok güzel bir aile olacaklar "
Düşüncesi bile onu delirtirken kolunu benim elimden kurtarmasına izin verdim
" Şimdi " dedim tehditkar bir sesle " defol git sevilay " dedim " bir daha gelmemek üzere "
"Bu iş burada bitmedi ! " dedi yürürken
" Ben bitti dediysem bitti sevilay ! "
İçeri geçtiğim sırada toparlanmaya başlayan kaanı gördüm
Kucağında uyuyan sayeyle birlikte çantaları toparlıyordu
Onun bu haline gülerken yanına gittim
" dur ben toparlarım siz arabaya geçin "dedim
Onlar arabaya geçerken bende toparlanıp bende gittim
Ertesi gün :
Bu gün kına vardı
Gamzenin üzerinde ki elbiseyi düzeltirken bir yandan kendine bakıyordu
Üzerinde çok tatlı kırmızı tüllü bir elbise vardı
Üstü korse olan bu elbise onu daha iyi göstermişti
Bir yandan her şeyi çeken deryaya bakışlar atıyordum
Gamze bu anların bir daha yaşanmayacağını bildiği için herşeyi kayda alıyordu
" Oldu değil mi ? " dedi
" Oldu oldu " dedim
Her şey hazlandığın da sonunda kınaya başyalayabilmiştik
Saatler sonra :
" Öleceğim ayaklarıma kara sular indi ! " dedi gamze ayağında ki topukluları çıkartırken
" iyi döktürdün ama " dedim
" tabii canım "
İçeri giren siyahlar içinde ki kadına melisaya baktım
gözleri o kadar yorgun bakıyordu ki..
Yazarın anlatımıyla :
Kınaya saatler kala melisa bir davası için mahallede geziniyor , insanlara sorular soruyordu
Bir şeyler içmek için küçük bir kafeye geçti
Telefonunu çıkartırken gözleri birine kaydı
Babası tam karşısındaydı
" Baba ! " diye bağıran bir kız çıktı melisanın karşısına " ben alayım mı hesabı ? "
Melisanın çenesi titrerken o kıza baktı
" kızım " dedi babası zorlukla " al bakalım "
kızım mı ?
Babası Melisaya bir kez bile kızım dememişti
Melisanın babası Memet melisaya doğru eğildi
" Ne işin var burada ? "
" Emin ol senin burada olduğunu bilseydim adım atmazdım " dedi melisa
" git o zaman " diyen memet doğrulduğu an melisa hızla onu tutup sırtını masaya yaslayınca çığlıklar yükseldi
" Bir de çocuk mu yaptın ! " diye gürledi
" Memet ne oluyor ? "
Melisanın annesi melisayı gördüğü an eli dudaklarına kapandı
" Ne oldu ! " dedi " beğenemedin mi ? tahmin edemezdin değil mi? "
" babamı bırak ! " diyen berrak hızla melisaya atıldı ama annesi onu tuttu
" Sizi buldum ya " dedi melisa " Sizce de intikam zamanı gelmedi mi ? hemde sizi ezip geçebilecek güçteyken "
" Anne ne diyor bu kadın ! "
" Madem o benim kardeşim " dedi melisa " sizle daha fazla kalmayacak ! "
" Ne diyor anne ? " dedi berrak " ne diyor baba ! bir şey söyleyin ! "
Melisa memeti hızla bıraktı
" Ben kimim biliyor musun ? " dedi berrak 'a " Tanıştığımıza memnun oldum ben ablan "
" yalan söylüyorsun ! "
"istersen onlara sor " dedi melisa " onlar beni çocukları olarak hiç bir zaman görmediler ama DNA sonucunu reddetemeyeceklerdir " dedi " Ve seni onlara yar etmeyeceğim "
" yapma ! " dedi memet " o hasta ! "
Melisa hızla ona döndü
" Ne dedin sen ? "
" Hasta ! " diye tekrarladı memet " kanser !"
Melisa kendini kaybedecek duruma geldiğin de hızla oradan çıktı
Arabasına bindiğinde telefonunu çıkarttı ve Altayı aradı
" Efendim ?"
" Altay " dedi melisa " yardım et "
...............
Dakikalar sonra melisa arabadan indi
Gözünden süzülen bir damla yaşı altaydan saklamadı sadece ona baktı
Altay melisaya tedirginlikle bakıyor , ne olduğunu anlamaya çalışıyorudu
Melisa ona doğru bir adım attığın da altay da ona bir adım attı
Altay daha fazla dayanamadı ve ona karşı adımlarını hızlandırdı
Melisanın kimsenin aşmasına izin vermediği sınırları vardı duygusal sınırları ve bu gün tam şuan o sınırlar aşılmıştı
Melisa altayın boynuna sarıldığında altay sıkıca onu sardı
" Ne oldu bilmiyorum " dedi altay " ama ne olduysa söz veriyorum geçecek "
Leylanın anlatımıyla
Melisayı gördüğüm an hızla ayağa kalktım
"sen iyi misin ? " dedim
" şuanlık "
" Anlatacaksın" dedim
Başını salladığında Oradan çıktık
oldukça yorulmuştum
Ben sigaramı üflerken o bana anlatıyordu
Yaklaşık on dakikanın sonun da konuşmamızı tamamlamıştık
Altayın ona destek oluşu gözümden kaçmamıştı
Eve geçtiğimiz de olanları kaana anlatıyordum
" Ne yapacak peki ? " dedi
" Tam emin değilim ama benim bununla ilgilenmemi istemedi " dedim
Birlikte aşağı indiğimiz sırada koltukta oyuncağına sarılıp uyuyan sayeyi gördüm
" Babacım "dedi kaan hafifçe onu dürterken " Seni kucağıma alıyorum "
Kaan onu kucağına alıp odasına çıkarırken bende koltuğa yayıldım
Sabah :
Evet bu gün düğün günüydü
Günümüz dehşet kaosla başlamış ve dehşet bir şekil de de devam ediyordu
" Çıldıracağım ! " diye bağırdı gamze kapıyı kapatıp içeri girerken tabi kapı tekrar açıldı ve deniz de söylene söylene içeri girdi
" Ne oldu yine ? " dedim
" Kıravatımı beğenmemiş" dedi deniz sinir krizine girmek üzereyken
" Sen bana yüzünü mü buruşturdun ? Evlenmiyorum lan gavata bak ! "
" Gavat mı dedi o ? "
" Allahım ne olursun susun ya ! " dedim " ben aşağı inip hazırlıklarla ilgileneceğim "
Hazırlıklarla ilgilenirken biri gözüme çarptı
Sevilay !
Hzıla deryayı aradığım da telefon hemen açıldı
" sakın kimseye belli etme aşağı da ki kadını sessizce yanıma getir"
Dakikalar sonra onları beklerken bir yandan sigaramı üflüyordum
" Komutanım ! " deryanın sesini duyduğum da tek kolundan tuttuğu sevilayı gördüm
" Ne işin var burada ?"
" Eski sevgilimin düğününe gelemez miyim ?"
" gelemezsin " dedim " Nasıl olsa eskiyeli çok oldu be sevilay "
" Bunu zaman gösterecek " dedi " Belki eskiyen Gamze olur "
Boynumu çıtlattığım sırada derya sevilayın kolunu morartmak üzereydi
Denizi gördüğüm de gözlerim şok içerisin de açıldı
Arkasın da herkes vardı
Bir tek gamze yoktu !
" Gamze gördü mü ?" dedim hızlıca
" Hayır " dedi deniz " Ne işin var burada sevilay ? "
" canım istedi geldim" dedi " fena mı ? "
" Eğer biraz daha durusan fena olacaksın sevilay " dedi derya
"eski günlerimiz ne güzeldi değil mi sevgilim ? "
Sevilay bunu dediği an Denizin yüzündeki ifade iğrenir bir hal aldı
" Sevgilim mi ? "
Gamze buradaydı
Deryaya işaret edip sevilayı bırakmasını istedim
Gamzeyi ilk defa böyle görüyordum
Gözlerindeki şey saf kıskançlık ve öfkeydi
Deniz Gamzeyi tutacağı sırada Gamze kolunu hızla çekti
Gözleri sevilayın gözlerine büyük bir ürkütücülükle bakıyordu
Gamze kimsenin beklemediği bir hareketle sevilayı boğazından tuttuğu gibi duvara yasladı
" Sen " dedi " Hangi cürretle buradasın sevilay ! "
Sesi yankılanırken herkes çok içinde onlara bakıyordu
"Konuşşana ! konuşamıyor musun sevilay ? nefesin kesildi değil mi ? " Eğer aileme bir daha musallat olursan " dedi " Benim aileme sevilay kocama arkadaşlarıma veya ilerdeki çocuğuma "
Sevilay krizlere girerken o konuşmaya devam etti
" o nefesini ebediyen keserim "
Sevilayı bıraktığı an sevilay boğazını tutarak yere düştü
Derya sevilayı yaka paça dışarı çıkarırken deniz hızla gamzenin dibinde bitti
" İyi misin ?"
" Eğer bu kadın bir daha yanımıza yaklaşırsa " dedi " Tek öldüreceğim kişi sevilay olmaz deniz onu da seninle birlikte gömerim "
Deniz şok için de gamzeye bakıyordu
Tabi Gamze bu tarafını her zaman göstermezdi
................
İkisi alkışlar içinde çıkarken hepimiz kahkaha atıyorduk
Denizin gamzenin söylediği şeyden sonra resmen beti benzi atmıştı
" Evet!" diye haykırdı deniz
" Evet ! " diye haykırdı Gamze
İkisi son arzum eşliğinde dans etmeye başladığında herkes yavaş yavaş ayaklandı
İlk kalkan selin ve abim oldu
Ardından kaanla ben kalktık
Kollarımı boynuna doladığım surada gözleri gözlerimden ayrılmıyordu
Gözlerim bir kaç saniye deniz ve gamzeye kaydı
Alınları birbirine yaslıydı
Bir şeyler fısıldaşıyorlardı
Çok güzellerdi
Ardından geri kaana döndüm
"Her şey çok güzel olacak " diye fısıldadı
" umarım "
Alnımı alnına yasladığım sırada gözlerim kapalıydı
"Nasılda özlemişim" dedi
" Nasıl özlemişsin ? "
Belime daha sıkı sarıldığın da kendimi çok daha güvende hissediyordum
" Burda göstermemi istediğine emin misin ? "
" Çok eminim"
Dudakları dudaklarıma kapandığın da tamamlanmış hissediyordum
Sayenin buralarda bir yerde olmaması için dua ediyordum
Ayrıldığında gözleri hızla sayeyi aradı
Ben onun bu haline gülerken sayenin buralarda olmadığına emin olduk
" Gülme " dedi
" Ama komik "
"Çaresizliğimiz mi komik ? " diyince kısık sesli bir kahkaha attım
" Çaresizliğimiz mi ? "
Bir anda bir horon şarkısı çaldığın da hızla gamzeye baktım
" Kadın evleniyor hala peşimizi bırakmadı " dedi kaan
" Hadi lan ! " diye bağıran gamze olunca kenarda topuklularımı çıkrarttım ve spor ayakkabılarımı giydim
Horon tepmeye başladığımız da bağırıyorduk
Ardından horonu bitirdiğimiz sırada koçari çalmaya başladı
" Ohh nenni koçarii ! "
" Oy bir sarayım seniii ! "
" Haydi haydi koçari ! "
" Koçari kimin yariii ! "
Dakikalar sonra Ablan Taş Gibi çalmaya başlayınca gülmekten ölecektim
" Taş gibiyimmm ! " diye bağırıyordu Gamze
" Asaletim fakir ruhunla kıyaslanamaz ! "
" seninle yan yana mı asla kapsayamaz ! "
" Öleceğim ! " diye bağıran derya gamzeyle bana bakıyordu
Gamzeyle ben mi ?
Karşı karşıya geçmiş delicesine oynuyorduk
Cart curt yırt onu
Çalan şarkıya eşlik ederken birilerine gönderme yapıyorduk
" Bırandayı muşambayı yırttılar ! "
" Portakal gibi soydular ! "
" kağıt gibi yırttılar ! "
" Yırt onu yırt yırt ! "
" cartt curttt ! "
" Benim kocam makas atar ! " diyen gamze denizin karşısına geçmiş onun önünde oynuyordu
Kalite baronu
" Sevgilim kalite baronuu ! "
" KAPTIM ÇAVOYU ! " diye bağırdığım sırada kaan dehşetle bana bakıyordu gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı
Para bizde
" Para bizdee şöhret bizde! " diye bağıran hayata gülmekten ölecektim
Ayaklarıms giren ağrılar her an beni yarı yolda bırakabilirdi
"Sizde ne var söyle söyle ! "
Kocamda kocam - Karıcım Sultanım
" Bu adam benim kocamm ! "
Yorgunluktan ölmek üzereydim
Bacaklarım tutmuyordu
Kendi düğünüm de bu kadar oynamamıştım
Evet Gamze şimdi arkasını dönmüş çiçekği atmak için geriye doğru sayıyordu
" üç ! iki ! bir ! "
Çiçek Hayatın kucağına düştüğünde o şok içinde kucağında ki çiçeğe bakıyordu
Kısa bir an abimle bakıştılar
Ardından Erdeme baktım
Deniz ona imalı bir şeyler söylerken abim ona öldürücü bakışlar atıyordu
Yazarın anlatımıyla
Saatler sonra
Hayat babasının çalışma odasında çalışıyordu saat iki sularıydı
Yorgunluktan ölmek üzereydi ama işlerini de yetiştirmeye çalışıyordu
" Evet evet " dedi asistanına " yetişecek gibi yarın toplantı da kalanını konuşuruz "
Tam o sırada kapısı tıklatıldı o telefonu kapatırken " gel "dedi
Erdem elinde iki kupa bitki çayıyla odaya girdi
Ve gözü o an bir şeye çarptı
Hayat bu gün kucağına düşen çiçeği baş köşesine koymuştu
Hayatın kalp atış hızı iki katına çıkarken Erdem kupaları masaya koydu ve kendide sandalyeye oturdu
" Çok çalışıyorsun" dedi Erdem hayat başını ovarken
" Ne yapayım ? " dedi hayat " iş işte "
İkiside malum konuyu açmamak için direniyordu
" Bir şey söyleyeceksin ama söylemeye çekiniyorsun " dedi hayat gözlerini onun gözlerine dikerek
" Evet " dedi Erdem " Ben senden vazgeçmedim Hayat "
Hayat kaşlarını çatarken bir andan hala kağıtlara bakıyordu
"Ne demek bu ? " dedi Kafasını dosyalardan kaldırmazken
Erdem hayatın durması için elini hayatın elinin üzerine koydu
Hayat o an ne yapacağını bilemedi gönlü el vermiyordu elini çekmeye
Bakışlarını erdeme yöneltti
" Haklıydın " dedi erdem " sonuna kadar haklıydın aptallık ettim "
" Evet " dedi hayat " Aptalsın sen "
" Biliyorum " dedi Erdem " Ne istersin ne düşünürsün bilmiyorum ama-"
" Erdem " dedi hayat ayağa kalkarken " Bu gün konuşmasak olur mu ? " dedi ardından yatağına oturup başını ovmaya devam etti ve gözlerini kapattı
Erdemin ayaklandığını ve odadan gideceğini düşündü ama öyle olmadı
Erdem Hayatın önünde dizlerinin üzerine çökmüştü
Hayat şok içinde ellerini alnından çekti ve ona baktı
" Affet bu aptalı affet "
Elleriyle hayatın yüzünü tuttu
O an kaşları çatıldı
" Bana biraz zaman ver olur mu ? "dedi Hayat
" Hayat " dedi Erdem " Ateşin var "
" Ne ? "
" Ateşin var " dedi yüzüne endişe tohumları serpilirken
Hayat ne diyeceğini bilemezken Erdem hızla ayaklandı ve gidip ateş ölçeri getirdi
Hayat sadece hareketsiz duruyor Erdemin hamlelerine bakıyordu
" Fazla " dedi Erdem
" Tamam dur ilaç içerim bir şeyim kalmaz " dedi Hayat
" Bak sen duşa gir bende sana bir şeyler hazırlayayım tamam mı ? "
" Bak gerçekten gerek yo-"
Hayat bir öğürme isteğiyle banyoya koştuğun da erdem de kapıdaydı
" Hayat ! " dedi endişeyle " iyi misin ? "
" Evet ! " dedi hayat " duşa giriyorum ! "
Hayat duştan çıktığın da Erdem onu odasında bekliyordu
" Daha iyi misin ? " dedi erdem
" evet " dedi hayat saçlarını havludan kurtarırken ve gidip yatağına oturup Erdemin getirdiği ilaçları içmeye başladı
" Bak sen şimdi yat ben yanında bekleyeceğim" dedi Erdem
Hayat başını salladı ve tam yatağa uzanacakken erdem onu durdurdu
" Bekle saçların ıslak uyuyamazsın "
Kurutma makinesinin fişini prize takıp çalıştırdı ardından bir elini hayatın saçlarına koyarak kurutmaya başladı
Hayatın o kadar hoşuna gitmişti ki gözlerini kapattı
Annesinin kurutmadığı saçlarını Erdem kurutuyordu
Erdem işi bittiğinde hayatın üzerini örttü ve lambayı kapattı
Ardından sandalyeye oturdu ve hayatı izledi
" Erdem " dedi Hayat " Yanıma gel "
..................
" Karıcımm ? " diye seslendi yavuz
Yavuz kızını uyuttuktan sonra odasına girdi
Selin yorganı yüzüne kadar çekmişti
" Ne olmuş benim güzeller güzeli karıma ? " dedi ve yatağa uzandı
Gözlerinden uyku akıyordu ama ikisiylede aslında artık üçüylede ilgileniyordu
eliyle selinin yorganını hafifçe çekti
Ağladığı belli olan gözleri ve burnunun ucu kıpkırmızı olan selinle karşılaşmak en istemediği şeydi
" Karım ? " dedi ve selini doğrulttu " Neye ağlıyorsun söyle bakayım ? "
" Yavuz " dedi yeniden ağlamaya başlarken " Ya onu da kaybedersek ? "
Bu yavuzun da aklına geliyordu ama onu bir daha kaybetmeye niyeti yoktu
" Bunun için mi ağladın sen ? " dedi kızar gibi ve göz yaşlarını sildi
"Ben kabnul etmek istemiyorum ama " dedi selin " Sanırım korkuyorum "
" Asla " dedi yavuz karısının yüzünü elleri arasına aldı " Korkma ben yaşadığım müddetçe sana ve çocuklarımıza kimse dokunamaz anlaşıldı mı ?" dedi sesi güven ve huzur veriyordu "Ayrıca bir daha ağladığını görürsem bozuşuruz ağlaman hoşuma gitmiyor hep gül sen "
Selin bu dediği üzerine gülmeye başlayınca yavuz ona gururla baktı
" İşte benim karım "
" Sence kız mı erkek mi olacak ? " dedi selin başını yavuzun göğsüne yaslarken
" Bilmiyorum" dedi yavuz " ama kız gibi hissediyorum "
" Neden ? "
" Yeni bir Leyla doğacak gibi hissediyorum doğacak ve kardeşimin kötü geçmişinin yerine güzeller güzeli bir gelecek koyacak gibi"
" biliyor musun ? " dedi selin " bende öyle hissediyorum "
" Sağlıklı olsun da "
" O değilde " dedi selin " Ben leylanın gerçekten mutlu olmasını istiyorum ya sonsuza kadar mutlu olsun istiyorum "
" Bende istiyorum " dedi yavuz " Ama kardeşim resmen kötü ne varsa kendine çekiyor "
" Öyle deme " dedi " Çok güçlü onunla gurur duyuyorsun değil mi ? "
" Üçüylede öyle bir gurur duyuyorum ki " dedi
" Hayat evlenince ne yapacaksın acaba ? "
" O evlenmeyecek " dedi kararlılıkla " zaten elimiz de bir tek o kaldı "
..............
Leyla saatlerdir kaanın gençken ona söylediği cümlelerle dalga geçiyordu
" Ne güldün sende ! " dedi kaan
" Ama komik " dedi " Bana resmen ben kas yığınıyım kızım Zarganalarla işim olmaz dedin ! " dedi leyla ve bir kahkaha daha patlattı
Yıllar önce
" Kaan o kızı duydun mu ? " dedi deniz " bizimkileri geçmiş "
" ne ? " dedi kaan şaşkınlıkla " nasıl geçmiş?"
" Vallahi bilmiyorum "
" dur bir bakayım kimmiş o kız " dedi kaan ve ayağa kalktı
Karşısında Leylayı görmeden önce yüzünde sert bir ifade vardı ancak şuan yüzünde ki ifade " ben aradığım kızı buldum hadi size kolay gelsin" gibiydi
Omzu Leylayla çarpıştığında Leyla ona sert bir bakış attı
" Önüne baksana zargana ! " dedi Leyla
Ne ? dedi içinden kaan
" ne ? " dedi kaan ve hızla yüzüne sert ifadesini yerleştirdi " Ne zarganası hanımefendi ? "
Ne ? dedi Leyla içinden Hanımefendi de kimdi ?
" Ne zırvalıyorsun ? " dedi Leyşa " Hanımefendi değilim ben "
" Hanımefendisin işte kız değil misin ? "
" Her kız hanımefendi olmuyor zargana ! "
" Sensin zargana ! "
" Zargana değilim ben !"
" Ben de değilim ! " dedi kaan " Kas yığınıyım kızım ben zarganalarla işim olmaz ! "
Bunun üzerine Leyla bir kahkaha patlattı
" komik şeymişsin sen"
" öyleyimdir hanımefendi"
" Sana hanımefendi olmadığımı göstereceğim !"
" Gösterse-"
Kaan cümlesini tamamlayamadan yüzüne ağır bir yumruk indi Deniz oraya koşarken Kaan düşmekten son anda kurtuldu
" Umarım cevabını almışsındır !é dedi Leyla arkasına bakmadan giderken
" Sana hanımefendi olmadığımı göstereceğim ! "
" gösterse-"
Deniz kaanı kaldırdı
" Ağabey ben buldum" dedi kaan
" neyi buldun oğlum ?
" Gelecekteki ruh eşimi"
Leyla gülmeye devam ederken kaan ona somurtarak bakıyordu
" Yüzümün acısı hala geçmedi " dedi kaan
" abartma sende " dedi leyla " Kaan ben sana bir şey soracağım "
" Sor gül bahçem ? "
" Bana neden gül bahçem dediği açıklamıştın ya " dedi " Ben onu unuttum bir daha açıklasana "
" zevkle "
Kaan leylanın karşısına geçti ve konuşmaya başladı
" sana gülüm demiştim bir ara hatırlıyor musun ? "
" evet ! "
" Ve ben senin yüzünü o andan itibaren bir bahçeye benzettim Leyla ela gözlerin beyaz tenin çillerin ve siyah saçın hepsi bir bütünü güzeller güzeli bir bahçeyi andırıyordu " dedi " Ve bende gül ve bahçeyi birleştirdim garip bir şekilde ortaya gül bahçem çıktı "
" Gülüm neydi ya ? " dedi leyla " ama o zaman gamzeyle çok gülmüştük buna"
" öğrendiğim iyi oldu "
Leyla tekrar gülmeye başlarken kaan konuşmaya başladı
" İlk neyine aşık olduğumu biliyor musun ? "
" Neyime ?"
" Gözlerine "
............
Sabaha karşı Aslan gözlerini açtı ve aşağı indi
" Vay anasını bu evde dört kişi kalmakta varmış"
Kendi kendine söylenirken Erdemin kapısını tıklattı
Ses gelmeyince aklından geçen korkunç fikirler onu deryanın odasına itti
İçeri girdiğinde deryayı dürttü
" Pişt ! kızım kalksana ! "
" Ne var Aslan yine ?
" Erdem odasında yok "
" Ne yapayım kayıp ilanı mı vereyim ne istiyorsun ?"
" Birlikte hayatın odasına bakalım "
" Ney ! nasıl olabilir mi ? "
" Bilmiyorum ama öyleyse kıyamet kopacak "
İkisi birlikte hayatın odasına giderken derya yavaşça içeri girdi
Hayatın erdemin göğsüne yaslı başını gördüler
Erdemin gözleri açıktı bir eli ise hayatın saçlarındaydı
" Lan it ! " dedi aslan fısıldayarak " Kalksana ? "
" Kalkamıyorum " dedi erdem " Kalkarsam uykusu bozulur "
" Abisi duyarsa da seni sonsuz uykuya gönderir gerizekalı ! "
" dur " dedi derya " Hayat çok huzurlu uyuyor bozmayalım "
" Kafayı mı yediniz ? " dedi aslan " ben bu suça iştirak edemem ! "
" sorun yok " diyen hayat yavaşca doğruldu
" Al işte bozuldu uykusu " dedi erdem
" Zaten kalkacaktım " dedi hayat
Erdem elini hayatın alnına koydu
" Ateşin yok "
.......
Leylanın anlatımıyla
Sabah hazırlanıp deniz ve gamzenin evine gitmek üzere yola çıktık
evlerine gelen ilk kişi bizdik
zili çaldım
zili defalarca çaldım
kapı açılmadı
en sonunda bağırdığım da kapı açıldı
Karşım da uykudan dolayı gözleri yarım açık bir Gamze vardı
" Karma döndü " dedim şeytani bir sırışla ve içeri girdim " Deniz uyan komutanların geldi ! "
yarım saat sonra herkes gelmişti
kahvaltı masasındaydık
Hayatla erdemin ara ara bakıştıklarını gözlemlemiştim
" Ablacım " diye fısıldadım " ne geçti aranızda "
" sonra anlatırım abim bakıyor "
Başımı kaldırdığımda gerçekten abimin bize baktığını gördüm
Salonun televizyonu açıktı ve tam orada gamzenin paylaştığı bir video gördündü
" dün gece evlenen gamze kandemir bir daha modayla uğraşmayacağını duyurdu ! "
Gamze Kandemir
Sanki yeni bir Gamze doğmuştu
Ama bu Gamzenin doğuşunda acı yoktu
Gamze Kandemir aşktan doğmuştu
" Gamze ? " dedi Deniz
" Haber veremedim " dedi gamze " Bundan sonra o işlerle ilgilenmeyeceğim sadace savaş muhabiri olacağım " dedi " restoranı da devrettim "
" Neden bir sorun mu oldu ? " dedii deniz
" Hepsini bir arada idare edemiyorum yoruldum magazindi şuydu buydu uğraşmak istemiyorum "
Ardından bir haber daha görüldü
Gamze bir yoruma cevap vermişti
" evlenince kocan açık saçık giyinmene izin vermedi değil mi ?"
Gamze aynen şöyle demişti
" Ben Gamze Kandemir yapacağım hiç bir şey için kimseden izin almam, almadım ayrıca sizin aksinize beni ne yaparsam yapayım desekleyen bir ruh eşim var, kolay gelsin""
" Kapak sesi buraya kadar geldi " dedi derya
Gerçekten öyleydi Deniz bazen kıskançlıktan krizlere girse bile her zaman onu destekliyordu
" emin misin bu kararından ? " dedi deniz " seviyordun "
" seviyorum " dedi gamze " ama istemiyorum "
" sen en iyisini bilirsin "
Ardından gördüğümüz haberle birlikte abim morarmaya başladı
" Hayat karahan erdem Vural ile barıştı mı ?"
" Barışacak bir şey yoktu ki ortada ! " diye söylendi abim
Hayatın bakışları hiç de öyle görünmüyordu..