Yazarın anlatımıyla
Günlerden perşembeydi saat erkendi
Hepsi birazdan askeriyeye gidecek olan timi uğurluyordu
" Annecim korkmak yok tamam mı bu bizim görevimiz " dedi leyla kızının yanaklarından öperken
" Söz " dedi saye
" Babacım bana öpücük yok mu ? "
Onlar vedalaştığı sırada yavuzlar da da durum farksızdı
" Stres yapmak yok" dedi yavuz uyarırcasına " Gamze de yanına gelecek yalnız kalmak yok "
" Tamam ama ! " diye söylendi selin
..
" Kaç gün sürecek ?" dedi Gamze
" Bilmiyorum " dedi deniz " ama bir şey olmayacak "
Gamze başını sallamakla yetindi
" Dikkat et olur mu ? " dedi deniz karısının alnından öperken
" Söz "
Evet , artık tim göreve hazırdı
Saatler sonra :
Gamze evinde ruhsuzca oturuyordu
Yeni evlerinde çok da fazla vakit geçirememişlerdi
Boş durmak istemiyordu
Bir kaç numara tuşladı
" Alo ben Gamze kandemir iş görüşmesi yapabilir miyiz ? "
Gamze saatler sonra bir iş görüşmesinden çıkmıştı
Bir kanalda muhabirlik yapacaktı
sonuçta savaşlar sürekli olmuyordu
ve o boş durmak istemiyordu
İş görüşmesi olumlu geçmişti
Haftaya başlayabilecekti.
Ölüm Timi ise yerlerindeydi.
Komutan Leyla Kandemir
Komutan Kaan Kandemir
Yüzbaşı Deniz Kandemir
Yüzbaşı Yavuz Balca
Kıdemli Üstçavuş Aslan Özer
ÜstçavuŞ Derya Akpınar
Başçavuş Erdem Vural
Onlar Ölüm Timiydi amaçları düşmanın soyunu kurutmaktı ve onlar bir şey istiyorsa yapardı..
Onlar ölüm timiydi
Onların tek derdi düşmanların soyunu kurutmaktı
ve yapacaklardı
Kaan Leylaya geç anlamında bir işaret yaptı Leyla Kaan ' ın önüne geçerken Kaan bir anda bağırdı " Herkes yerinde kalsın ! "
Hiç biri ne olduğu anlayamazken " Komutanım bir sorun mu var ?! " diye bağırdı Aslan
" Ses geliyor Leyla bastığın yerlere iyi bak ! "
Leyla tam önünde bir bombayla karşılaştı
" Burada bomba var ! " dedi " Çabuk imha edin ! "
Onlar bombayı imha edip etrafı kuşatıyorlardı
O an Derya tam başının ucun da bir silah hissetti
" Sesini çıkartma " dedi Terörist
" Derya ! " dedi Leyla " Yanıma gel ! "
Gelemezdi
Derya yavaşça nişan almak için çöktüğü yerden kalktı
" Derya ! " dedi leyla tekrar " Emrime karşı mı geliyorsun ? "
" Derya ses ver ! " dedi Kaan
" Komutanım zorla tutuluyor olabilir ! " dedi Aslan
O an Deniz ' in karşısına Derya ve arkasında terörist çıktı
Terörist denize sus anlamıyla işaret yaparken o an bir silah sesi yükseldi
Kaan Kandemir Teröristi tam başının arkasından vurdu
" Derya ! " dedi deniz " iyi misin ? "
" Şu tarafta olabilirler ! " dedi Derya abisinin sorusunu umursamayarak
" Gidiyoruz !"
" Komutanım birini yakaladım ! " diyen ses Erdemden geldiğin de Leyla hemen onun yanına gitti
" Leyla ! " dedi albay " onu canlı istiyorum bize planlarını anlatabilir ! "
" Şanslısın "dedi Leyla teröriste bakarken " Şimdilik yaşayacaksın "
............
Gamze evde oturmuştu zilin çalmasıyla birlikte ayağa kalktı
" Gamze hanım bu size " dedi Korumalardan biri
Üstü özenle süslenmiş bir kırmızı kutuydu
" Tamam teşekkürler " dedi Gamze ve kutuyu alıp içeri gitti
Hızla kutuyu açtı
İçinde bir kaç fotoğraf vardı
Bu fotoğrafları gör istedim Deniz benimle birlikteyken senle olduğundan çok daha mutluydu bunlarda bu söylediğimin kanıtı yanlış adamı seviyorsun Gamze
Sevilay
Gamze öfkeyle fotoğraflara baktı bunlar geçmişe dair fotoğraflardı ama yine de sinir bozucuydu
Fotoğrafları yırtıp çöpe attı
.....
bir hafta sonra
Ölüm timi bir günlük aralarla göreve gidiyordu ve şuana kadar kimse yaralanmamış , bir sorun olmamıştı ölüm timi kolay kolay hata yapmazdı.
Gamze bu gün yeni işine başlamıştı ilk iş gününü başarıyla tamamlamıştı ancak çevresinde ki insanlardan hoşnut olmamıştı.
İçinde bir his vardı ve bu hisin adı huzursuzluktu
Herkes ona babasından dolayı çirkin ve iğrenç bir ifadeyle bakıyordu.
Normalde görmezden gelebilir , umursamaya bilirdi ancak şuan öyle yapamamıştı.
Bir insan neden ailesi yüzünden yargılanırdı ki?
Herkes aynı olmak zorunda mıydı ?
Eve girdi ve aldığı bir kaç malzemeyle kendine yemek yaptı ardından tek başına yedi.
Ardından kendisine gelen bir bildirimle telefonunu açtı. Özel numaradan bir mesaj vardı "Ben buradayken sana huzur yok benim olanı geri alana kadar durmayacağım "
Sevilay
" Bir işe bulaşmayayım diyorum ama can sıkmaya başladı " diye söylendi Gamze
..........
Deniz kendisine gelen bir bildirimle telefonunu çıkarttı
Özledim
sevilay
Cevap bile vermeden numarayı engelledi
Ardından karısını aradı
" Kızılım ? "
" Denizim ? " dedi Denizin bir haftadır hasret kaldığı sesiyle " görevde değil misin ? "
" Şuan değilim" dedi deniz " sesini duyayım istedim "
" Bir sorun yok değil mi ? " dedi Gamze
" Yok " dedi Deniz " ama sende bir şeyler var sesin iyi gelmiyor "
" yoruldum sadece yeni işe başladım biliyor musun ?"
" Ne işiymiş bakalım o ? "
" Bir kanalda muhabirlik yapmaya başladım ilk iş günümdü bu gün"
" Nasıl geçti bakalım ? " dedi Deniz
Gamzenin gözleri doldu hem onu özlemişti hemde bu gün yaşadıkları ona ağır gelmişti
" İyi " dedi Gamze ama sesinin titremesine engel olamamıştı
" Sesin mi titredi ? ben mi yanlış duyuyorum ? "
Gamze hızla düşen göz yaşını sildi
" sen yanlış duyuyorsun boğazım kurudu biraz o yüzden "
" Sıraya geçin ! " diyen kaanın sesi duyulduğun da " kapatıyorum kızılım az kaldı görüşeceğiz"
Ve telefon kapandı.
Gamze elinde ki telefona bakarken ağlamaya başlamıştı
.........
Üç gün sonra :
Görevler bitmişti
Bir hafta içinde yoğun görevlere gidip mükemmel bir sonuçla atlatmışlardı
Hepsi evlerine dönebilirdi
Hepsinin bir bekleyeni vardı
Deniz kapıyı açtı ve içeri girdi
Gamze ortalıkta görünmüyordu ama korumalar Gamzenin evde olduğunu söylemişti
Yukarı çıktı ve odasına girdi
Gamze yatağın da mışıl mışıl uyuyordu
Sessizce duşa girdi çıkıp üzerini giydi ve yanına uzandı
Günlerdir doğru düzgün uyumamıştı
Dirseğini yatağa yasladı ve Gamzeyi izlemeye başladı
Kızıl ve uzun saçlarına baktı ardından masum ve binbir güzellikler barındıran yüzüne
Deniz için her bir detayı onu ayrı güzel yapıyordu
Gamze gözlerini açmadı ama Deniz ' in elini aldı ve dudaklarına götürdü
Nasıl da özlemişti
" Uyuyorsun sanıyordum "
" Özür dilerim uyumuşum seni karşılayacaktım "
" Önemi yok seni izlemekte gayet keyifliydi "
Gamze gözlerini açıp aynı bir ormanı andıran yeşil gözleriyle Denize baktı.
" Aç mısın ? " dedi Gamze
" Evet " dedi ve dudaklarını büzdü " Günlerdir doğru düzgün bir şey yiyemedim"
Gamze gülümseyerek onun yanaklarına öpücükler bıraktı
" Gel de bir şeyler yiyelim "
Aşağı inip birlikte akşam yemeği hazırlamaya başladılar
" geçen ki konuşmamızı unutmadım " dedi Deniz
" Nasıl unutmadın ? "
" O piçleri vururken bile düşünüyordum "
" Önemli bir şey değildi ki dediğim gibi boğazım-"
" Seninle ilgili her detay benim için son derece önemli "
Gamze derin bir nefes alıp bir kaç malzemeyi masaya koydu
birlikte yemeklerini yediler ardından Deniz koltuğa uzandı
Gamze de gidip başını onun göğsüne yasladı
Denizin yanında küçücük kalmıştı sanki kendini saklamıştı
" Konuş bakalım" dedi elleri gamzenin saçlarında gezinirken
" Günlerdir doğru düzgün yatmadın bile ve sen neden sesimin titrediğini mi soruyorsun ? "
" evet " dedi deniz " ve kaçışın yok "
Gamze yüzünü denize çevirdi
" Geçen gün işe başladım demiştim ya " dedi " aslında iyi gidiyor bir sorun yok ama "
" Ama ? "
" Herkes bana bir garip bakıyor " dedi ve dolan gözlerini saklayamadı " iğrençmişim gibi "
" Sana böyle bakan birilerinin insan olduğunu düşünmen yanlış " dedi " ağlayınca rahatlıyacaksan ağla benim bu hayattaki en değerli varlığım " dedi " kimsenin sana öyle bakmasına izin vermeyeceğim "
Gamzenin için de ki huzursuzluk hissi yerine huzur hissini aldı
.......
Leylanın anlatımıyla
Eve girdiğimiz an Saye koşarak bize doğru geldi ve sarıldı
" Ne yaptın biz yokken ? " dedim
" Hani ben okula başlayacağım ya ! " dedi hevesli hevesli " Onun için çalışmaya başladım"
Sayeyi eski okulundan almış burada güzel bir okula yazdırmıştık
" aferim benim kızıma ! " dedi kaan
Yorgunluktan ölmek üzereydik
Üzerimizi değiştirip rahat bir uykuya daldık.
Sabaha karşı gözlerimi araladığım da yatakta doğruldum ve sayenin odasına gidip kapısını yavaşça araladım.
Hala uyuduğunu gördüğüm de kapıyı kapatıp aşağı indim.
Mutfakta suyumu içerken bir anda düşme sesi geldi arından ağlama
Saye diye geçirdim içimden
Mutfaktan çıkışım saye'nin yanına koşuşum hepsi bir anda oldu
İlk önce yere düşmüş olan sayeyi gördüm ardından saniyeler için de kaanı
Canı nasıl yanıyorsa öyle ağlıyordu ki..
" Altay ! " diye bağırdım o sırada kaan sayeyi kucağına almıştı
" Geçecek kızım ağlama !" diyordu kaan korkusu gözlerinden belli oluyordu
Ben ise öyle korkuyordum ki ellerim titremeye başlamıştı
Arabaya bindiğimiz de sayenin yüzünü kendime çevirdim
" Annecim ağlamak yok bir şey olmayacak tamam mı ? "
" Anne ayağım çok acıyor !"
Canım öylesine yanıyordu ki bu acı çok farklıydı şuana kadar böyle bir korkuyu tatmamıştım.
Gözlerim kaana çevrildi yüzünde ki ifade " bir şey olmayacak ama korkuyorum " der gibiydi
Bir saat sonra :
Saye'nin bir elini tutmuş sargıda ki sol bacağına bakıyordum
Doktor sadece incinmiş olduğunu ama bir süre alçıda kalması gerektiğini söylemişti
Kaanın elini sırtımda hissettim
O sırada odaya giren Gamze ve Denizi gördüm
" Teyzecim ! ne oldu sana ? "
" Amcacım ! iyi misin ?"
İkisi de karşımıza oturduğun da Gamze sayeyle konuşuyordu
" Bak işte bir şey olmamış çabuk geçecek "
Ardından bana baktı kıpkırmızı olmuş gözlerime baktı
" Leyla gel biraz dışarı çıkalım "
Sayeyi bırakmak istemiyordum
" Evet hadi " diyen kaan olduğun da kabullenip dışarı çıktım
" Nasılda korkmuşsun " dedi elimi tutarken
" İnan nasıl oldu bilmiyorum " dedim
" Anne olmak kolay değil" dedi " ama bak bir şey olmadı "
" Çok şükür "
Sabaha karşı Melisanın evinde :
Yazarın anlatımıyla
Melisa sabaha karşı çalışma masasında oturmuş iki gece önce gelen cinayet davası hakkında çalışıyordu.
Masa da uyuyakalmak üzereydi ki çalan telefonuyla birlikte hızla ayılıp telefonu açtı.
" Efendim ali ? "
" Savcım bir gelişmeye rastlandı "
" Nedir ? " dedi Melisa ayağa kalkarken
" Bir ailenin evinin önünde Metin durmaz ' a ait kana rastlandı size konumu atıyorum "
Melisa hızla ceketini giydi ve evden çıktı
Konuma baktığında nefesinin kesildiğini hissetti.
Bu adres Melisanın annesi ve babasının eviydi.
Melisanın arabası eski evinin önünde durduğunda hızla arabadan indi .
" Savcım ! "
" Kadını ve adamı sorguya alın " dedi Melisa ve bir kaç saniye sonra gözünün önünde kelepçeli annesi ve babası göründü.
" Hayırsız evlat olduğunu biliyordum ama bu kadarını da bilmiyordum sana yazıklar olsun !"
Melisa onları umursamamıştı ama arkada ağlayan aynı zaman da yalvaran kardeşini gördü.
" Götürmeyin ! " diyordu ardından gözleri melisayı buldu.
" Senin yüzünden !" diyip melisanın yakasından tuttuğun da memurlar hızla ona yöneldi ama melisa onları durdurdu .
" Acı çekiyorsun anlıyorum !" dedi melisa " Ama ben savcıyım kim olduğuna bakmaz adalet için çalışırım duydun mu beni !"
Bir anda Berrak Melisanın kucağına devrildiğin de melisanın bağırtıları tüm mahalleyi inletti
Leylanın anlatımıyla
Eve gelmiştik artık hepsi bizdeydi
Saye ceren geldiği için biraz kafa dağıtabilmişti .
" Hayat nerede ? " dedim
" Şirketteydi " dedi Erdem " gelecekti "
Yazarın anlatımıyla :
Hayat şirkete girdiğin de herkesin fısıldaşmalarına şahit oldu
Ne konuştuklarını anlamıyordu ama bir anlığına bir konuşmaya şahit oldu
" Böyle çocuk evlat edinirlerse bakamazlar işte baksana ne hale gelmiş cahiller işte "
O an Hayatta lşarteller koptu
Kadınının boğazına yapıştığın da koruması onu ayırmaya çalışıyordu ama nafileydi
Kadının telefonunda yeğenini gördüğü an kadının boğazına yapışmıştı
" Sen kimsin ! " diye gürledi " Ne zannediyorsun kendini !"
" E-Efendim ben-"
" Aşağılık !" dedi hayat " Götürün şunu gözümün önünden !"
Leylanın anlatımıyla
Evet hayat gelmişti hemde şirkette kaos haberleriyle
" Abla ne yapsaydım dursa mıydım ? " dedi savunmaya geçerek
" Sonra halletseydin " dedim
" Valla kusura bakma bekleyemezdim "
" Aynı ablası " diyen abim olunca ona somurtarak baktım "
" Bir şey diyeceğim" dedi Aslan " biri beni şu köpekten kurtarsın !"
Şila Aslanın üzerine çıkmış onun yüzünü yalıyordu !
Saye gülmeye başladığın da Rex in bir kenara çekilip onlara baktığını gördüm
" Bence kalsınlar " dedi Derya " Çok yakışmışlar "
" Derya Allah rızası için kurtar beni !"
" Neden kimse Rexi düşünmüyor ? " dedi Selin " Aldatılmanın yükü ağır gelmiş "
O ağlıyor muydu ?
" Karıcım !" dedi abim " Ne diye ağlıyorsun şuan ? "
" Baksana hayvanın tipine " diyip rex i gösterdi
" Köpek işte "
" Köpek deme !"
" Tamam demedim !"
Resmen bir baş belasıydı...
Ama tatlı bir baş belası.
Sabah :
Gözlerimi açtığım da hızla kalkıp Sayeyi kontrol ettim.
Dün bizi o kadar korkutmuştu ki bu korkuyu başka bir şeyde yaşayabileceğimi sanmıyordum.
Kaan da uyandığın da onun da ilk yatığı şey Sayeyi kontrol etmek olmuştu .
Bu gün askeriyeye gitmemiz gerekecekti ve Sayeyi bırakmak istemiyordum.
Ama başka çarem yoktu Saye de bu duruma alışmaya başlamıştı .
Kahvaltımızı yaptıktan sonra Şebnem ablayı ona bakması için çağırdık.
" Anne dikkat edin tamam mı ? bir şey olursa çağırın bir şekilde gelmeye çalışırız " dedi Kaan kızının saçlarından öperken.
Derin bir nefes verdim.
İçim hiç rahat değildi bir şeyler olacak gibi hissediyordum.
Evden çıktığımız da Deniz'i aradım.
" Askeriyeye gelmek için sadece 20 dakikanız var "
" Emredersiniz komutanım "
Sigaramı çıkarı yaktım ve camı açtım.
" Yüzün neden asık ? " dedi Kaan
" Sayeyi bıraktık ya " dedim " Bir şeyler olacak gibi hissediyorum "
" Saçmalama " dedi " Hiç bir şey olmayacak bu kafadan çıkman lazım artık "
" Biliyorum ama yapamıyorum "
Askeriyeye geldiğimiz de Albayın odasın da toplanmıştık.
" Kaan"
" Emrinizdeyim !"
" Fark ettiyseniz bu ara duruldular ama tedbiri elden bırakmayalım yeni bir plan yapmalarına izin veremeyiz "
" Emredersiniz albayım !"
" Yarım saate göreve gideceksiniz hazır olun "
" Emredersiniz !" dedi aynı anda.
Oradan çıktığımız sırada konuşmaya başladım .
" Aslan herkes hazır olsun hazır olmayan tek bir kişi görürsem canınızı yakarım "
" Emredersiniz komutanım !"
Herkes hazırlanmaya başlarken bir yandan da konuşuyorlardı.
" Leyla komutanım çok mu sinirli bu gün ? " dedi Deniz
Burada olduğumun farkında değildi.
" Bunu ona sormaya ne dersin ? " dedi Kaan
" Korkuyorum "
" Bence de kork"
Bu ses benden çıktığın da Denizin korkuyla bana döndüğüne şahit oldum.
" Affedin komutanım !"
Bazen fazla eğleniyor ve samimi olabiliyordum ama bazen de tam tersiydim.
Ne kadar eğlenirsek eğlenelim onların burnundan getiriyordum ve asla bundan pişmanlık duymuyordum "
" Sıçtı " diyen Aslanı duydum.
" Susun da işinize bakın !" dedi kaan
" Emredersiniz komutanım !"
Yarım saat içerisin de hazır olmuştuk görev yerine bırakıldığımız da :
" Her şey hazır değil mi ? " dedim Aslana silahımı düzeltirken .
" Evet komutanım !"
" Önden gidiyorum sessizce arkamdan geliyorsunuz !" dedi Kaan
" Emredersiniz komutanım !"
İlerlemeye başladığımız sırada büyük bir gerginliğin içindeydim.
Bu gün neden böyleydim ?
Gerçekten kötü bir şey olacağını hissediyordum.
" Leyla sana sesleniyorum !" diyen Kaanı duyduğum da hızlıca kendime geldim.
" Kusura bakma !" dediğim sırada hızlıca işaret ettiği yere geçtim ve o an bir kurşunun kulağımın yanından geçişine şahit oldum .
O an hepimiz eğildiğimizde dizlerimi yere koydum ve dirseklerimi toprak parçasına yasladım ve bir kaç kurşunu da ben oraya gönderdim .
O an kulaklığım da albayın sesi yandıklandı.
" Komutan Leyla !" dedi
" emredin !"
" Kendine gel oyun oynamıyoruz !"
" Haklısınız kusura bakmayın !"
Kendimi parçalara ayırmamak için zor duruyordum !
Bir el omzuma dokunduğun da ona döndüm.
" İyi misin ? " dedi Kaan
Başımı salladım .
" Biz arkadan dolanacağız burayı bırakmayın Deniz ve Erdem siz de sağ tarafa gidiyorsunuz !"
Kaanla ayaklandığımız da yavaş ve sessiz adımlarla sol tarafa geçtik.
Tam önümüz de iki terörist az önce kulağımın yanından geçen kurşunun sahipleriydi.
Ve bizi fark etmeyecek kadar kaptırmışlardı kendilerini .
Bu aşağılıklar kendini ne sanıyordu ?
" At silahları !"
Kaandan çıkan bu kalın ve gür ses ikisinin de yerinde sıçramasına ve korkuyla arkalarına dönmesine neden olmuştu.
Kaan çoğu zaman bana karşı kedi gibi olsada teröristlere karşı bir canavardan farkı yoktu onlarda deprem etkisi yaratıyordu.
İkisi de korkuyla silahını attığın da bende diğerlerine emir veriyordum .
" Deniz git ve sol tarafı kontrol et!"
O an bizim yanımız da ki terörstlerden çıkmayan bir silah sesi geldi.
Kaan önümüzde ki teröristleri ensesinden tutu başlarını yere dayarken sesin nereden geldiğini çözmeye çalışıyordum.
" Nereden geldi !" diye seslendim kulaklığıma doğru
" Omzumdan yara aldım !" diye bağırdı deniz " ama yakaladım !"
Benim verdiğim yanlış emir yüzünden yara almıştı.
Eğer iki kişi daha gönderi arka taraftan gitmelerini isteseydim böyle olmayacaktı.
" Erdem Denizin yarasına müdahele et etrafı kontrol edin gidiyoruz !"
Kaan elinde iki teröristle ben ise elimde silahımla yürüyorduk.
Yüreğim de bir sızı vardı yanlış kararlar almanın insanda bırakmış olduğu pişmanlıktı bu.
Bu gün kesinlikle mantıklı düşünemiyordum.
Arabaya bindiğimiz de Denizin yarasına baktım şanslıydı ki sadece sıyırmıştı.
" Ciddi bir şey yok " dedi Erdem
" Yanlış bir karar verdim " diyerek konuşmaya başladım " Özür dilerim Deniz "
Herkes dehşetle bana döndüğün de gözlerimi kapattım.
" Hayır komutanım ben daha dikkatli olmalıydım "
" Eğer iki kişiyle daha arka taraftan gitmeni söyleseydim böyle bir şey olmazdı "
" Komutanım benimle alakalı "
" Bu gün mantıklı kararlar veremedim "
Albay canıma okuyacaktı.
Haketmiştim.
Evet tam bir saat sonra albaydan dehşet bir azar yiyordum.
" Nasıl böyle bir karar verirsin ! sen bir komutansın ! aldığın her karar da birisi etkileniyor kendine gel !"
" Haklısınız "
" Haklıyım tabi ! ya dibinden geçen kurşuna ne demeli dikkatsizliğin de hat safada ne oluyor sana ? "
" Benim hatam "
" Sen izne çık böyle olmayacak bu şekilde buralarda dolanmana izin veremem !"
" Yapmayın !" dedim hızlıca " kendimi toparlayacağım !"
Uzun bir izin yapmak istemiyordum bu durum da hiç istemiyordum.
" Sana bir hafta müddet kendine gel "
Dışarı başım eğik bir şekilde çıktım ve eşyalarımı toplamak için yanlarına geçtim.
" Ne dedi ? " dedi Kaan
" Bir hafta izin verdi" dedim
" Bu sana iyi gelecek "
" bana neyin iyi geleceğini biliyorum " dedim " bu kesinlikle değildi "
" Böyle düşünme doğru olan bu "
" Ölüm timi !" dediğim de hesi ayaklandı " Bir hafta buralarda yokum vatan size emanet !"
" Aklınız kalmasın komutanım !"
" Emredersiniz komutanım !"
Oradan çıktığım da içim de derin bir hüzün vardı.
En azından kızımla vakit geçirebilecektim.
Eve geldiğim de zili çaldım.
" Leyla ! " dedi Şebnem abla " erken gelmişsin ! Kaan nerede ? "
" Ben izinliyim o göreve gidecek " dediğim de içeri geçtim "kızım nerede ? "
" Uyuyor da sen iyi misin ?"
" Evet " dedim " izninle yukarı çıkıyorum "
" Tamam bende gidiyorum bir şey olursa haber et "
Yukarı çıkıp mışıl mışıl uyuyan güzel kızıma baktım ardından duşa girip üzerimi değiştirdim.
Bir şeyler yemek için aşağı indim ve kendime bir şeyler hazırladım.
O sırada gelen mesajlara bakıyordum.
" Nasılsınız her şey yolunda mı ? " Yazmıştı Gamze
" Ben izin aldım diğerleri görevde ama merak etme bir sorun yok " yazdım ve attım.
Bir kaç dakika sonra mesaj geldi.
" Ne oldu ki izin aldın ? "
Derin bir nefes aldım.
" Yanlış kararlar verdim ve izin almak zorunda kaldım istemedim ama izin verdi "
" en azından sayeyle vakit geçirirsin akşam geleyim mi yanına ? "
" Gel "
" Bir saate ordayım "
Telefonumu kapattım ve yukarı çıktım.
Ben odaya girince yavaş yavaş gözlerini açtı.
" Anne !" dedi sevinçle " Ne zaman geldin ? "
Onu kucaklayıp aşağı indirirken cevap verdim:
" İşim bitti bende geldim "
" Babam ne zaman gelecek ? "
" O daha sonra gelecek ama ben burdayım yarım saate seda ablan gelecek tamam mı sen dışarı çıkmak istemediğin için buraya çağırdım"
Seda hanım Sayenin pedegoguydu.
Yaşadıklarını atlatması zaman alacaktı ama olacaktı.
Onunla konuşurken zil çaldı Seda hanım gelmişti.
O içeride sayeyle konuşmaya başlarken ardından Gamze gelmişti.
Kocası bu gün benim yüzümden yaralanmıştı ama söyleyemiyordum .
" Yeğenim içeride mi ? "
" Evet pedegog geldi "
" gel iki kahve içelim "
Biz onunla içeride takılırken seda hanıma da kahve yapıp götürdüm .
Ardından tekrar içeri geldim ve Gamzeyle konuşmaya başladım .
" Nasılsın ? " dedim
" iyiyim asıl sen nasılsın suratın beş karış izin aldığın için mutlu olman gerekmiyor muydu ? "
" Dışarda ki insanlara böyle geliyor ama bizim tek görevimiz bu vatanı korumak onu da yapamazsak ne anlamımız kalır ? ve ben bu gün vatanı bırak askerlerimi bile koruyamadım "
"Ne ? " dedi " birine bir şey mi oldu ? "
" Aldığım yanlış karar yüzünden denizin omzunu kurşun sıyırdı sakin ol gayet iyi tamam mı ? "
" Ne !" dedi korkuyla ayağa kalktı " Ne demek sıyırdı ? " dedi ve hızla denizi aradı
" Görevdeyse açamaz " dedim "merak etme hiç bir şey olmadı gayet iyi "
" eminsin değil mi iyi olduğuna ? "
" evet "
Rahatlayarak yerine oturdu.
1 Hafta sonra :
Zil çaldığın da kalkı kapıyı açtım .
Karşımda sapasağlam bir Kaan duruyordu.
" Kim geldi ? !" dedi içeriden saye
" Baban geldi !" diye bağırdım
" Baba !"
" Kızım !" diye bağırdı kaan ve onun yanına gidip özlemini giderdi.
Açıkçası kaanın bu kadar iyi bir baba olacağını da sayenin ona bu denli bağlı olacağını da düşünmemiştim.
Sanırım pabucum dama atılmıştı.
Kaan yukarı çıkarken peşinden gittim.
O ceketini çıkartırken masum masum yüzüne bakıyordum.
" Birileri özlemiş sanırım " dedi sırıtarak
" Ağaç mıyım ben ? tabi özledim "
Kollarını açtığın da hızla kollarımı boynun doladım.
Saçlarımdan öpüp kokumu içine çekti.
" Nasılsın ? "
" Seninle iyiyim "
" Kaçamak cevap bu "
" Hep sen mi kaçamak cevap vereceksin ? "
.................
Bölüm sonuu
Resmi instagram hesabımız :Karahanofficial_
Kişisel instagram hesabım :Yagmur_karakutuk_
Tiktok hesabımız : Miyorninkitapları
Eğer gecikecek bölümlerden haberdar olmak istiyorsanız ve alıntıları hatırlamak istiyorsanız resmi hesapları takip etmeyi unutmayınn
Oy ve yorum yaparsanız çok sevinirimm
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
11.73k Okunma |
828 Oy |
0 Takip |
57 Bölümlü Kitap |