Sabah :

Kalktım ve duşa girdim ardından aşağı indim .

- Tamam prensesim bekliyorum ben sen gel diyen ve telefonda konuşan Ateşi görmem yerimde durmama sebep olmuştu.

- O kim ? dediğimde rahatça bana döndü.

- Kardeşim benle konuşmak istiyormuş buraya geliyor dedi

Başımı sallayarak tam yanından geçecektim ki elimden tutarak beni kendine çekti.

- Evet artık bu hallerinin sebebini öğrenebilir miyim ? dayanamıyorum dedi

- Dün ofiste konuştuğun kadın o sana bir şeyler anlattı ve sende güldün ayrıca gelip hiç bir şey olmamış gibi davrandın dedim alıngan bir sesle

- Şaka mı yapıyorsun o kardeşimdi ! dediğinde ağzım bi karış açıldı !

- Allah kahretmesin tüm triplerim boşa gitti bidahakine kullanırdım ! dediğimde kahkaha attı.

- Demekki bilip bilmeden sevgilimize trip atmıyormuşuz ! diyerek burnumu sıktı.

- Demekki napıyormuşuz sevgilimize herşeyi anlatıyormuşuz ! dedim

Zil çaldığında ayrıldık ve Ateş kapıyı açarken üç tane kahve yaptım.

Kahveleri aldım ve içeri geçtim.

Ateşin kardeşi kesinlikle çok güzeldi siyah uzun saçları ela gözleriyle herkesi etkileyecek güzellikteydi.

Ama kızda bir tuhaflık vardı ağlamışmıydı o ?

- Artık ne olduğunu anlatacak mısın abicim ? dedi sabırla Ateş

- Burda oturmamın bir sakıncası varmı ? dediğimde :

- Hayır kesinlikle burda durmalısın abim öğreneceklerinden sonra kontolü kaybedebilir dediğinde bende Ateşin yanına oturdum.

- Hadi Doğa ?dediğinde kızın adının Doğa olduğunu öğrenmiştim

Kız ağlamaya başladığında konuşmayada başladı.

- A-abi ben derin bir nefes aldı ve devam etti "ben hamileyim" demesiyle birlikte ben bile şok olmuştum.

Ama Ateşin alnında beliren damarlar bir şeylerin ters gideceğini gösteriyordu!

- Ne dedin sen ! derken yeri göğü inletti

- Sakin ol Ateş karşındaki kardeşin ! dedim

- Sorun da o zaten ! kimden bu çocuk ! dedi sinirle

Evet ikinci şok geliyor

- Babamın arkadaşı vardı ama babam ondan nefret ediyordu ve sen bana onların düşman olduğunu söylemiştin ama b-ben o adamın oğluyla-

Dediğinde Ateş cümleyi devam ettirmesine izin v ermedi

- Sus ! Sus artık ! dediğinde ayağa kalktı ve sinirle ellerini saçlarının arasına geçirdi
Doğa' nın ağlaması büyüdüğünde hemen ellerini tuttum

- Doğa bana bak ! dediğimde bana bakmasını sağlamıştım

Ateş sehpanın üzerindeki vazoyu alıp fırlattığında Doğa çığlık attı

Hemen kalktım ama o sırada diğer vazoyuda eline almıştı yetiştiğimde elindeki vazoyu alıp ben yere attım ve kendisine gelmesini sağladım

- Kendine gel ! kardeşinin yanında olacaksın ! dediğimde yüzünü ellerimin arasına aldım

- Zoruma gidiyor Alev zoruma gidiyor !

-Biliyorum ! ama iş işten geçmiş kızınca olan sadece kardeşine olacak ! dedim ve kolundan tuttuğum gibi onu koltuğa oturttum

- Şimdi herkesi herşeyi unut ve bu soruyu öyle cevapla sen bu çocuğu istiyor musun ? dedim Doğaya

- Evet demesi gülümsememe neden olmuştu

- O herifin haberi varmı ? dedi Ateş

-Söyledim ve beni terkedip gitti dediğinde benim bile alnımdaki damarlar belirginleşmişti

- Hadi gelde öldürme bu çocuğu ! dedi Ateş

- Doğa 20 yaşındasın bundan eminmisin ? dedi Ateş

Doğa kararlılıkla başını salladı

- Annemlerin haberi varmı ?

- yok

- Harika dedi Ateş sinirle

- Ben bu lanet olayı annemlere anlatmak için gidiyorum ama geldiğimde ağladığını görürsem onların hepsini öldürürken hiç şüphe ettmem ! dedi ve tam kapıdan çıkacaktı ki son bir şey söyledim

- Eğer kendine zarar verirsen kendime zarar verirken hiç çekinmem Ateş ! dedim ve sonra kapı kapandı.

Hemen Doğaya sarıldım .

Yarım saat sonra :

Bizimkilerin hala aşağı inmemiş olması şüphelenmeme neden olmuştu Doğaya onlara bakacağımı söyleyerek yukarı çıkmak için merdivene ayağımı bastım

Kahretsin !

Camların kurşunlanıp patlamasıyla birlikte Doğa çığlık atmıştı !

Bizimkiler nerdeydi !